İnternet yaşamdır: 'Türkiye interneti yasaklama ayıbından kurtulmalıdır!'

28 Ekim 2008 12:20  

 

İnternet yaşamdır: 'Türkiye interneti yasaklama ayıbından kurtulmalıdır!'

Açıklamanın tam metni şöyle:



"Yasaklamalar, savunma almadan, tebliğ edilmeden, tedbir olarak alınmasına rağmen, bir ceza olarak uygulanıyor. Yasaklar, suçluyu değil, sıradan Türk yurttaşını, ve internet üzerinden iş yapmak isteyen, görüşlerini paylaşan, Türkiye'yi dünyaya tanıtmak isteyen girişimci, öncü yurttaşlarımıza zarar veriyor; yasaklar pire için yorgan yakarak adaletsizlik yaratıyor. Kanımızca, mahkemelerimiz ve diğer ilgililer kolaycı bir yaklaşımla herşeyi yasaklayarak, haksızlığa sebeb olarak suç işliyorlar; tazminat davalarına muhatab olacaklardır. Yasaklar, Türkiye'nin AB, Demokrasi ve Bilgi Toplumu projeleriyle uyuşmuyor.



Ülkemizin yasakçı bakış açısından vazgeçip, tüm dünya ile birlikte yönetişim ilkeleri ışığında internetdeki "zararlı" içerik ve bilişim suçları ile mücadele etmelidir. Bu mücadele tek başına kamu otoritesi ve mahkemelerle yapılacak bir mücadele değildir. Yasaklamalar, bilenlerce kolayca delinmekte, gittikce artan bir oranda, yurttaşların bu yasakların aşılması bilgisi yayılmaktadır.
Sivil toplum örgütleri bu sürecin bir parçası olarak çalışmaya hazırdır. Yeter ki makulde uzlaşmak istensin ve diyalog kurulsun. Örneğin, çocuk pornosu, ihtihara teşvik konularındaki yasaklamaların, uzman görüşü ışığında mahkemelerce yapılmasına hiç bir itirazımız yok. "İkaz et/Kaldırt" yönteminin uygulanması istiyor, ve bu sürecin parçası olmak istiyoruz.



Kısa vadede ülkemize büyük zarar veren bu trajedinin önlenmesi için acil tedbir alınmalıdır. En başta, Ankara ve İstanbul'da 2 uzmanlaşan mahkeme geçici bir süre için İnternet yasaklarına bakmalıdır. Adalet Bakanlığı, Barolar Birliği, Yüksek Hakimler Kurulu bu konuda Sivil Toplum Kuruluşlarıyla işbirliği ile böyle bir yapılanmayı sağlamalıdır.



Telekomunikasyon Kurumu, katalog suçları dışındaki yasaklamalarda da, resen yetkilerini artırmadan, mahkeme kararlarının uygulanmasında aracı olmalı; 5651/9'un uygulanmasında üzerine düşen sorumluluğu almalıdır. Ama, TK resen karar verme yetkisini acil haller dışında kullanmamalı, ilgili mahkemeden karar almalıdır. 5651'in yönetmelikleri gözden geçirilip, hem katalog dışı yasaklamalar, ve yurt içi/ yurt dışı konusu; hemde "yasaklı nesnenin kaldırılması" konusunu berraklaştırmalıdır. Youtube yasağı açmazını çözmenin tek yolu budur.



Yasakların ancak son çare olarak, bütün yollar bittikten sonra uygulaması benimsenmeli; o halde bile nesne temelli engelleme yapılmalıdır. TK bunun mali sorumluluğunu almalıdır. Nesne temelli engellemenin yapılması Bilişim Kurultayı ve İnternet Konferansı gibi açık ortamlarda ilgili taraflar ve uzmanlarca tartışılmalıdır.



Uzun vadede 5651'i kaldırıp, Siber Suçlar sözleşmesi'ne uygun, Adalet Bakanlığı Komisyonunca hazırlanan ve askıya alınan taslakla başlayarak yeni bir düzenlemeye gitmeliyiz. Sektörle ortak yapılar (self-regulation/co-regulation) kurmalıyız.



Türkiye internetin marjinal problemlerine cok fazla enerji harcıyor. Asıl, İnterneti demokrasimizi geliştirmek, toplumsal kalkınmaya katkı vermek ve bilgi toplumu yönünde nasıl kullanırız konularına kafa yormamız gerekir."



Sesonline.net

28.10.2008

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0