Yýlmaz Erdoðan'ýn 9 yýl önceki Barýþ Mektubu ve trajedi

21 Aðustos 2015 23:39 / 1734 kez okundu!

 

 

Tiyatro sanatçýsý ve yazar Yýlmaz Erdoðan, 2006 yýlýnda terörün neden olduðu ölümlerin durmasý için feryat dolu bir mektup yazmýþtý. Buna yeniden ihtiyaç duymamýz ne kadar trajik...

 

O dönemde bu mektubu yazdýðý için Kürt ve Türk milliyetçileri tarafýndan yerden yere vurulan Yýlmaz Erdoðan'ý Ekþi Sözlük baþta olmak üzere çeþitli ortamlarda tavizsiz savundum.

 

Bu mektubu 9 yýl sonra dönüp okumak ise çok acý oldu. Çünkü aradan geçen zamanda Türkçe, kardeþi olan Kürtçenin elinden tutmuþ, Kürtçe'ye bir çok alanda kanallar açýlmýþ, serbestlik saðlanmýþ, üniversitede kürsüler kurulmuþtu. Gerçi alýnacak hala biraz yol vardý ama bu yol artýk þiddete baþvurmadan, silahsýz olarak ve sivil mücadeleyle elde edilebilirdi...

 

Çünkü bu 9 yýl kimilerinin iddia ettiði gibi "Kürtler için en karanlýk yýllar" deðil tam tersiydi... Bunda elbette yýllarýn mücadelesinin, o uðurda hapislerde, iþkencelerde ölenlerin de etkisi vardý. Ayrýca bu 9 yýldaki hükumetin; ordudan, yargýdan, vesayetçi statükodan gelen binbir engelle boðuþarak Kürtçenin inkarýnýn, Kürtlerin asimilasyonunun sona erdirilmesinin yolunu açmasýnýn da hakkýný vermek gerekir.

 

Ancak heyhat! Coðrafyamýzdaki konjonktürün de etkisiyle yeni hayallere kapýlan taraflar barýþý stratejik deðil taktik bir mesele olarak gördüklerini gösterdiler. Masalar devrildi, kan yeniden oluk oluk akmaya baþladý...

 

Hem Türk hem de Kürt halkýnýn canýna okuyarak, "Halk savaþý" yapanlar; þarkýlar eþliðinde eðlenerek mayýnlar hazýrlayýp yollarda askerleri havaya uçuranlar; polislerin kafasýna gece kurþun sýkanlar; öz-yönetim kelimesini kirleten kirli taktik sahipleri;

 

Daðý taþý bombalayarak cezalandýrma yapanlar; Kürt halkýnýn en doðal haklarýný en baþýndan tanýmak yerine iþi zamana yaymaya çalýþanlar; bu haklarý yanlýþ kiþilerle, yanlýþ zamanlarda pazarlýk konusu yapan politika sahipleri;

 

Bu mektubu bir daha okusunlar...

 

Çünkü bu topraðýn insanlarý barýþýn yolunu mutlaka bulacaklardýr ve barýþýn yolunu açanlarý da kapatanlarý da hep akýlda tutacaklardýr.

 

Her iki tarafýn saflarýndaki "fikri hür, vicdaný hür" cesaret sahibi barýþseverlerin; kendi safýndaki yanlýþlarý yüksek sesle eleþtirmesinin zamaný þimdi deðilse ne zamandýr?

 

Aþaðýdaki mektubun samimiyetine inanýyorum. 9 yýlda deðiþeni ve deðiþmeyeni görmekten hem acý hem sevinç duyuyorum. Bu deðiþime gözünü kapatanlar için üzülüyorum, bu yüzden her gün ölen insanlar için aðlýyorum...

 

Kendime her dakika soruyorum, baþka ne yapabilirim?

 

Yakýnýmdakilere sesim titremeden okumayý deneyeceðim, bir biçimde elimin ulaþtýðý herkese mektubu ulaþtýrmayý da...

 

Ýþte herkese ulaþtýrmamýz gerektiðine inandýðým "güvercin kanadýna yazýlmýþ" Yýlmaz Erdoðan'ýn mektubu:

 

Ýlhami MISIRLIOÐLU

21.08.2015

 

"BU

 

bir mektup. Kuþ, güvercin kanadýna yazýldý. Kimin vicdanýna konarsa o okusun diye. Ölüm üzerine...

 

Mayýn üzerine...

 

Kürt meselesi... Türk meselesi üzerine.

 

Güzel kelimeler... Ve çirkin kelimeler üzerine.

 

Ölüme doðru yapýlan bu korkusuz koþudan korkuyorum. Mayýnlarla parçalanan kardeþ cesetleri odamda, yanýbaþýmda duruyorlar.

 

Yazdýðým her kelimeye daha bir dikkatle bakýyorlar.

 

Onlar dün parçalandýlar./_newsimages/1904868.jpg

 

Yazýklar olsun diye baþlýyor aklýma gelen her cümle þimdi.

 

Yazýklar oluyor zira, insanýn biriktirdiði en güzel þeylere.

 

Yazýklar oluyor, bir çocuðun Kürtçe, Türkçe veya her ne hal ve her ne dilde ise gülümsemesine...

 

HER SÝLAH ÖLDÜRÜR AMA MAYINDAN KAHPESÝ YOKTUR

 

Sevgiliye hediye almaya, pazar alýþveriþine çýkmaya, bir bebek sahibi olmaya, sigarayý býrakmaya, piknik yapmaya, bir insaný her þeyden çok sevmeye.... Yazýklar oluyor...

 

Yazýklar oluyor hayatýn bizzat kendisine.

 

Yapmayýn!

 

Mayýnlar döþemeyin geleceðinizin güzergáhýna.

 

Bu kalleþin ne zaman patlayacaðý belli olmaz.

 

Bazen yýllar sonra, bir küçük kýz çocuðu çiçek toplarken denk gelir, bazen yirmi yaþýndayken ve daha önce hiç görmediðin bir yerde, daha önce hiç tanýmadýðýn insanlarýn arasýnda hem anayasal hem siyasal hem mukaddes bir yolculuk sýrasýnda....

 

Ýnsanoðlu her melaneti icat etti; ama mayýndan kahpesi yoktur.

 

Her silah öldürebilir, her zaman öldürme potansiyeli taþýr; ama mayýn MUTLAKA ÖLDÜRÜR.

 

Mayýn ýskalamaz! O birini mutlaka öldürür!

 

Uðursuz bir pusuya yatar ve patlayana kadar, bir can üstüne basana kadar bekler.

 

Ýnsanýn icat ettiði EN ÇÝRKÝN þey silahtýr.

 

Ve silahlarýn EN ÇÝRKÝNÝ MAYINDIR!

 

Sebebini unuttum kavganýn ve umurumda da deðil siyasi tartýþmalar. Bir tek þey için dua ediyorum her gece, her gündüz: Kimse genç ölmesin daðlarýmýzda.

 

EN GÜZEL KELÝME ’BARIÞ’ ARTIK SOYTARI KELÝME

 

Silahlar susmadan sebebi konuþmaya imkán da yok lüzum da.

 

Aklýn sesi, akýlsýzlýk susmadýkça duyulmuyor.

 

Ve o zaman akla sadece DURUN demek geliyor.

 

Hemen þimdi DURUN!

 

Hiçbir haber geçmiyor ajanslar artýk, ölümsüz.

 

Ýçinde acý olmayan gecemiz yok..

 

Ne oldu diyorum yine, kim hangi korkunun, hangi uðursuz hesabýn peþinde diye...

 

Barýþ artýk soytarý bir kelime...

 

Her aðýzda var; ama hiçbir yerde yok.

 

Nerede bu barýþ?

 

O, insanýn icat ettiði EN GÜZEL kelime.

 

Ama kelimelerle ne isterseniz onu yaparsýnýz.

 

Barýþ dersiniz; ama savaþ manasýnadýr. Hatta bütün savaþlar barýþ için yapýlýr. Ve herkes adil bir barýþ için savaþýr. Ve akýl der ki, aslýnda savaþmýyorsanýz barýþmaya baþlamýþsýnýz demektir.

 

Bir barýþ için yapýlmasý gereken ilk ve belki de tek þey savaþmamaktýr.

 

Silahlar patlamaya baþlamýþsa orada insanýn bulduðu güzel kelimeler orayý terk eder.

 

SEVDADAN GAYRISINA AÐIDIMIZ OLMASIN

 

Kelimeler de ölür bazen... Ve kelime cesetleriyle yaþanmaya baþlar hayat.

 

O kelimelerin, o cesetlerin... Nece olduðu, yani bu ölülerin ölürken son nefeslerinde hangi dilde konuþtuklarý artýk akýlsýzlýðýn gölgesinde soðuyan HAYATIN, YAÞAMANIN ta kendisidir.

 

Ölen yirmisindedir.

 

Artýk, ardýndan söylenen aðýtlar kalýr.

 

Ve Anadolu’da aðýt sýkýntýsý yoktur.

 

Kürtçe’de de, Türkçe’de de binlerce aðýt vardýr.

 

Hatta ayný aðýtýn hem Kürtçe’si hem Türkçe’si vardýr.

 

Yürek yakmak iyi bir iþse, ikisi de eþit derecede yürek yakmaktadýr.

 

Ama yüreðimizde artýk daðlanacak yer kalmamýþtýr.

 

Sevdadan gayrýsýna aðýdýmýz olmasýn artýk.

 

Þimdi hepinizin huzurunda yalvarmak istiyorum.

 

Gördüm anladým, yapacak hiçbir þey kalmadýysa yalvarýyorum iþte.

 

Kendimi küçük düþürmek istiyorum.

 

Taviz vermek istiyorum.

 

Kimin elinde bu kaný durduracak bir güç varsa, ister þeytana tapsýn ister puta, ister bir tek Allah’a...

 

DÝZLERÝMÝN ÜSTÜNE ÇÖKTÜM YALVARIYORUM

 

Kimin dudaklarýnýn ucundaysa bunca gencecik hayat, ben ona yalvarmak istiyorum.

 

Ne olur? Bu iþi durdur.

 

Ben siyaset miyasetten bahsetmiyorum. Dizlerimin üstüne çöktüm, 'Bu genç ölümleri durdur' diyorum.

 

Kimse ateþ etmesin kimseye.

 

Hiçbir gerekçeyle.

 

Hatta kendini savunmak için bile...

 

Çünkü savunmaya baþlayana kadar masumsun ve masum güzel bir kelime, masum kal...

 

Kim hangi mayýnýn yerini biliyorsa yalvarýrým söylesin.

 

Bir káðýda yazsýn, bir þiþeye koysun, suya salsýn söylesin.

 

Kim hangi mayýnýn yerini biliyorsa, kimin gücü yetiyorsa olasý ölümlere engel olmaya, ona yalvarýyorum iþte.

 

Ýster þeytana tapsýn ister puta, ister oralý olsun ister bizim buralý. Gücü yetiyorsa eðer durdursun bu iþi.

 

Ben, bir yurttaþ, bir insan olarak kendimi küçük düþürüyorum.

 

Ýþte açýk açýk yalvarýyorum, durdursun durdurmaya gücü yeten.

 

Süresiz ve sonsuza kadar.

 

Yalvarýyorum.

 

Dizlerimin üstüne de çöktüm ve aðlýyorum iþte.

 

YAZGI BÝRÝNÝ KIÞLAYA BÝRÝNÝ DAÐLARA GÖTÜRMÜÞ

 

Sonra sabahlara kadar tartýþalým.

 

Ama þimdi durdur. Yalvarýrým.

 

Gençler, çocuklar ölüyor, hepsi kardeþ, hepsinde ayný muska, ayný yazgý, ayný televizyon, ayný futbol, ayný hayat...

 

Hepsinin gerisinde dualara bürünmüþ paramparça bir sevdalý.

 

Hepsi genç, hepsi güzel... Hepsi Türk, Hepsi Kürt... Gençler... Yazgýnýn biri kýþlaya, diðeri daðlara götürmüþ...

 

Kürtçe’de 'cehel' derler.

 

Kulaða cahil gibi gelir; ama 'henüz bilmez' manasýndadýr, henüz yolun baþýnda manasýnda...

 

Yalvarýrým ne olacak...

 

Benden ne eksiltecekse bu yakarýþ eksiltsin, maksat hayat çoðalsýn bu dünya cennetinde.

 

Bir yangýnda hep güzel kelimeler yanarken, çirkinleri hayatta kalýr...

 

Kýnamak, sövmek, hangi haklý gerekçeyle olursa olsun yangýna körükle gitmek.

 

Ben kimseyi kýnamýyorum, ben kimseye sövmüyorum, ben bu iþin tamamýný SEVMÝYORUM.

 

Kurtulalým istiyorum bu vebadan.

 

Kimseyi haklý bulmuyorum, kimseyi haksýz bulmuyorum.

 

Küstüm.

 

’MIRIN’ DENÝR KÜRTÇE’DE ’ÖLÜM’DÜR TÜRKÇE’DE

 

Konuþmuyorum bu konuyu...

 

Silahlar susana kadar 'SÝLAHLAR SUSSUN'dan baþka konu konuþmak istemiyorum... Ýstemiyoruz.

 

Ölmenin, öldürmenin hiçbir türünü, çeþidini sevmiyorum.

 

Ben genç bir hayat kurtulsun istiyorum her tür kavgadan.

 

Hatta kavgayý öven þiirlerden bile uzak dursun istiyorum.

 

Her çocuk çirkin kelimelerden uzakta yaþasýn istiyorum.

 

Eðer o kelime çirkinse, çirkinin hizmetindeyse, Kürtçe söylemiþin, Türkçe söylemiþin çýfayda...

 

Hiçbir dil çirkin bir kelimeyi güzelleþtiremez.

 

Ölüm her dilde çirkin bir kelimedir.

 

'Mýrýn' denir Kürtçe’de.

 

Anadolu’da konuþulan bütün dillerde karþýlýðý vardýr.

 

Bunlarýn içinde resmi olan 'ölüm'dür. Türkçe’dir.

 

Ve ölüm kelimesi, resmi ya da gayri resmi her dilde eþit derecede çirkindir.

 

'Yaþam'a gelince....

 

Kelimelerin en þahanelerinden.

 

Ýçi açýk açýk ve kelimenin her manasýyla 'hayat' doludur...

 

Ve hayat, varlýðýndan emin olduðumuz tek þeydir...

 

DÝL, BÝR OLUÞLAR ZÝNCÝRÝNÝN SONUCUDUR

 

Kürtçe’de 'jiyan' denir.

 

Yaþam, her dildeki en güzel kelimedir.

 

Belki bir tek rakibi vardýr, o da 'aþk'týr elbette.

 

Aþk...

 

Kürtçe’de 'evin' denir.

 

Bu kelimelerin içinde resmi olan 'aþk'týr; ama aþk kelimesi her dilde eþit derecede güzeldir.

 

Anadolu’da en az iki kiþinin birbiriyle konuþup anlaþtýðý bir dil varsa ben onu bile öðrenmek istiyorum.

 

Sadece iki kiþi bir dil icat etsin, ben çok merak ederim onu.

 

Çünkü bu iþ öyle kolay deðildir.

 

Dil yani lenguiç, çok geniþ ve karmaþýk bir sesler organizasyonudur.

 

Ve bir dilin oluþmasý, hiç kimsenin tasarlamasýna imkán bulunmayan ve yüzyýllar boyu süren bir olaylar, oluþlar zincirinin sonucudur.

 

Bazý insanlar baþka seslerle, bazýlarý baþka seslerle anlaþýrlar...

 

O sesler onlarýn bünyelerinden, yani hayatlarýnýn, kuþaklar boyu yaþamýþlýklarýnýn içinden süzülerek akar.

 

Sonuç her zaman mükemmeldir.

 

Çünkü bir dilin yapýmýnda milyon, milyar insanýn katkýsý vardýr ve bu katký o insanlar yaþadýkça devam eder.

 

’ACI’NIN YANINA ’ÞÝFA’ ’ÝNTÝKAM’A ’BAÐIÞLAMA’

 

Ýþte bu yüzden bütün diller, insanoðlunun en büyük, en mucizevi eserleridirler.

 

Ve dil akýþkan bir þey, düpedüz bir nehirdir.

 

Bünyesine uyan her su içine akar.

 

Her dilde baþka dilden göçmen kelimeler vardýr.

 

Onlar o dilin yurttaþý olurlar sonra.

 

Buna bazýsý yozlaþma der; ama 'yozlaþma' zaten çirkin bir kelimedir.

 

Güzel dil ya da çirkin dil diye bir þey yoktur.

 

Hepsi þaþýlasý bir kolektif çabanýn ürünü, birer insan harikasýdýr.

 

Güzel kelimeler vardýr, çirkin kelimeler vardýr.

 

Ve bunlar bütün dillere eþit sayýda yayýlmýþtýr.

 

Her çirkin kelimenin yanýna bir tane iyisini eþ edeceðiz.

 

'Acý'nýn yanýna 'þifa', 'zor'un yanýna 'çaba', 'intikam'ýn yanýna 'baðýþlama'....

 

'Ölüm'ün yanýna 'hayat'!

 

Sivil olan, sivil haklarýn geliþtirilmesini isteyen bir yurttaþ, silaha hiçbir zaman elini sürmemelidir.

 

Haklýlýðýný sivilliðinden alan kiþi sivillikten vazgeçerse haklý olmaktan da vazgeçer...

 

RESMÝ OLANI TÜRKÇE’DÝR AMA HEPSÝ ÖZGÜRDÜR

 

Artýk sivil de deðildir haklý da.

 

Bir dilde manasý çirkin olan, yani çirkin bir þeye isim veya duruma sýfat olan kelime sayýsý artmýþsa iþte o zaman o dil, evet 'yozlaþýyor' demektir.

 

Dil yani lenguiç, iyi kullanýlmazsa tehlikeli olur.

 

Çünkü dil, her türlü kullanýma müsait mükemmel bir ses organizasyonudur.

 

Ýnsanlarý baþkalaþtýrýr.

 

Ama 'baþka'dan korkmaya gerek yoktur.

 

'Baþka' güzel bir kelimedir.

 

Çünkü aslýnda ayný dili konuþan, konuþmayan herkes 'BAÞKA'dýr.

 

Ve baþka, baþkalýk güzeldir.

 

Baþkasýnýn baþkalýðýyla birleþiriz ve bu birleþme bazen AÞK diye patlar.

 

Ve aþk nerede olursa olsun kendisi dýþýndaki her þeyi önemsizleþtirir.

 

Biz kendi bahçemizdeki dillerin hepsini bilek, öðrenek, bir de üstüne Ýngilizce, Fransýzca filan çakýp dünyanýn karþýsýna çýkak.

 

Diyek ki bizim bahçede insanoðlunun þu kadar senede imal ve muhafaza ettiði diller, hazineler var!

 

Süryanice var, Keldanice var, daha araþtýrsak bulacaklarýmýz var...

 

Bunlarýn içinde resmi olaný Türkçe’dir.

 

Ama hepsi Türkçe kadar özgürdür diyelim.

 

KÜRTÇE’YÝ CENDEREDEN TÜRKÇE KURTARACAKTIR

 

(Hem belki diðer diþlerini de yaptýrmasýna yardým edebiliriz þu tek diþli, tek taþlý medeniyetin.... 'BÝZ'i düzeltirsek herkesi düzeltiriz.)

 

Hepimizin eþit derecede duyacaðý bir gururla dünyaya diyelim ki:

 

Bizzat Türkçe’nin kendisi diðer dillerimizin güvencesidir.

 

Çünkü onlarý özgürleþtiren þeyler Türkçe yazýlacaktýr.

 

Türkçe bizim ortak dilimizdir ve ortak kimliðimizi oluþturur.

 

Ve Türkçe, güzel kelimeleriyle her þeyi iyileþtirebilir.

 

Kürtçe’yi bu cendereden çýkarabilir.

 

Alýr bu Mezopotamyalý kardeþini, önce yaralarýný iyileþtirir.

 

Onu özgürleþtirir...

 

Kürtçe’yi, korku salan, öfke çaðrýþtýran bir meselenin parçasý olmaktan, bu hiç hak etmediði yankýsýndan Türkçe kurtaracaktýr.

 

Çünkü DÝL güncel bir mesele deðildir.

 

Güncel bir kavganýn konusu olmasý, hiç hak etmediðimiz bir trajedidir.

 

Ve kavga da (ki Kürtçe þer denir), trajedi de (ki ona Kürtçe’de de trajedi denir) çirkin kelimelerdir.

 

Elbette bütün kelimelerle ilgili kullandýðým 'güzel' ve 'çirkin' kelimeleri týrnak içindedir.

 

Bazý týrnak kalýn, bazýsý incedir; ama hepsi týrnak içindedir.

 

Çünkü asýl güzel olmasý gereken, kelimelere yön veren mekanizmadýr ve bildiðim kadarýyla ona da akýl denir.

 

TAKATÝMÝN SONUNDAYIM ELÝMDE SADE KELÝMELER

 

Akýl dilin patronudur ve hiçbir zaman ve hiçbir koþulda yetkilerini akýlsýzlýða, öfkeye devretmemelidir.

 

Bu bir mektup.

 

Kanamalý bir güvercinin kanadýna yazýldý.

 

Hangi yüreðe konarsa o okusun ve bu ölümcül gidiþi durdurmak için yapabileceði bir þey varsa hemen þimdi yapsýn diye yazýldý.

 

Ölüm üzerine...

 

Mayýn üzerine yazýldý.

 

Kürtçe meselesi, Türkçe meselesi üzerine bir yakarýþ bu.

 

Ben... Yani kalemden baþka silah, vicdanýndan baþka pusula tanýmayan, bilmeyen ben...

 

Ne elimde dünyayý kurtaracak bir bilgi var, ne düþleri aydýnlatacak bir lamba...

 

Elimde sade kelimeler...

 

Dizlerimin üstüne çöktüm, aðlýyorum.

 

Takatimin sonundayým ve durun diyebiliyorum sadece.

 

Yalvarýrým... Durun!

 

Durdurun!"

 

Yýlmaz Erdoðan /2006

 

Son Güncelleme Tarihi: 25 Aðustos 2015 16:45

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.