Yeni Sol ve Gelecek

12 Mart 2010 14:48 / 2951 kez okundu!

 


Bir süredir yeni, sol bir partinin kuruluþ çalýþmalarý yürüyor. Akla yüzlerce soru geliyor. Zaten bir sürü internet ortamýnda da bu konu tartýþýlýyor. Ben de biraz hayal gücümü de zorlayarak bir yazý yazdým. Ýlk önce bunu yayýnlamakta biraz tereddüt geçirdim ama sonra bir cesaret geldi ve dedim ki “Belki birkaç kiþinin ufkunda küçük deðiþiklikler yaratabilirim. Sadece bunun için bile deðer.”

Yeni solda durum nedir?

Çok geçmiþe gitmeden hemen konuya gireyim... Biliyorsunuz baþýna Hüseyin Ergün geçtikten sonra yeni sol parti oluþturma sürecine SHP de dahil oldu, hatta hýzlandýrdý geliþmeleri. ÖDP içindeyken ve dýþýndayken Ufuk Uras sürecin ýsrarcýsýydý. Milletvekili seçimleri sýrasýnda onunla birlikte koþuþturan genç ekip iyi bir deneyden geçmiþti, bu aþamada da iþin içindeler iyi ki… Alevi kesim, CHP illüzyonunu kýrdýkça süreçte aktifleþti. Kiþisel katýlýmlarla, örgütsel katýlýmlar arasýndaki ince denge bu kesimden yeni partiye yönelik desteðin sýnýrlarýný oluþturmaya devam etti. Baþýnda Burhan Þenatalar’ýn baþýný çektiði ve DÝSK’in de içinde adýnýn geçtiði 10 Aralýk Hareketi’nin, uzun süredir çorbada tuzu vardý. Bir de bu hareketlenmenin çevresinde, ondan etkilenen, umutlanan deðiþik kiþi ve gruplar vardý. SHP’nin Þubat ortasýndaki kongresi bekleniyordu.

Özetle, burada kendi arasýnda birlik oluþturabilmiþ bir ekip partiyi devralacak, sonra da ortak ekibin kadrolarý belirlenmiþ dengeler içinde ilçelerde kongreler yapýp örgütlenecekti. Bu arada sanýrým eski TKP’nin uzun süredir devre dýþý kalmýþ deneyimli kadrolarý da hareketin içinde önemli bir rol üstlenecek…

Süreçte doðrudan ve sýk dile getirilmese de, BDP ile birlikte olma, olmama konusu da konuþuluyor. BDP’deki süreç ise Türkiye partisi olma çabasýyla ve imajýyla yürüyor, çabada ve imajda kimi sorunlar olsa da, Öcalan kendi anlayýþý doðrultusunda “Türkiye Partisi” olun diye diretiyor… Ýki akým netleþebilseydi, birlikte ne yapýp yapamayacaklarý da biraz daha belirginleþecekti.

Süreçteki sýkýntýlar

Geçende yapýlan bir açýklamayla, `10 Aralýk Hareketi` süreçten çekildi. Bu arada Alevi Bektaþi Federasyonu'na baðlý kimi birlikler, açýklama yaparak federasyon baþkanýnýn, sanki aleviler sol birlik içinde yer alacakmýþ izlenimi yaratmasýný eleþtirdi. 14-15 Þubat 2010 yýlýnda yapýlacak SHP genel kurulu da, bu ve benzeri kimi nedenlerle Mart ortasýna ertelendi.

Ýlk elde epeyi moral bozucu gibi dursa da, kimi netleþmelerin kuruluþ sonrasýnda deðil öncesinde yaþanmasý belki de hareketin geleceði açýsýndan daha olumlu olur. “Gidenlerle arýnýyoruz” safsatasýna inanmak yanlýþýna düþülmedikçe elbette… Tam bu noktada 1975’lerde gençlik içinde yürütülen, “ortak dergi ve birlikte örgütlenme” giriþiminin nasýl ve neden havaya uçtuðunu ve ardýndan 3-4 adet dergi ve yapýlanma çýktýðýný, bu parçalanmanýn en vahim sonucunun da 12 Eylül 1980’de görüldüðünü anýmsamakta yarar var.

Merak edenler için kýsa yol: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=18042082

Tartýþmalarý ilerletmek ve asgari bir sonuca baðlamak için bu yazýyý ilk yazmaya baþladýðýmda yaklaþýk bir ay vardý. SHP çevresi zaten Hüseyin Ergün ile birlikte epeyidir bir ayrýþma yaþýyor ama bu geliþme, ayný zamanda daha önceden onlara ilgi duymayan kimilerinin de partiye yaklaþmasýna neden olabiliyor. Yani SHP taraftarlarý kimi kafa karýþýklýklarý yaþarken, Ufuk Uras çevresi hala aktif ama onlarýn da ortak paydalarýnýn sorunlu yanlarý var.

Son bilgilere göre, adý þu anda henüz netleþmemiþ olan parti 10 Mart'ta kurulacak (bu konu 3/4 Mart toplantýsýnda netleþecek), kurulan bu parti SHP'ye katýlma kararý alacak, 13-14 Mart'ta SHP kongresi yapýlacak, SHP programý, tüzüðü ve parti adý SHP kongresinde yeniden belirlenecek.

Ýþte çalýþma tam bu süreçteyken kimi sorularýn tartýþýlmasý anlamlý olabilir:

"Sol" sözcüðü zaman içinde nasýl bir dönüþüme uðramýþtýr ve kurulacak partinin "sol" parti olmasý þart mýdýr? Ýsminin Yeni Sol Parti olarak saptanmasý durumunda bile (ki þu sýradaki en anlamlý isim bu olabilir) tartýþma sürecektir. Ýçinde "sol" sözcüðünün olup olmasý, "sol" bir politika izleyip izlememesi gibi konularýn lehinde ve aleyhinde yazýlacaklarýn neredeyse eþit sayýda gerekeçeye dayandýrýldýðý görülebiliyor. Serinkanlý biçimde sürdürülmesi ve birinin ötekini yenmesi biçimine sokulmadýðý sürece yararlý ve öðretici bir tartýþma olabilir.

Kurulacak partinin "piyasa"ya karþý tavrý ne olacaktýr? Biliyoruz ki hiç bir zaman tam serbest olmasa da serbest piyasa, kapitalizm öncesinde de var olan, kapitalizm ile birlikte kendine özgü nitelikler kazanan bir mekanizmaydý. Alternatifi olarak bir dönem en popüler rakibi olan “devlet planlamasý” fikrinin, sosyalist dünyada iflas ettiðinin tartýþýlmasý nedeniyle, yeni arayýþ hangi çizgide olmalýdýr? Planlama fikri ile serbest piyasa fikri yeni tür mantýklý kesiþme alanlarý yaratabilir mi? Dünyadaki deneyimler bu konuda ne diyor?

Yeni sol, dünyadaki benzeri tartýþmalarý ve deneyimleri ne ölçüde içselleþtirmiþtir? Ýskandinav modelleri, Almanya, Ýtalya, Yunanistan, AKEL, Cumhuriyetçi Türk Partisi deneyimleri çözümlenmiþ midir? Özellikle Kýbrýs partilerinin deneyimi bize epeyi somut deneyimler saðlayacaktýr. Bu alandaki deneylerin ve tartýþmalarýn ortak platformlara daha fazla taþýnmasý iyi olurdu.

Yeni bir sol hareketin yeni bir tüzük çabasý olmasý da gerekmez mi? Bu konu, taraftarlarý arasýnda tartýþýlýyor. Bu tartýþmanýn ne kadarý yukarýya yansýyacak, o önemli. Ancak mevcut siyasi partiler yasasýnýn deðiþmemesi durumunda ise, yapýlacaklarýn sýnýrý var. Ýnternet üstünden süren tüzük tartýþmalarýnýn, demokrasiyi sindirme, süreci ve sýnýrlarý öðrenme ve bu sýnýrý da giderek zorlama açýsýndan epeyi yararý oluyor.

Yakýn hedef uzak hedef tartýþmalarýna yeni bir biçim verme zamaný gelmedi mi? Uzak hedefte hepimiz ölmüþ olacaðýmýza göre önümüzü bununla kapatmanýn anlamý var mýdýr? 30 – 40 yýl önceki bezdirici tartýþmalarý artýk yapmamanýn bir yolu yok mudur? Yakýn hedefi bugün için doðru biçimde saptayýp yola çýkmak ve belirli aralýklarla -ki bu da genel kurullardýr- onu revize etmek, yeniden tanýmlamak, kartlarý yeniden karmak daha doðru olmaz mý?

Odaklanma noktalarýný doðru saptamak yeni parti için yaþamsal deðil mi? Kürtler, baþörtülüler, Aleviler, gayrimüslimler, emekçi kesim, kentlerde yaþayan alt tabakalar, özetle maðdurlar konusunda hem bugünkü hükümetin ilerisinde þeyler söylemek, hem de hükümetin kendi anlayýþýnda atmaya çalýþtýðý adýmlarý ilerletmek için çalýþmak ve gerektiðinde yapanlara, bu hükümet de olsa, eleþtirerek destek olmak birbiriyle çeliþmez. Yeni sol hareketin bu konuda ortak paydayý esas olarak doðru koyduðu görülüyor. Mesele bundan sonra tutarlý muhalf olabilmekte.

Þu an, bu tür bir muhalefeti Türkiye'de kimler yapýyor diye sorarsak, yanýt bellidir: Saadet Partisi ve DSÝP.

Bunlardan birincisinin geçmiþi (Refah Partisi) ve referansý (Necmettin Erbakan) onun önünü kimi yönlerden týkamaktadýr ancak onlar, bu hükümetin olumlu adýmlarý için ona teþekkür etmesini ve daha ötesini iþaret etmesini biliyorlar. Üstelik eksik gördüðü konularda ise net eleþtiriler yöneltiyorlar. Hem de bu eleþtirilerin bir kýsmýný yeni ve "sol" bir partinin yapmasý gerektiði beklentisi yaygýnken, bunu onlar yapýyor... Burada önemli olan, SP’nin, bu politikasýnýn meyvelerini toplayacak bir tabana ve örgüt yapýsýna da sahip olmasýdýr. Ýktidar çevresinde toplanmýþ oylarýn, olasý kimi hoþnutsuzluklar sonucu gideceði ilk adresin SP olmasý da, benzer tabanlarýn varlýðý dikkate alýndýðýnda sanki doðal gibi görünüyor.

DSÝP, biraz daha kapalý ve epeyi küçük bir kutu. Ýzlediði nispeten tutarlý çizgi ona yer yer puan kazandýrýyor ama etkili bir örgüt desteðinin ardýnda olmamasý, baþarý ihtimalini ortadan kaldýrýyor. Diðer bir çok grup gibi, Yeni Sol Parti’nin içine girmesi ve orada ortak paydayý akýllýca geliþtirmeye uðraþmasý hem kendisi hem yeni harekete için hayýrlý olabilir.

Elbette en etkili ana muhalefetin aslýnda Avrupa Birliði olduðunu söylememek olmaz. Hükümetin iyi bulduðu yönlerini süratle ve -doðal olarak- komplekssiz biçimde destekleyen bir muhalefet o. Onu iyi adýmlarýnda yüreklendiriyor, olumsuz gördüðü konularda ise eleþtirisini sakýnmýyor ama yine yol gösterici, ilerletici ve kendi doðrularýný iþaret edici olan bir duruþ sergiliyor. Acý olan, bunlarý, bu biçimde yapabilecek büyük bir muhalif akýmýn tek ve etkili parti içinde buluþamamasýdýr. Oysa sadece Avrupa Birliðinin çizgisini izlemek bile, muhalif duruþun ipuçlarýný verebilirdi. Elbette yeni bir sol partinin bundan daha öte bir muhalefeti olacaktýr, olmalýdýr.

Demek ki yeni bir muhalif parti, AB'nin, SP'nin, DSÝP'in kimi taktiklerinden daha iyisini üretmeyi bilmelidir.

Hayal gücümüzün sýnýrlarý ve öngörü

Yakýn gelecek için bazý öngörülerde bulunarak yazýyý sonlandýrayým.

Mustafa Sarýgül'ün deðiþim hareketi, kendi yakýn çevresinde bir anafor yaratacak, bir miktar CHP'yi, önemli ölçüde DSP'yi bir miktar da Ak Parti'yi etkileyecektir. Bir miktar siyaset dýþý kalmýþ eski unsuru da yeniden aktifleþtirme ihtimali var ama o kadar. Çünkü o esas olarak yeni deðildir, bir görüþ bütünlüðüne, bir davaya sahip deðildir, sadece liderinin kendi tahayyülündeki politik boþluðu doldurmaya yönelecektir. Bu nedenle de geçici, pragmatik, popülist bir siyaset buluþmasýdýr ancak kýsa bir süre sonra etkili ve yetkili kimi çevrelerin de yeni bir umutmuþ gibi buna destek vermeleri mümkündür.

BDP -eski DTP- maðdur hareketi olarak, genellikle bu maðduriyetin altýnda kalmaktadýr. Kabul ettiði ve kendisi için de belki kaçýnýlmaz olan vesayet onu sýnýrlayan en önemli olgudur. Bu nedenle de ileri kimi adýmlarý atmak isteyen ama çok sayýda tutarsýzlýklar barýndýran, politik zikzaklar izleyen hükümeti ve onun politikasýný olumluya yönlendirme siyaseti izleyememekte, tarihi bir þansý yeterince iyi kullanamamaktadýr.

Kanýmca kör topal biçimde bile olsa yeni kurulacak olan "sol" partiyle bir biçimde birlikte önümüzdeki ilk seçime katýlmalarý da kaçýnýlmazdýr. %7'lere çekilme ihtimali olan baraj, onlarý “tek baþýna seçime katýlmak” biçiminde yanlýþ umutlara sevk etmez ise, bu birliktelik mümkün olur ve meclise en az 25-30 ortak-baðýmsýz milletvekili gönderme þansý bulabilirler. Yani mecliste 20-25 arasý BDP, 5-10 da yeni sol parti milletvekili olabilir.

Ak Parti'nin oylarýnýn düþeceðini ama milletvekili sayýsýnýn ayný oranda düþmeyebileceðini çünkü %7'lik baraja raðmen Sarýgül'ün de, bir kýsým örgütünü yeni sol partiye kaptýrmýþ olacak olan CHP'nin de bir dönem meclis dýþýnda kalabileceðini, MHP'nin düþen bir oy oranýyla yine meclise geleceðini ve SP'nin muhtemelen baðýmsýz biçimde parlamentoya 5-7 milletvekili sokacaðýný varsayarsak, gelecek parlamento sürprizlere gebedir, diyebiliriz. Bu parlamento, en azýndan yeni anayasayý ülkenin ihtiyacýna göre düzenleme þansýna da sahip olabilir.

Ak Parti açýsýndan bu seçimler, bölünmelerinden önceki son viraj olacaktýr çünkü sonraki seçimlerin hemen öncesinde bölünme yaþayacak ama bu arada Erdoðan cumhurbaþkaný, Gül daha küçük bir Ak Parti'nin baþkaný ve baþbakan adayý olmuþ olacaktýr. SP, eski Ak Parti'den alacaðý kimi katkýlarla büyüyecektir. Yeni seçim yasasýnda bu sefer %5 ya da 3,5'a düþürülmüþ seçim barajý nedeniyle çok sayýda küçük parti 1-2 milletvekiliyle parlamento içinde yer alacak, BDP bir bölünme yaþayacak ve bölünenlerin küçük kýsmý yeni sol partiyle birleþecek, kimi küçük Kürt partileri de siyasal arenada yerini alacaktýr.

Yapýlacak ikinci seçimde eski CHP ufak ve daha saðda bir parti olarak yeniden parlamentoya dönecektir. Merkezdeki kimi daðýlma ve birleþmeler nedeniyle Sarýgül hareketi ve CHP, 30- 40 yýl öncenin `Güven Partisi` rolünü oynayacaklardýr. MHP ve BBP oy kayýplarý ve küçük çaplý bölünmeler yaþayacak da olsalar varlýklarýný sürdüreceklerdir. Bu arada farklý tellerde çalan yeni 5-6 parti küçük oranlarda siyaset ortamýnda kendilerine yer bulacaklardýr.

Özetle önümüzdeki 2. seçimlerde yani 2015-2016’da parlamentonun daðýlýmý, büyüklük sýralamasýna göre (epeyi bir spekülasyon olarak görülse de, bu kadar gelecek kestiriminden sonra sanki bunu söylemek gerek) þöyle olabilir:

Ak Parti %25, MHP %11, Saadet Partisi %10, Sarýgül %10, Yeni Sol Parti %10, BDP %9, CHP %9, BBP %4, DP %3, Abdüllatif Þener %2, DSP %2, Osman Pamukoðlu %1, ÖDP %0.7, ÝP %0.5, TKP %0.3, bilinmeyen 4 parti % küsur, ki bunlarýn içinde bir tane milliyetçi Kürt partisi, þeriatçý tandanslarda bir dinci parti olduðu da varsayýlabilir.


Ülkenin geleceði koalisyondadýr

Buradan görüleceði gibi ülkemizin geleceði kaçýnýlmaz olarak koalisyonlardadýr ve bu iyidir, demokratiktir, toplumsal olarak rahatlatýcýdýr. Herkesin buna hazýrlanmasý gerekir. Programatik belgelerini, dilini, çalýþma taktiklerini ve örgütlenmesini bu geleceðe göre deðiþtirmeyenler ya elenip gidecek ya da marjinal çizgide kalacaklardýr. Monoblok partiler ve lider sultalarý yavaþ yavaþ eriyeceðinden, kendi içinde de akýllý ve yeni bir tür koalisyon oluþturmuþ partiler revaçta olacaktýr. ANAP ve Ak Parti deneyimlerinin sol yansýmalarýný görmeye hazýrlanalým.

Koalisyon olasýlýklarým, bu arada geçecek 5-6 yýlýn getirdikleri ve götürdüklerine göre biraz deðiþmekle beraber, esas olarak aþaðýdaki varsayýmlara dayanacaktýr:

- Dünya’da büyük krizin etkileri silinmiþ, dünya ekonomisi yeniden yükseliþe geçmiþ olacaktýr. ÝMF, Dünya Bankasý, BM, Dünya Ticaret örgütü yeniden yapýlanma yolunda önemli adýmlar atmýþ olacaktýr.

- Dünya ekonomisinde Çin’in, Rusya’nýn, Hindistan’ýn etkisi artmýþ olacaktýr. Yeni çekiþme alanlarý, bu güçlerin kendi arasýnda ve eski güçlerle aralarýnda filizlenecektir.

- Türkiye G 20’nin en önde gelen ülkelerinden olacak, ilk 10’a girme ihtimali artacaktýr.

- Türkiye gerek demokrasisi, gerek geliþen ekonomik gücü, gerek boru hatlarýnýn merkezine kurulmasý, gerekse de bunlardan ve izlediði politikalardan kaynaklanan öncü, yol gösterici etkisi nedeniyle büyük bir bölgesel güç olacaktýr.

- Kýbrýs sorunu çözülmüþ, Türkiye’den önce Kuzey Kýbrýs ve Türkçe AB’ye girmiþ olacaktýr. Türkiye, hem gösterdiði geliþimle birçok AB ülkesini geride býrakacak; Fransa’nýn Nato’ya dönüþüne de izin verdiðinden kimi avantajlar da elde ederek, muhtemelen AB’nin içinde de önemli bir güç odaðý haline gelecektir.

- Ýsrail ve Filistin tarihi bir anlaþmaya imza atarak Ortadoðu’ya barýþýn gelmesine yol açacaklardýr. Buradaki önemli rolü nedeniyle Türkiye bu barýþýn bir tür garantörü olacak ve Ýsrail ile daha eþit tonlarda yeniden dostluk dönemini baþlatacaktýr.

- Bu arada Hamas sistem içi konumunu saðlamlaþtýracak, evrilecek, Taliban sistem içine çekilmeye baþlanacak, Bin Ladin’in etkisi daha da sýnýrlanacak; Afganistan’da biraz geri adým atýlarak yeni arayýþlar ve yapýlanmalar sürecek; Ýran’a, zaman zaman oluþacak sýkýþmalara raðmen müdahale olmayacak ve böylece doðal geliþim sürecinde reformcular iktidar deðiþimine çok yaklaþacaktýr.

- Türkiye, yeni ve daha demokrat anayasasý, partiler ve seçim yasasý ile rahatlamýþ olacaktýr. Kürt meselesinde Kuzey’deki Kürt devleti geliþmesini sürdürmüþ ama Türkiye’nin sýçrama yapmasý ve kendi bahçesini temizlemesi, demokratik adýmlar atmasý nedeniyle çekim merkezi olma þansýný yakalayamamýþ olacaktýr. Üstelik Türkiye’nin yöredeki gücü onlar için de bir korunma, güven ve barýþ þemsiyesi oluþturacaktýr.

- Bütün bu geliþmelerin yanýnda, Türkiye’nin kendi çýkarlarýný yer yer öne çýkaran kibirli politikasýna geri dönüþler yapmasýnýn da -kimileri buna emperyalist çýkarlar diyebilir- süreçte bazý olumsuz etkilere yol açmýþ olabileceðini de göz ardý etmemek lazým.
Ýþte bu tür olasýlýklarýn sentezlendiði bir durumda yukarýda verilmiþ oranlardaki -2016 civarlarý- seçim sonucunda, yeni Cumhurbaþkaný’nýn Recep Tayyip Erdoðan olduðunu da unutmadan, koalisyon ihtimallerini þöyle sýralayabiliriz:

(Ak Parti %25, MHP %11, Saadet Partisi %10, Sarýgül %10, Yeni Sol Parti %10, BDP %9, CHP %9, BBP %4, DP %3, Abdüllatif Þener %2, DSP %2, Osman Pamukoðlu %1, ÖDP %0.7, ÝP %0.5, TKP %0.3, bilinmeyen 4 parti % küsur)

Ak Parti + Saadet Partisi + Yeni Sol Parti + BDP + = %54

Ak Parti + Yeni Sol Parti + BDP + Sarýgül = %54

Ak Parti + BDP + Yeni Sol Parti + Abdüllatif Þener + DSP = %48

Ak Parti + MHP + Saadet Partisi + BBP = %50

MHP + BBP + Saadet Partisi + Sarýgül + CHP + DP + Osman pamukoðlu = %48

Geleceði yorumlamak

1. Gelecekte, Ak Parti olmadan hükümet kurmak neredeyse imkânsýz.

2. BDP ve Yeni Sol parti’nin birlikte hareket etmeleri özel ve güçlü bir odak yaratýyor.

3. Saadet Partisi toplumsal hayatýn önemli figürlerden birisi oluyor. Erbakan etkisini azalttýkça, Numan Kurtulmuþ etkisini arttýrdýkça, bu hem Saadet’in güçlenmesini getirecek hem de Ak Parti’yi diðer kimi partileri deðiþik biçimlerde etkileyecektir.

4. Ak parti, dönemin özelliklerine ve geliþmelere göre, milliyetçi muhafazakâr ya da yenilikçi, demokrat koalisyonlardan yana olabilir. Þimdilik görünen, demokrat, AB yanlýsý bir çizginin þansýnýn daha fazla olduðudur.

5. Kemalist muhafazakâr çizgide ýsrar edecek bir CHP’ye de, eski merkez sað çizgilere de politik arenada pek yer kalmýyor.

6. Sarýgül, deðiþik bir iki seçenekte var olabiliyor.

7. MHP ve BBP türü partiler kaçýnýlmaz geliþmeler karþýsýnda zaman zaman parlar gibi olsalar da hep biraz azalarak ama yaþamlarýný sürdürecek, daha uzunca bir süre ülke politikasýnda var olacaklar. Onlarýn dýþýndaki parti ve gruplarýn onlarý, ýrkçýlýktan, aþýrý milliyetçilikten, bölgesel emperyalist tavýrlardan uzak tutmak için çabalamasý önem taþýyor. Süreçte yeni sol partinin de, Ak Parti’nin de bu doðrultuda, tutarlý bir ideolojik, politik mücadeleye ve akýllý taktiklere ihtiyaçlarý olacaktýr.

8. Ak parti ve diðer olasý partnerleri arasýnda bir kilitlenme durumunda, Cumhurbaþkaný’nýn zorunlu olarak ikinci büyük partiye hükümet kurma görevi vermesiyle, MHP’nin kýl payý farkla koalisyon kurabilmesi olasýlýk dâhilinde ama imkansýza yakýn sýnýrlarda… Çünkü bu durumda bir azýnlýk hükümetinin de olasýlýðýný unutmamak gerek. Böyle bir azýnlýk hükümeti bir sürü durumda mecliste çoðunluk sýnýrýnda dolaþabilir, üstelik onu düþürmek için gereken toplam oy saðlanamayabilir.

9. Bu arada Ak Parti’nin deðiþiminin yanýnda, Yeni Sol Parti’nin izleyeceði politikalar da gelecek 5-6 yýlýn en dikkate deðer yoðunlaþma noktalarýný oluþturacaktýr. Diðer kimi durumlar yanýnda islami kültürün farkýnda ve öyle bir dilden haberli bir sol partinin ancak gerçekten “yeni” olabileceði de unutulmamalý. Üstelik bu parti yeni dýþ politikasýnda Arap ya da Ýslam düþmanlýðýna da, Ýsrail karþýtlýðýna da yer vermemelidir. Geçmiþteki büyük ya da etkili devletlerin ya Abbasiler’de olduðu gibi Yahudi ve Hýristiyanlarýn (burada Süryaniler); Endülüs Emevileri’nde olduðu gibi Yahudilerin; Osmanlý’da olduðu gibi Yahudi ve Hýristiyanlarýn (burada Ermeniler ve Rumlar) birliðine dayandýðý unutulmamalýdýr. Türkiye Cumhuriyeti'nin de þimdiye dek, sadece Ýsrail'le ittifak yaptýðýný, artýk daha geniþ kesimlerle birlikte olmak gerektiðini unutmamak gerek. Ortamý zehirleyen en önemli konu olan Filistin sorununun kýsmen çözümü bu bölgede yeni tür ittifaklarýn, yeni ideolojik, politik çizgilerin doðuþunu getirebilir.

10. Müslüman Sol bir hareketin bu süreçte nerede duracaðý, Ak Parti’de mi, Saadet içinde mi, Yeni Sol Parti’de mi yoksa Abdüllatif Þenerle birlikte mi olacaðý da önemlidir. Ayrýca Abdüllatif Þener’in nereye doðru evrileceði de dikkatle izlenmelidir. Merkeze ve devlete doðru mu yoksa daha demokrat bir çizgiye doðru mu?

Yukarýdaki dünya ve Türkiye olasýlýklarý, çok büyük sapma gösterilmesine yol açacak geliþmeler ya da bir partinin beklenmeyen büyük hatalar yapmadýðý varsayýmlarýna dayanýyor. Bu varsayýmlardan görüldüðü gibi daha bir süre Ak Parti Türkiye’de gündemde var. Demokrat Kürtler ve Türkler’in partisinin/partilerinin gücü ülkenin dönüþümünde önem taþýyacak. Yeni kurulacak olanlarýn ve diðer partilerin, bu olasýlýðý dikkate alýp ona göre politikalar yapmasý doðru olacaktýr.

Hayal gücümü zorlarken, Yeni Sol Parti’ye biraz fazla hayali destek verdiðim söylenebilir. Belirli bir bilinmeyen oyun daðýtýlmasý gerekliydi ve ben burada biraz iltimas yaptým. O kadar olur, diyerek okuyanlardan biraz hoþgörü bekliyorum.

Benden daha geniþ hayali olanlara selam ediyor, herkesin hayal gücüne kuvvet diliyorum.

Bu arada unutmayalim ki yaþamýn kendi sonsuz olasýlýklarýnýn gücü ve deðiþimin milyonlarca farklý itici potansiyele sahip olmasý, hepimizin hayallerinin hem bozucusu hem de tamamlayacýsýdýr. Tek gerçek, sosyal geliþmelerin kesin öngörülerinin olamayacaðýdýr. Bizim yapacaðýmýz bu çabalar, sadece yaþamýn hareketini biraz daha iyi anlamamýza yol açar, o kadar.

Zaten farklýlýk da buralardan kaynaklanýyor. Daha iyi anlayan daha iyi var olur.



Ý. Mýsýrlýoðlu
01-03-2010
Ýstanbul

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
04 Mart 2010 00:43

Þenay Çaðýran

Merhaba. Yeni bir sol parti oluþum süreci ile ilgili görüþ ve paylaþýmlarýnýza öncelikle içtenlikle katýlýyor; en azýndan kendi adýma teþekkür ediyorum. Kuruluþa az bir zaman kala, kuruluþ öncesi ''' Ýzmir Buluþmasýna Çaðrý'' davetini ileterek, içerikte belirtildiði gibi bu siyasal sürecin hep birlikte oluþturulmasýný diliyorum. Saygý ve sevgimle. Þenay Çaðýran.


Demokratik, Özgürlükçü, Toplumsal ve Eþitlikçi

Partinin Kuruluþ Öncesi

Ýzmir Buluþmasýna

Çaðrý



“Solda Kitlesel Bir Siyasal Parti Oluþturmak” hedefiyle 2009 ortalarýnda baþlayan süreçte çeþitli alanlarda yapýlan çalýþmalar ortak bir mecrada buluþuyor…



· Toplumsal adaletin ve toplumsal barýþýn saðlanmasý için…

· Demokratik, özgürlükçü, toplumsal ve eþitlikçi bir kitlesel siyasal hareketi birlikte örmek için…

· Kendimizi siyasetin öznesi kýlmak için…

· Sözümüzü ortaklaþtýrmak, gücümüzü birleþtirmek için…

bu siyasal süreci birlikte oluþturalým.



Toplantýmýza,

Prof. Dr. Ahmet ÝNSEL

(Galatasaray Üniversitesi Öðrt. Gör.)

Nurettin KIZILKAN

(SHP )

Oktay KANDEMÝR

“Nasýl Bir Türkiye Ýstiyoruz”

Çalýþma Grubu Üyesi

katýlacaklardýr.



Tarih: 6 Mart 2010/Cumartesi

Saat : 13:00

Yer : MMO Tepekule Kongre ve Kültür Merkezi/Bayraklý- Ýzmir

Ýletiþim : izmirsol@gmail.com / (232) 4464656 (232) 4464656

Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.