Oruç tutan tutmayana nasýl yaklaþmalý?
30 Mayýs 2018 10:39 / 1388 kez okundu!
"Geçen yýl bir arkadaþýmýn sosyal medya notu üzerine yazdýðým yazýyý bir daha paylaþmak istedim çünkü hala anlamlý...
'Ýzmir'de oruç'ta saygýsýzca yiyen, öpüþen müslümancýklarý gördükçe Deyrulzafaran'a gidip Mardin'de ki Süryanilerin ellerinden öpesim geldi.. 
'
Böyle demiþti bir kardeþimiz... Ardýndan "oruç tutmayana dayak" haberleri de Ramazan ile birlikte zuhur edince, yazmak þart oldu.
Þöyle düþünmek bir müslüman için daha iyi olmaz mý?"
*****
Oruç tutan tutmayana nasýl yaklaþmalý?
Bir arkadaþýmýn sosyal medya notu beni nerelere götürdü...
"Ýzmir'de oruç'ta saygýsýzca yiyen, öpüþen müslümancýklarý gördükçe Deyrulzafaran'a gidip Mardin'de ki Süryanilerin ellerinden öpesim geldi.. "
Böyle demiþ bir kardeþimiz... Ardýndan "oruç tutmayana dayak" haberleri de Ramazan ile birlikte zuhur edince, notlarýmý paylaþmak þart oldu.
Þöyle düþünmek bir müslüman için daha iyi olmaz mý?
1. Ramazanda yiyen içenlerin hepsini müslüman diye düþünüyorum ama ya deðillerse, baþka dindenlerse, dine inanmayanlarsa... Yemek içmek haklarý deðil mi?
2. Böyle bir soru sormak, imada bulunmak; acaba beni kibir uçurumundan iter mi çeker mi?
3. Belki ben de geçmiþte benzeri durumlarda bulundum ya da gelecekte belki benzerini yapacaðým... Öyle bir durumda onlarýn bana, benim onlara baktýðým gibi bakmasýný ister miydim?
4. Ramazanda Ýzmir'de yiyen içenlerin hepsini müslüman diye düþünüyoruz, diyelim ki öyledir; ancak günah iþleme özgürlüðü yok mudur? Suçun cezasý seküler mahkemelerde verilir; ilahi "suç"larýn tesbitini biz insanlar nasýl yaparýz, nasýl yargýlarýz ve nasýl cezasýný anýnda keseriz? Eðer günah polisi, günah savcýsý, günah hakimi ve günah celladý deðilsek, bu düþünceye yol açan en küçük yaklaþýmýn bile kendi içinde günah olduðunu nasýl anlamayýz?
5. Kiþi, Allah'ýnýn kendi orucuna ihtiyacý olduðunu düþünüyorsa, yanýlýyordur. Oruç bir simgedir. Kiþinin kendisi içindir. O zaman býrakalým da kiþiler kendileri için iyi ya da kötü olana kendileri karar versin. Oruç tutmayaný kýnama hakkýný kendimizde görmek, kendimizi kibire boðmak olmaz mý? En büyük günaha yani :(
6. Dinler, özgürlüðe, gönüllülüðe yöneldikçe, kibirden uzaklaþtýkça din olur; tersi durumda politikaya döner. Dinin ve politikanýn iþleyiþi farklýdýr. Her ne kadar her din ilk çýkýþýndan sonra bir ölçüde politikaya meyletse de; farkýndalýk hala her þeydir. Küçücük ayrýntýlara bizim koca hayatlarýmýz sýðar. Onlarý kolayca harcamayalým, harcatmayalým!
7. Biz insanlar, eksi sonsuz ile artý sonsuzun ortasýnda, ihmal edilebilir bir noktayýz. Bir nokta oluþumuzu tevazuyla kabullenmek yerine; baþkasýnýn farklýlýðýný isyanýmýzýn çýkýþ noktasýna oturtmak; günahý da, yanlýþý da aþan bir þirk olmasýn sakýn?
8. Çevremizdeki her þey için ilk elde olumlu düþünmek iyidir. Bu en doðrusudur demiyorum ancak yargýlayýcýlýktan uzak, empatiye yakýn duruþlar, hem ilahi olana hem dünyevi olana en iyi yaklaþma çabasý olamaz mý?
Peki ne yapalým?
Bunun için 1000 yýl öncesindeki felsefe katliamýyla yüzleþmekle ile baþlanabilir. Bu, dinsel konularý ele alýþýmýzýn kolaylaþmasý için bize yöntem kazandýrabilir.
Böylece devletin hakem olup bütün din, mezhep ya da tarikatlara eþit mesafede durduðu, birini ötekine ezdirmediði gerçek laikliðe yönelmek ve de belki kendimize özgü bir sekülerliði sabýrla hayata geçirmek mümkün olabilir.
Farklýlýklarýn birlikte en az sorunla yaþamasý için aþure kültürü de önemli. Saygý, empati, vicdan ve hakem devlet ise bu kültürün sacayaklarý...
Vesselam.
Ýlhami MISIRLIOÐLU
Not: Bu arada yazýmý bitirince Tayfun Atay'ýn bir yazýsý gözüme çarptý. Onu da paylaþýyorum.
