Geçmiþ arayýþýnda sýnýrlar ya da resmi tarihin iflasý

14 Ocak 2015 15:26 / 1890 kez okundu!

 

 

100 yýla yakýndýr süren resmi tarih yazýmý ve "geçmiþimizi daha eskilere dayama çabasý" þu sýrada birden gündeme geldi. Klasik devlet anlayýþýný biraz makyajlayarak sürdüren yeni cumhurbaþkaný oklarýn hedefi oldu. Bu tür zorlama geçmiþ yaratma çabalarýný öteden beri eleþtirenleri anlýyorum ama sadece, bu hamleyi Erdoðan'ýn yapmasýna itiraz edenleri ise politik iki yüzlülüðün ve kategorik muhalifliðin tuzaðýna düþmüþ görüyorum. Yani gerçeði doðru algýlamak için panoramayý biraz daha geniþ tutmak lazým.

Osmanlý gibi bir büyük imparatorluðun çöküþünü ve elde sadece Anadolu'yu temel alan yeni bir cumhuriyet kalmasýný sindirmek elbette kolay olmadý. "Toplumunun tarihini milattan öncelere dayandýrma arayýþý" bu anlamda anlaþýlabilir bir þey ama Mustafa Kemal Atatürk'ün, herþeyi Türk'e baðlayan Güneþ Dil Teorisi'ni önce allayýp pullamasýný sonra da yanlýþýný anlayarak geri çekip unutuþa terk etmesini akýlda tutmak gerek. 12 Eylül sonrasýnda iþin biraz daha popülerleþtirildiðini unutmayalým. Bu unutulmuþluklardan 16 devlet damýtýlýp, bunlara bayrak yakýþtýrýlmasýný, heykel uydurulmasýný da yaþadýk (Vali Konaðý caddesinden Teþvikiye'ye inerken geçilen parkta, 90'larda yapýlmýþ bu heykelleri hala görmek mümkün); þimdi ise yenilik olarak heykellere kýyafet de giydirilmiþ ve cumhurbaþkanlýðý konutunun törenine dahil edilmiþ ;-)

Tam olgunlaþmamýþ, "çocuk toplum"larýn pek ihtiyaç duyduklarý algý yaratma, kendini ve karþýdakini "eðitme" amaçlý olarak bu tür simgeler sýk sýk kullanýlýr. Bugünden geriye gidilerek, eldeki verilere dayanarak oluþturulmuþ bir eski askeri bando olarak Mehter Takýmý'ný neredeyse kabullendik ama onun da geçmiþini biraz karýþtýrýrsanýz tam da bize sunulan gibi olmadýðýný bulabilirsiniz. Ülkemizde epeyice yaygýn olarak (ki bazý yerlerde ne yazýk ki hala kullanýlýyor) kurtuluþ günlerinde batýda Yunanlýlarýn, doðuda Ermenilerin "temsili" olarak süngülendiði çocuksu müsamere tarzýnda gösteriler yapýlýr. Ancak zamanýn ruhuna ters olduðundan bunlar gittikçe daha fazla göze batýyor. En azýndan bir kýsmýmýz için bu tür gösteriler artýk övündüðümüz deðil utandýðýmýz tüluat oyunlarý oldular.

Örneðin dünyada bir çok ülke ulusal marþlarýna küçük makyajlar yapýp, onun sözlerini zamanýn ruhuna uyduruyorlar. Biz de elbette gün gelecek Ýstiklal Marþýnýn dizelerindeki "kahraman ýrkýma bir gül" ya da  "ýrkýma yok izmihlal" dizelerini, sözgelimi  "halkýma" diye deðiþtireceðiz. Ancak önemli olan durumu önceden öngörebilmek ve bunu Mehmet Akif Ersoy'a ya da "Türklüðe" hakaret olarak algýlamamak, algýlatmamak.

 ***

[Ýktidar yanlýlarýnýn "Erdoðan ne eylese güzel eyler" tavrý ile muhaliflerin bir çoðundaki "Erdoðan ne yapsa berbat yapar" yaklaþýmý aslýnda birbirine benzeyen simetrik tutumlardýr.]

 ***

Cumhurbaþkanlýðý binasýndaki bu son gösteri türü þeyleri sadece bize özgü sananlar yanýlýyorlar. Bu yanýlgý bir kýsmýmýz için bilgi eksikliðinden kaynaklanabilir ancak bir bölümümüz açýsýndan da bilinçli bir çarpýtma ve karþý algý yaratma vesilesi olarak kullanýlýyor. Erdoðan ile insafsýzca dalga geçmek için yeni bir vesile yani... Üstelik bunu yapanlarýn, yurt dýþý gezilerinde örneðin Yunan Meclisinin önünde nöbet tutan Efzun kýyafetli Yunan askerlerinin fotoðrafýný çekmek için sýraya girmeleri çok normal karþýlanýr. Ýngiltere'deki kimi törenlerde kullanýlan þatafatlý ortaçað kýyafetleri, süslü atlar, arabalar, arabacýlar bu gezginlerimiz tarafýndan pek otantik bulunur. "Adamlara bak, geçmiþlerine ne acayip sahip çýkýyorlar" biçiminde duygularýný dile getirirken de aslýnda batýnýn oryantalizminin etkisinde olduklarýný da fark etmezler. Onlar yapýnca "vaaay", biz yapýnca "ýyyy". Öte yandan, "oralarda var, bizde neden olmasýn" düþüncesiyle alelacele bir takým zorlama adýmlar atmak da benzeri aþaðýlýk duygusunun baþka cenahlardaki versiyonu olarak beliriyor.

Günümüz Hollanda'sýnda yýllarýn geleneði olan ve bizim "laik" turistlerimizin geçmiþte pek özendikleri Sinterklaas törenleri artýk çatýrdýyor. Çünkü beyaz sakallý adamýn yamaklýðýný yapan sevimli "zenci" çocuklar artýk eðlence objesi deðil ýrkçýlýk objesi olarak damgalanýyor. Yýllar önce bunu dile getirenler çok azýnlýkta kaldýklarýndan sesleri yeterince duyulmuyordu. Bugün ise belki gelecekte törenlerin þeklini etkileyecek denli güçlü duyuluyor sesleri; çünkü zamanýn ruhu artýk bunu emrediyor.

Buna karþýlýk, kimi ülkelerde hakim ve avukatlarda olan abartýlý peruklar ya da kýyafetler, herkeste hafif gülümsetme yaratsa da, tiyatrocularýn prova sýrasýnda role girebilmeleri için kullandýklarý yabancýlaþma efekti etkisi gibidir. "Avukat, hakim o giysiyi kullandýðýnda o kiþiler olmaktan sanki çýkmýþ gibi olur ve sanki daha tarafsýz kiþiler olarak adaletli kararlara imza atarlar" inancý nedeniyle, o kýyafetler daha bir süre zamanýn ruhuna adapte olarak yaþayacak gibi görünüyorlar.



RESMÝ TARÝH YARATMA ÝÞÝ BUGÜNE ÖZGÜ DEÐÝLDÝR; NEREDEYSE 100 YILLIK KESÝNTÝSÝZ BÝR SÜREÇTÝR

Tekrar bize dönelim... Abartýlý bir "tarihten yarar umma", geriye doðru, çok sayýda yanlýþlýklarý da içeren doðru olmayan, zorlama tarih yaratma iþi yeni deðil. Bu nedenle yazýmda, konuyu sýradan bir dalga geçme vesilesi olarak ele almak yerine kimi gerçeklere deðinmeyi tercih ettim. Ýktidar yanlýlarýnýn "Erdoðan ne eylese güzel eyler" tavrý ile muhaliflerin bir çoðundaki "Erdoðan ne yapsa berbat yapar" yaklaþýmý aslýnda birbirine benzeyen simetrik tutumlardýr. Benim karþý çýktýðým tam da budur. Bu nedenle iþe nefret ya da aþk gibi duygularý karýþtýrmadan sakince eleþtirilerimi bir daha sýralamak doðru olacak:

1. Zamanýn ruhunu iyi okumak lazým, tersi durumda her iki taraf da gülünç olabilir.

 

2. Zamanýn ruhunu iyi okuyamayanlarý eleþtirirken de nerede duracaðýnýz bu yüzden çok önemlidir.
 

3. Bu süreçte, ister yandaþlýktan ister kategorik muhaliflikten muzdarip olsalar da, iþe bir biçimde duygularýný karýþtýranlar, bu gülünçlükten nasibini alýrlar.
 

4. Baþka uluslardaki benzeri "tiyatrolarý" hiç kafa yormadan beðenip, kendi ülkesinde yapýlýnca eleþtirenler, oryantalizmin þubesi gibi davranmaktan kurtulamazlar.
 

5. Kendi ülkesindeki benzeri durumlarý eleþtirirken nefretlerine yenilenler, fark etmeden nefret ettiklerini güçlendirirler. Oysa akýlcý, tutarlý, objektif eleþtiriler; ya karþý tarafta düzelmeye yol açar -ki bu, kýsa vadede üzüm yeme yanlýlarý için iyidir- ya da düzelmeyen tarafýn taraftarlarýný doðru çizgide etkiler -ki bu da orta vadede yararlýdýr-.
 

6. Son törendeki 16 Türk devleti kompozisyonu bir çok nedenle tartýþmalý. Ýktidar ya da muhalefet olarak eðer "Türkçü" deðilseniz bunu göstermelisiniz. "Soydaþ" denilince sadece "Türkler", "Türkmenler" anlaþýlýyorsa ortada bir sorun var demektir. Neden 16 Türk devleti? Hani cumhuriyetin öteki vatandaþlarý ve devletleri? Yoksa onlar "öteki" mi?
 

7. Henüz "Türk" sözcüðünün tedavüle girmediði dönemlerin devletlerini bile içine alan, Hun imparatoru Atilla'yý kendinden sayan anlayýþ sorgulanmaya muhtaçtýr. Cumhurbaþkanlýðý forsunda MÖ'nin Hunlarýnýn ya da hakkýnda çok az bilgi olan Hazar Devleti'nin "temsil edilmesi" ama Diyanet Ansiklopedisi'nde "Türk devleti" diye nitelenmesine raðmen (ki bu niteleme de ayrý bir sorun) Kürt Selahattin Eyyubi'nin en parlak noktasýna çýkardýðý Eyyubiler Devleti'ni, Anadolu Selçuklu devletini, alfabe olarak Yunancayý kullanan Karamanoðullarý devletini ya da Türkmenlerin yönettiði bir devlet olan Mýsýr'daki (Memluk) Kölemen Devletini, Karakoyunlularý forsa dahil etmemenin mantýðýný en üst makamýn açýklamasý gerekmez mi?
 

8. Elbette gerekir ama bunu köþkün açýklamasý zordur çünkü onlar kendilerinden önceki "devlet geleneðini" ve "resmi tarih" anlayýþýný pek de sorgulamadan kullanmaktalar. Son günlerde bu konunun gündeme geliþ sebebi de zaten bu geleneði deðiþtirmeden "geliþtirme" gayreti ;-)  

 

SON SÖZ

Sayýn Cumhurbaþkaným, bu iþleri memur profesörlere deðil gerçek tarihçilere býrakmanýzýn tam zamanýdýr. Yoksa onlar abartýr, ironisini sevdiklerim de dalgacýlýðýna tavan yaptýrýr Size kalan ise kötü bir müsamerede bir mýzrak tutma iþi olabilir. Bu arada kabul edelim ki konuya mizahi yaklaþýmlarýn bir kýsmý gerçekten eðlendiriciydi. Tam ciddi olayým derken, insaný bir gülme alýyor ;-)

Bence bu konuyu devletin Tarih Kurumu'ndaki memurlara sakýn sormayýnýz çünkü onlarýn ezici çoðunluðu, devletin hoþlanmayacaðý þeyleri gündemlerine bile almama ile mimli devlet memurlarýdýr. Gelin siz örneðin Tarih Vakfý'na bir danýþýn hele; göreceksiniz ki onlarýn çoðu birilerini hoþnut etmek için deðil sadece gerçeði aramak için çabalayacaktýr. Kimi devletlerin tartýþmalý varlýðýný, kimi devletlerin tartýþmalý "Türk"lüðünü dile getirdiklerinde, onlarýn kuþkularýný kuþkunuz edinin ki, böyle müsamerelere kurban gitmeyin.;-)

1915 Ermeni Tehciri'nin 100. yýlýndayýz. Eðer demokrat danýþmanlarýnýzý ve tarihçileri devreye sokamazsanýz; bu resmi tarihçiler size daha çok mýzrak tutturur.

Vesselam.  

 

Ýlhami MISIRLIOÐLU

12.01.2015, Ýstanbul

Son Güncelleme Tarihi: 19 Ocak 2015 01:36

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.