Bir yaþ daha büyüdüm ama hala umutluyum

31 Ekim 2009 23:40 / 1933 kez okundu!

 


Tan Oral'ýn 29 Ekim 2009 tarihli Taraf'ta harika bir karikatürü vardý; demokratik açýlýma direnenleri sorguluyordu; "Barýþa hayýr, savaþa devam, yine onlar ölü olarak ele geçirilsin, yine bizler þehit verelim"... Yani bu mudur? Dinsel bir paye olan þehitlik titrini daðýtarak anne ve babalarýn, çocuklarýnýn ölümüne ses çýkarmamasýný saðlamak ama ölenlerin annelerinden baþörtülü olanlarýn, orduevinden içeri girmesine izin vermemek...

Ordumuz bu ikiyüzlülüðü nereye kadar sürdürecek?

Çocuklarýmýzýn haksýz bir savaþ için, kötü politikalar uðruna ölüme gönderildiðini, 25 yýlda topraða gömülen 500 milyar dolarýn ülkemizi nasýl fakirleþtirdiðini, kirlettiðini halka kim açýklayacak?

Bunu açýklamazsak, kaçýnýlmaz olarak Türklerden kimse "barýþ geliyor" diye sevinmez ve sevinen Kürtlere de kýzar... 

Geçmiþte biliyorsunuz bol miktarda sýnýr ötesi harekat yaptýk. Bu harekatlar içte ve dýþta epeyi iþe yarýyordu. Neydi bunlar?

1. Sanki sorun sýnýrlarýn dýþýndaymýþ da asýl tehlike oradan geliyormuþ izlenimini kuvvetlendirmeye yarýyordu. Devlet, bunu hem BM'i hem de iç kamuoyunu -dolayýsýyla aslýnda kendisini de- aldatmak için bol bol kullandý.

2. Ordu bu harekatlar sayesinde düþük yoðunluklu bir sýcak savaþ içinde tutuldu. En son teknolojiler, en son silahlar, en geliþkin helikopterler, gece görüþlü dürbünler bu "savaþ"ta kullanýldý. Böylelikle ordu, dünyadaki en etkin, savaþa en hazýr ordular arasýna girmiþ oldu. Ha bu arada zayiat olmadý mý? Oldu tabii. Kürtlerden ölen zaten zayiat bile sayýlmazdý. Gencecik Türk gençleri ise eðitim zayiatý kaydedildi. Baþýný örteni, namaz kýlaný askere almayanlar þöyle dedi: "Bir de bu gençleri þehit sayarsak, annelerin babalarýn isyanýný da önleriz" ve öyle yaptýlar da. Ýnancý kuvvetli halkým yaþanan bir iç savaþý böylece sineye çekti.

3. Bu harekatlar sayesinde her türlü demokrat, ilerici, yenilikçi, deðiþimci, reformcu, statükoyu bozan giriþimin önüne de barikatlar çekilmiþ oldu. Nasýl olsa medyada ordunun hýnk demecibaþlarý epeyi vardý. O sayede halký da yönetmek pek zor olmadý.

Kimileri için üzgünüm ama þimdi dünya deðiþti:

1. Halen süren derin ekonomik kriz petrolcüleri ve silahçýlarý deðil, bilgisayarcýlarý baþta ABD olmak üzere dünyada yeniden öne çýkardý.

2. Obama bu yüzden seçildi. Artýk savaþ deðil barýþ kârlý bir iþ.

3. Türkiye'de, Koçlar, Sabancýlar, Doðanlar yeni duruma uyum sorunlarý yaþýyorken, küreselleþen yeni bir sermaye kesimi (Anadolu Kaplanlarý) zaten bir süre önce öne çýkmýþtý.

4. Eskinin partileri silindi, yenilerin sözcüsü olarak yenileri belirdi (AKP), daha yenileri de doðum sancýlarýnda. 

5. AB yolunda zorunlu ilerleyiþiyle hem sermaye hem partileri ve hem de onlara inananlar küreselleþiyor.

6. Eskinin kalýplarý, statükonun duvarlarý bir bir çatlýyor. bunu göremeyen, gerçeði okuyamayanlar telaþ içinde Ergenekon'a sarýldý ama -bereket ki- o da boþa çýktý. Türkiye, tarihinde ilk kez asker-sivil darbecilerini yargýlamaya baþladý.

7. Açýlýmlar dönemi geldi. Doðru olan buydu. Kimin yaptýðý ya da yapmak zorunda olduðu deðil nasýl yapýldýðý önemliydi.

Kürt açýlýmý diye bilinen þey aslýnda Türk açýlýmý idi.

Alevi açýlýmý denen þey aslýnda Sünni açýlýmý idi.

Ermeni açýlýmý denen þey aslýnda hem Türk açýlýmý hem de Yüzleþme açýlýmý idi.

Kýbrýs açýlýmý (ki yakýnda yeniden gündeme oturacak) denen þey çetrefil bir açýlýmdý. Hem "komþularla sýfýr sorun", hem kendi içimizdeki Rum azýnlýkla barýþma hem de dünya devleti olma ufkunun adýmlarýydý.

Suriye açýlýmý, Türkiye'nin kendiyle ve doðuyla barýþmasýnýn adýmýydý. 86 yýldan sonra Türkiye yeniden kendine güvenerek bu coðrafyaya dönüyordu. Irak açýlýmý da bölünme korkularýnýn boþuna olduðunu anlayan Türkiye'nin yeni politikasýydý.

Ýsrail açýlýmý yine tüm bu politikalarýn sonucuydu. ABD ve AB'den tam baðýmsýz deðildi ama onlara da yeni tür bir politikada zorlayýcý destek veriyordu. Türkiye ilk kez böylece baðýmsýz bir politika oynuyordu dýþ iliþkilerinde. Kendi gayretiyle BM güvenlik konseyine de girdiði sýrada, izlediði bu çizgi çok önemliydi ve hala "Baðýmsýz Türkiye" sloganýný sadece slogan olarak kullananlara bir ders niteliðindeydi geliþmeler.

8. Tam bu sýrada "Taraf" diye bir gazete çýkmýþtý ortaya. Bu gazetenin varlýðý statükocularý çok rahatsýz etti. Mevcut hükümet de uzun süre onun eleþtirilerinden nasiplendi ama sonunda "Taraf yazmýþsa doðrudur" simgesi oluþtu. NTV meselesi hariç Taraf bu konularda neredeyse hiç haksýz çýkmadý. Hele son Dursun Çiçek belgesinin gerçek olduðunun anlaþýlmasýyla da dut yiyen bülbülllerin sayýsýnda patlama yaþandý.

Dünya iyiye gidiyor, Türkiye de... 

Bir yaþýma daha girdim ve hala umutluyum.

25-10-2009

Ýstanbul

Ýlhami Mýsýrlýoðlu

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
31 Ekim 2009 18:31

ÞEREF MUÞ

BÝLGÝNÝN VE BÝLÝMÝN IÞIÐINDA ELÝNDE KALEMLE DÜNYAYA GELEN ÝLHAMÝ MISIRLIOÐLU'NU KUTLUYORUM.  MUTLU YILLARA GÜZEL ÝNSAN.
31 Ekim 2009 14:47

kizilcam

Sevgili Ýlhami,

Her yeni yaþýn,
yeni umutlar filizlendirsin,
filizlerin binbir çiçek açsýn,

Nice yýllara...

Ali Rýza
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.