Yolculuklara çıkmayı seviyor musunuz?

26 Ekim 2009 12:59 / 1583 kez okundu!

 


Bütün leylekler gibi. Kırlangıçlar toparlandı gitti. Son yazın evini temizlediler. Bir akşam hepsi bir arada eğlendiler, sözleştiler. Unutma dedi yeni aşk, seneye ne olursa olsun yabani güllerin açtığı sokaktayız.

Yabani kekikler boynunu büktü. Sardunyalar, gözükaralar çaresizce kabullendi olan biteni. Gülümsediğinizi hissetmemek mümkün değil. Ne o yoksa konuştuklarına inanmıyor musunuz?..

Hazırlanırken neler yaparsınız? Dar zamanlarda mı gidip gelmeyi seversiniz örneğin? Hani bir günlüğüne bile olsa kaçıp kaybolmak fena sayılmaz. Hele şimdi hassas mı hassas bir sombahar kapımızdayken ya bir tren ya da otobüsle tadını çıkarta çıkarta hayallerimizi gerçek kılmalı. Şöyle elinizi uzattığınızda yılları bırakın, bin yıl öncesi bir yer. Ama kim bilir nerede yaşıyorsunuz? Öyle kolay mı hem burnumuzun dibinde hem de eskinin eskisi bir mekan? Böyle bir ülkede?.. Efendim? Dünyada bile yok dediniz galiba!.. İstediğiniz gülüşü seçin. Çınlasın ortalık. Bugüne kadar ne yazılsa duyulmadı. Gerçi onların da hayalleri vardı gençliklerinde. Nasıl ateşli konuşurlardı hatırlayın. Neyse vazgeçtim. Yanlış anlamayın. Sitemden, göndermelerde bulunmaktan caydım. Özledim, mis gibi. Hani alınganlık gösterip kapısını tamamen kapatırlar diye korkuyorum. Şimdi bile telleri açıp toprağına basmak üniversite sınavına girmekten beter?..

Hazırlanmaya başlayalım… Fazla eşya almayı sevmem ancak küçük zevklerimi, tatlarımı yanımda götürmekten hoşlanırım doğrusu. Ayrıca sırt çantasına neler sığmaz?.. Soğuksa, şaşkınlık bu ya puf terlikler dahil en morundan beyazına mumlar koymayı ihmal etmem örneğin. Seviyorum işte ne yapayım. Eğer hakkında yazılmış kitap varsa, hele hele öykü tadında anlatıyorsa satırlar mutlaka okur ve yanıma alırım. Aklınızda bulunsun; okuduğunuz bir kitapsa bile yanınıza alın. Çünkü yerinde okumak başka bir anlam veriyor. Gözlerinizle dokunmaktansa tek tek ellerinizle çiziyorsunuz. Adres tarif ederken hazırladığınız krokilere benziyor. Güzel, eğlenceli, sorularla dolu.

Merak insanın özelliklerinden biri. Öyle zengin yaşamak, nefes almak yetmiyor kimseye. İzmir’deyseniz şöyle Foça’ya, Çandarlı ve Dikili’ye kadar mutlaka gitmişsinizdir. Hadi üşenmeyelim Ayvalığı da ekleyelim listemize.

Taş kenti görmeden, eşiğini geçmeden hayattan ayrılan var mı?.. Bergama, o ilklerin tanrıçası. Dokunsan ellerin, yüreğin taş kesilir. Yavaş yavaş rüzgâr çağırıyor… Bildik bir ses. Sanki çok önceleri tütünlerin, çeşmedeki şahinin bakışları eşliğinde gelmiş gibisiniz. Burada doğmuş olabilir misiniz?

İyi bir küçüksünüz siz kitabınızı getirmeyi unutmamışsınız. “Su Perisinin Gözyaşları”… Birlikte Roma köprüsünden karşıya geçelim. Dikkatli olun her taşın üstünde bir öykü var. İz sürmek bir kadının hünerli şefkâtinde saklı. Allianoi’da… Öğrencilerin, öğretmenin, uykusuzluğun, kederli bekleyişlerin de sabrı var aynı zamanda. Ancak üzüntünün yanında umut asla bırakmaz peşinizi. Umut söylenesi bir türküdür ALLIANOI için ve doğarken kanınıza işlenmiştir. Vazgeçmek, sabahı değildir Allianoi’un. Öyle dalgın çalışır seramikleri tek tek bir araya getirirken. Duymaz ismini. Toprak, onun için biçimini değiştirmiştir. Kapların üstündeki resimler kuzeye doğuya kolaylıkla bulsunlar diye dağılmış onu beklemektedir. Çayın rengi, şeftalinin kokusu ilgi görmekten memnun başlatırlar sohbeti.

Candan Yaraş, İstanbul doğumlu. “Su Perisinin Gözyaşları ALLIANOI” onun ilk kitabı. Allianoi’da doğan, büyüyen kızı İlya’nın sorularını yanıtlarken bir masalın içinde buldu kendisini. Bizi de bu anlatımın içine alıverdi Candan Yaraş. İlya, kazının sürdüğü günler boyunca meraklı cümlelerini esirgemedi hiç. Ve yanıtlar o büyüdükçe hem masal olup kitabını buldu hem de İlya’nın kazı alanına gelenlere gönüllü rehberlik etmesine neden oldu. Bugün büyümüşler Allianoi adını yok saymayı sürdürseler bile gerçek bütün çıplaklığıyla onların yüzleşmelerini bekliyor. Candan Yaraş, Marmara Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesi’nden mezun. Seramik ve alçıda kalıplama yöntemleri, Endüstriyel seramik tasarımı, Seramik ve cam restorasyonu, Antik Dönem seramik çocuk oyuncakları konusundaki çalışmaları onun hakkında yazılabileceklerden bazıları. Allianoi’da anlattığı masalların bir tanesi bugün şanslı okurların elindeki kitap. Issız gecelerde, sıcak, yoğun sıkıntılı günlerdeki şefkatini anlayabilmek için Candan Yaraş’ın fırçasında hayat bulan resimlerin dışında mutlaka Allianoi’a gelmeli, ağaçların sesine kulak vermelisiniz.

Candan Yaraş düşlerini, gözlemlediklerini zaman zaman meraklılarla buluşturdu. Onlardan bazıları; 1999 Esin Sanat Galerisi l Seramik Sergisi , İstanbul 2003 Marmara Üniversitesi sergi salonu Seramik Sergisi, 2003 yılında Harbiye Askeri Müzesi Hasan Rıza Sergi Salonu Seramik Sergisi, 2004’de Edirne Kültür Müdürlüğü Devecihan Kültür Merkezi Sanat Galerisi Seramik Sergisi, 2005 Edirne Kültür Müdürlüğü Devecihan Kültür Merkezi Sanat Galerisi Resim Sergisi. Çocuklarınızla bu kitabı okurken birlikte gidebileceğiniz bir mekan; Sunay Akın İstanbul Oyuncak müzesi. Masalcımızın çalışmasını gerçekleştirdiği “Antik Dönem Seramik Çocuk Oyuncakları” yer almakta müzede.

Bugünlerde sonbahara, yağmura, yokluğa inat bir yolculuksa yapacağınız “Su Perisinin Gözyaşları ALLIANOI”u okumalarınızdan eksiltmemenizi öneriyorum. Anlatımın gerçekliği ve bin yıllar sonrasına uzanan çizgisi sizi kucaklayacak, yalnız bırakmayacak.

Kitabı okuduktan sonra “ne yapabiliriz” derseniz eğer… eliniz kalem tuttuğu sürece yazın. Sevgili okuyucu nereye sorusunun yanıtı size ait.


İffet Diler
26.10.2009


------

www.allianoi.org
www.tudef.com
www.hasankeyfgirisimi.com
www.fotogezgin.com
www.sirtcantam.com

"Allianoi, Hasankeyf, Munzur... geleceğinizdir... Kafanızı kuma aklınızı suya gömmeyin..."

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.