EBE SENSİN SOBE BEN !...

10 Ekim 2007 00:00 / 1444 kez okundu!

 

Yeniden defalarca yaşanması ise sanki bir görev. Güneşin doğuşu sabahın esenliğiyle gelse bile çoğunlukla farkına varamıyorsunuz. Dostun içindeki göz yaşının. Belki unutuş böyle bir şey. Başkasının yaşadığını, sıkıntılarının olabileceğini düşünememek.

Hayatta bir kez olsun şaşır yolunu. Ne olur? Bileti yanlış alıver işte. Koşup gitmelerde değil misin zaten. Başka bir sofrada doyur nefesini. Bal çileğe dursun. Ne fark eder? Domates peynire bulansın. Ekmek başkasının teknesinde yoğrulmuş olsun. Gelmiş gidiyorsun nasıl olsa.



Bırak kor heyecan çakılsın nüfusa. Geç çukurlara bata çıka. Etrafa saçma şaşkın baka kal. Hep aynı yerinden kalktın yatağın. Boş ver yoldan doğrul bugün. Kavakları görüyor musun? Metin Altıok mu yazmıştı? Hatırla ve mırıldan. Öyle konuş ki Batman'dan sıyrılıp dağılırken saçların sığınsın çökmekte olan evin tezeğine. Şaşır gülüm. Döküm döküm tandırlar varken yol kenarlarında, sıcak sıkıştırıp dururken seni bitmez oyunun ilk perdesi.



İnsan kızına taht verirmiş ama baht veremezmiş. Buralarda inattan değil ama akrep korkusundan her yön taht. İster gülün ister inanmayın. Bir de maviye bulanmışlar. Cemal bey anlattı yalancısıyım; garip akrep maviyi kırmızı görür, ateş sanırmış. Yaklaşamazmış. Ey insan nasıl da mavi doğmuşsun güne, saate, geç kalmışlığa. Yüzünün kıvrımlarında bıraksan akıp gidecek tereddüt. Hızla çekip gitsek de kalıyor pencerede.



Kimbilir kimler arkalarında bıraktı.




- Teller uzayıp gidiyor dedi.

- Bak titriyor bazısı. Haberi üzgün olmalı kiminin.

- Neydi o şarkı hani ilk ezberindi.

- Tellerine kuşlar mı konar, konar mı kuşlar?




İffet Diler




Arkası Yarın...

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.