ACI ÇEKMEK... ÖZGÜRLÜKSE... SARARSIN SUYUN...

08 Ocak 2008 09:52 / 1407 kez okundu!

 

Bismil, Batman, Hasankeyf, Midyat, Mardin. Haritanın üzerinde minik noktalarla uzayıp giden gözler. Hepsinde ayrı oyunlarla, tereddütte. Hayattan, sorulardan, sıkıntı ve ayrılıklardan yana zengin doğum tarihleri. Ayaklarının dibinde seksek varken, değişti

" niye soruyorsun, hafiflemek ve affetmek için mi?"

- ya sen niye tırnak içi cümleler kurma çabasındasın?

" benim derdim korunmaktan, korkudan!"

- kaybolmak korkunç değil, üzülme!

" korkunç değil yalnızca, tehlikeli ve kanatıcı. İnan bana"



Karşısı "deniz" sanki. Hele yorgunsan, kendini de aldıysan yanına, gözler çekip götürüveriyor. Avuçlarının içinde yanmış bir tutam saç buluveriyorsun. Öğle sıcağından olsa gerek deyip geçip gitmelisin. Buralarda kuşların sesi taşkınlık etmesin diye yansımalarını kesiyorlar bilir misin? Görmek istediklerin, unutmaya çalıştığın ne varsa peşinde farkında mısın? Bir kere akıp gitti sandığın pınar döner mi zannediyorsun?... Yanılgılarından sadece biri bu. Ya başkaları ise ikincisi. Ağlamak, bırakmıyor içimi. Döküldükçe harfler, cümleler, silinirsin kimbilir?



"Yüzümü sevdikçe değişiyorsun. Pişmanlığını anlamak, yabancı, soğuk, keskin. Vazgeç en iyisi. Meraklanma kimseye söylemem. Bilirsin severim tozu, süslü örümceği."



- Israrlı buluşmaların kilitlendiği gölgelerden, sokak kurallarından ve gizlilikten kaçıyorum. adını verdiğin ama asla bulamadığın çömlekteki yazı boynunda ip oldu.sen farkına varana kadar suyun ardında ağırlaşacak vücudun.geriye doğru bakmasını sevenler utanarak anacaklar mahvettiğin çamuru.



"Ellerini içimde tut. Ne kadar farklı artık. Birbiriyle sözlenmeye hasret kapımdaki ziyaretçi"



Deyr Ül Zeferan! Yukarılarda aklını mağaranın içlerine dağıtan ilk resimler. Eşiği sorularla örülü o taş! Çarpa çarpa dönen kargalar. Yıldızları düşüyor ikinci isimlerin. Anlıyor ve utanıyorsun. Beklemezdin sonsuz gözyaşını! Kimse sana kızmayacak inan. Yeni farkına vardın değil mi? Ölümün bedeni göz çukurlarına doldurmuş şarkıları. Acaba uzun tarihlerde kalsan yine aynı olur muydu bebeğine biçtikleri elbise. Sarı, şifon ve fırfırlı. Konsolun üstündeki o değil. Kendini kandırma.



"Hiç topraktan dalga gördün mü?"



- Bazen yalandan, aldanıştan geçmez ki günler, geceler. İlle ister, unutur, sonra yine nasıl olsa gideceksin. Unut ne varsa, unut ve yanıl.



Aç kapıyı bezirgân başı!


İffet Diler

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.