Hem sosyal demokrat hem Kemalist, olmuyor - Rengin Soysal

14 Haziran 2011 12:30  

 

Hem sosyal demokrat hem Kemalist, olmuyor - Rengin Soysal

Hiçbir araştırma şirketi seçim sonuçlarına dair tahminlerinde twitter anketi kadar yanılmadı. Yapılan ölçüme göre twitter kullanıcılarının yüzde 51’i CHP’ye, yüzde 22’si AKP’ye oy veriyor, MHP barajın altında kalıyordu.

Demek ki twitter veya bütün olarak sosyal medya, henüz ülkenin eğilimlerini yansıtmaktan çok uzak. Buna karşılık twitter hesabı olanların çoğunluğu siyasi tercihlerinde CHP’ye daha yakın. Yani twitter üzerinden “Cumhuriyet Mitingi” düzenlemek mümkün ama oradaki katılım, yurt genelinde bir ekseriyeti temsil etmiyor.

Twitter’ın habere ulaşmak ve yaymaktaki hızı, seçim neticelerini alırken de kanıtlandı. Gün gelecek, oy verme işlemleri de internet üzerinden yapılacak herhalde. Ancak şimdilik sosyal medya paylaşımlarına bakıp yorum yapmak, yalnızca kendi bulunduğu çevrenin görüşlerini, taleplerini dikkate alarak değerlendirmede bulunmak kadar yanlış.

Seçim arifesi olan cumartesi günü, Bağdat Caddesi’nde bir eczanedeyken dışarıda büyük bir alkış ve çığlık koptu. Baktığımda CHP’nin seçim otobüsünün geçtiğini ve caddede yürüyenlerin durup, eczanenin bitişiğindeki kafede oturanların hepsinin ayağa fırlayıp alkış tuttuğunu, iki kollarını sallayarak adayları selamladıklarını gördüm.

O manzaraya bakıp hüküm vermeye kalkışmak, 1950 seçimlerinden önce İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı olan Fahrettin Kerim Gökay’ın, Taksim mitinginde, İsmet İnönü’ye meydanı hıncahınç dolduran kalabalığı gösterip, “İşte Paşam İstanbul” demesine benzeyebilirdi. CHP’nin o seçimde DP oylarının yarısından az rey aldığı biliniyor.

Ciddi ciddi bir CHP-MHP koalisyonu umanların, hatta böyle olacağına kesinlikle inananların ya da AKP’nin tek başına iktidarı alamayıp başka bir partiyle koalisyona gidebileceğini düşünenlerin, hiç değilse kıl payı bir oy oranıyla kazanıp, muhalefetin gücünün çok artacağından emin olanların sayısı hatırı sayılır ölçüdeydi bu çevrede.

“Twitter âlemi” gibi herkes kendi ‘dünyasını’ ölçüt kabul ettikçe, öngörülerin isabetsizliği ile hayal kırıklıklarının fazlalığı paralel seyrediyor bence.

Bunun ötesinde siyasi çıkarımlarda bulunmak benim işim değil.

Yine de seçimlerde oy vermeyen bir ‘seçmen’ olarak kendimce saptamalarım var.

Bana kalırsa CHP ya tamamen değişecek yahut bölünecek; çaresi yok; Kemalizm’le sosyal demokrasi bağdaşmıyor çünkü.

CHP’yi temsil ettiği Kemalist değerler için benimseyenler, sosyal demokrat açılımlardan hoşlanmıyor. Bir taraftan kazandığı oyun bir miktarını diğer taraftan kaybediyor böylece.

Üstelik aynı bünyede birbirine tamamen zıt, birinin varlığı diğerine tehdit oluşturan, Ergenekon zihniyeti ile hakiki sosyal demokrat eğilimin partide tahrip yaratmaması mümkün görünmüyor.

Bu ‘karışım’, devamında mutlaka oy kaybettirecektir. Zira sadece “yeter ki AKP olmasın” diye verilen desteklerin de bir sonu olacaktır.

Bu açıdan, bu haliyle CHP gerçekten de alabileceği oy oranının en yükseğine ulaşmış sayılabilir.

Bundan sonrası Kemalist mi yoksa sosyal demokrat bir parti mi olduğuna karar vermeyi gerektiriyor. Bu karar da dönüşmeyi veya iki ayrı parti olmayı dayatacak.

Bu arada, bu seçimle birlikte gayet net ortaya çıktı ki siyaseti şekillendirme çalışmaları, hayatın her alanındaki tasarı ve niyetler gibi, planlanandan farklı bir sonuç veriyor. Yol sapıyor, gidilecek durak değişiyor belki, fakat varılan nokta hesaplanandan çok başka bir yer oluyor.

‘Dışarıdan müdahale’ çabalarının bir faydası olduysa, artık çirkin ve ahlak dışı yollarla hedefe varılmayacağının anlaşılması olmuştur dilerim.

Seçimlerde oy kullanmamaksa kararsızlığımın neticesi değil, çok kararlı olmamdandı benim.

Bir şeye karşı olmak için başka bir şeyden yana olmam ben.

Ve kendisinden yana olduğum bir parti yoktu bu seçimlerde.


rengin.soysal@gmail.com

Taraf

Son Güncelleme Tarihi: 20 Haziran 2011 23:53

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0