Hedef yüzde 60 - Hakan Çelik

26 Mart 2017 20:14  

 

Hedef yüzde 60 - Hakan Çelik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugüne kadar katıldığı televizyon programlarında referandum süreciyle ilgili herhangi bir anket sonucu paylaşmamıştı.

CNN Türk ve Kanal D ortak yayınında önceki akşam Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde konuğum olan Erdoğan ilk kez tahminini ve beklentisini sayısal olarak da ifade etti. Yüzde 60 hedefini ortaya koydu.

Teknik olarak referandumdan “Evet” çıkması için yüzde 50’nin çok az bir oyla bile aşılması yeterli oluyor. Ancak gördüğüm kadarıyla Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçiminden aldığı yüzde 52’lik oyun üzerine çıkılmasını bekliyor.

Üstelik AK Parti tabanının yanı sıra MHP ve BBP’nin desteğini bu hedef için yeterli görüyor. Cumhurbaşkanı, Saadet Partisi yöneticilerinin “Hayır” yönünde görüş bildirmiş olmalarına rağmen muhafazakar tabanlarının “Evet”e yakın olduğu görüşünde.

Hatta CHP’lilerden de belli bir destek geleceğini düşünüyor. En merak edilen konulardan biri Kürt kökenli seçmenin tercihinin ne olacağı. Cumhurbaşkanı bunun da bir mesele olmadığını önemli oranda “evet” çıkacağını düşünüyor.

1 Nisan’da Başbakan Binali Yıldırım ile yapacakları Diyarbakır mitinginde önemli mesajlar verebilir Cumhurbaşkanı. Süre kalmadığı için soramadığım bazı sorular vardı. Bunlardan biri de “Evet” çıkması halinde bir balkon konuşması yapıp yapmayacağıydı.

Benim hissettiğim kadarıyla Erdoğan’ın böyle bir arzusu var. Bu olası konuşma, Kürtleri, Türkleri, Sünnileri, Alevileri soldan sağa toplumun farklı kesimlerini kucaklayacak somut unsurlar içerecek. Hatta her alanda reformları kapsayan önemli bir yol haritasının da açıklanacağını sanıyorum.

Ben Erdoğan’ın “diktatör” suçlamalarına gösterdiği tepkiyi haklı buluyorum. Bu ifadeyi kime karşı kullanırsanız kullanın rahatsız olur. Hele meşru seçimle işbaşına gelmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin liderine böyle bir yakıştırmada bulunmak dolaylı olarak Türkiye’ye de hakaret etmektir.

Her türlü eleştiriyi en sert ve kararlı şekilde getirebilirsiniz ancak açıkça ve ısrarla “diktatör” demeye devam ettiğiniz kişiyle diyalog imkanını da kaybedersiniz.

Avrupa’nın birçok ülkesinde yapılan bu. Der Spiegel başta olmak üzere Alman basını çok sık Erdoğan’ı hedef alan yayınlar yapıyor. Başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde Türkiye-Avrupa ilişkilerinin önünü açmak için seferber olan Erdoğan bu kadar ağır saldırıyı hak edecek ne yaptı?

Mesela Alman basını ülkeyi uzun yıllardır demir yumrukla yöneten Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında bu başlıkları kullanabiliyor mu?



Birkaç cümleyle Külliye ve ortak yayınımız ile ilgili notlar paylaşayım: Cumhurbaşkanlığı ekibi bu tip yayınlar için oldukça profesyonel bir çalışma yürütüyor. Hasan Doğan, İbrahim Kalın, Lütfullah Göktaş ve Mustafa Varank her zaman olduğu gibi planlamada en çok öne çıkan isimler arasındaydı. Yayının kusursuz geçmesi için kalabalık bir teknik ekiple çalıştık.

Yönetmenimiz Akın Kahraman farklı çekim açılarıyla, görsel olarak da güzel bir iş çıkardı. Erdoğan’ı bir süredir takım elbisenin içinde yelekle görüyorum. Bence iyi bir seçim, kıyafete ayrı bir hava katıyor. Siyasetteki ilk günden bu yana olağanüstü bir çalışma temposu içinde bulunan Erdoğan’ın bu performansını neye borçlu olduğunu hep merak etmişimdir.

Dün yayının sonunda bu sorumun yanıtını Erdoğan’ın sözlerinden üç şekilde aldım.

Kendisini seven insanların duaları, güçlü aile bağları, özellikle eşi Emine Erdoğan’ın tam desteği ve Türkiye için çalışmaya aşkla bağlı olması...

Hakan Çelik

Posta, 25.03.2017

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0