EKÝM DEVRÝMÝ, KOMÜNÝSTLER ve TÜRKÝYE HALK ÝÞTÝRAKÝYUN FIRKASI

07 Kasým 2019 09:20 / 1568 kez okundu!

 

 

Araþtýrmacý Hamit Erdem'in TKP tarihine ve 1900'lü yýllarýn baþlarýndaki politik tesbitlerine iliþkin bu çalýþmasýný, uzunluðu nedeniyle bir kaç bölüm olarak yayýnlayacaðýz. 

 

****

 

 

EKÝM DEVRÝMÝ, KOMÜNÝSTLER

ve 

TÜRKÝYE HALK ÝÞTÝRAKÝYUN FIRKASI

 

“Yeri göðü inletir demir döven iþçiler

Kayalarý titretir saban süren çiftçiler

Anadolu Þuralar Hükümeti varolsun

Ýþçilerin emeði özlerine yar olsun

Uyan mihnetle çalýþan çýplak hemþeri

Ýnkýlâba katýl dünyanýn hür rençberi.”

 

1920’lerde, Halk Þuralarý Marþý’ndan

 

Ekim Devrimi ve Anadolu

1917’de Rusya’daki Bolþevik Devrimi o döneme kadar dünya tarihinde bütün savaþlarýn ve iç savaþlarýn tanýk olmadýðý bir tablo ortaya çýkarmýþtý. Dünya kapitalist sistemi en zayýf halkasýndan kýrýlarak, sosyalist teori –Paris Komünü deneyiminden sonra– Rusya gibi büyük bir ülkede devlete dönüþmekteydi.

8 Kasým 1917’de Bolþevik partisi, Lenin ve Troçki tarafýndan imzalanmýþ olan bir Barýþ Kararnamesi yayýmlayarak; ilhaksýz, tazminatsýz, demokratik, adil bir barýþ ve açýk diplomasi çaðrýsýnda bulunmuþtu. Birkaç gün sonra yayýmlanan Toprak Kararnamesi ve Rusya Halklarýnýn Haklarý Bildirgesi; büyük toprak sahiplerine ait olan topraklarýn yoksul köylülere daðýtýlacaðýný ve “halklar arasýnda gönüllü ve güven verici bir birlik” ilkesini ortaya koymuþ ve bu ilkelerin yürürlüðe girmesi için “somut kararnamelerin” derhal hazýrlanacaðýný vaat etmiþti. 23 Kasýmda Sovyet basýný Çarlýk döneminde baþka hükümetlerle yapýlmýþ gizli anlaþmalarý yayýmlamaya baþlamýþ, 2 Aralýkta cephede varýlan ateþkesten sonra barýþ görüþmeleri yapýlmasý gündemine geçilmiþtir.

E. H. Carr., Bolþevik Devrimi 1917-1923, Cilt 1, Metis Yayýnlarý, Ýstanbul 1989, Sf. 105   

 

Osmanlý Devleti ile Çarlýk Rusyasý arasýndaki iliþkiler ise baþýndan beri iki ülkenin daimi savaþlarýüzerine kurulmuþtu. Çarlýk Rusyasý, Osmanlýnýn baðýmsýzlýðýnýn doðal bir düþmaný ve onun bölünmesinin ateþli bir yanlýsýydý. Ama þu kesin koþulla ki, Boðazlar, Ýstanbul ve Doðu Anadolu kendisine verilsin.

A. Ç. Noviçev, Osmanlý Ýmparatorluðunun Yarý Sömürgeleþmesi, Onur Yayýnlarý, Ankara 1979, sf. 122

 

Bu düþünce, Osmanlý Devletinin son yýllarýnda; yönetim katýndan basýnýna, askeri çevrelerinden bütün meclislerine ve halka kadar paylaþýlan bir yargý olmuþtur. “Moskof” varlýðý, her dönem devleti yönetenlerin uykularýný kaçýran bir tehdittir.  

Devrimden önce de Rusya’daki toplumsal hareketler Osmanlý’daki aðýr sansüre raðmen her dönem haber olarak hem doðudan hem batýdan çeþitli kaynaklarla Osmanlý topraklarýna ulaþmýþtýr. Sovyet tarihçi V. Ý. Spilkova’ya göre, 1905 Rus Devrimi ile ilgili haberler muhalif Jön-Türk gazeteleri tarafýndan Anadolu’ya ulaþtýrýlmýþ, sonraki yýllarda Erzurum, Diyarbakýr, Kastamonu, Bitlis, Trabzon ve Sinop vb. gibi illerde görülen halk hareketlerinde bu dönemin izlerine rastlanmaktadýr.  

Devrimin ertesinde ise Bolþevik yönetimin yaptýðý barýþ çaðrýsý ve Rusya’da yaþayan halklara vaat ettiði özgürlük, Osmanlý devletinde her kademede büyük bir coþkuyla karþýlanmýþtýr. Osmanlý Meclis-i Mebusaný’nda milletvekilleri ateþli söylevlerle Bolþevikleri övmüþ, basýnda da ayný yönde çok sayýda haber, makale ve yorum yayýmlanmýþtýr. 

Örneðin Talat Paþa, Çarlýðýn devrilmesine en çok kendilerinin sevindiðini, Rus ihtilâlini sevgiyle karþýladýklarýný belirtmiþtir. Ýstanbul Mebusu Salah Cimcoz Bey, kurtuluþ güneþinin yine Þark’tan doðduðunu söyleyerek demokrat, hatta Maksimalist Sosyal Hükümeti selamladýðýný belirtmiþtir. Neyzen Tevfik, Ýngiliz ve Fransýz diplomasisinde “iðfal ve aldatma” siyasetinin esas olduðunu bu durumu Bolþeviklerin ortaya çýkardýðýný yazmýþtýr. Celal Nuri Bey Âti gazetesinde “Sosyalizme de, Ýslam’a da” karþý olanýn Avrupa emperyalizmi, kolonyalizmi ve kapitalizmi olduðunu savunmuþ, sosyalizmin anti-militarist, özgürlükçü, eþitlikçi olduðunu yazmýþtýr. Açýkgöz gazetesi, Bolþevik Ýhtilalini “Þark’ýn Sabah Yýldýzý” olarak nitelemiþtir. 29 Kasým 1917 tarihli Ýkdam gazetesi, Çarlýk döneminde yapýlmýþ gizli antlaþmalarýn Sovyet basýnýnda yayýmlanmasýný “Aferin Bolþevikler” manþetiyle duyurmuþ ve memnuniyetini dile getirmiþtir.

Uygur Kocabaþoðlu - Metin Berge, Bolþevik Ýhtilâli ve Osmanlýlar, Ýletiþim Yayýnlarý, Ýstanbul 2006, 

sf. 97-113

 

Diðer taraftan onyýllardýr Rus cephelerinde savaþmaya mecbur edilen halk ise, bu eski düþmanýn birdenbire dev bir dosta dönüþmesini þaþkýnlýk, heyecan ve coþkuyla karþýlamýþtýr. 

Ekim Devrimi’nin Türkiye’deki izleri 1917 yýlýnýn son haftalarýndan itibaren giderek geniþleyen halkalar halinde Anadolu’nun içlerine kadar ulaþmýþtýr. 

 

1920 Yýlý Ýlkbaharý, Ankara;

Yeþil Ordu Cemiyeti ve –Hafi– (Gizli) Türkiye Komünist Partisi

Bizim bu bahiste özellikle inceleyeceðimiz, 1920 ile 1922 yýllarý arasýnda Ankara’da faaliyet gösteren Türkiye Halk Ýþtirakiyun Fýrkasý, hem kuruluþ döneminde hem de kýsa süren mücadele döneminde Ekim Devrimi’nin yaydýðý toplumsal coþkuyu bütün varlýðýna yansýtmýþ örgütlerden biridir.  

Türkiye Halk Ýþtirakiyun Fýrkasý incelemesine geçmeden önce, o dönemin tarihsel koþullarýnda Türkiye Halk Ýþtirakiyun Fýrkasý’ný doðuran iki örgütten söz etmek gerekmektedir. Bunlar; 1920 yýlý Mayýs ayýndan itibaren Ankara’da faaliyet gösteren Yeþil Ordu Cemiyeti ile yine 1920 yýlý Temmuz ayýnda kurulmuþ olan –Hafi– Türkiye Komünist Partisi’dir.

 

Yeþil Ordu Cemiyeti

1920’li yýllarda, Yeþil Ordu hareketinin bir efsane tarafý bulunmaktadýr ve ‘Yeþil Ordu’ kavram olarak zihinlerde ve halkýn muhayyilesinde kurtarýcý mitlere dönüþmüþtür.

 

“Yeþil, halk için kutsal ve esrarlý bir anlam ifade ediyordu. Eski gazalarda yeþillere bürünmüþ þehitlerin yahut meleklerin gökyüzünde saf saf muharebe meydanlarýna inerek harp edenlere yardýma koþma inancý, 1. Dünya savaþýna kadar yaþanmýþtý. ‘Yeþil Ordu’ da halk hatta aydýnlar arasýnda, sanki gerçekten bir Yeþil Ordu varmýþ ve Ordu Kafkasya’dan yahut bilinmez bir ‘Turan’ ülkesinden geliyormuþ gibi söylentilerle karýþýk olarak kafalarý sarmýþtý.” 

Aclan Sayýlgan, Türkiye’de Sol Hareketler (1871-1973) Otað Yayýnlarý, Ýstanbul 1976, sf. 167

 

Rusya’daki Bolþevik devrim ve Kýzýl Ordu’nun devrimdeki rolü, bunun Rusya ile Rusya Müslümanlarý arasýnda yarattýðý coþku o dönemin iletiþim imkânlarýyla önce Kafkasya’da yanký bulmuþtur. Birinci Dünya Savaþý sonrasýnda Rusya’da esir düþen Türk askerlerinin ve Kýzýl Ordu ile birlikte Çarlýk ordularýna karþý savaþan Müslüman-Türk halklarýnýn Bolþevik devrimden etkilenmeleri, bu heyecaný kendi mücadelelerine taþýmalarý olayýn bir baþka boyutudur. Bu halka daha sonra geniþleyerek Anadolu’nun doðusunda da yankýlanacaktýr. 

Yine bu dönem Rusya’da Kýzýl Ordu ile birlikte Ýngiliz emperyalizmine ve Çar ordularýna karþý savaþan ‘Müslüman-Yeþil Ordu’ kuvvetlerinin varlýðýndan Kazým Karabekir pek çok kez söz etmiþtir.

Kazým Karabekir, Ýstiklal Harbimiz, age., sf. 501 

 

Yeþil Ordu efsanesinin küçük askeri birliklere dönüþtüðü de olmuþtur. Mustafa Kemal’in 18 Nisan’da Kazým Karabekir’e yazdýðý ve Ýzmit, Adapazarý dolaylarýndaki Anzavur isyanýný bastýrmak için istediði beþ yüz ile bin mevcutlu seyyar bir birliðin batýya gönderilmesi talebini tehlikeli bularak kabul etmeyen Kazým Karabekir; otuz atlýdan oluþan bir birliði Erzurum’un kabadayýlarýndan Ebulhindi Köylü Cafer kumandasýnda ‘Yeþil Ordu’ adýyla gönderdiðini, 20 Nisan’da Ankara’ya yazdýðý yazýda belirtmektedir.

Kazým Karabekir, Ýstiklal Harbimiz, age., sf. 617

 

Yeþil Ordu’nun efsaneden, örgüte uzanan öyküsünü izlerken, dönemin oldukça radikal programlarýndan birini kaleme alanlarýn; Meclis’in Ýttihatçý-sol, halkçý, Müslüman ve komünist kanadýnda yer alan vekillerini bir araya getirmiþ olduðu kaydedilmelidir.   

Yeþil Ordu Cemiyeti’nin kurucularýndan ve ayný zamanda ‘Umumi Kâtibi’ olan Tokat milletvekili Nazým Bey, örgütün kurulma amacýný aþaðýdaki sözlerle özetlemiþtir:

 

Yeþil Ordu Garp emperyalizmine karþý bir mücadele teþkilatý idi… Büyük Millet Meclisi’nin çalýþma hedefi de budur… 

Türkiye Yeþil Ordu Teþkilatý Avrupa emperyalizminin hulûl (iþgal) ve istilâ siyasetini Asya’dan tard (kovmak) etmek üzere teþekkül etmiþ bir mücadele teþkilatýdýr…

 

Yeþil Ordu’nun kuruluþ tarihi olarak 1920 yýlýnýn Mayýs ayý gösterilmektedir ve örgüt Ankara’da kurulmuþtur. Örgüt kurucularýnýn tamamý milletvekillerinden meydana gelmektedir ve bunlardan üçü hükümette bakandýr. 

Yeþil Ordu Ankara’da Genel Merkez’ini oluþturduktan sonra Ankara ve Eskiþehir þubesi açýlmýþtýr. 

Eskiþehir o aylarda emrindeki milis kuvvetlerinin gücü bakýmýndan Çerkes Ethem’in etki alanýnda bulunmaktadýr. Yeþil Ordu’nun örgütlenme çalýþmalarý bir süre sonra Ethem’i de etkilemiþ olmalýdýr. 

Yeþil Ordu Cemiyeti, Eskiþehir’de çýkarýlan Seyyare Yeni Dünya gazetesini kendi yayýn organý olarak kabul etmiþtir. Bu faktör, örgütlenme ve propaganda çalýþmasýna hýz kattýðý gibi, Seyyare Yeni Dünya’ya abone saðlama faaliyetinin de örgütçe önem verilen bir çalýþma biçimi olduðu anlaþýlmaktadýr. Cumartesi hariç günlük yayýmlanan gazete için Arif Oruç, üç bin basýldýðýný yazmaktadýr.

Feridun Kandemir, Atatürk’ün Kurdurduðu Komünist Partisi, Yakýn Tarihimiz Yayýnlarý, Ýstanbul 1966, sf. 180

 

Gazetenin adýnýn ‘Seyyare Yeni Dünya’ olarak belirlenmesinde; Bakü’deki Mustafa Suphi’nin “Yeni Dünya” gazetesine atýfta bulunulmasý ve Ethem’in þahsýnda ‘Kuva-yý Seyyare’nin komünist harekete baðlanmak istenmesi dikkat çekicidir. Yine Bakü’deki komünist harekete þekilsel bir gönderme daha bulunmaktadýr. Azerbaycan’da ‘proletarya’ yerine kullanýlan ‘fukara-i kasibe’ kelimesinin, gazetenin adýnýn altýnda ‘Dünyanýn Fukara-i Kasibesi Birleþiniz’ þeklinde geçmesi ve onun altýnda da ‘Ýslam Bolþevik Gazetesi’ ibaresi; ‘Seyyare Yeni Dünya’nýn bu ilk döneminde yalnýzca gazeteci Arif Oruç’un inisiyatifinde deðil, ayný zamanda Eskiþehir’de çalýþan Þerif Manatov ve Hafi TKP’nin etkisinde de olduðunu göstermektedir.

Bu çalýþmalardan Mustafa Kemal’de haberdardýr. Mustafa Kemal, Yeþil Ordu’nun örgütlenme çalýþmalarýný özellikle Çerkes Ethem’in bu örgüte katýldýðýný öðrendikten sonra, Cemiyet’ten çalýþmalarýný durdurmasýný istemiþtir. 

Atatürk, Söylev II. Cilt, Türk Dil Kurumu Yayýnlarý, Ankara 1966, sf. 347 

 

Yeþil Ordu Cemiyeti yayýn organý “Seyyare Yeni Dünya” gazetesi

Mustafa Kemal Paþa, Yeþil Ordu’yu, o sýrada kurulmakta olan Meclis düzeni içinde yer almasý koþuluyla ve buna paralel bir þekilde o sýrada kurulmakta olan Kemalist önderliðin, Milli Mücadele içindeki liderliðini pekiþtirme mücadelesine verdiði katkýyla deðerlendirmektedir.   

Kemalizm’in Yeþil Ordu’ya biçtiði bu ‘yardýmcý’ rol, Yeþil Ordu’yu meydana getiren unsurlarca kabul görmemiþ, Kemalist yönetim Yeþil Ordu’yu kendi kulvarýna döndürmeyi baþaramamýþtýr.

Yeþil Ordu Cemiyeti siyasi programýný yazýp hedeflerini ilan ettikten sonra, yanýtlamasý gereken çok daha acil bir dizi soru ile karþý karþýya gelmiþtir. Bu sorularýn yanýtlarý berraklaþtýkça, Yeþil Ordu Cemiyeti yönetimi kendi içinde çözülmeye; hükümetle olan iliþkisi de çatýþmaya dönüþmüþtür. 

Bu sorularýn birkaçý þöyle sýralanabilir: Özellikle iç politikada; Ulusal Kurtuluþ Savaþýna ve Türk burjuva devrimine nasýl baktýðý, Osmanlý hanedanýný, halifeyi, Müslümanlýðý nasýl deðerlendirdiði, hangi sýnýflarýn sözcüsü olmak istediði,  komünizme yakýnlýðýnýn sýnýrý, burjuva sýnýfýna karþý olan tutumu, feodalizmin tasfiyesini nereye kadar götüreceði, yeni kurulacak düzendeki rolü ve Kemalist önderlik ile iliþkileri, gibi sorular yanýtlarýný beklemektedir.  

Yeþil Ordu belgeleri genel anlamýyla anti-emperyalist ve anti-kapitalist bir program ortaya koymuþtur. Örgüt, düþünce sistemini Ýslam’ýn ve komünizmin baðdaþtýrýlmasý üzerine kurmuþtur. Müslümanlýðýn ilk dönemlerine yaptýðý göndermelerdeki amacý; Ýslam’ýn ilk döneminden sonra iktidar-güç-servet sarmalýyla kirlendiði ve yoksul dini olmaktan çýktýðý, bir tahakküm aracýna dönüþtüðü anlayýþýdýr. Ýslam ile sosyalizmin eþitlikçi ilkelerinin baðdaþtýrýlmasý çabalarý yalnýz burada sözünü ettiðimiz belgelerde deðil gazetelerde ve makalelerde de görülmektedir. 

15 Mayýs’ta Yozgat’ta çýkan ve bir anda büyüyen Çapanoðlu ayaklanmasýnýn bastýrýlmasýyla görevlendirilen Çerkes Ethem’in isyaný bastýrdýktan sonra dönüþünde Yeþil Ordu’ya katýldýðý yazýlmaktadýr. Mustafa Kemal’in örgütün kapatýlmasý yönündeki talebi de tam bu günlerdedir.  

George S. Harris, Türkiye’de Komünizmin Kaynaklarý, Boðaziçi Yayýnlarý, Ýstanbul 1979, sf. 110   

 

Hükümet, kapatma kararýný uygulamayan Yeþil Ordu Cemiyeti’ni etkisiz hale getirmek için ona alternatif, kendisinin bizzat örgütlediði ve Yeþil Ordu’nun tüm siyasal tezlerine sahip çýkan yeni bir parti hazýrlýðýna bu günlerde baþlamýþtýr. Bu parti, (Resmi) Türkiye Komünist Fýrkasý’dýr. 

Fethi Tevetoðlu’nun Yeþil Ordu’nun kapatýldýðýný söylediði 29 Eylül 1920 ile (Resmi) Türkiye Komünist Fýrkasý’nýn kurulduðu 18 Ekim 1920 günleri Yeþil Ordu Cemiyeti içinde yer alan kurucular, yöneticiler ve üyeleri için de yol ayrýmý günleridir. 

Yeþil Ordu Cemiyeti laðvolunduktan sonra bu örgüt içinde yer alanlarýn büyük bir bölümü (Resmi) Türkiye Komünist Fýrkasý’na, bir kýsmý Türkiye Halk Ýþtirakiyun Fýrkasý’na gitmiþtir. Bir bölümü ise sol ile iliþkisini kesecektir. 

Seyyare Yeni Dünya gazetesi, Resmi TKF’nýn kurulduðu 18 Ekim 1920 tarihine kadar Yeþil Ordu Cemiyetinin yayýn organý görevini sürdürmüþ, Yeþil Ordu Cemiyeti’nin kapanmasýnýn ardýndan, gazetenin ‘imtiyaz sahibi Arif Oruç’, ‘Mesul Müdürü ve Baþmuharriri Hakký Behiç’ ve gazetenin finansörü Çerkes Ethem, hepsi birlikte (Resmi) Türkiye Komünist Fýrkasý’na geçtikleri için gazete de (Resmi) TKF’nýn yayýn organý haline gelmiþtir.

1920 yýlýnýn Aðustosunda yayýna baþlayan Seyyare Yeni Dünya gazetesinin yayýn serüveni, ‘emekçi-halkçý’ bir eksenden, ‘burjuva-devletçi’ bir eksene kayarak, 1921 yýlýnýn ilk günlerinde sona ermiþ,

Seyyare Yeni Dünya’nýn matbaasý, 2 Ocak 1921 tarihinde hükümet tarafýndan yýktýrýlmýþtýr.

(G. Harris, age., sf. 128)   

 

Yeþil Ordu Cemiyeti’nin kapatýlmasý 1920 yýlý Eylül ayý sonu –veya Ekim ayý baþýnda– olmuþsa da, hemen ardýndan kurulan ve bir anlamda onun bölünerek çoðalan parçalarý sayýlan (Resmi Komünist Fýrkasý, Hafi Komünist Partisi ve Halk Ýþtirakiyun Fýrkasý) partilerinin yaþamasý 3–3,5 ay sürmüþtür. Yeþil Ordunun kapatýlmasý için açýlan mahkemeler tüm örgütlerin yargýlandýðý genel bir hesap sormaya dönüþmüþtür. 

Yeþil Ordu davasýnýn görüldüðü Ankara Ýstiklal Mahkemesi 1.10.1920 ile 31.7.1922 tarihleri arasýnda görev yaparak birçok önemli dava hakkýnda karar vermiþtir. 

Ýstiklal Mahkemesi Baþkanlýðýný Ýhsan Bey (Cebel-i Bereket / Osmaniye) yapmakta olup, Kýlýç Ali Bey (Antep), Hüseyin Bey (Elaziz), Cevdet Bey (Kütahya) üye olarak görev yapmýþtýr.

Ýlginç bir ayrýntý; Komünistleri yargýlayan mahkeme heyeti arasýnda bulunan Kýlýç Ali Bey, (Resmi) Türkiye Komünist Fýrkasý yöneticileri arasýnda bulunmaktadýr.

Rýdvan Akýn, TBMM Devleti 1920 – 1923, Ýletiþim Yayýnlarý, Ýstanbul 2001, sf. 167

 

–Hafi– (Gizli) Türkiye Komünist Partisi

1920 yýlýnýn yaz aylarýnda Yeþil Ordu Cemiyeti’nin ardýndan Ankara ve Eskiþehir merkezli olmak üzere kurulan partilerden bir diðeri (Hafi) –gizli– Türkiye Komünist Partisi olarak anýlan oluþumdur. Bu partinin kuruluþu, yöneticileri, yayýnlarý ve diðer faaliyetleri konusunda daðýnýk olan bilgiler yeni ortaya konulan belgelerle kýsmen de olsa bilinebilir duruma gelmiþtir.

Parti, Yeþil Ordu’nun kuruluþundan bir-iki ay sonra, -Yeþil Ordu- içinden ayrýlan bir grup tarafýndan kurulmuþtur.

(Hafi) Türkiye Komünist Partisi ile Bakü’de kurulan Mustafa Suphi’nin baþkaný olduðu Türkiye Komünist Fýrkasý arasýnda dolaylý bir iliþki olduðu anlaþýlmaktadýr.

Partinin kurucularý arasýndaki üç isim diðerlerinden öne çýkmýþtýr.

Bunlar Þerif Manatov, Ziynetullah Nevþirvanov ve Baytar (Binbaþý) Salih Hacýoðlu’dur. 

Þerif Manatov, 1913’te Kazan Türkleri tarafýndan bir saðlýk ekibiyle Ýstanbul’a gönderilmiþ,    Moskova’da 1917’de Müslüman Komiserliði’nde Kazanlý Mollanur Vahidov ve yazar Alimcan Ýbrahimov gibi ünlü komünistlerle, Rusya’daki Müslümanlarýn örgütlenmesi için çalýþmýþ, 1918 Þubat sonu ve Mart baþlarýnda Müslüman Komiserliði’ne gelen Mustafa Suphi ile çalýþmýþ, Türkçe bilen bir komünisttir. 24 Mayýs 1920’de Baþkýrt Cumhuriyeti temsilcisi olarak Ankara’ya gelmiþ Ankara’da ve Eskiþehir’de komünizmi metheden konferanslar vermiþ ve Fethi Tevetoðlu’na göre iyi dinleyici bulmuþtur.

(Fethi Tevetoðlu, age., sf. 187 ve 477) ve (E. Akbulut-M. TunçayTürkiye Halk Ýþtirakiyun Fýrkasý, Sosyal Tarih Yayýnlarý, Ýstanbul 2007, Sf. 83)

 

Tatar bir köylü çocuðu olan Ziynetullah Nevþirvanov, Savaþ öncesinde Türkiye’ye gelip Ýstanbul Üniversitesi’nde okumuþtur. Ýlk sosyalist eðitimini Rusya’da Sosyalist Devrimciler (SR) arasýnda edinmiþtir.

Ziynetullah Nevþirvanov, Ýstanbul’da Sosyal Demokrat Partisi üyesi olmuþ ve Merkez Komitesi’ne üye seçilmiþtir. Ýstanbul gazete ve dergilerinde Batý ve Doðu sosyalizmleri hakkýnda birçok yazýsý çýkmýþtýr. 1920 Aðustosunda Anadolu’ya geçerek gizli TKP üyesi olmuþ, Merkez Komitesi üyeliðine seçilmiþtir. Gizli TKP’nin THÝF’na dönüþmesinde rol oynamýþ, parti programýný hazýrlamýþtýr. 

Erden Akbulut-Mete Tunçay, age., Sf. 165

 

Cemile ve Rahime Haným (oturanlar),

1920’de Hafi –gizli–TKP örgütü yöneticilerinden

bu iki “Ýslam Haným” muhafazakâr

milletvekillerini öfkelendirmiþti.

 

Ziynetullah Nevþirvanov, 1920 yýlýnda Ýstanbul’da Tatar göçmeni bir ailenin kýzý ve öðretmen olan Cemile Haným’la evlenmiþtir. Bu sýrada Ýstanbul’a gelen Þerif Manatov’da hemþerisi ve yoldaþý Ziynetullah’ýn evinde kalmýþtýr. 1920 yazýnda Ziynetullah Ankara’ya gelmiþ ve Ankara Matbuat Müdürlüðünde çalýþmaya baþlamýþtýr. Ziynetullah Nevþirvanov 1922’de Türkiye Halk Ýþtirakiyun Fýrkasý davasý nedeniyle girdiði hapisten çýktýktan sonra, Komintern’in 4. Kongresi için Moskova’ya gitmiþ, giderken karýsý ve baldýzýný da götürmüþ, orada yerleþmiþtir. (Baldýzý) Rahime Haným Bakü’de (TKF’nin temsilcisi olarak orada kalan) Kayserili Ýsmail Hakký ile evlenmiþtir. 

Mete Tunçay, Eski Sol Üzerine Yeni Bilgiler, Belge Yayýnlarý, Ýstanbul 1982,  sf. 194                  

 

Üçüncü önemli kurucu Salih Hacýoðlu’dur. Hacýoðlu Salih’in Yeþil Ordu Cemiyeti’nin kurulduðu sýrada Nazým Bey’le tanýþtýðý ve Yeþil Ordu’nun Ankara örgütü yöneticileri arasýnda olduðu bilinmektedir. Ancak Salih Hacýoðlu’nun Yeþil Ordu’daki mücadele günleri uzun olmamýþtýr. Salih Hacýoðlu Yeþil Ordu’nun tamamý milletvekili ve eski Ýttihatçýlardan meydana gelmiþ yönetimini onaylamamýþ, hem de yeterince sol bulmadýðý programýndan dolayý Ankara’da yeni bir parti giriþiminde bulunmuþtur.  

(Hafi) Türkiye Komünist Partisi’nin örgütlendiði koþullarda hâkim olan hava; Ankara’da Yeþil Ordu Cemiyeti’nin hem Meclis’te hem de Meclis dýþýnda örgütlenme ve propaganda faaliyetini sürdürdüðü bir dönemdir.

Ancak komünist partisi için bunlardan farklý bir yapý düþünenler, bir araya gelmiþler ve kýsmen Yeþil Ordu’nun içinde kýsmen dýþýnda çalýþmaya koyulmuþlardýr.

Partinin Merkez-i Umumisi, Salih Hacýoðlu’nun verdiði bilgiye göre þu kiþilerden oluþmaktadýr:

Ahmet, Mustafa Hilmi, Ziynetullah Nevþirvanov, Þerif Manatov, Salih Hacýoðlu, Cemile Nevþirvanova (Ziynetullah’ýn karýsý), Fatma Salih Hacýoðlu (Salih’in karýsý), Rahime (Cemile’nin kardeþi), Hüseyin Hüsnü’dür (Sovyet diplomat Upmal Angarski ile Rusya’dan gelmiþtir).

Partinin Katib-i Umumisi Salih Hacýoðlu’dur.

Parti, gizli olarak kurulmuþ, yasal olabilmek için herhangi bir baþvuru yapmamýþtýr. Bunda dönemin bütün sol söylemine raðmen, hükümetin kendi kontrolü dýþýndaki alanlarda örgütlenmeyi dikkatle izlemesi neden sayýlabilir. Nitekim partinin bir raporunda, ‘hükümet fýrkanýn mevcudiyetinden resmen haberdar deðildir, bununla beraber fýrkaya düþmandýr’ denilmektedir.

Partinin kurulmasýnda Þerif Manatov’un oynadýðý belirleyici rolün bir baþka özelliði bulunmaktadýr. Manatov’un Moskova’da Mustafa Suphi ile geçirdiði günler, Türkiye’deki partinin oradaki kuruluþa baðlanmasý, ya da Türkiye’ye dönecek Rusya’daki Türk komünistlerinin onlar dönmeden önce burada örgütsel bir hazýrlýða yönelik olmasý akla yakýndýr. Bu düþüncenin dönemin zor koþullarý da dikkate alýndýðýnda iyi iþlemediði görülecektir. Aðustos ayýnda Bakü’den gelen Süleyman Sami’in Bakü Kongresi öncesi Ankara’yý ve Hafi Parti’yi ziyaret etmesi dýþýnda Mustafa Suphi ve örgütü ile baþka kayda deðer bir iliþki kurulamamýþtýr. Bunun nedenleri ayrýca incelenmelidir, ancak Hafi Parti’nin kuruluþu, bütün bu siyasi kaynaþma ve ideolojik belirsizlik ortamýnda o zamanýn Ankara’sýnda Yeþil Ordu’dan baðýmsýz ayrý bir örgütlenmenin baþlangýcýdýr.      

Yaklaþýk altý aylýk bir dönem faaliyet gösteren Hafi Parti,  bu dönemde gerçekleþtirdiði çalýþmalar çerçevesinde: 14 Temmuz 1920 tarihli ‘1 numaralý Beyanname, ‘Bolþevikler ve Ýttihatçýlar’ ve ‘Eski Dünya Ne Ýdi Yeni Dünyada Neler Oluyor’ bildirisi gibi metinler yayýmlamýþlardýr. 

Basýlan parti yayýnlarýnýn Eskiþehir ve Ankara çevresindeki köylere daðýtýldýðý gibi ‘Ethem’in çetesine’ ve cepheye de gönderildiði belgelerinde yazýlmýþtýr.   

Þerif Manatov ve Ziynetullah Nevþirvanov, III. Enternasyonal Ýkinci Kongresi’nin ‘Doðu Halklarýna Çaðrýsý’ bildirisinin Yeni Dünya’da basýlmasýný saðlamýþlardýr. 

1920 yýlý Haziranýnda hazýrlanmaya baþlayan parti programý o dönem Ankara’daki Sovyet diplomat Upmal Angarski’nin deyimiyle Rusya komünistlerinin programlarýný büyük ölçüde taklit etmektedir. 

Parti’nin Umumi Nizamnamesi 25 maddeden, Muvakkat Umumi Talimatnamesi ise 24 maddeden oluþmaktadýr. 

Erden Akbulut-Mete Tunçay, age., sf. 88-95 

 

Hafi TKP 1920 yýlý Kasým-Aralýk aylarýnda bir dizi sorunla karþýlaþmýþtýr. Partinin önemli üyelerinden Þerif Manatov sýnýr dýþý edilmiþ, Eskiþehir’deki Ethem’in Seyyare Yeni Dünya gazetesi Ankara’ya taþýnmýþ, Ankara’da hükümetin Çerkes Ethem ve milis kuvvetlerini daðýtma politikasý aðýrlýk kazanmaya baþlamýþ, Mustafa Kemal ve yakýn çevresi kendi denetimlerinde bir komünist fýrkasý kurmuþlar, Yeþil Ordu tamamen daðýlmýþ ve Yeþil Ordu içindeki sol-milliyetçi mebuslarýn büyük bölümü yeni kurulan bu resmi fýrkaya girmiþler, hükümet komünist politikanýn yalnýz kendisinin kurduðu parti kanalýyla yapýlabileceðini, diðer faaliyetleri yasakladýðýný bildiren emirname çýkarmýþtýr.

Bu sýrada Yeþil Ordu’nun (Resmi) TKF’na katýlmayan Nazým Bey ve yakýn çevresi ise örgütsüz kalmýþtýr.

Hafi TKP, ‘gizli’ kalmayý kitlelerle bað kurmakta, geniþ ve etkili propaganda yapmakta, örgütlenmekte büyük bir zafiyet olarak görmeye baþladýktan ve hükümet resmi bir komünist partiyle inisiyatif aldýktan sonra; yasal bir parti olmaya karar vermiþ ve Yeþil Ordu içinden gelen Nazým Bey çevresiyle birlikte Türkiye Halk Ýþtirakiyun Fýrkasý’nda birleþmiþtir.

(Devam Edecek)

 

Hamit ERDEM

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.