Merkez-çevre kutuplaþmasý

25 Haziran 2018 12:05 / 1447 kez okundu!

 

Merkez-çevre kutuplaþmasý

 

Her dönemin en iyi eðitim almýþ dediðimiz entelektüelleri, nedense istisnalar dýþýnda hep yanlýþ yerde durdular. Hepsinin ortak kör noktasý, halk ve halkýn deðerleri oldu. Geliþememenin, geri kalmýþlýðýn müsebbibi onlara göre bu halk ve deðerleriydi. Kendilerini buna o kadar inandýrdýlar ki, baþka suçlu aramaya gerek görmediler. Oysa, aldýklarý eðitimdi onlarý böyle düþünmeye sevk eden. Nedense bu pek eðitimli kiþilerin aklýna, batýlý meslektaþlarý gibi, kendi toplumlarý hakkýnda araþtýrma yapmak, onlarý anlamak, tanýmak pek gelmedi. Kültürel ýrkçýlýðýn esiri oldular ve bunu fark edip de dýþýna çýkmaya çalýþan az sayýda deðeri de yok saydýlar.

 

****

 

Merkez-çevre kutuplaþmasý

 

Bazý cümleler vardýr, çok þey anlatýr. Bir paylaþýmýn altýna yazýlan;“1900'den beri kurtulamadýlar Erdoðan'dan” cümlesi gibi. Bunu yazan arkadaþýmýn pratik zekâsýný alkýþlýyorum.

Aslýnda, mesele tam da budur. Yani aslýnda konu Erdoðan’ýn þahsý deðil; týpký daha farklý kiþiliklerde olmasýna raðmen, Adnan Menderes’in þahsý olmadýðý gibi.

Hatta Özal da deðildi mesele. Ve elbette baþa dönecek olursak Abdülhamit hiç deðildi.

Ne olabilir gerçek mesele diye sormalarýný beklediðim, aslýnda bunu yapmalarýný ne çok istediðim o aydýn dediðimiz isimler, býrakýn sormayý bu deðerli kiþileri hedef  yapanlarýn çizgisinde saf tuttular.

Her dönemin en iyi eðitim almýþ dediðimiz entelektüelleri, nedense istisnalar dýþýnda hep yanlýþ yerde durdular. Hepsinin ortak kör noktasý, halk ve halkýn deðerleri oldu.

Geliþememenin, geri kalmýþlýðýn müsebbibi onlara göre bu halk ve deðerleriydi. Kendilerini buna o kadar inandýrdýlar ki, baþka suçlu aramaya gerek görmediler. Oysa, aldýklarý eðitimdi onlarý böyle düþünmeye sevk eden. Nedense bu pek eðitimli kiþilerin aklýna, batýlý meslektaþlarý gibi, kendi toplumlarý hakkýnda araþtýrma yapmak, onlarý anlamak, tanýmak pek gelmedi.

Kültürel ýrkçýlýðýn esiri oldular ve bunu fark edip de dýþýna çýkmaya çalýþan az sayýda deðeri de yok saydýlar.

Rahmetli Þerif Mardin de genç bir araþtýrma görevlisi iken Demokrat Parti’ye karþý çizgide duruyor, Kemalist olan hocalarýyla paralel eleþtirel yazýlar yazýyordu.

1960 darbesinden kýsa süre önce ABD’ye doktora yapmak için giden Mardin, tezini verdikten sonra yeniden ülkeye ve üniversiteye döndüðünde farklý biri olmuþtu. Muhtemelen bunda Yeni Osmanlýlar adlý tezi için yaptýðý çalýþmalarýn yaný sýra, bizdeki ideolojik eðitim sisteminin etkisinde kalmamasýnýn payý büyüktür.

Cumhuriyeti kuran seçkinci sýnýf, halký anlamak yerine onlara tepeden bakýyor ve yukarýdan dayatmacý bir þekilde onlarý deðiþtirmeye çalýþýyordu.

Þerif Mardin bu noktada onlardan ve birçok akademisyenden ayrýþarak, artýk halký deðiþtirmek yerine anlamayý tercih etti. Çalýþmalarýný bu yönde yapýyordu. Ýlerleyen yýllarda, Türkiye siyasetinde “Merkez-Çevre” kutuplaþmasýnýn çok belirleyici olduðunu ve bunun tarihsel sürecini anlatan önemli bir makale yazdý.

Gerçekten de kendini merkeze konumlandýrmýþ Cumhuriyet eliti, çevreyi cahil ve eðitilmesi gereken “ötekiler” olarak görüyor, onlarý anlamak þöyle dursun, katý ve keskin çizgilerle ayrýþtýrýyordu. Mardin, makalesinde bunu þöyle ifade ediyordu:

Cumhuriyetin resmî tutumu, Anadolu'nun dama tahtasýna benzeyen yapýsýný, hiç sözünü etmeden reddetmekti. Cumhuriyet ideolojisinin benimsettirildiði kuþaklar da böylece, yerel, dinsel ve etnik gruplarý, Türkiye'nin karanlýk çaðlarýndan kalma gereksiz kalýntýlar olarak görüp reddettiler. Karþýlaþtýklarýnda, birer kalýntý olarak davrandýlar onlara. Böylece merkez, Büyük Eþitleþtirici rolünde çevrenin yeniden karþýsýna çýktý, bu da merkezin kasvetli ve sert görünümünü bir kez daha sergiledi. Kemalist ideolojinin yalýnkatlýðý, bu gerçeklerin aydýnlýðýnda ele alýnmalýdýr. Atatürk, siyasal harekete geçirme ya da toplumsal yapýya iliþkin köklü deðiþikliklere giriþme aracýlýðýyla baþaramadýðý þeyi, ideoloji ile yapmaya çalýþýyordu.”

Baþa dönecek olursak, merkez-çevre kutuplaþmasýnda, son derece katý ve uzlaþmadan yana olmayan merkeze karþý, çevrenin tarihsel süreçteki son temsilcisi Erdoðan’dýr.

Merkez-çevre kutuplaþmasý, oldukça derin, karmaþýk ve aralarýnda çeþitli geçiþkenlikleri barýndýran bir konu olduðu halde bazý sosyologlarýmýzýn analizleri “Tek Adam” retoriðini aþamýyor.

Siyasetten burnunu çýkarýp, bilimsel olmayý baþaramadýlar gitti.

 

Güldalý COÞKUN

milatgazetesi.com

24.06.2018

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.