Türkiye'de Sulama Yönetimi
18 Mart 2009 12:45 / 1980 kez okundu!
Türkiye, Avrupa ile Asya’nın kavşak noktasındadır. 95 milyar metreküp yüzey suyu, 13.7 milyar metreküp yeraltısuyu olmak üzere toplam net yıllık kullanılabilir 108.7 milyar metreküp suyu bulunmaktadır.
Ortalama yıllık yağış İç Anadolu’da 250 mm ila Doğu Karadeniz’de 2 500 mm arasında değişir. Hidrolojik olarak 26 drenaj havzasına bölünmüştür. Nehirlerin düzensiz rejimleri vardır ve doğal akışlar direk olarak kullanılabilir su kaynağı kabul edilemezler.
Türkiye su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık elverişli su miktarı 1700 metreküp ile kritik seviyenin çok az üzerindedir. Oysa A.B.D., Kanada ve Kuzey Batı Avrupa gibi su zengini ülkelerde kişi başına düşen yıllık elverişli su miktarı 10 000 metrekübün üzerindedir. Suriye, İsrail, Ürdün ve Filistin gibi ülkelerde bizden de azdır.
Sektörlere göre düşünürsek, su tüketiminin çok büyük bir bölümünü % 74 ile sulama gerçekleştirmektedir. Ardından içme kullanma suyu, onun ardından da endüstri suyu gelmektedir.
78 milyon hektar arazinin 28 milyon hektarı tarımsal arazi, geri kalan 50 milyon hektarı ise tarım dışı arazilerdir. Tarım arazisinin 8.5 milyon hektarı ekonomik olarak sulanabilir arazidir. Bunun 4.7 milyon hektarı ise inşa edilip işletmeye açılan sulama arazisidir. Yani yaklaşık olarak ekonomik olarak sulanabilir arazinin % 55’i sulanmaktadır.
Yüzey sulamaları tüm sulama pratiklerinin % 94’ünü oluşturmaktadır, geri kalan % 6 ise borulu sistemdir.
Sulama, tarımsal üretimin en önemli unsurudur. Sadece suyun bitkiye ulaştırılması demek değildir. Sulama oranı, sulama randımanı, drenaj, tabansuyu, bakım onarım, sulama ücret tarifeleri, geri ödeme, yatırım ücretleri, sürdürülebilir tarımda sulamanın rolü gibi kavramlar yanında sulamaların izleme ve değerlendirilmesi, sulama yönetimi, entegre havza yönetimi gibi yöntemler geliştirilmiştir.
Nüfusun artması, su kaynaklarındaki kıtlık, su talebindeki artış nedeniyle su kaynaklarının daha rasyonel kullanılması zorunlu hale gelmiştir. Suyun çevrimi sürecinde su tüketimine müdahale ederek suyun rasyonel kullanımı, tasarrufu, su iletim ve su dağıtım randımanlarının artırılması sağlanmalıdır, bu nedenle gerekli müdahalelerin en çok tarım sektöründe uygulanması normaldir.
Esas olan bitkiye ihtiyaç duyduğu zaman ve yeterli miktarda su verilmesidir. Bir yandan da suyun tarlaya ulaştırılması maliyeti düşürülmelidir. Modern sulama yöntemleri ve sistemleriyle birim alana kullanılan su miktarı azaltılmış olur. Ancak bu sistemlerin inşa edilmesi ve eski yüzey sulama sistemlerinin yeni kapalı sistem sulama sistemlerine dönüştürülmesi maliyeti çok yüksektir. Ayrıca, bu tesislerin işletme, bakım onarım, rehabilitasyon faaliyetlerinin yerine getirilmesi de bir başka yük getirmektedir. Mevcut suya göre bitki deseni ve sulama sistemlerinin revize edilmesi zorunluluk haline gelmiştir.
Devam edecek...
18.03.2009