Sendeki herşey sadece sende
05 Mayıs 2009 02:52 / 2545 kez okundu!
Bahar geldi. Kendinizi budayın. Zarar görmüş dalları ayırın, yaprak ve ölü çimenleri toplayın. Çiçekçiden hazır açmış bir ruh alarak gizli bahçenize dikmeyin. Ruhunuz yapıştırma olmasın.
Düzenli olarak yapraklarınızı toplayın ki tazeleri çıksın. Ruhunuzu karmaşadan kurtarın. Ruhunuzun yaprakları kıvırcık olarak daha dekoratif gözükse de düz yapraklı ve huzurlu ruhlar daha lezzetlidir. Düzenli olarak çimlerinizi biçin, baharda açan ruhunuzun çiçeklerini budayın ki canlılığı korunsun.
İçinizde kalan boşluklara hızlı yetişen çiçekler dikin, böylece aralarda boşluk kalmaz. Yazın çiçeklerinizi açarsınız. Zararlı otlarınızdan kurtulmak için her gün temizleyin onları. Zarar görmüş dal ve yapraklarınızı kesin atın. Çünkü içinizde böcekler çoğalabilir. Pislik, kırgınlık, korku ve acılardan kurtulun.
İçinizdeki dikenleri yumuşatın, buzlarınızı eritin. Açan baharlarınız donmasın. Hayat insanı bazen kıstırır ama her gelecek bugün olur. Sevdiğiniz insanlarla anınızı yaşayın. Bir tek sevgi var elimizde. Onun da sahtesi olmamalı. Diğer her şey ayrıntı. Chitra’nızı, yani bedeninizin değil ruhunuzun güzelliğini ortaya çıkarırsanız hayatınızı bir Giita gibi, lirik bir şiir gibi yaşarsınız.
Mutsuzluk aslında bir şeylerden şikayetiniz olması. Şikayet ettiğiniz şeyi hoşgörmeye, tolere etmeye başlarsanız bir üst derece mutluluğa geçersiniz. İlerlemeye başlarsınız. İkinci aşama tolere etmek yerine kabul etmek. Kendinizi veya karşıdaki kişiyi. Tolere etmekte bir parça kendini daha üstün görme vardır. Sen kötüsün ama ben iyiyim ve seni tolere ediyorum. Kabul etmek ise ben iyiysem sen de iyisin, kötü tarafların olabilir ama iyi tarafların da var, bu yüzden olduğun gibi kabul ediyorum.
Şikayet. Tolere etmek. Kabul etmek. Mutsuzluk yok oldu. Ama bir basamak daha ileri git. O da takdir etmek, şükran duymak. Her varlığın yaratılışındaki amacı veya amaçsızlığı anlayıp ona şükran duymak. Beşinci basamak ise, saygı. Herşeye, dünyaya, yaşama saygı duymak.
Bu basamakları çıkmamızı sağlayan şey ise sevgi. Tanıdığımız, tanımadığımız, anladığımız, anlamadığımız her şeyi sevmek. Yaratılmış her şeyi.
Mutluluğu objelerde veya kişilerde bulamayız. Bir şeye bağlı sevgi o şey yok olunca uçar gider. En büyük sevgi vermektir. Ama bir şey vermeye başlayınca, tamam, ben sana bunu verdim, şimdi sen bana ne vereceksin demeye başlıyoruz, mutluluk da uçup gidiyor.
Mutluluğu deneyimlemenin yolu, hep sevgi seviyesinde olmak. Güzel müzik kulakları tatmin eder. Güzel yemek iştahımızı tatmin eder. Ama sevgi seviyesindeyken bütün duyularımız tatmin olur.
Birisini sevgi seviyesine getirin. Ama ondan sonra egonuz ortaya çıkmasın. Yani sahiplenme arzusu. Sevginin karşıtı egodur. Sevginin yerine ego geldiğinde minnettarlık duygusu gider sahiplenme duygusu gelir. Minnettarlık, takdir etme, şükran duygusu sevgiye aittir, sahiplenme duygusu ise egoya.
Sevgi seviyesinden çıkınca dikenler, tırmıklar, savaşlar, buzlar başlar. Ama insan bazen anlaşamamayı bile özler.
29.04.2009