Bazen

08 Eylül 2009 22:37 / 3248 kez okundu!

 


İnsan kendini ikiye bölebiliyor. Doğru olmasa da. Bir yanıyla sorumluluklarını taşıyor, kendini otomatiğe bağlıyor, ev işleri, işyeri, ekonomik sıkıntılar gibi. Devam ediyor gündelik işlerine, alışkanlıklarına. Bir yandan da sevgi, aşk, uçmak, kaybolmak, kendini unutmak istiyor.

Bir ilişkide iken bile insan kendini otomatiğe bağlayıp, sevgiye aç diğer yanını kapatabiliyor. Diğer yanıyla ise değerli olduğunu hissetmek istiyor, ilgi, sevgi, şefkat bekliyor. Belki, darbeler aldığı için o yanı uykuya yatabiliyor.

İnsanın içinde savaş oluyor bazen. Biriyle karşılaşıyor. Bu iş yürümez diyor, olmaz, ben çılgınım diyor. İlişkin uyumlu olsa da, o seni anlasa da. Üzerinize titrese de, sizi arkadaş, insan, dost, sevgili olarak sevse de.

Bazen aşık olursunuz. Aklınız, kalbiniz onda olur. Ya onunla olmak ya da yalnız kalıp onu düşünmek istersiniz. İşlerinizi, başkaları ile sohbetlerinizi gereksiz ayrıntılar olarak görüp hayatı o dışında bir zombi gibi idare edersiniz. Hep onu düşünür, merak eder, yanınızda olmadığı anları kıskanırsınız.

Anlamazsınız, yanında siz yokken, örneğin evine arkadaşları gelse onlarla nasıl sohbet edebilir, kendini siz dışında başka bir konuya nasıl verebilir, gözlerinin önünde bir perde olmadan nasıl konuşabilir. Başkalarına nasıl içten olabilir. Herhalde çok iyi bir oyuncu olmalıdır, olayları ayırabildiğine göre. Çünkü, siz ayıramazsınız. Sizi, sizin onu sevdiğiniz kadar sevmediğini düşünürsünüz. Kalbiniz sıkışır. Aslında benlik duygusundan, egodan gelir bu.

Ondan haber alamadığınız zamanlar kabus gibidir. O yanınızda değilken, ya da onunla telefonda veya nette konuşmadığınız zamanlar aslında onunla daha dolusunuzdur. Düşlersiniz, kurarsınız, senaryolar üretirsiniz. Hepsi gereksiz olan.

Onunla konuşurken dehşete düşersiniz. Böyle bir elektrik nasıl olabilir diye. Söylediği her şey sizi yakalar. Gündelik yaşamın ufak ayrıntılarından söz ederken bile sizi kalbinizden vurur. Kendisini anlatırken bile sizi anlattığınızı düşünürsünüz.

Bazen de kalbiniz kaskatı olur. Çarpmasını bile istemezsiniz. Çarptığı zaman patlayacak gibi çarpıyordur çünkü. Çok fırtınalar, dalgalar atlatmışsınızdır. Kalbiniz yumuşaklığını, esnekliğini kaybetmiştir. Hayatınızda her şey yerli yerindedir, yolundadır, bir eksiğiniz yoktur, ama aşk yoktur, özlem yoktur. Her şey bir arada olmaz. O da eksik kalsın dersiniz. 

Ama bir yandan da filmlerin, romanların sonu mutsuz bitsin istersiniz.

Bazen ise asıl aşk, kavuştuktan sonra, mutlu sondan sonra başlar. Kişiler birbirlerini olduğu gibi kabul edip, değiştirmeye çalışmazlarsa, birlikte değişime açıklarsa, yaşama açıklarsa, birbirlerini kendilerini düşünerek değil karşılarındakini düşünerek seviyorlarsa, birlikte gelişmek istiyorlarsa. O zaman kanıksama olmaz. Birlikte neler yapabileceğinizi düşünürsünüz. Onu bedeninizin size ait bir parçası olarak görmezsiniz. Hedef aşka ulaşmak olmaz.

Sevgide plan, sözleşme, taktikler olmaz. Kabuklarınız olmaz.

Bazen insan aşık olmaya karar verir. Bazen sevgiye imrenir. Bazen sevgiyi taklit eder. Bazen alışkanlıktan, bazen inat veya gururdan sevdiğini sanır.

Bazen insan kendi sevgisizliğinden, diğer bütün sevgilere kılıf uydurur, ilişkilere kötü bakar.

Duygular bizim, istediğimiz gibi kullanırız. İstersek hiç kullanmayız. 


Gökhan Özgen
08.09.2009

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
07 Temmuz 2010 14:14

Nurten Düzkantar

Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğunu farkettiniz mi? Kaç kez kuşlara yem attınız? Eski bir dostunuzu aradınız mı? Ya kirazlardan küpe yapıp taktınız mı kulaklarınıza? Yaşamın noktalarından çok, virgülleri mi var yüreğinizde... işte bu ..siz onu yakalamışsınız ..sizi kim durdurabilir...yaşamak güzel şey, her şeye rağmen çok güzel...mutlu kal sevgili Gökhan ellerine yüreğine sağlık...
07 Temmuz 2010 13:58

Nurten Düzkantar

BAZEN ismini değiştir derim bu yazına GENELDE daha çok yakışır, bu duyguları çoğunlukla ve yoğunlukla yaşıyorum ...yaşamın ta kendisi ...her zamanki gibi müzik eşliğinde okudum..bu kez Renee&Renato nun Save your Lowe'nun eşliğinde hep sevgiyle kal :))
27 Haziran 2010 21:40

cudi

duyguların duygularımla bir...
25 Eylül 2009 23:40

softfeelings

pir.yine döktürmüşsün.yüreğine diline sağlık.
18 Eylül 2009 03:31

laurana

Boş kaldığım zamanlarda ne istediğimi ve de ne beklediğimi bilmediğim anlardaki düşünce fırtınamı dile getirmişsin. ağzına sağlık arkadaşım..:))

14 Eylül 2009 00:52

deepblueeagle

valla öyle oluyor be...gel de didim'de laflarız. dertli kavallık yaparız.
14 Eylül 2009 00:38

s.çelikbilek

doğru söylersin be... hep öyle oluyor ve ömür de geçip gidiyor...
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.