SENE 1962

14 Şubat 2018 16:11 / 1127 kez okundu!

 

 

Türkiye'de İsmet İnönü başbakan. 1960 darbesinin gölgesi üzerinde olan 27. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, yani Cumhuriyet Halk Partisi, Yeni Türkiye Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve bağımsız milletvekillerinden oluşan koalisyon yönetiyor. Darbeciler 'NATO'ya, CENTO'ya bağlı' olduklarını açıklamışlar. Küba'yı da bir halk ayaklanması ile yönetimi ele geçirmiş Fidel Castro başkanlığındaki 'devrimci hükümet' yönetiyor. Amerika da Küba’ya abluka uyguluyor.

 

Amerika bu, rahat durmuyor ve Türkiye'ye, SSCB'ye yönelik nükleer başlık taşıyan Jüpiter füzeleri yerleştiriyor. Buna karşılık olarak da SSCB Küba'ya nükleer başlık taşıyan füzeler yerleştiriyor. Al sana kriz. Hem de dünyayı bir nükleer savaşın içine atacak ölçekte. ABD krizin başlamasına kendisi sebep olduğu halde hop oturup hop kalkıyor. Yoğun bir diplomasi trafiği sonucu her iki ülke nihayet bir anlaşmaya varıyor ve dünya derin bir oh çekiyor. Çünkü nükleer bir savaşın galibi olmayacak.

 

Varılan anlaşmaya göre SSCB Küba'daki füzeleri sökeceğini, Türkiye'nin toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına saygı göstereceğini, içişlerine karışmayacağını ve işgal etmeyeceğini belirtirken ABD de Küba'daki füzeler söküldüğü taktirde Küba'ya karşı uygulanan ablukaya son verileceğinin ve Küba'yı işgal etmeyeceğinin güvencesini veriyordu. Bunun üzerine Kruşçev, Küba'ya yeni füzeler götürmekte olan gemilerin geri dönmesi emrini veriyor ve kriz çözülme aşamasına geliyordu.

 

SSCB ile bu anlaşmayı yapan başkan Kennedy 1963 yılında Texas'ta bir suikast sonucu öldürüldü ve suikastın faili yakalanmış olmasına rağmen arkasındaki güçler asla açığa çıkarılamadı. Katilin de başka birisi tarafından öldürülmesi üzerine dosya kapandı gitti. Amerika'nın 'derin devlet' deneyimi ta buralara dayanır. O derin yapı, bu anlaşmayı yapanı affetmemişti.

 

İşte başından böyle bir deneyim geçmiş olan ABD şimdi güney sınırımızda 5 milyar dolarlık silahla donattığı bir 'sınır güvenliği ordusu' kuruyor. Ve de bu yapıya desteğini devam ettirmek üzere bütçesine ödenek koyuyor. Kimin 'sınır güvenliği' imiş bu? Suriye'nin mi yoksa Türkiye'nin mi? Malum o sınır bu iki ülke arasında. ABD’nin ise buradaki sınırla ne ilgisi olabilir ki, binlerce kilometre uzakta demeyiniz. Hadi İsrail'i koruyacak bu ordu diyelim; İsrail de bu sınıra yüzlerce kilometre uzak.

 

Bak bak... Türkiye'nin endişelerini anlıyorlarmış. Türkiye endişelenmiyor; her şeyi göze almış durumda tedbirini alıyor. Biz de Amerika'nın endişelerini anlıyoruz. O kadar silah, o kadar para, o kadar emek; kısacası bütün şeytani hesaplar güme gidecek. Bakalım tarih kimden yana yazılacak.

 

Firuz TÜRKER

14.02.2018

 

Son Güncelleme Tarihi: 14 Şubat 2018 18:53

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.