RESTORASYON MÜMKÜN DEÐÝLDÝR

02 Mayýs 2018 18:11 / 880 kez okundu!

 

 

Toplumlarýn yaþamýnda sadece teknik, ekonomik, sosyal deðiþiklikler deðil, siyasal deðiþiklikler de geri döndürülemezdir. Toplumlar, yaptýklarý deðiþikliklerden ve kabullendikleri alýþkanlýklarýndan vazgeçirilemez. Cumhuriyetten geri dönmek nasýl mümkün deðilse, 'Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemi'nden de dönmek artýk mümkün deðil. Bunu dillendirenler hayal peþinde.

 

******

 

RESTORASYON MÜMKÜN DEÐÝLDÝR

 

Teoriye kapanýp kaldýðýmýz, yaþamda teoriyi yanlýþlayan geliþmeler olduðunda bunlarý görmezden geldiðimiz, hiç göz ardý edilemeyecek olanlarý eðip büküp 'teori'nin içine týkýþtýrmaya çalýþtýðýmýz yýllarda restorasyonun (geri dönüþ) mümkün olduðuna inanýrdým. O zamanki hayat deneyimim bugünkü kadar geniþ deðildi.

Ýnsanlýðýn geliþim çizgisi içinde yiyeceklerin piþirilmesi çok önemli bir aþamaydý. Ateþ keþfedilmedi. O zaten vardý. Ýnsanoðlu sadece bunu kendi amacý doðrultusunda kullanmayý kavradý. Yiyecekleri piþirmek insana, çok büyük bir zaman kazandýrdý. Piþirmek, hem yiyeceði tüketme hem de sindirme zamanýný çok azaltýyordu. Böylece insan, daha fazla araþtýrmaya daha fazla zaman buldu. Artýk ateþsiz bir yaþam olamazdý. Sadece piþirmede deðil, ýsýnmada, aydýnlanmada, hatta vahþi hayvanlarý korkutmada da çok büyük avantajlar saðlamýþtý ateþ.

Toplumlarýn yaþamýnda sadece teknik, ekonomik, sosyal deðiþiklikler deðil, siyasal deðiþiklikler de geri döndürülemezdir. Toplumlar, yaptýklarý deðiþikliklerden ve kabullendikleri alýþkanlýklarýndan vazgeçirilemez. Cumhuriyetten geri dönmek nasýl mümkün deðilse, 'Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemi'nden de dönmek artýk mümkün deðil. Bunu dillendirenler hayal peþinde.

Bu hükümet etme sistemi yaklaþýk % 52 ile kabul gördü. Uygulamaya geçildiði zaman daha fazla insan benimseyecek. Bugün en sert muhalefeti yapanlarýn ardýllarýnýn, bir gün gelir yönetime gelirlerse ayný yönetim biçimini sürdüreceklerinden hiç kuþkum yok. Çok çok bazý düzenlemeler yapýlýr. Kaldý ki bu sistemi getirenler bile, zaman içinde bazý eksiklerin giderilmesi için düzenlemeler yapacaklar. Ama eski vesayetçi sisteme dönmek artýk mümkün deðil. Restorasyondan kastettiðim budur.

Neden deðil? Bu gidiþi önlemek için Amerikancý darbe bile denendi ve yenildi. Bizdeki bu darbe bana, Gorbaçov'a karþý yapýlan darbeyi anýmsattý. O darbe ile bizdeki arasýnda farklýlýklar ve benzerlikler var. Gorbaçov da Sovyet Sistemi'nin önünde yeni bir alan açmýþtý. Darbeciler o alaný ortadan kaldýrmak istiyorlardý. O darbede tankýn üzerine çýkan Gorbaçov deðil, Yeltsin (muhalefet lideri) olmuþtu. Dolayýsýyla darbe yenilince kazanan da Gorbaçov deðil, Yeltsin oldu. Bizdeki darbede muhalefet lideri, darbecilerin eskortu ile 'güvenli' bir mevziye çekilip darbenin baþarýsý için dualar ederken, Cumhurbaþkaný tanklarýn karþýsýna dikilen halkýn baþýna geçti. Ve kazanan o oldu. Liderliðini pratikte tescilledi.

Artýk Türkiye'nin yönüne o karar verecekti. Kitlelerin önderi oydu. Nitekim de öyle oldu. Bunun farkýna varan Devlet Bahçeli, geliþmenin yönünde tutum aldý. Fark edemeyenler de bu deðiþikliðe direnmeyi seçti. Artýk Cumhuriyet, yeni bir aþamaya evrimleþiyordu. Karar alma mekanizmalarý daha pratikleþtirilir hale getiriliyordu. Karar alma mekanizmalarýndaki hantallýk, toplumun geliþiminin önünde büyük bir handikap oluþturur hale gelmiþti. Halbuki toplum, içinde yaþamak durumuna razý olduðu bir kaç yüz yýllýk kabuðu kýrýp içinden çýkmak istiyordu. Bu kabuk 'vesayet' diye adlandýrdýðýmýz þeydir. Ve bu 'kontrollü toplum' kurgusu, yalnýzca ülke içindekilerin taraftarý olduðu bir durum deðil; ayný zamanda Türkiye üzerindeki bu sistemin en büyük gücü olan emperyalist odaklarýn da tercihi olan bir uygulamaydý. Bu yolla Türkiye, istedikleri gibi güdüleyebildikleri bir ülke olarak avuçlarýnýn içinde kalýyordu.

Toplumsal geliþme bu yönde iken buna direnmek mümkün deðil. Hele bir halk oylamasý ile kabul edilmiþ yeni bir sistemi ortadan kaldýrýp eskiye dönmek, toplumu o kabuðun içine yeniden týkmaya çalýþmak anlamýna geldiði için hiç mümkün deðil. Ýþte bu yüzden 'eskiyi getireceðiz' flamasý altýnda toplanmaya çalýþanlar bir türlü baþarýlý olamýyor. Onlar da bu geliþmeye engel olunamayacaðýný görüyorlar. Ama durumu kabullenmek istemiyorlar. Böyle olunca da kendilerini yeni duruma uyduramýyorlar. Çünkü onu kavramýþ deðiller. Ya da iþlerine öyle geliyor. Çarþaflamalarý bundan.

 

Firuz TÜRKER

01.05.2018

 

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.