Politik Körlük

19 Ocak 2017 20:27 / 1112 kez okundu!

 

 

Politika var olan gerçek durum üzerinden yapılır. Gerçek durumun yerine kendi istek ve duygularınızı, hayallerinizi koymaya kalkarsanız başarılı olmanızın imkanı yoktur. Bu durum 'somut şartların somut tahlili' diye tanımlanır. CHP’nin yıllardır yenilgi üstüne yenilgi almasının nedeni; işte bu tahlilleri yapmayışı ya da yapamayışıdır.

Şimdi getirilmek istenen yeni sistemle ilgili yenilgisi de kaçınılmaz. Tezleri gerçekçi değil. Bu nedenle de yeterli halk desteği sağlayamayacak.  Nasıl FETÖ, iradesi dışında kalkışmaya mecbur bırakıldı ve hüsrana uğradıysa, CHP de bu gelişmeden büyük yara alarak çıkacaktır. Çünkü o da, iradesi üzerinde bir güç tarafından her ne pahasına bu değişikliği engelleme stratejisine mecbur edilmiştir. Halbuki bu tutumun halk nezdinde yeterli karşılığı yoktur.

 

CHP bu değişikliğe neden karşı çıkıyor? Diktatörlük tezine dayanıyor. Bu tamamen paranoyak bir yaklaşımdır ve hayattan kopuktur. Başkanlık sistemlerinin diktatörlük değil de, demokrasi koşulları içinde tanımlı olduğu yadsınamaz bir gerçek. Buna rağmen 'diktaya gidiyoruz' tezini öne sürmek politik körlükten ve politik bilinçsizlikten öte bir şeydir. CHP’de deneyimli politikacılar var. Uzlaşmanın da ne demek olduğunu bilirler, güçler dengesi hesabının da. Apaçık görülmektedir ki güçler dengesi hem parlamento düzleminde hem de halk nezdinde başkanlık sisteminden yanadır. Sadece sayısal olarak değil, aynı zamanda düşünsel düzeyde de böyledir. Öyle ki çoğu CHP’linin buna neden karşı çıktığı konusunda kafası net değildir.

 

O zaman böylesi bir durumda CHP yönetimi niçin sürece dahil olup da süreci etkileme ve kaygılarını giderici, en azından hafifletici bir etki yaratma yolunu seçmedi de doğrudan cephe açtı? İşte bu seçim, ya politik yetersizlikle ya da buna karşı çıkmaya mecbur kalmakla açıklanabilir.

 

Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı görev süresi dolduğunda, Ecevit bunu uzatmak istemişti. Ama kabul ettiremedi. O zaman işlenen tez, Demirel'in süresi uzatılmazsa kaos çıkacağı yönünde idi. Demirel'in süresi uzatılmadı. Başka bir aday bulundu ve kaos falan da çıkmadı. Çıktı diyebilirsiniz ama anayasa kitapçığı olayı sadece vesiledir. Kriz, ekonomik nedenlerle çıktı. Yani Cumhurbaşkanı Demirel de olsaydı yine çıkacaktı zaten. Bütün göstergeler bu yöndeydi.

 

Keza şimdi de benzeri olacaktır. Başkanlık sistemi hem parlamentodan hem de referandumdan geçecek, ne diktatörlük gelecek ne de büyük felaketler vuku bulacaktır. Her şey yeni duruma uygun şekilde işlemeye devam edecektir. CHP yönetiminin vızıldamaları da unutulup gidecektir.

 

Firuz TÜRKER

19.01.2017

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.