PARTİ DEVLET

18 Aralık 2019 02:06 / 1311 kez okundu!

 

 

Türkiye solu eskiden ezelden ezberci, dogmatik ve güncel politikalardan uzak şabloncu bir hayal aleminde yaşamaktadır. Sovyetler dağılıp batı için bir tehdit olmaktan çıktıktan ve o tehdit yerine 'İslam terörizmi' konulduktan sonra, yeni sol da aynı stratejiyi benimseyip eski solun savunduğu değerleri bir kenara iterek emperyalist merkezlerle aynı hedefe kilitlenmiştir. Bu perspektifle hareket ederek AK Parti iktidarını olduğundan başka betimleyip, gerçekte olmayan kavramları bu partiye yüklemeye ve de CHP'nin değirmenine su taşımaya çalışıyor.

 

****

 

PARTİ DEVLET

 

Son zamanlarda sol tarafından AK Parti iktidarına yönelik bir eleştiri olarak getirilen bu kavramı şimdi de CHP diline doladı. Aslında CHP bu kavramı, teorik anlamından çok propaganda anlamında kullanıyor. CHP günümüzde en basit, en bayağı, en ucube oportünizmi uygulamaktadır. İktidara karşı kullanabileceği kanısı edindiği her kavrama, daha önce tam tersi şeyleri savunmuş olsa bile, dört elle sarılıp, servis etmektedir. Bu kavramı da rastgele almış ve kullanmaktadır. Amacı iktidarı yıpratmaktan çok, son yerel seçimlerde kuyruğuna taktığı HDP ve yeni sol çevrelere göz kırpmak; bakın sizin savunduğunuz kavramları ben de kullanıyorum demektir. Bir de halka, bakın devletin tamamında bunlar var, artık devlet öksürse, hapşırsa sorumlusu bunlar; demokrasiyi de bu şekilde yok ettiler mesajını 'akademik' dille verme kurnazlığını yapıyor. Böylece zaten dillendirdiği anti propagandayı bir de gizemli bir kavrama sarmayı deniyor.

 

Parti devlet kavramı, tek parti diktatörlüklerinde ortaya çıkmış ve kullanılmıştır. Daha çok otoriter eğilimleri ve 'tek' partinin, kendi siyasi örgütlenmesini devlet örgütüne monte etmiş olmasını ifade etmektedir. Eski sosyalist rejimler bunun en tipik örnekleridir. Daha derinlere girmeden soralım; bu uygulamanın Türkiye'deki temsilcisi kimdir? Hangi parti ülkeyi uzun yıllar tek başına yönetmiş, 'kontrollü' şekilde kurdurduğu muhalefet partilerinin kontrolü dışına çıkma ihtimalini sezdiği anda kapatmıştır? Hangi partinin il başkanları vali, ilçe başkanları kaymakam tayin edilmiştir? Bu soruların cevabı AK Parti midir?

 

Türkiye solu eskiden ezelden ezberci, dogmatik ve güncel politikalardan uzak şabloncu bir hayal aleminde yaşamaktadır. Sovyetler dağılıp batı için bir tehdit olmaktan çıktıktan ve o tehdit yerine 'İslam terörizmi' konulduktan sonra, yeni sol da aynı stratejiyi benimseyip eski solun savunduğu değerleri bir kenara iterek emperyalist merkezlerle aynı hedefe kilitlenmiştir. Bu perspektifle hareket ederek AK Parti iktidarını olduğundan başka betimleyip, gerçekte olmayan kavramları bu partiye yüklemeye ve de CHP'nin değirmenine su taşımaya çalışıyor.

 

Yeni sol da önceli gibi, devlet kavramını çarpık algılıyor. En az yüzyıl önce çalışılmış tezleri hala geçerli sanıyor. Ne var bunda Pisagor da 2500 yıl önce yaşadı ama teoremi hala geçerli diye düşünenler politikanın matematik olmadığını, kesinlikle güncele dayanmak zorunda olduğunu anlamalıdır. Solun ezberinde olan devlet kavramı, günümüzde geçerli değil. Hiç bir 'ceberrut' devlet şehir hastaneleri yapmaz. Devlete bu bakış, artık tamamen anarşizme bırakılmıştır.

 

Peki eski sol ezber ne diyor? Bir sınıf, iktidarı, yani devleti, kendisine karşı baskı aracı olarak kullanan başka bir sınıftan alarak kendi baskı aracına dönüştürür ve rakiplerine karşı kullanır. Devletin bu el değiştirmesine de 'devrim' denir. Yeni sol Türkiye'de devrim oldu demiyor. TV'lerde boy gösteren 'sol' geçinen sözcülerin hiç birinden duymadım böyle bir söz. AK Parti'nin devleti nasıl ele geçirdiğini de anlamış değilim. Öyle ki seçimlerde ona karşı hile yapılabiliyor. Devlet mekanizmasından diğer partilerin yandaşları atılmış değil. Bu düşüncelere karşı çıkanlar bir de 'ama FETÖ'cüler, KHK'lılar, kayyumlar' deyip komik olmasın. Onlar da içinde olmak üzere herkes de gerçeği biliyor ki asıl bu uygulamaya uğrayanlar aslında devleti ele geçirmek niyetindedir.

 

Parti devlet, gerçekte CHP devletidir. Hem de öyle erken akıllıların yutturmaya çalıştığı gibi yalnızca tek parti dönemiyle sınırlı değildir bu. Bir vesayet rejiminden söz ediyoruz; iyi de kimdi o 'vasi'? Askeri vesayet diyenlere de bir sorum olacak, askerin kontrolü kimdeydi? Yüksek yargı organlarının? Tabi ki içerde, aynı zamanda bir banka ortağı olan CHP idi. Parti devlet böyle olunur. NATO'ya girildikten sonra bu kontrol CIA'e geçti. O saatten sonra da Türk ordusu NATO ordusu oldu. Bir zaman geldi bu 'üst akıl' eski vesayetçileri görevden aldı ve yerlerine FETÖ'cüleri monte etti. Bu her iki vesayetçi kliğe karşı da kim mücadele etti ve etmektedir? CHP mi? Elbette vesayetin gerçek düşmanı AK Parti'dir ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır... Bu yüzden onları alaşağı etmek istediler.

 

Bütün bu gerçekliği alt üst edip CHP'yi demokrasiyi savunan, AK Parti'yi de 'parti-devlet' modeline monte etmeye çalışan anlayışın kaynağını da merak etmekteyim. Aslında o konuda da düşüncelerim var ama yazının amacını aşar. Onu da bir başka sebeple başka bir yazıya bırakıp artık noktalayayım. Yani rolleri ters yüz etmeyi becerebilmek iyi hokkabazlıktır.

 

Firuz TÜRKER

07.12.2019

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.