MUHALEFET TUFAYA MI GELİYOR?

18 Ağustos 2018 15:00 / 1052 kez okundu!

 

 

Halkın büyük çoğunluğu, muhalefetin değil de iktidarın yolunda yürüyor. Çünkü halk, yapılmak isteneni görüyor, sezgileriyle algılıyor ve kendi geleceğine yönelik bu meşum saldırıya tavır alıyor. Halkın açıklıkla algıladığını muhalefet partileri anlayamıyor mu peki? Olur mu hiç öyle şey, onların liderleri öyle sıradan vatandaşlar değil ki 'saflıkla' hareket ettiklerini düşünelim. Her şeyin farkındalar. Ama İktidarı devirmek için bu yapılanlar işlerine geliyor. Amaçları salt iktidarı devirip kendi siyasi ihtiraslarını gerçekleştirmek, yani her nasıl olursa olsun yönetimi ele almak olduğundan, aynı amacı taşıyan dışarıdaki güçlerle işbirliğine gidiyorlar.

 

****

 

MUHALEFET TUFAYA MI GELİYOR?

muhalefet ile ilgili görsel sonucu

 

Amerika bir karar alıyor ya da yetkililerin ağzından Türkiye'ye yönelik bir açıklama yapılıyor kur tırmanıyor. Türkiye mukabil bir adım atıyor, Türk yetkililer piyasaları rahatlatacak açıklamalar yapıyor bu sefer kur inişe geçiyor. Apaçık ki, bu bir ekonomik meydan muharebesi. Bu muharebe, son bir haftadır yapılıyor. Asıl savaş ise resmen bir yıldır sürüyor. Bu ekonomik savaşın başlangıcı, kurun 3,5 lira seviyesinden tırmandırılmaya başladığı zamana denk düşüyor. Yani Afrin harekatının başlangıcına. ABD’nin, Türkiye'yi güneyden işgal etmek için tasarladığı 'sınır güvenliği ordusunun' Türkiye tarafından yenilgiye uğratıldığı zamana.

 

Türkiye, Amerika'nın kendisi üzerinde operasyon yapma aparatlarını birer birer etkisiz hale getirdikçe ABD yeni enstrümanları devreye sokuyor. Bu tür uygulamalarda CIA, dünyanın en uzman istihbarat örgütüdür. Yıllardır yapa yapa epey deneyim sahibi olmuş, uzmanlaşmıştır. Castro Küba'sına da böyle yapmışlardı; Musaddık İran'ına da, Allende Şili'sine de, Mursi Mısır'ına da. İran, Şili ve Mısır'da kazandılar, ama Küba'yı deviremediler.

 

Amaçları Türkiye'deki iktidarı düşürmek ve kendilerine zorluk çıkarmayacak, evet efendimci bir iktidarı işbaşına getirmek. Bunun seçimlerle olamayacağı anlaşıldığından beri seçim dışı her yolu deniyorlar. Askeri darbelerle olamayınca terör taktiğini gündeme aldılar. Türkiye bu taktiği, PKK’nın hendek saldırısını püskürterek ve El Bab operasyonu ile DEAŞ'ı silip süpürerek boşa çıkardı. Bu ikisi arasında, 15 Temmuz’da teşebbüs edilen FETÖ’cü darbeyi de def etti.

 

Zaten FETÖ’cü kriptolar ve onların ağzından konuşan muhalefet çevrelerince epeydir dillendiriliyordu 'Türkiye'nin ancak ekonomik yaptırımlarla boyun eğdirilebileceği' tezi.  Epeydir de uygulanıyordu aslında. Ama geçen cuma gecesinden beri 'düşman' açıktan saldırıya geçmiş ve ekonomik bir Dumlupınar yaratmıştır. Sanki Trump'la Mike Pence, CIA yetkilileriyle oturup bir toplantı yapmışlar ve ekonomik saldırıyı başlatmak için rahip Brunson bahanesini kullanmaya karar vermişler. Aleyhindeki o kadar delile, telefon görüşmesi kayıtlarına rağmen bu rahibi, sanki bir aziz masumiyetindeymiş gibi göstermeye çalışıyorlar.

 

Türkiye'deki iktidarı (özelinde Erdoğan'ı) devirip ülkeyi istedikleri biçime girmeye ve itaata zorlamayı planlayan güç odakları bütün bu taktikleri birer birer değil, hepsini bir arada kullanmaktadırlar. Fakat zaman zaman herhangi birini ön plana çıkarabiliyorlar. Şu anda öne çıkan ekonomik saldırıdır.

 

MHP’yi muhalefet saymazsak (ki cumhur ittifakı ile yerini diğer partilerden ayırmıştır) iktidar partisi dışındaki siyasi partilerin hemen tümü, Amerika'nın bütün bu saldırı taktikleri devreye girdikçe, Amerika ile uyumlu bir biçimde, siyasi iktidara karşı salvolara başlıyorlar. 17-25 Aralık sürecinde, Gezi’de, hendek kalkışmasında, FETÖ’cü darbe girişiminde, Amerika'nın, Suriye'nin kuzeyinde, yani bizim güney sınırlarımızda oluşturmaya çalıştığı lejyon ordusuna karşı mücadelede hep böyle oldu. Şimdi de ekonomik mücadelede aynı yolu izliyorlar. Kendi iç sorunlarından vakit buldukça ortak saldırıya katılıyorlar. Hatta bunu kendi iç sorunlarını aşmak için de kullanıyorlar.

 

Halkın büyük çoğunluğu, muhalefetin değil de iktidarın yolunda yürüyor. Çünkü halk, yapılmak isteneni görüyor, sezgileriyle algılıyor ve kendi geleceğine yönelik bu meşum saldırıya tavır alıyor. Halkın açıklıkla algıladığını muhalefet partileri anlayamıyor mu peki? Olur mu hiç öyle şey, onların liderleri öyle sıradan vatandaşlar değil ki 'saflıkla' hareket ettiklerini düşünelim. Her şeyin farkındalar. Ama İktidarı devirmek için bu yapılanlar işlerine geliyor. Amaçları salt iktidarı devirip kendi siyasi ihtiraslarını gerçekleştirmek, yani her nasıl olursa olsun yönetimi ele almak olduğundan, aynı amacı taşıyan dışarıdaki güçlerle işbirliğine gidiyorlar. O tezlerin sosyal medyadaki savunucuları dahi farkında. Bu kadar açıktan oynanan oyunu görmemek için aptal olmaktan da öte bir duruma ihtiyaç var çünkü. Neyi görmezden geleceksin; ABD’nin YPG’ye tonlarca silah verdiğini mi, FETÖ’cü darbeyi mi, Pence ve Trump'ın açıklamalarıyla başlayan ekonomik saldırıyı mı? Zaten bunları görmezden gelmek için uydurulan kılıflar, bırakın insanı düşündürüp kandırmayı, mizah konusu bile olamıyor.

 

Muhalefet bu iktidarı tek başına değiştiremeyeceğini anlamış. Onun için her türlü ittifaka açık. Amerika’sız bu iş olmayacak düşüncesinde. Demokrasi dışı yollara razı. Böyle gelen iktidarın kendisine hayrı dokunmayacağını hesap etmiyor. Ülkeye vereceği zararı umursamıyor. Her ne pahasına iktidar olma hırsı gözlerini bürümüş. Bu nedenlerle halkın çoğunluğundan ayrı bir kulvardan yürüyor. Türkiye'deki iktidarı ille de değiştirmek isteyen dışarıdaki odakların kulvarından. Ama olamayacak; Amerika ile de olamayacak.

 

Firuz Türker

18.08.2018

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.