CHP'nin Demokrasi Mücadelesi

16 Ocak 2017 00:51 / 1059 kez okundu!

 

 

Pazartesinden beri sayın Kılıçdaroğlu'nun önerisi üzerine CHP’yi izliyorum. Haklarını teslim etmeliyim ki, ellerinden geleni yapıyorlar. Gerçi yaptıkları bağışlanır gibi değil. Aslında ben daha sert bir maç bekliyordum. Ne de olsa şampiyonluk değil, kümede kalma mücadelesi bu. Nasılsa bizde, bizim klasmanımızdaki pek çok ülkede olduğu gibi 'müsademesiz' tartışma ve düşüncesini kabul ettiremeyince, buna razı olma kültürü yeterince gelişmedi. Tabi o zaman çamura yatmalar ve fauller artıyor.

CHP’li vekillerimiz ülkenin 'diktatörlüğe götürüldüğü' tezine dayanarak cansiperane bir şekilde 'demokrasiyi savunduklarını' söylüyorlar. Bu söyledikleri ne kadar gerçek, ne kadar hayata uygun buna değinmeyeceğim. Bunun doğru-yanlışlığından çok tutarlılık gösterip göstermediği yanına bakmak istiyorum. 

Bu kardeşlerimizin çoğu, gerçek bir diktatörlük görmedikleri için, bu günkü 'yumuşak diktatörlük' (!) koşullarında böyle 'sert' bir 'mücadele'  verebiliyorlar. 15 Temmuz akşamı çoğunun, tıpkı genel başkanları gibi evlerinden izlemekle yetindiklerini, gıklarının çıkmadığını biliyoruz. Bunu yazarken darbe gecesi mecliste olan CHP’li vekillerle, sokakta diğer partilerden yurttaşlarla omuz omuza yer alan istiklal savaşı ruhuna inanan ve o ruhu hala içinde taşıyan gerçek CHP’lileri ayrı tutuyorum.

Fakat CHP gerçek bir diktatörlük olan 12 Eylül darbesine bu kadar karşı duramamıştır. Öyle ki; genel başkanları rahmetli Ecevit'i bile yalnız bırakmışlar, Ecevit de hem genel başkanlıktan hem de CHP üyeliğinden o karanlık günlerde istifa etmiş, kalemine sarılmış, bu yüzden ceza almış, ardından da bir başka partiyi örgütlemiştir.

Diyeceksiniz ki; 12 Eylül’e kim direnebildi ki, CHP’den bunu bekliyorsun. İşte tam da demek istediğim budur. Şimdi kürsü işgal etmek ucuz kahramanlıktır. Kimse sizi bu yüzden içeri tıkmaz, işkenceye göndermez. Ama o zamanlar böyle değildi.

Demem o ki 'demokrasi mücadelesi' dedikleri şey göstermelik bir şeydir. Aslı bir şovdan başka bir şey değildir. En nihayetinde mecliste tartışılan bu öneri parlamentonun onayına bağlı, diyelim ki oradan geçti, halkın onayına gidecektir. Halka güven yoktur. En iyisini kendilerinin bildiğini sanıyorlar. Bu yüzden bu kadar fevri, bu kadar da pervasızlar. Ama demokrasiden asıl uzaklaşanlar kendileridir.

 

Firuz TÜRKER

16.01.2017

 

Son Güncelleme Tarihi: 19 Ocak 2017 20:24

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.