Amerikan Karşıtlığı Hiç Bu Kadar Kitleselleşmemişti

15 Şubat 2018 10:15 / 1186 kez okundu!

 

 

Ömrümün neredeyse tamamı 'Amerikan emperyalizmine' karşı durmakla geçti. Henüz tüyü bitmemiş yeni yetme bir liseli iken Amerikan gazozuna karşı yapılan boykotları, 'müstemlekelerine' gelmiş edasıyla Dolmabahçe'ye ayak basan Amerikan askerlerini denize atan üniversiteli 'ağabeyleri' gıptayla, coşkuyla izlemiştim. Vietnamlılara yaptıklarına nefretle baktım. Hiroşima ve Nagazaki'de yaptıklarından kanım dondu.

Üniversiteye ayak bastıktan sonra da Amerikan emperyalizmi protestolarında yer aldım. O zamanlar Amerikalının lakabı 'çirkin Amerikalı' idi. Neden böyle hissettiğimi pek düşünmedim ama ikinci dünya savaşının bitmesinde büyük payı olan bu ülkeyi, ilk okulda verilen Amerikan süt tozundan içmiş biri olarak hep, bir şey veriyorlarsa misliyle alacaklar olarak algıladım. Çok acımasızlardı. İnsan hayatına önem vermez, yalnızca kendi çıkarlarını düşünürlerdi. Ve menfaatleri olduğu yerde yapmayacakları kötülük, işlemeyecekleri cinayet yoktu. Amerikalı algım böyleydi benim.

Yetmişli seksenli yıllarda bu 'çirkin Amerikalı' imajına karşı özellikle genç kesimde yaygın bir antipati vardı. Ama halk böyle düşünmüyordu. Çünkü onlara 'küçük Amerika' olmamız gerektiği öğütlenmişti. Amerika dost ve müttefikti. Bizi koruyordu. Komünizm tehlikesine karşı en büyük güvencemizdi. Bu uğurda Rus salatasının adını bile Amerikan salatası yapmıştık.

Şimdilerde bu 'dost ve müttefikliğin' ülkeme çok pahalıya patladığı iyice ortaya çıktı işte. Her askeri darbenin arkasında onların eli vardı. İşkenceciler CIA tarafından eğitilir ve kendi insanlarına elektrik vermek, Filistin askısına asmak, kediyle çuvala sokmak, başını boğulacak raddelere gelecek ölçüde su dolu bidonda tutmak gibi konularda uzmanlaşırlardı. Bu işkencelerde ne canlar yitti. Kimsesizler mezarlığına gönüldü. 'Biz saldık kaybolmuş' dediler.

Her askeri darbeden sonra ülke kaynakları talan edildi. Halkın sefalet ve yoksulluğu arttı. Amerika ve benzeri ülkeler, kendi ülkelerindeki gelişmişlik, refah ve 'çağdaş değerler' düzeyini bu sayede sağlıyorlardı.

Gün geldi, 15 Temmuzu nasıl tezgahladıkları ayan beyan ortaya döküldü. Darbenin arkasında Amerika'nın olduğunu görmek istemeyen bir kaç aklını peynir ekmekle yemiş ya da bilerek bunu gizlemeye çalışan bir avuç Amerikan uşağı dışında halkın büyük bölümü bu gerçeği teşhis etmiştir. Dahası adamlar güney sınırımıza yığınak yaptı. Müstahkem mevziler oluşturdu. Kendilerinin yerine savaşmak üzere buldukları hizmetkarlarını donattı. Ama tam üzerimize salacak konuma getiremeden Türkiye bu işe çomak soktu. Şimdi çok rahatsızlar.

Artık zaman değişti. Köprülerin altından ne sular geçmiş. Onların o çirkin yüzlerini bütün açıklığıyla görmüş çok geniş bir kitle var. Hem de politik görüşleri farklı farklı olan kesimlerden. Üstelik gözümüzün önünde gelişen her şeyi ters yüz edip, başka türlü göstermeye çalışan yerli sempatizanlarına rağmen. Bu günleri gördüm ya; doğrusu hiç olur sanmamıştım. Ama oluyormuş. Her halk, bir gün gelip haksızlıklara, zulme ve sömürüye karşı ayağa kalkmasını, direnmesini biliyor.

 

Firuz TÜRKER

15.02.2018

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.