27 MAYIS

28 Mayıs 2018 11:59 / 1299 kez okundu!

 

 

27 Mayıs; parlamenter sistemi öyle dizayn etti ki, bu bir vesayet sistemi oldu. En tepedeki vasi, 'üst akıl' onu temsil eden Askeri bürokrasinin en üst kademesi ve uygulayıcıları da 'parlamenter sistemin' denetim mekanizmalarıydı. Öyle bir demokrasi kurulmuştu ki davul seçimle gelenin boynunda, tokmak ise vesayet mekanizmalarının elindeydi. Ondan sonraki bütün askeri müdahaleler meşruiyetini bu sisteme dayandırdı.

 

 

*****

 

27 MAYIS

 

Benim 5 yaşındayken 27 Mayıstan anladığım tek şey, babamın 'demokrat' diye Susurluk Şeker Fabrikasındaki işinden atılmış olmasıydı. Bu yüzden uzun süre sıkıntı çektik. Bir daha da doğru dürüst bir işe giremedi babam. Halbuki demokrat partiye oy verir, kahvede savunurdu ama parti üyesi bile değildi. O zaman CHP ilçe merkezine bir kaç fanatiğin sizi şikayet etmesi yeterliydi. Babam gibi pek çok kişi işinden edildi. Yerlerine CHP'liler alındı.

 

27 Mayıs Özgürlük getirdi dediler. Uzun süre bayram olarak kutlandı. 27 Mayısçılar Türkiye'nin seçimle gelmiş ilk Başbakanını, iki bakanıyla birlikte idam etmişlerdi. Türkiye'nin henüz kundaktaki demokrasisi böyle sakatlandı. O tarihten sonra iktidara talip olan bütün siyasetçilerin 'kefenimizi giyip çıktık yola' demelerinin sebebi budur. Bir tek Süleyman Demirel'in fötr şapkası vardı. O da kendisine muhtıra verildikçe alıp alıp giderdi.

 

27 Mayısçılar Türkiye'nin 'parlamenter sistemini' dizayn ettiler. İki kamaralı bir sistem kurdular; birisi 'millet meclisi' (ki buna seçilebilirse dağdaki çoban da girebilirdi) İngilizlerin avam kamarasından esinlenilmişti. İkincisi 'senato' buna ise ancak üniversite mezunları aday olabilirdi. Bu da 'Lordlar Kamarası'ndan esinlenilmişti. 27 Mayısın beyin takımı olan Milli Birlik Komitesi üyeleri (yani 15 Temmuzun 'yurtta sulh konseyi') ölünceye kadar senato üyesi sayıldı.

 

27 Mayıs; parlamenter sistemi öyle dizayn etti ki, bu bir vesayet sistemi oldu. En tepedeki vasi, 'üst akıl' onu temsil eden Askeri bürokrasinin en üst kademesi ve uygulayıcıları da 'parlamenter sistemin' denetim mekanizmalarıydı. Öyle bir demokrasi kurulmuştu ki davul seçimle gelenin boynunda, tokmak ise vesayet mekanizmalarının elindeydi. Ondan sonraki bütün askeri müdahaleler meşruiyetini bu sisteme dayandırdı.

 

27 Mayısın ilk bildirisi 'NATO ya ve CENTO'ya bağlıyız' diyerek 'üst akıla' selam çakıyordu. İhtilalden bir süre sonra seçimler yapıldı ve yönetim güya sivillere devredildi. Fakat bu on sene bile sürmedi. 1971 12 Martında, ordu üst kademsinin verdiği bir muhtıra ile seçilmiş hükümet istifa ettirildi ve onun yerine atamayla bir 'teknokratlar' (siz elitler anlayın) hükümeti kuruldu.

 

Gerekçe 'sosyal uyanışın ekonomik gelişmeyi aşmış olması' idi. Tercümesi halk, kendi kendini yönetmeye talip olmaya başlamıştı demek.


Bu kadar anlatmak yeter de artar kanısındayım. Ondan sonra gelişen olayları bu perspektiften değerlendirebilir ve daha iyi anlamlandırabilirsiniz.

 

Firuz TÜRKER

27.05.2018

 

Son Güncelleme Tarihi: 28 Mayıs 2018 12:22

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.