İzmir kMM ve İstanbul kMM’den feyiz aldım

07 Mart 2013 09:44 / 1565 kez okundu!

 


Ülkemizde yersiz kaygılar ve korkular duygularımızı bastırmaya, olduğumuz gibi görünmemeye, yerine göre düşüncelerimizi saklamaya sebep olmuştur.

Hani haksız da değiller, çünkü bir hiç uğruna karakolda sopa yiyenler, gereksiz yere cezaevine tıkılanlar, hak etmediği halde “aman Allah’ım” dedirtecek kadar ağır cezalara çarptırılanlar o kadar oldu ki, ne ben sayayım ne de siz sorun.

Fakat bu baskıcı militarist günler geride kaldı, artık insanlarımız kendini daha iyi ifade edebiliyor, yasal olarak özgürlük alanı genişledi, genişlemeye devam ediyor. Örnek mi istiyorsunuz? Alın size Türkiye küçük Millet Meclisleri toplantıları: 2008 yılında 5 ille başlayan bu TkMM meclisleri şu anda 10’u büyük şehir olmak üzere, 21 ilde çalışmalarını sürdürüyor. Her ayın ilk hafta sonu gündemi değerlendirmek üzere vekil müvekkil buluşmasını sağlayarak, özgür bir ortamda STK temsilcilerinden fikir alıyor, 21 ilden gelen fikirler TkMM mutfağında irdeleniyor ve sunulan raporlardan elde edilen bir ortak payda TBMM’inde bir vekil eşliğinde, basın aracılığıyla kamuoyuna duyurularak edilerek vekillerle paylaşılıyor. Katılımcı demokrasi ve şeffaf yönetim açısından müthiş bir organizasyon.

Mart ayı toplantısına, İzmir kMM Koordinatörü Pervin Mısırlıoğlu’nun öngörüsüyle farklı bir boyut kazandı, bendeniz DkMM girişimcisi olarak 1 Mart'ta İzmir toplantısına katıldım, 2 Mart'ta İzmir girişimcisi Diyarbakır toplantısına katıldım ve daha sonra ikimiz birlikte 3 Mart’ta İstanbul toplantısına katıldık. Bu üç toplantının moderatörlüğünü de Şanar Yurdatapan yaptı.

Daha önce basında geniş yankı bulan TkMM’nin İzmir Diyarbakır İstanbul “barış için el ele” çağrısını etkisi de olacak ki toplantılar fevkelade kaliteli geçti, belki İstanbul toplantısı kemiyet açıdan beklenilenin altında bir sayıyla yapıldı ama keyfiyet açıdan toplantıya diyecek yoktu.
İzmir kMM’de İlk söz hakkı bana verildi.

Özetle söyle konuştum;

Sevgili barışsever dostlar, ben Kürtlerin yaşadıkları sıkıntıları dillendirerek moralinizi bozmak istemem, bir barış süreci başlamış durumda ve ben bu süreçten umutluyum. Uzun süre toplumu Anadil eğitimi ve irtica korkusuyla kaygılandırdılar. Ben 8 yıl medresede Kürtçe anadilimle eğitim gördüm ve aynı zamanda bir dindarın ötesinde mollayım yani dindarlara yol gösterecek düzeyde din adamıyım. İşte görüyorsunuz huzurunuzdayım, hem kendimi en az sizin kadar düşüncemi Türkçe ifade ediyorum hem de hepinizi seviyorum.

Kanaatim o ki Kürt sorunu muhasebesiz ve müzakeresiz çözmek lazım. Eski defterleri karıştırmayalım kirli bir süreç yaşanmış çünkü, ayrıca Kürt haklarını Kürtlerle müzakere edeceğinize verin Kürtlere bir A4 kağıdı, sen ne istiyorsun arkadaş deyin ve taleplerine cevap verin.

Ayrıca CHP’nin ideolojik devlet anlayışından şikayetimiz var, Kürtler hizmetkar bir devlet istiyorlar, özgür bir parlamento istiyorlar…

Bu konuşmam katılımcılar tarafından beğeniyle karşılandı, daha sonra soru cevap faslında iletişimimiz devam etti İzmirliler sordu ben cevapladım gayet samimi bir havada geçen toplantıdan ciddi bir enerji umut ve mutlulukla ayrıldım.

İstanbul kMM’de yine ilk söz hakkı bana verildi özetle şöyle konuştum;

Sevgili barış sever dostlar hoş geldiniz. 2007 yılında Alman konsolosluğu ev sahipliğinde Diyarbakır’da bir Kürt konferansı gerçekleşti, 7 oturum 21 saatlik bir değerlendirmeden sonra şöyle bir kanaatle neticelendi Kürtlerin devleti yok bu psikolojik olarak Kürtlere izdirap veriyor, dolayısıyla Kuzey Irak'taki oluşumun devletleşmesine katkı vermek gerekir. Suriye ve İran Kürtleri de sıkıldıkça sınıra doğru kaçarken, Türkiye Kürtleri ise canı sıkılan Anadolu’ya kayıyor. Dolayısıyla insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde haklarını vereceksiniz ki bu memlekette huzurlu yaşasınlar. Kanaatim o ki bu eylem planı işliyor. Dört yıldır 50 ilden katılımcılarla “doğu batı kardeşlik platformu” toplum içinde çalışıyor bir umut bir heyecanla çalışmalarını sürdürüyor. Yani bu sürece öyle “şıp” diye gelinmedi. Son birkaç yılda binlerce çalışma yapıldı diyebilirim.

Bence bu barış sürecini muhasebesiz ve müzakeresiz götürmek gerekir diye düşünüyorum. Yani eski defterleri karıştırmayalım, kirli bir süreç yaşanmış çünkü, ayrıca Kürt haklarını Kürtlerle müzakere edeceğinize verin Kürtlere bir A4 kağıdı sen ne istiyorsun arkadaş deyin ve taleplerine cevap verin.

Gereksiz korku ve kaygılarla zaman kayıp ediyoruz kanaatindeyim. Ne istiyorsunuz derseniz buyurun;

1- Anayasal vatandaşlık,

2- Eğitimde pozitif ayrımcılık,

3- Kürtçenin resmiyette kabul edilmesi ve hayatın her alanında kullanılması,

4- Ekonomik açıdan pozitif ayrımcılık,

5- Anadil eğitimin serbest bırakılması ve pilot okullarda anadille eğitimin yapılması,

6- İnanç açısından rahat yaşaya bilmeleri için yasal bir düzenleme,

7- Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve kısmi özgürlüğe kavuşması.

Aldığım izlenime göre bu konuşmam hem katılımcılar tarafında kabul gördü hem de destek aldı. Bugün itibariyle bir madde daha ekliyorum “siyasi genel af”, böyle bir yasal düzenleme kaçınılmazdır. İlk fırsatta böyle bir yasaya makul bir hazırlık gerekir galiba.

Ayrıca hem İzmir hem de İstanbul toplantısına katılan CHP vekillerini de ılımlı buldum.

Özet olarak, her iki meclisten de umut ışığı aldım, bu heyecanla STK’ların barış sürecine katkı da yapabileceklerine inanıyorum. Daha sonra İkMM ve İstanbul kMM ile ilgili birer yazı yazacağım inşallah.

Diyarbakır kMM toplantısı tek kelimeyle muhteşemdi, onu da İzmir kMM girişimcisi Pervin Mısırlıoğlu anlatsın olmaz mı? Benim anlatmam şık olmaz.

Selam ve sevgilerimle.


Eyüphan KAYA

05.03.2013


 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.