Sadýk Bey Oteli, Þeyh Bedrettin'in Türbesi ve Basmane'miz

04 Ekim 2011 11:43 / 6195 kez okundu!

 


Þimdi bu sokaklarda ve hatta
yaþamda olmayan mültecilere…


Dönertaþ, Oteller Sokaðý, Keçeciler Ýçi; Basmane ve çevresi Havana’yý çaðrýþtýrýyor insana. Zaman zaman gidip, dip bucak gezerim buralarý. Her gezmemde de öyle farklý þeyler öðrenir, görür ve yaþarým ki…

Ýlkokul yýllarýmýn yaz tatillerini de anýmsarým. Babama çektirdiklerimi; dikiþ makinasý malzemesi almaða Keçeciler Ýçi’ne gönderdiðinde, bütün gün geri dönmeyiþlerimi… Þair Emel KAYIN,

Bir gezgin kentlerin içinde deðil,
Zaman içinde dolaþýr aslýnda.
Bir düþ taþýr yüreðinde gizli bir yerde,
Aný yeniden var edebilmenin düþü.

diyor ve ne kadar doðru söylüyor.

Son olarak, Konak Belediyesi Basmane Sanat Evi’ndeki Yusuf TUVÝ ile Birol ÜZMEZ’in “Oteller Sokaðý” konulu fotoðraf sergisini gezmek için gittim buralara.

Basmane Garý’ndan Anafartalar Caddesi’ne doðru girince saðdan birinci sokaktýr “Oteller Sokaðý”; eski adýyla Dibek Sokaðý veya 1296 Sokak. Halit Ziya UÞAKLIGÝL’in 1878 yýlýndan 1893 yýlýna kadar kaldýðý ve yapýtlarýný yazdýðý ev bu sokaktadýr.

Arayýp, soruyorum, Halit Ziya Uþaklýgil’in kaldýðý ev hangisi diye. Yanýt: “Âbi, bunlar otel; ev deðil.” Tamam, biliyorum da ben yazar Halit Ziya Uþaklýgil’in vakti zamanýnda kaldýðý evi arýyorum. “Güzel aðabeycim, anlatamadým galiba; onlar zengin adamlar burada kalmazlar yani. Sen git yýldýzlý otellerde ara O’nu.” Hý, hý...

Konak belediyesi Sanat Evi’nden sorayým en iyisi, onlar bilirler. Burada da aldýðým yanýt daha da ilginçti: “Beyefendi sorduðunuz þahýs bizim buraya hiç gelmediði için tanýmýyoruz kendisini. Bu nedenle de nerede oturduðunu da bilemeyiz.” Yazardýr, ünlüdür, diyorum, lâfým aðzýmda kalýyor. ”Yok, öyle imza günü falan da düzenlenmemiþ kendisi için bu sanat evinde...”

Neyse sonunda sevgili hocamýz Yrd. Doç. Dr. Emel KAYIN’ dan otelin adýný öðrenerek, buluyorum ve yazdýðý “Ýzmir Oteller Tarihi”nden öðreniyorum: 1926 tarihinde, Uþakýzade Sadýk Beyin adýný taþýyan iki otel hâlindeymiþ bu yapý. Büyük Sadýk Bey Oteli, 14 odalý ve kýrk yataklýymýþ. Konaklama ücreti ise elli kuruþ ile yetmiþ beþ kuruþ arasýnda deðiþmekteymiþ. Küçük Sadýk Bey Oteli’nde ise konaklama ücreti sadece elli kuruþmuþ. 1934 Yýlýnda yirmi üç odalý Sadýk Bey Oteli olarak iþletilen otelde, tek yataklý odalar yetmiþ beþ kuruþ, çift yataklý odalar da atmýþ beþ kuruþmuþ. Þimdilerde memleketin dibe vurmuþ garibanlarý kalmaktadýrlar burada; geceliði iki buçuk lira ile beþ lira arasýnda deðiþen odalarda, bir kiþi, iki kiþi, beþ kiþi... Otele giriþte hemen sol taraftaki kapý üstünde Lâtife Haným’ýn, kimsenin farkýnda olmadýðý tarihsel bir fotoðrafý vardýr. Hemen yan tarafýnda da Atatürk’ün bir dergiye kapak olmuþ fotoðrafý.

Otelden çýkarken karþý sokaktaki “Þeyh Bedreddin Türbesi” dikkatimi çekiyor. Þeyhimin türbesi Ýstanbul’da. Öyleyse bu kim ki? Soruyorum hemen türbeyle karþý karþýya olan otel görevlisine. Urfalý arkadaþ: ”Bu Mühim bir zattýr.” diyor. Yani bütün bilgi bu kadar mý? “Âbi daha ne diyeyim ki ben sana? Bir zattýr diyorum iþte ya!” Yani ben daha fazla bilgi var mý hakkýnda demiþtim. “Ha, anladým âbi, sen daha çok öðrenmek istiyorsun bu zâtý deðil mi? Büyük bir zattýr kendisi. Baksana âbi, kardeþi bile yanýna gömülmüþtür.” Anladým…

Sonunda kapaðý, Dönertaþ’taki Hamidiye Camisi’nin önündeki kahvehanenin bahçesine atýyorum. Adanalý Ali bakýyor bana. Dört çay iki lira. Bir çay kaþýðý yoðurtla yapýlmýþ bir maþrapa ayran da elli kuruþ. Dinlendikten sonra gideyim þu Vakýflar sebiline bir de yakýndan bakayým, istiyorum. El arabasýyla meyve satan Mardinli arkadaþa sebilin önünü kapattýðýný söylüyorum. Çok fena bakýyor. “Ýþte dibindesin, görüyorsun ya!” diyor; “daha ne istiyor muþum ki?” Mermer döner taþý döndürüyorum bu arada. Taþý döndürdüðüme þaþýrýyor Mardinli. “Ne yapýyorsun sen yahu?” diyor. Söylüyorum. “Ýþe bak lan sen!” diyor. “Salaklara, taþý döndürtsem, dilek tuttursam amma para kazanýrým ha...” Çünkü, “memleket salak kaynýyormuþ.”

Ýster misiniz bir daha gidiþimde Mardinli dediðini kanýtlýyor olsun?


Ertuðrul BARKA

04.10.2011

----

Fotoðraf: Zafer Oðuz Albümü - Ýzmir Basmane Oteller Sokaðý'ndan bir köþe...


Son Güncelleme Tarihi: 04 Ekim 2011 20:02

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
07 Kasým 2011 12:57

güzelizmir

Ahhh be Ertugrul ben sana ne diyeyim sevgili arkadaþým, sadece sadece ülken insanlarýn ve sehrin konusundaki duyarlýlýgýn için sana teþekkür etmek geliyor içimden arkadaþým, yoldaþým .....!
19 Ekim 2011 00:28

GÝRÝTLÝ KIZI

Sevgili Barka
Benim çoçukluðumun geçti hatýralarým o kadar çok olduðu bir semtir.Dedem girit'den gelince orada küçük bir otel iþletmiþ .Daha sonra kahvehane açmýþ . Ben kavehaneyi çok iyi hatýrlýyorum .anneannem her gün yemek götürürdü dedeme ve dönerkende ertesi günki yemekliðini alýrdý.Havra sokaðýndan .Ben Kemal Atatürk Ýlkokulun'da okudum hemen keçecilerin arka sokaðý ve aðoraya yakýn . 9 EYLÜL ÝZMÝR'ÝN KURLUÞU Kutlamalarý basmahaneden baþlar dedemin kahvehanesinin önünden geçerdi bizde kahvehanenin balkonundan seyrederdik. Çok Coþkulu olurdu .Keþke o eski günleri çoçuklarýmýza yaþata bilseydik .

Tabii bu güzellikleri Yaþayamýyanlar sizin ve benim neler düþündüðümüzü oradaki o aný yaþýyamaz . zaten böyle birþeyde bekliyemeyiz .
Yüreðinize saðlýk kaleminiz hiç tükenmesin ERTUÐRUL BARKA....

13 Ekim 2011 11:19

ERTUÐRUL BARKA

Sevgili Turgay Çelikörs,

Bugüne dek yapýlan yorumlara hiçbir þekilde yanýt vermedim.
Hepsi benim için saygýn ve deðerli görüþlerdi.
Þimdi de yanýt vermiyorum aslýnda; sadece yazýnýn
kimlere ithaf edildiðine dikkatinizi çekmek istiyorum.
Burada kastedilen mülteciler, Afrika'dan, Asya'dan ve benzeri
sömürülen, yaðmalanan yerlerden gelen ve Ege Denizi'nde
boðulan insanlardýr; baþkalarý deðil, olamaz da zaten.

Sizin sözettiðiniz kiþiler ise ev sahipleridir; bu ülkenin
her köþesinde özgür, eþit ve kardeþlerimiz olarak birlikte
yaþamak istediðimiz ve bu þekilde daha mutlu olacaðýmýzý
bildiðimiz kiþiler. Onlarýn Ýzmir'de veya Türkiye'nin bir
baþka kentinde yaþýyor olmalarýndan neden "iþgalciler"miþ gibi
söz edelim ki? Bu coðrafyada bizden önce yaþýyorlardý ki...
"Havra Sokaðý" baþlýklý yazýmý okuyunca beni daha iyi anlayacaksýnýz.

Ve umarým ýrkçýlýðý bana yakýþtýrmýyorsunuzdur.

Saygýlarýmla.
Ertuðrul BARKA

13 Ekim 2011 10:54

hurkus

DERSÝMÝZ ÝZMÝR TARÝHÝ:
Hani þu ölüme birlikte gittiðimiz
her belaya birlikte göðüs gerdiðimiz,
canýmýz gibi sevdiðimiz
GAVUR: GÜZEL ÝZMÝRÝMÝZÝN Yakýn Tarihi...

Selamlar;
Icim buruk, ne guzel, yasadigimiz yerlerin en azindan yakin tarihcesini
ogreniyorduk derken hic beklemedigimiz Aydinlarimiz bize artik
isgalci oldugumuzu ve isgal ettigimiz yerlerin tarihini dahi ogrenemeyecek
kadar cahil-i cuhela oldugumuzu bir saplak yaziyla hatirlatti sagolsun.
Haddimizi bildirdi, yerimizi ogretti. Kimse zorda kalmadikca (can guvenligi, gunluk yasamini
surdurecek kosullarin olmamasi, yoksulluk,...vd) dogdugu, alistigi,
dostlarinin oldugu ve yasadigi yerleri, kisacasi;
vatanini terk edip biyerlere gitmez. Gidiyorsa bir caresizlik, bir cikmaz vardir.
Bunu yerli Izmirliler de yasamistir; 12 Eylul sonrasi bircok multeci vermistir Izmir.
Bunlar unutulmamali...
Midye Dolmamizi Midyat'li uzun agabeyimizden yeriz, irisini de isteriz; ama
sikayet etmeyiz cunkü guzeldir Mardin usulu pilavla dolma MIDYEMIZ.
ENGINARIMIZI Diyarbakirli, Karsli, Vanli gencler temizlemis, size hazir hale
getirmis onemli degildir, memnunsunuzdur. Manavinizin kimligine bakmazsiniz,
sadece hiyarin korpesini, kabagin ciceklisini istersiniz onlardan.
Analari hizmetcilik yaparlar; tutun, incir, uzum fabrikalarinda sezonluk
calisirlar: donlarina kadar aranirlar uc uzum, iki incir calmasinlar diye ve
uc kurusa sadece uc aylik ve sigortasiz, ustabasinin el altindan komisyonu
olan ucte birini de keserek verdigi haftaliklariyla yasamaya calisirlar.
Hammalik yaparlar, Gevreginizi kapiniza getirirler, Karadenizden gelmis
vatandaslarimizin calistirdigi firinlarda un cuvallari uzerinde uyuyarak
yok pahasina alin terlerini satip size sicacik ekmekler hazirlarlar.
Yoresel yemeklerini ufacik mekanlarinda size ucuz ucuz ve guler yuzle
sunarlar, begenir ve mutlu olursunuz, kim olduklari akliniza gelmez.
Insaatlarda calisirlar, orada yatip orada sabahin korunde kalkarlar,
bekcilik yaparlar, siz ihtiyaciniz oldugunda onlardan iki tugla, iki biriket veya
bi avuc cimento, yarim kova kum istersiniz; onlar size tasitmaz evinize
kadar getirip hatta tamiratiniza yardim ederler: AMA KIMLIK SORMAZSINIZ ONLARA...
SORMAYIZ... Cunkü cikarlarimiz ve rahatimiz on plandadir.
Merak ediyorum; Acaba kendi acisindan ciddi bir arastirma yapmaya gittiginde
ben ve benim ailem gibi buraya gelmis kisilerle karsilastiginda kendini
veya arastirdigi sahsiyetleri ''Multeci'', dolayisiyle bizi de ''isgalci'' hisseden
bu aydinimiz gibi mi dusunuyorsunuz?
Ya da yasaminizi kolaylastiran birer eleman olarak goz mu yumuyorsunuz
her turlu defomuza ve cahilligimize?
Merak ediyorum artik cunkü en iyi niyetli ortamlarda bile IRKCILIK
gormeye basladim, bilgilerinize ve ilgilerinize...

Anadili Kurtce, Annesi Kurt, Babasi Turk, Bestepelerde Romanlarla buyumus
eski bir kavga arkadasiniz olarak yazdim bunlari...

Selamlarimla...

Turgay Çelikörs

12 Ekim 2011 13:47

nilgün özarar

Kalemine saðlýk,çok keyifle okudum, okudum da aðladým nasýl bir kültür yozlaþmasý içinde olduðumuza,nasýl bir yozluk iþgali altýnda olduðumuza ama gözyaþýmý benden baþka gören olmadý ne yazýk ki....!
09 Ekim 2011 13:05

hurkus

"Ertuðrul Bey,

Mimarlýk Haftasý ile meþgul olduðumdan ancak gördüm yazýnýzý. Çok teþekkür ediyorum duyarlý yorumunuz için; ben de sizden öðrenmekteyim her zaman; mekaný öðrenmekten, öðretmekten daha da önemlisi þu dünya yüzünde çalmamaya, çýrpmamaya, yanýp dönmemeye dair bir duruþu içselleþtirmiþ dostlarla birlikte bir akþamý paylaþmýþ olmak, bir yerin, birkaç hayatýn hikayesini ..Yýkým döküm, yalan dolan dünyadaki yürek sýkýþmasý azalýyor biraz da olsa... Bunun için de teþekkür ederim.

Selam ve sevgilerle."

Emel Kayýn

09 Ekim 2011 13:03

hurkus

Yaprak Bozkurt:

"Çok güzel yazý... Benim dedem de Þenocaklar'ýn maðazasýnda müdürmüþ. Ayný annem gibi tarif ediyorsunuz Ertuðrul bey. Duygulandým, düþündüm kaldým."

09 Ekim 2011 13:02

hurkus

Neþe Dilek:

"Kübalý yaþlýlarýn dinlediði müzikle ilgili yazý çok hoþ... ayrýca "site"ye teþekkürler, joan sebastian þarkýlarý ve "te amo" þarkýsý için... yazýnýn deðerini artýrmýþ... üyeydim ama þifremi unuttuðum için buraya yorum yazabildim... selamlar..."


06 Ekim 2011 11:17

corrrection35

Sayýn Barka;
Öncelikle içtenlikle kutluyorum. Yerinde, iç acýtýcý ve gerçek bir Ýzmirliyi derinden sarsacak yazýnýz için.
Ben bir kaç gün yazýnýzý içselleþtirmeye çalýþtým ve sonra dayanamadým dün kalktým, bir kaç saatimi ayýyarak gittim oralara.
Bir de ben gördüm. Dönertaþý çok uzun zaman önce döndürmüþtüm.Þimdi çok sert ve dönmeye hiç niyeti de yok.
Sebil'in önünde nerede olduðunu dahi bilmeyen birisi kavun satýyordu sormadým nereli olduðunu.
Biraz ilerledim Hartuniye Camisi'nin yapýlýþ hikayesi her nasýlsa sararmýþ,kirlenmiþ bir yüzey üzerinde yazýyordu.Okudum.
Ve Anafartalar sokaðýný sonuna kadar da yürüdüm.Çocukken burnuma gelen güzel kokulardan eser yoktu.
Ucube katlý otoparkýn arkasýna dolandým þükrettim ki Smyrnamýzýn Agorasý tüm güzelliði ile önüme çýktý. Artýk Agorayý görmek için "ucube"nin en üst katýna çýkmama gerek kalmamýþ.
Yanýmdan birisi geçti kulaðýna telefonunu yapýþtýrmýþ hiç anlamadýðým ve hiç te anlamak istemediðim bir dilden yüksek sesle
konuþuyordu.
Hadi Havra sokaðýnýn da hatýrý kalmasýn dedim oradan da geçtim. Ve oradaki telaþ oradaki savaþ beni ürküttü.
Havra sokaðýnýn sonundan geriye döndüm.
Ayný yerleri bir kez daha yürüdüm geriye doðru.Basmane den girildiðinde karakolu geçince köþede bilirsiniz bir lokmacý ve tatlýcý vardýr.Ben de orada aþure yedim.
Eskinin tadýný dün bir tek onda buldum.Güzeldi ''Elinize saðlýk teþekkür ederim." dedim sevinçle.
Üzülerek yürüdüm gittim.
Size, bize böylesine bir uyarý ile nerelere geldiðimizi söylediðiniz için saygýlarýmý gönderiyorum.

ÖZDENER GÜLERYÜZ


05 Ekim 2011 10:51

Hasibet

Elimizde olanýn kýymetini bilmediðmizi , yabancýnýn bunu farketmesiyle kazanç kapýsý yapmaya atlamasýný ne güzel vurgulamýþsýnýz .Eminim o Mardinli o iþi yapacaktýr. Dedelere mum adayan çaput baðlayan o kadar çok kiþi varkiiiii. Ama bu hep tarih boyu olagelen bir þey tüm dünyada deðiþmiyor. Anlatýmýnýz harika hep yazýn bizlerde keyifle okuyalým sizinle gezmiþ olalalým.
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.