Ümit Özdağ ve bölücülük üzerine...

02 Aralık 2013 13:13 / 2302 kez okundu!

 

 

Irkçılık ve tek etnisite egemenliği üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük fobisi ve paranoyası bölünmektir. Devletle ilgili en ufak bir eleştiride bile “aman öyle yapmayınız, bölücülük olur” gibi tepkiler gösterilir…

12 Mart 1971 sürecinde, Muş ortaokulunda bir öğrenci idim. Ülkücü öğretmenler ve Ankara’dan gelen kişiler sık sık konferans verirlerdi. Bu konferanslarda hep klişeleşmiş dış güçler bizleri bölüp parçalamak istiyorlar, Kürtler öz be öz Türktürler, klasik kart kurt edebiyatları gibi ipe sapa gelmez, yalan ve demagojiye dayalı propagandalar yaparlardı. Hatta bazen yalanın ölçüsünü kaçırıp, tarihte Kürt ve Kürdistan denilen tek bir kelimeye rastlanmamıştır gibi yalanlar savururdular.

Bu durum, liseden mezun olduğum 1976 yılına kadar devam etti, sonrasını bilmiyorum. Tabi, ben ve benim gibi sol sempatizanı olanlar, bu yalan ve demagojilere pek itibar etmezdi.

Ancak, Muş’taki muhafazakar ailelerin çocuklarını etkilemek için sürekli dini referanslar kullanırlardı. Bu olay aslında devlet tarafından koordine edilmişti; çünkü okullarda bu konferanslar verilirken de, camilerde de, Türk – İslam Sentezi’ne dayalı vaazlar veriliyordu!

Tek amaç gelişen Kürdi hareketleri engellemekti, bugün muhtaç oldukları ve kol kola gezdikleri Mesut Barzani’nin babası merhum Molla Mustafa Barzani bunların gözünde Rus ajanıydı, en büyük düşmandı ve amacı Türkiye’yi bölmekti gibi demagojiler de yapılırdı!

Dünyanın herhangi bir yerinde Kürtlerle ilgili bir durum meydana gelse; bu çevreler hemen bir güvercin ürkekliğiyle tepki gösterirlerdi. Merhum Kaddafi’nin konuşmalarından bile huzursuz olurlardı!

Bu çevreler içersinde, resmi Kemalist ideolojinin etkisinde kalmış, tüm siyasi kuruluşların ortak bölücülük paranoyası taşıdıkları açıkça görülmektedir. Daha önceki yazılarımda da açıkladığım gibi Kemalistlerle, Türk İslam Sentezcileri hep aynı kaynak olan ve üstün ırk esasına dayanan TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ’nden siyasi gıdalarını alıyorlar!

Zaten,Türk Milliyetçiliğinin ve Turancılığın fikir babalarından olan Yusuf Akçura; “Şimdiye kadar Türkler, İslâmiyet’e hizmet ettiler. Bundan sonra da İslamiyet Türklüğe hizmet edecektir…” diye Türk – İslam Sentezi’nin temelini atmıştır!

Geçen gün You Tube’da sörf yaparken gözüme bir video ilişti. Görsel medyanın reklamlar dışında hemen hemen her gün yayınlarına çıkardığı MHP’li Prof. Dr. Ümit Özdağ, eski HADEP genel başkan yardımcısı ve günümüz AKP milletvekili Mehmet Metiner ve Şırnak eski bağımsız milletvekili Mahmut Alınak; en sert biçimde birbirleriyle tartışıyorlardı.

Cuntacızade MHP’li Ümit Özdağ, yüksek sesle avazı çıktığı kadar bağırarak “Bu ülkeyi ve bu devleti asla ve asla bölücülere böldürtmeyiz. Hadlerini bilsinler…”  gibi hamaset nutukları çekiyordu!

Ümit Özdağ’ın babası Muzaffer Özdağ; 27 Mayıs 1960 askeri cuntasını yapan subaylardan biridir. Daha sonra 14’ler olarak tasfiye edilip yurt dışına müşavir statüsüyle sürgüne gönderilmiştir! Bilindiği gibi bu cuntayla zamanın başbakanı ve iki bakanı asılmıştır. Bir iktidar, askeri vesayete dayalı olarak silah zoruyla devrilmiştir!

Sayın Ümit Özdağ,

Eğer bölücülüğe karşıysanız; önce kendi ırkçı ideolojinize kaşı olunuz. Üstün ırk ve egemen ulus esasına dayanan ideolojiniz; zaten bu ülkeyi böldüğü kadar bölmüştür ve parçaladığı kadar da parçalamıştır. Anadolu’nun halklar mozaiğini tahrip etmiştir.

Bakıyorum ilgili videoda, KÜRDİSTAN kelimesine de çok tepki gösteriyorsunuz ve adeta yok sayıp inkâr ediyorsunuz. Yukarıda anlattığım gibi siz Türk Milliyetçileri kendinizden başkalarını hiç kabul etmiyor ve görmüyorsunuz.

İşte bu ırkçı anlayışınız ülkeyi bu hale getirmiştir. Siz dünyaya gelmeden, beş yüz yıl önce bile Kürdistan kelimesi, bu coğrafyada konuşuluyordu. Profesör titri olan bir akademisyensiniz, okuduğunuz ders kitaplarında, Kürdistan kelimesine rastlamamanız mümkün değildir. Kürt aydınlarının yazdığı kitapları kaynak bile göstermeme gerek yoktur; lise üçüncü sınıflarda okutulan Emin Oktay’ın yazdığı tarih kitabında, Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransa kralına yazdığı mektupta bile Kürdistan kelimesini görürsünüz!

Bütün bunlara rağmen Kürdistan kelimesini görmüyorsanız, buna algısal sorun demekten başka bir yol kalmıyor. Ne kadar inkâr etseniz de, bir Kürdistan geçeği vardır. Galille’in dünya güneşin etrafında dönmüyor da desem; yine dönüyor misali gibi siz ne kadar inkar da etseniz, bir Kürdistan gerçeği vardır!

Daha önce de yazdığım gibi, Türk milliyetçiliğinin temeli üstün ırk esasına dayanan egemen ulus milliyetçiliğidir. İttihat ve Terakki döneminde sistemleştirilmiştir ve Kemalist dönemde de en uygun halini almıştır.   

İttihat ve Terakki Anadolu’nun imhası sayılan Gayri Müslimlere soykırım uyguladı, televizyonlarda reddettiğiniz 1915 Ermeni Soykırımını yaptı, tehcir ve soykırıma maruz kalan Ermenilerin toprakları ve mallarına el konularak; bu vahşette yer alan bazı Kürt aşiretleri de dahil olmak üzere paylaşılmıştır. Kısacası milli ekonominizin temel sermayesi Ermeni ve Rumların mallarına dayanıyor!

Kemalist cumhuriyet döneminde de, ittihatçıların noksan bıraktığı ırkçılığın en katmerlisi uygulanmıştır. İmparatorluk bakiyesi olan halklar, elmayı armut yapma misali gibi zorla Türkleştirildiler!

Türkleştirme politikalarına karşı çıkan Kürtler soykırımlara maruz kaldılar. Sadece, 1930 Zilan Deresi Katliamı ve 1937 – 1938 Dersim vahşeti, soykırımlarla dolu şerefli tarihinizin, utanç sayfalarını oluşturur!

Katliamlar yetmiyormuş gibi Kürtler, yaşadıkları ata toprakları Kürdistan’dan, 2510 sayılı Mecburi İskan Kanunuyla; Anadolu’nun en ücra batısına sürüldüler. Kürtlerin dilleri ve kültürleri yasaklandı; halen de bu sorun tam anlamıyla çözülmüş değildir. Kürtlere yıllarca sorunlarını anlatmak için dağ ve silahtan başka seçenek sunulmadı. Kürt Sorununa biraz yakınlık duyan siyasi partiler, aynen sizdeki bölünme paranoyası gibi, bölücülük gerekçe gösterilerek kapatıldılar. Böylece Türkiye, Kürt Sorunundan dolayı bir siyasi parti mezarlığı haline gelmiştir!

Almaya'da eğitim görmüş birisiniz, az çok yakın çağ Alman tarihine vakıfsınız. Anti Semitizm daha Almanya’da başlamadan önce, Türkiye'de başlamıştır. Naziler 1933’de iktidara geldiler, Türkiye’deki 1934 Trakya Yahudilerine karşı yapılan olaylar; Nazilerin takdirini kazanmıştır. Bu olayları yapan ve kışkırtan, devletten her türlü yardımı gören Turancı CEVAT RIFAT ATİLHAN ve fikir babanız HÜSEYİN NİHAL ATSIZ’dır!

Eski nüfus cüzdanlarına baksanız bile, Fiziki Antropoloji’nin kriterlerinin yazılı olduğunu görürsünüz. Siz ırkçılarca bir altın çağ olarak gösterilen, 1923 – 1938 M. Kemal döneminde, M. Kemal’in talimatıyla 1937’de Şevket Aziz Kansu ve Afet İnan başkanlığında kurulan bir heyetle; 64 bin insanın kafatası ölçümleri yapılmıştır!

Yine Türkçülüğün üstatlarından eski Adalet bakanı ve İzmir milletvekili Mahmut Esat Bozkurt, 19 Eylül 1930 tarihinde Ödemiş konuşmasında açıkça ırkçılık yapmıştır. Mahmut Esat Bozkurt ilgili konuşmasında: “Biz Türkiye denilen dünyanın en hür ülkesinde yaşıyoruz. Türk bu ülkenin yegane efendisi ve yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların; bu memlekette tek hakları vardır, Türklere hizmetçi ve köle olma hakkı vardır. Dost, düşman ve bu dağlar bu hakikatı böyle bilsin” diye açıkça ırkçılık yapmıştır!

Sizin pîrlerinizle, fikir babalarınızla, Naziler arasında hiç bir fark yoktur. Her iki kesim de üstün ırk esasına dayanan ırkçılık yapıyorlar. Diğer halkları da köle olarak görüyorlar. Yukarıdaki Mahmut Esat Bozkurt’a ait konuşma, Türk ırkçılığının açık kanıtıdır!

Yalan mı?

Ümit bey,

Sizlerin ırkçı politikaları, daha önce de açıkladığım gibi ülkeyi böldüğü kadar bölmüştür.  Enver Paşa’nın Turan kurma hülyaları, beş milyon kilometre kare topraktan geriye; 750 bin kilo metre kare toprak bırakmıştır!

Kim bölücü ve yıkıcıdır. Kürtler mi, yoksa siz ırkçılar mı?

Yıllarca soykırım, sürgün ve asimilasyon politikalarınıza karşı direnen Kürtler, en doğal hakları olan kendi kaderlerini kendileri tayin etmek istiyorlar. Sizler daha bu topraklara gelmeden önce; Kürtler, kendi vatanları ve toprakları olan Kürdistan’da yaşıyorlardı ve halen de yaşıyorlar! Dağdaki gelip bağdakini mi kovuyor? Alerji olduğunuz Kürdistan kelimesini de; Selçukluların, Sultan Sencer döneminde kullandığını, benden daha iyi bilirsiniz!

Daha bu coğrafyada bin yılınız dolmadı! Küçümsediğiniz ve yok saydığınız Kürtler, Ermeniler ve Rumlar bu coğrafyanın binlerce yıllık otokton (yerli) halkıdır!

Siz, eğer bilim adamının bilim ahlakına sahipseniz; devletin başta Kürtlere, sonra da diğer halklara uyguladığı, Türkleştirmeye yönelik asimilasyon politikalarına karşı çıkmanız gerekir. Bilakis, bu insanlık dışı, ırkçı politikaları can siperane bir şekilde savunuyorsunuz!

Todor Jivkov Bulgaristan'ı aynı politikaları Bulgaristan Türklerine uyguladığı zaman da; feveran edip, ortalığı velveleye veriyordunuz!  Siz başkasına aynı politikaları yapınca iyi; başkaları da size yapınca, kötü oluyor değil mi?

Bu anlayışa, çifte standart ve iki yüzlülükten başka bir şey denilmez!

Ümit Özdağ, bu yazdıklarım sizin şahsınızla ilgili değildir, dünya görüşünüzle ilgili bir eleştiridir. Kimseyle, şahsi olarak bir alıp veremediğim yoktur!

 

Erkan ARSLAN

30.11.2013

 

 

Son Güncelleme Tarihi: 02 Aralık 2013 15:16

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.