Vavriye ana, Diyarbakýr, kaçak elektrik ve göç-2

01 Nisan 2013 20:04 / 3205 kez okundu!

 


Yýl 1992. Yer Diyarbakýr’ýn Dicle ilçesinin, eski ismi Zazaca Kelkom olan, Kelekçi köyü. Köye 20 Mart 1992’de gelen Güvenlik güçleri, köyün 24 saat içinde boþaltýlmasýný emreder ve gider. Ne yapacaðýný þaþýran köylüler þaþkýn ve çaresiz durumda köyde beklemeye baþlarlar.

Beklemeye baþlarlar zira, gidecekleri hiçbir yerleri yoktur. Devlet köyü boþaltmalarýný emretmiþ, ancak nereye gideceklerine ve nasýl gideceklerine dair hiçbir þey söylenmemiþtir. Nereye ve nasýl giderlerse gitsinler kimsenin umrunda deðildir. Sadece 24 saat içinde köyü boþaltmalarý emredilmiþtir.

Bu insanlarýn doðduklarý ve yaþadýklarý Kelkom köyü, yüzlerce yýldýr Dicle nehrinin kenarýnda hayvancýlýk, tarým, ve Dicle nehri üzerinde keleklerle nakliye iþi yaparak geçimlerini rahatlýkla saðlayanlarýn yaþadýðý bir yerleþim yeri. Keleklerle nakliye iþi yaptýklarý için de, devlet köyün Zazaca ismini Kelekçi olarak deðiþtirir. Köyde rahatlýkla geçimlerini saðladýklarý ve rahatlýkla sürdürdükleri yaþamlarýný nasýl birdenbire terk edebilirlerdi? Bekleyeceklerdi çaresiz.

21 Mart 1992 tarihinde köye gelen güvenlik güçleri, köyün hala boþaltýlmadýðýný görünce, bir yandan köyü kaba kuvvetle, dipçik gücüyle boþaltmaya zorlarken, bir yandan da boþaltýlan evler yakýlýr. Köy ayný gün içinde hem yakýlýr, hem de yerle bir edilir. Ýþte, köylüler böylesi bir günde yola koyulurlar. Aðýrlýklý olarak Diyarbakýr’ýn Saraykapý, Fatihpaþa gibi, kendileri gibi göç eden köylülerin yerleþtiði, kaçak elektrik oranýnýn yüksek olduðu mahallelere yerleþirler.

Vavriye Ana

Boþaltýlan Kelkom köyünden gelenlerden birisi de Vavriye anadýr. Vavriye ana, Fatihpaþa mahallesindeki yoksul hanelerinden birinde yaþar. 84 yaþýnda olan Vavriye ana, bir göz odada kendisi gibi göç eden oðlu, gelini ve beþ torunuyla birlikte yaþýyor. Kelkom’dan geldiklerinde sýrtýný sura yaslayan bu evleri kendi elleriyle yaparak yerleþirler. Evlerinin sýrtýný sura yaslarlar, böylece evin bir duvarýný yapmaktan kurtulurlar. Köyde güvenlik güçlerince yakýlan, yýkýlan evleri, bu uyduruk biçimde yaptýklarý mekana göre saray gibi olsa da, baþka alternatifleri olmadýðý için yaþamlarýný bu evde sürdürmek zorundadýrlar.

Evin bir odasýna baktýðýnýzda, bir kenarda üst üste yýðýlý birkaç yatak, birkaç battaniye, bir kanepe ve tabi ki tek ýsýnma araçlarý elektrik sobasýný görürsünüz. Vavriye ana kendisiyle yapýlan bir röportajda* köyü nasýl terk ettiklerini anlatýrken, üstündekileri gösterip “sadece bunlarý alabildik, canýmýzý zor kurtardýk” der. Battaniyeleri ve diðer eþyalarý göstererek “bunlarý da bize baþkalarý verdi” der.

"Biz köyümüzün en zenginiydik, þehrin en fakiri olduk. Köyümüzde tarlamýz, aðaçlarýmýz, ineklerimiz vardý. Burada periþan olduk, dilenmeye baþladým, yýllarca dilenerek geçim saðladým. Ama iki yýldýr çok hastayým. Onun için dilenemiyorum."

Eþinin Diyarbakýr’a geldikten iki ay sonra geçirdiði kalp krizi sonucunda öldüðünü anlatýr. Oðlunun da akciðer kanseri olduðunu ellerindeki üç beþ kuruþu da ona harcadýklarýný “Ama iyileþemedi” diyen Vavriye ana Zazaca yaktýðý bir aðýtla kendilerini bu durumlara düþürenlere lanetler okur.

Vavriye ananýn bir ferdi olduðu, Kelekçi köyü sakinleri, AÝHM’de devlet aleyhine dava açtýklarý davayý kazanýrlar ve elde ettikleri tazminatla, 2004 yýlýnda köylerinde yýkýlan evlerini onarýrlar, köylerini yaþanacak duruma getirirler ve yýllarca ayrý kaldýklarý köylerine dönerler. Darýsý köyleri yakýlan ve yýkýlan 4000 civarýndaki köylere diyelim.

Ýþte bu insanlarý suçlamak çok kolaydýr. Nasýl olsa dilin kemiði ve vicdaný yok. Sorunu anlamak ve soruna çözüm getirmek ise iþin en zor olan yanýdýr. Kaçak elektriði görenler nedense bu sorunun kaynaðýný araþtýrmadýklarý gibi, sorunun kaynaðýný da görmek istemezler. Çünkü sorunun kaynaðýný görmek soruna çözüm bulmayý da beraberinde getirir.

Diyarbakýr’da, böyle göç eden insanlarýn yaþadýðý onlarca mahallede durum üç aþaðý beþ yukarý aynen böyledir. Yaþamlarýný alt üst ettiðimiz bu insanlara býrakýn elektriði, barýnma, beslenme, saðlýk vs. gibi bir çok ihtiyaçlarýný devletin karþýlamasý gerekirken, bu insanlarýn hayatlarý yoksulluk içinde sürerken, yaþamlarý kötü biçimde tükenip yok olurken, bu insanlarýn yaþamak için tükettiði elektrik üzerinden ýrkçý propaganda yapmak ne kadar insani? Nasýl bu kadar vicdansýz olunabilir?

Bu insanlarýn yaþamý üzerine en ufak araþtýrma yapmayanlar, býrakýn ilgilenmeyi, kaçak elektrik üzerine DÝE’nce verilen rakamlarýna da utanmadan objektif yaklaþmýyorlar.

Evet Diyarbakýr’da tüketilen kaçak elektriðin oraný yüksek. Ama nedense bu oranýn Türkiye’nin batýsýna oranla rakamlarýn ne olduðuna ise hiç deðinmiyorlar.

Diyarbakýr gibi 13 ilimizin (Diyarbakýr, Aðrý, Bingöl, Tunceli, Van, Muþ, Bitlis, Hakkari, Urfa gibi 13 ilimizin) ve Türkiye genelinin elektrik tüketimlerine** bakalým:

Türkiye’de üretilen elektrik miktarý: 140.580.500.000 KWh % 100

Türkiye’de tüketilen elektrik miktarý: 111.766.000.000 KWh % 80

Türkiye genelinde kaçak elektrik miktarý: 28.814.500.000 KWh % 20

13 ilimizdeki toplam tüketilen elektrik miktarý: 4.249.892.000 KWh'dir.

13 ildeki kaçak elektrik oranýnýn, yüzde yüz olduðunu kabul edelim. Yani 13 ilimizdeki kaçak elektrik miktarýnýn bir an için 5.000.000.000 KW olduðunu, hatta gelin 9.000.000.000 KW kabul edelim, Türkiye’nin batýsýnda geriye kalan 20.000.000.000 KW kaçak elektrik miktarý nedense bizim ýrkçýlarýn hiç dikkatini çekmez. Buna iliþkin de araþtýrmalarý ve incelemeleri hiç yoktur. Türkiye’nin batýsýnda organize sanayi bölgelerindeki kaçak elektrik oraný ve miktarý nedir? diye hiç sorgulamazlar.

Rakamlara takla attýrýp, sýrf haklý görünmek adýna ýrkçýlýk yapmak yerine, Diyarbakýr’ýn yoksulluk haritasýný çýkaran, Yoksullara elinden geldiðince yardým etmeye çalýþan “Sarmaþýk Yoksullukla Mücadele Derneði” gibi derneklerle iliþkiye geçerek yaþamýný alt üst ettiðimiz insanlara bir yardým eli uzatsak nasýl olur?

Göç ettirilen ve boþaltýlan 4000 köyün sakinlerinin köylerine geri dönüþü için, devlet desteðinin saðlanmasý noktasýnda gerekli iþlemlerin baþlamasý için illa da AÝHM’de davalarýn birbiri ardýna kazanýlmasý mý gerekiyor?

Irkçýlýk yaparak bu insanlardan nefret edilmesini saðlayacaðýmýza, bu insanlara ya burada yardým etmek zorundayýz. Ya da köylerine dönüþleri için yardým eli uzatmalýyýz.

Sevgiyle kalýn.


Ergün EÞSÝZOÐLU

01.04.2013


*Gazeteci Ýrfan Uçarýn Vavriye anayla Bianet’de yaptýðý röpartajýndan.
**DÝE’den istemem üzerine bana gönderilen 2004 yýlý rakamlarýna göre.


Son Güncelleme Tarihi: 07 Nisan 2013 22:52

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.