Diyarbakýr, kaçak elektrik ve göç-1

18 Mart 2013 18:07 / 2852 kez okundu!

 


Ulusalcý-Milliyetçi basýnýn sýk sýk gündeme getirdiði, “Türkiye’nin en fazla elektrik kaçaðý olan ili: Diyarbakýr” baþlýðýyla ýsýtýp ýsýtýp sunduðu “hazýr kýta” bir haberi, geçtiðimiz hafta Ulusalcý-Kemalist bir gazetede bir defa daha okudum.Bu haberi sürekli bu þekilde gündeme getirmekteki amaçlarý, bu haber üzerinden indirgemeci bir mantýkla, genelleme yaparak, Diyarbakýr’ý ve Kürt’leri karalamak ve de yaralamaktýr.

Yine böyle bir haberi, 2009 yýlýnda okuduðumda, bilgi edinme hakkýmý kullanarak, Devlet Ýstatistik Enstitüsü’nden konu hakkýndaki rakam ve bilgileri istemiþtim. Bu isteðime DÝE’den gelen, kesinleþmiþ rakamlara (2004 yýlý rakamlarýna) iliþkin deðerlendirmelerime geçmeden önce, özü ýrkçýlýk olan bu ilkel suçlama mantýðýný birkaç noktada irdelemek gerektiði inancýndayým.

Ýlk ele alýnmasý gereken nokta, bu ilkel kampanyayý yapanlarýn hiç deðinmeden teðet geçtikleri, öncelikle bu sorunun nedenini anlamamýz gerekir. Her konuda olduðu gibi, Olgu (var olan durum) ile Algý (anlama-kavrama) arasýndaki uçurum bu konuda da söz konusu. Ýþte ýrkçýlar da bu uçurumun farkýnda olduklarý için, ‘neden, niçin’ sorularýnýn cevaplarýna deðinmeden en önemlisi de çözüme iliþkin hiçbir þey söylemeden, sadece yanlýþ algýyý ýsrarla iþlemek, ötekileþtirmeyi saðlamak için, kasýtlý bir kötüleme kampanyasýný sürdürüyorlar.

90’lý yýllara kadar þehirleþme sürecini ve þehirleþmenin getirdiði sorunlarý normal bir boyutta yaþar Diyarbakýr. Ancak 90’lý yýllarda, her konuda olduðu gibi, kaçak elektrik tüketiminde de birden anormal bir artýþ olduðu görülür. Yaþanan sorunlardan sadece kaçak elektrik tüketimini görenler, yaþanan sorunlarýn anormal artýþý ve sebepleri üzerinde neden düþünmezler?

90'lý yýllara kadar nüfus artýþý normal seyreden Diyarbakýr’ýn nüfusu 300 bin civarýndayken, 90'lý yýllarýn sonuna doðru birden 1.000.000 (bir milyon) olmuþ, 2000 yýlýnda nüfusu 1.362.000 olmuþtur. Þimdilerde ise 2 milyona yaklaþmýþ durumdadýr. 1980’lere gelinceye kadar geliþmiþ iller sýralamasýnda 39’ncu sýrada olan Diyarbakýr ili, 90’lý yýllarýn sonunda 63’ncü sýraya düþer, birden.

Peki ne oldu da þehrin nüfusu 90’lý yýllara kadar normal bir artýþ seyrederken, 90’lý yýllarda birden hem nüfusu hem de sorunlarý 4-5 kat arttý? Irkçýlarýn görmezden geldiði, üzerinde düþünülmemesi için çaba sarf ettikleri, Diyarbakýr’da yaþanan bütün sorunlarýn ana kaynaðý iþte burada gizlidir.

90'lý yýllar Türkiye’de yaþanan “Kirli iç savaþ’ýn en yoðun yaþandýðý günlerdir. O yýllarda devletin açýkladýðý rakamlara göre 4000 civarýnda köy “Terör” sorunu gündeme getirilerek boþaltýlýr. Milyonlarca Kürt köylüsüne 24 saat içinde köylerini boþaltmalarý söylenerek, yollara dökülür. Bu konu ile ilgili verilere ulaþmak ve boþaltýlan köylerde neler yaþandýðýný öðrenmek isteyenler, Hacettepe Ünviversitesi'nin Göç raporu ile, Zülküf Kýþanak’ýn “Yitik Köyler” kitabýný okuyarak öðrenebilirler.

Ýþte yaþanan bu süreç sonunda Urfa, Diyarbakýr ve Van gibi illerin nüfuslarýnda patlama olur. Bu aþýrý nüfus patlamasý bu illerin sorunlarýnda da patlama yaratýr. Sokak çocuklarý sayýsýnda, kap-kaç, yankesicilik, tinerci çocuklar, þehirlerin alt yapý sorunlarýnda, intiharlarda, gecekondulaþmada, hastalýklarda, eðitimde, vs sorunlarýnda patlama yaþanýr.

Nedense bu sorunlarla ilgilenmeyen, bu sorunlara dikkat çekmeyen ýrkçýlarýn, genelde yaþanan bütün sorunlara çözüm önermeyenlerin sadece bir sorun (elektrik kaçaðý sorunu) üzerinden kötüleme kampanyasý yapmasý, çok manidar ve anlamlý gelmiyor mu sizlere de?

Þimdi gelin 1989 yýlýnda Bulgaristan’da köyleri boþaltýlan ve sürülen Türk’lere kucak açan devletin yapýlmasý gerekenleri, doðru ve yerinde olarak yaptýklarýný hatýrlayalým. O yýllarda yüzbinlerce Bulgar Türk’üne toplum olarak hepimiz kucak açtýk. Hepsine kalacak yer saðlandý. Çok yoðun sayýda göç olduðu için devletin yazlýk kamplarý, lojmanlarý, misafirhaneleri kalacak yeri olmayan bu insanlara açýldý. Buralara yerleþtirilen misafirlerimiz, acaba buralarda tükettikleri elektriðin parasýný ödediler mi? Devletin açýkladýðý rakamlara göre sadece bu misafirlerimize sonraki yýllarda, 20 binin üzerinde ev yapýlýr. Bir çoðuna yerleþtikleri yerlerde çalýþmalarý için iþ verildi. Televizyonlar yardým kampanyalarý açtý. Baþta Bursa olmak üzere bir çok ilde göçmen mahalleleri kuruldu.

Bu tamamen doðru olan, insani yardým anlayýþý, acaba köyleri boþaltýlan, 24 saat içinde evlerini ve yaþadýklarý topraklarý terk etmek zorunda býrakýlan kendi vatandaþýmýz olan Kürt’ler için yapýldý mý? Hiç hatýrlayanýnýz var mý? Kuþkusuz devlet bir çözüm yöntemi olarak köy boþaltabilir, ancak yerinden yurdundan ettiði insanlara en azýndan Bulgaristan’dan gelenlere yaptýðý gibi sahip çýkmaya çalýþýr devlet. Devlet herhangi þehirde, bir tane mahalle yaptý mý, bu zorla göç ettirilen Kürtler için? Bu insanlara tv kanallarýnýn insani bir yardým kampanyasý açtýðýný hatýrlayanýnýz var mý? Hatýrlayan olamaz çünkü o yýllarda býrakýn yardým etmeyi, köy boþaltýldý demek bile suçtu ve devlet sýrrý açýklama muamelesi görüyordu. Bir yandan milyonlarca insan yerinden yurdundan ediliyordu, bir yandan da bu insanlarýn dramýndan bahsetmeyi bile suç sayýyordu, 90'lý yýllarýn baskýcý vesayetçi sistemi.

Þimdi elinizi vicdanýnýza koyun ve düþünün, hem bu insanlarý yaþadýklarý yerden zorla göçe zorlayacaksýnýz, hem hiç yardýmcý olmayacaksýnýz, arkasýndan da hem de hiç yüzünüz kýzarmadan “bunlar elektrik hýrsýzýdýr”, ”elektrik çalýyorlar” diye utanmadan ýrkçý bir kötüleme ile ötekileþtirme kampanyasý yapacaksýnýz.

Hangi arada bu kadar kötü kalpli oldunuz? Hangi arada vicdanlarýnýz bu kadar karardý, hangi arada bu kadar insanlýktan uzaklaþtýnýz? Düþünün ve kendinize gelin lütfen.

Yaþamýný alt üst ettiðiniz, yerinden yurdundan silah zoruyla terk ettirdiðiniz, göç ettiði yerlerde yaþamsal sorunlarla boðuþmak durumunda kalan, aile yapýsý darmadaðýn olan, kýzlarý fuhuþa sürüklenen, çocuklarý tinerci, kap-kaççý, mafyaya tetikçi vs. olma durumunda kalan, yoksulluk sýnýrýnda boðuþup duran bu insanlara yardým eli uzatmadýnýz, yardým etmediniz, hiç olmazsa ýrkçý kara propagandayý býrakýp, devletin bu insanlara bedava elektrik vermesi gerektiðini savunmanýz gerekmez mi?

Bu konuya, bu toplumsal yaraya, ýrkçý kara propagandayý incelemeye kaldýðýmýz yerden devam edeceðim.

Sevgiyle kalýn.


Ergün EÞSÝZOÐLU

18.03.2013

Son Güncelleme Tarihi: 25 Mart 2013 11:11

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
19 Mart 2013 12:18

KavanozdakiAdam

Birileri kendi at gözlüklerini çýkarmayý baþaramamýþ ama baþka birinin de bu at gözlüklerini çýkarmalarý için çaba harcadýðýný görmek çok güzel. Memleketliniz olarak yazýnýzdaki her harfin, her noktalamanýn altýna imzamý atarým. Sevgiyle kalýn...
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.