Ekşi Sözlük'te İzmir Algısı

05 Aralık 2010 16:36  

 

Ekşi Sözlük'te İzmir Algısı

İzmirli bir akademisyen, Ekşi Sözlük'teki İzmir algısını kurcalamış. Bizim İzmirliyi, İzmirlinin de kendisini daha iyi algılaması için yararlı bir çalışma...

"ege üniversitesi edebiyat fakültesi psikoloji bölümü’nden prof. dr. nuri bilgin ile gediz üniversitesi’nden pınar uğurlar’ın hazırladığı “izmir ve izmirlilere ilişkin algı ve temsiller” konulu araştırmanın bir bölümünün konusu.

bu ayki izmir life dergisi nuri bilgin ile bir röportaj yayınlanmış, araştırmayı buraya koymanın imkanı yok ama haber aşağıda:

"izmirlilere ilişkin algıyı biraz da biz pekiştiriyoruz

izmirli olmak, diğer kentlerde olmayan, çok daha güçlü bir kimlik. peki, bu kimliğin pekiştirilmesine biz de katkı sağlamıyor muyuz? biz de izmirliliği yeniden ve yeniden üretmiyor muyuz? prof. dr. nuri bilgin’e göre bu karşılık bir durum; yani etki ve tepki...

ege üniversitesi edebiyat fakültesi psikoloji bölümü’nden prof. dr. nuri bilgin ile gediz üniversitesi’nden pınar uğurlar’ın hazırladığı “izmir ve izmirlilere ilişkin algı ve temsiller” konulu araştırma, izmirlinin tipik özelliklerini ortaya koymakla birlikte, karşılıklı bir etki-tepki durumunu da anlatıyor. çünkü izmirlilere ilişkin algı ve temsiller, dış bir gerçekliği saptamadan ziyade, aktif bir “anlam inşa etme sürecinin” de ürünleri. yani izmirli algısını biraz da biz inşa ediyoruz. nuri bilgin, şöyle anlatıyor: “yaşadığımız kent fiziksel bir mekan olduğu kadar psiko-sosyal bir mekan aynı zamanda. bu anlamda da sosyal olarak inşa edilmiş bir mekan. kent ve kente ilişkin algı da inşa edilmiş bir süreci barındırıyor. yani yaşadığımız yerler psiko-sosyal, sembolik ve kültürel anlamlarla yüklü. bu husus, sosyal objelerin sahip olduğu anlam katmanlanmasının, bir başka deyişle düz anlam ve yan anlam ayrımının, mekân konusunda da geçerli olduğunu gösteriyor. belirli bir mekân parçası, sözlük anlamının işaret ettiği yapısal-işlevsel anlamın dışında, daima, az ya da çok zengin bir çağrışım setine sahip. bunların oluşturduğu anlam halesi, onun yan anlamları. kordon (izmir), düz anlamında bir sahil şeridini ifade ederken, yan anlamında zenginlik ve refahı, eğlence yerlerini, şık mağazaları, akşam gezintilerini, martıları, deniz kenarında gezen âşıkları, fayton gezilerini, buzlu badem satıcılarını, vb. çağrıştırabilir. bu çağrışımlar seti, kişilere göre değiştiği gibi, sosyal gruplara göre de farklılaşabilir.” bilgin’in söylemek istediği izmirli olmak ile ilgili algının biraz da pekiştirile pekiştirile inşa edildiği. zira yüceltme ve savunma ile kimlik kaygısı birlikte yürüyor...

izmirli profili
bu bakış açısıyla yola çıkılarak hazırlanan iki aşamalı araştırmada, ekşi sözlük’ün kuruluşundan bu yana geçen 10 yıllık döneminde izmir’in ve izmirli tipinin
nasıl inşa edildiğinin belirlenmesi amaçlanmış. araştırmanın ilk aşamasında 46 kişiden “size göre izmirli kimdir? nasıl biridir?” sorusunun hemen akıllarına getirdiği nitelikleri belirtmeleri istenmiş. serbest çağrışım yoluyla elde edilen niteliklerin dökümünden sonra, 30 sıfat çiftinden oluşan bir anlam ölçeği hazırlanmış: “güzel-çirkin, fakir-zengin, iyi-kötü, sağlıklı-sağlıksız, modern-geleneksel, duygusal-rasyonel, rahat-gergin,
yenilikçi-muhafazakâr, dışa kapalı-dışa açık, sıcakkanlı-soğukkanlı, demokrat-demokrat değil, sakin-telaşlı, sade/ basit-karmaşık, sıkıcı-eğlenceli, doğal-yapay
hızlı-yavaş, bilgili-bilgisiz, isyankâr-itaatkâr, kolay unutur-kolay unutmaz, yurtsever - yurtsever değil, ciddi-hafif, ilkeye bakar-koşullara bakar, melez, karışık-katıksız, saf, beceriksiz-becerikli, ulusalcı-evrenselci, düşünür-güler, işine düşkün - zevkine düşkün, entelektüel-entelektüel değil, bireysel-toplumsal, tüketici-üretici.”
elde edilen sonuçlara göre; izmirli profilinde en yüksek değeri “modern” ve “rahat” sıfatları almış. örneklemdekilerin hemen hepsi izmirlileri “modern”, “rahat” ve “yenilikçi”
olarak tanımlamış. bunların hemen ardından “güzel”, “demokrat”, “dışa açık”, “yurtsever”, “iyi”, “sıcakkanlı”, “eğlenceli”, “melez/karışık”, “entelektüel”, “bilgili” ve “sağlıklı” sıfatları gelmiş.
izmirli profilini karakterize etmede önem derecesi yüksek bu ilk 14 sıfatın adından da önem derecesi daha düşük olan şu sıfatlar geliyor: zengin, hızlı, doğal, isyankâr, ilkeli, ciddi, becerikli, sakin, zevkine düşkün ve tüketici.
listedeki 30 sıfat çiftinden geride kalan 6 özellik çifti ise, örneklemdeki kişiler tarafından izmirli profilini niteleyen özellikler olarak görülmemiş; iki kutuba da kaymadan, yani tam orta değerde görülmüş. örneğin izmirli profili, duygusal veya rasyonel, ulusalcı veya evrenselci değildir; ne bireysel, ne toplumsaldır; ne basit ne karmaşıktır...

“izmirli, esas olarak ‘kadın’dır”
araştırmanın kadın ve erkek katılımcıların bazındaki anlamı farklı değil. nuri bilgin de
“kadın ve erkek katılımcıların izmirli betimlemeleri büyük ölçüde örtüşüyor” diyor ama bir parantez açarak: “ancak izmirli profilinde cinsiyete göre istatistiksel olarak bazı anlamlı
farklılaşmalar gözleniyor. bunlar arasında en belirgin olanlar dikkate alınırsa; -izmirli geleneksel değil, moderndir, ama kadınlara göre daha moderndir, -izmirli yenilikçidir, ama erkeklere kıyasla kadınların gözünde, daha yenilikçidir, -izmirli dışadönüktür, ama kadınlar onu erkeklerden daha dışa açık bulmaktadır, -izmirli sıkıcı değil, eğlencelidir; kadınlar onu erkeklerden daha eğlenceli bulmaktadır, -izmirli bilgilidir, ama erkeklere kıyasla kadınlar onu daha bilgili görmektedir. tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde, anlam ölçeğinde izmirlilere, kadınların erkeklerden daha olumlu değerler atfetttiği görülüyor. bu farklılık konusunda mümkün yorumlardan biri, izmirli dendiğinde örneklemdeki kadınların kadın izmirlileri; erkeklerin de kendi hemcinslerini düşünmüş olmaları.”
bu anlamda izmirli denince “izmirli kadın/kızların” düşünülmüş olması ihtimali mevcut. bilgin, şöyle anlatıyor: “her kentin nüfusunda ilke olarak kadın ve erkek sayısı eşit olsa da, sosyal muhayyilede, bazı kentler kadınlarıyla anılır veya kadın çağrışımları daha güçlüdür. nitekim, medyada dolaşan imaj ve temsiller izmirliler arasında kadınları öne çıkarmakta ve izmir, özellikle ‘kızlarının güzelliği’ ile anılmaktadır. bunun gerçeği yansıtıp yansıtmamasıyla ilgilenmeksizin denilebilir ki sosyal düşüncede izmirli, esas olarak ‘kadın’dır.”

izmirli kızlar: 14 sayfa
bilgin, bu görüşü destekleyen bir veriyi de, çeşitli kentlerin kadın veya kızlarıyla ilgili ekşi sözlük girişlerinin karşılaştırılmasında bulmuş. “türkiye’deki büyük kentlerin kızlarına
ilişkin girişlere bakıldığında, ağustos 2009 itibariyle ekşi sözlükte; -istanbullu kızlar: 1 sayfa, -ankaralı kızlar: 2 sayfa, -bursalı kızlar: 1 sayfa, -adanalı kızlar: 2 sayfa,
-konyalı kızlar: 1 sayfa yer tutarken, -izmirli kızlar: 14 sayfa yer tutmakta” diyen bilgin, şöyle söylüyor: “görüldüğü üzere izmirli kızlara ilişkin girişler, diğer kentlerinkilerden kat be kat daha fazla. üstelik genel olarak izmirliler hakkındaki beyanlarda da, izmir’in kızları en
belirgin temalar arasında yer alıyor. cahit külebi’nin ‘izmir’in denizi kız, / kızı
deniz / sokakları hem kız, hem deniz kokar’ dizeleri bir slogan gibi sık sık dile getiriliyor.
dolayısıyla izmirli profilinde, kızların yanı sıra erkeklerin de izmirli prototipinde
‘kız/kadın’ niteliğinin ön planda olması kuvvetle muhtemel.”

kenti farklı kılan ne?
izmir şehir olarak da ekşi sözlük’te diğer bütün kentlerden daha fazla giriş konusu olarak duruyor. tabii çıplak rakamlarla değil, bunların kent nüfusuna oranları yapıldığında. analize göre ağustos 2009 sonu itibariyle; • izmir için 72 sayfada 1800 giriş (3.7), • ankara için 78 sayfada 1936 giriş (4.4), • istanbul için 82 sayfada 2034 giriş (12.5), • bursa için 12 sayfada 284 giriş (2.4), • adana için 19 sayfa 452 giriş (2), • konya için 11 sayfada 264 (1.9) giriş saptanmış. bilgin, “bu sayılar kent nüfuslarına orantılandığında, izmir’in diğer kentlerle kontrastı artıyor” diyor: “ankara ve istanbul’un nüfusları izmir’in nüfusunu bir veya birkaç kez katlamakla birlikte, toplam giriş sayılarının izmir’in sayısına yakın olduğu gözleniyor.
üstelik istanbul gibi büyük bir kültürel ve tarihsel mirasa ve bu nedenle de zengin bir
sembolizme sahip olan büyük bir merkeze kıyasla izmir, sosyal düşüncede, kimlik
yeri olarak gerçekten de önemli bir yer işgal ediyor. bir şehrin diğerleri arasında
öne çıkması veya ayrıcalıklı bir düşünce konusu olması, onun genelde kamuoyuna
da yansıyan bazı ayırt edici özellikler taşımasını veya farklı bir durumu olması veya
farklı bir olay yaşamasını gerektirir. izmir’i bu anlamda özel kılan bazı olaylar var:
bunlardan biri genel seçimlerde türkiye genelinden farklı bir tablo çizmesi; ikincisi
izmir’e ‘gavur’ sıfatının yakıştırılması. istatistiksel anlamda normdan sapan davranış
veya eğilimler nedeniyle (örneğin 2002 genel seçimlerinde genç parti’nin izmir’de
yüzde 18’le ikinci olması veya 2007 genel seçimlerinde, ülke genelindeki eğilimin
aksine chp’nin birinci parti olduğu birkaç ilden biri olması), ‘mevzuu bahis’ olmakta.
bu davranışlardan rahatsız olanlar bunu bir ‘fırsat’ gibi kullanmak isterken, söz
konusu davranışların aktörleri, bunlara sahip çıkıyor ve eleştirilere karşı savunmaya
giriyor.”
bilgin, ekşi sözlük’e giriş yazanların tavrını, izmir’i yüceltme ve savunma tavrı olarak yorumluyor. ancak, “nadir de olsa, bu savunma, izmirlilerin yazarın değerler sistemine göre olumsuz gördüğü bazı olay veya grupları ötekileştirmesine yol açabilmekte ve bunlar sosyal psikolojide uyuz keçilerin sürüden dışlanması veya ‘çirkin ördek yavrusu’ muamelesi olarak nitelenen bir anlayışın hedefi olmakta” diye ekliyor: “örneğin izmir ‘bugün beni hayal kırıklığına uğratmıştır. sokaktaki her üç kişiden biri akp'ye oy vermiş lan. ayıp. hadi başka yerlerden göçtünüz, insan havasından suyundan biraz bir şeyler öğrenir di mi?’. bu tavrın iç grup homojenliğini koruma kaygısından beslendiğini düşünmek makul görünüyor.”

semboller
izmir ve izmirli kimliğine ilişkin algı araştırması, aslında karmaşık anlamlar ağına işaret ediyor. “yaşam alanlarımız, tek tek bir anlam taşımaktan çok, kendilerinin dışında var olan
bir anlamlar ağı veya ızgarası içinde yer alırlar. örneğin kent kavramı, binalar grubu
olmaktan ziyade kıra veya köye karşıt bir yer olarak anlamlandırılır. kentin kitle
iletişim araçlarında, sinemada ve günlük konuşmalarda oluşan ve dolaşan sosyal temsilinde
güvenlik sorunlarının boy gösterdiği varoşlar, sefaletin kök saldığı gecekondular,
sapkın ergenlerin, tinercilerin, sokak çocuklarının dolaştığı karanlık kuytular,
şiddetin hüküm sürdüğü kenar mahalleler, tüketim toplumunun tapınakları büyük
alışveriş merkezleri, her sabah ve akşam fabrikalara akın eden işçi kafilelerini, trafik
sıkışıklıklarını vb. merkezi çekirdek etrafında bütünleştirir” diyen bilgin, bu temsilin stereotipleştirme ile ilgili olduğunu söylüyor: “kentin sosyal temsili kapsamında belirttiğimiz imajlar, genel olarak kente ilişkin sterotiplere örnektir. tek tek kentlere ilişkin stereotipler, belirli bir kentin bir veya birkaç özelliğini tüm kente bağlayan bir sembolizm halinde görülür: paris’in bir aşk şehri, şikago’nun mafya merkezi veya zürih’in bankalar ve bankerler kenti olarak stereotipleştirilmesi, bunun örneklerindendir. bazen bir film veya bir olay, tüm kente damgasını vurabilir: çeşitli filmler arasında casablanca, kahire’nin mor gülü ve venedikte ölüm filmleri adı geçen kentlerin, roma ve dolce vita filmleri roma’nın, atom bombası hiroşima’nın, kennedy suikastı dallas’ın sembolü haline gelmiştir. kafka’nın prag’la, freud’un viyana’yla çağrışımı da bu olgunun tezahürleridir. işte ekşi sözlük yazarları da izmir söylemlerinde çeşitli semboller kullanıyorlar.”

kimlik kaygısı
bilgin’e göre stereotipleştirme bazen sembolleri karikatürleştirme derecesine kadar varıyor. örneğin bilgin, genel ve yerel seçimlerde kentin seçim tercihlerinin ne olacağı sorusununun kamuoyunun gündemine taşınmasını meraktan çok, kimliksel kaygıya bağlıyor: “bu sorgulamada merak unsurundan çok, kimliksel bir kaygının etkili olduğu söylenebilir. zira kentin artık bir özelliği olduğu iddia edilen veya olması istenen tercihlerinin değişmesi, bu tercihi gruba/kente özgü köklü bir davranış tarzı ya da kimlik işareti olarak yerleştirmek isteyenleri endişelendiriyor. grup üyeleri tarafından hissedilen kaygı ve korkular, bazılarını savunucu karamsarlığa sevk ediyor; gerçekleşmesinden endişe duyulan olay veya durum sanki gerçekleşmiş gibi öne alınıyor. olaylar, kentin varsayılan veya yerleştirilmek istenen yeni özelliği doğrultusunda geliştiğinde ise, kentlilerin davranış tarzı, bir kimlik işareti olarak pekiştiriliyor.”
bilgin’in araştırma sonuçlarına dayanarak yaptığı yorumlar, birçok farklı bilgiye de kaynaklık ediyor. örneğin bilgin, “görüldüğü üzere izmir’i ayırt edici özellikler, turizm danışma bürolarının veya turist rehberlerinin anlayışıyla örtüşmüyor” diyor: “turizm görevlileri, hem genel geçer, hem de sosyal arzulanırlığı olduğuna inandıkları özellikleri öne çıkarıyor, ancak daha konjonktürel ve kişisel motiflerle hareket eden sözlük yazarları, bu kaygıları paylaşmıyor. pek çok izmir broşüründe yer alan ve izmir’in sembolü gibi görülen saat kulesi, ekşi sözlük yazarları tarafından kayda değer bulunmamış. kuşkusuz, bir kent ile kentin çeşitli yayınlarda ve medyada temsili arasında bir örtüşme yok.”

“biz” algısı
bilgin’e göre nasıl ki sosyal dünyamızı kavramak ve açıklamak için stereotiplere ihtiyaç duyuyorsak, mekânda da kendi konumumuzu belirlemek için bunlara gerek duyarız. bu gerek, çoğu zaman ait olduğumuz grubun, “biz”in ve diğerlerinin konumlarını ayırma eğilimi şeklinde kendini gösterir. bu tür durumlarda, sosyal ve mekânsal stereotipler birbirine eklemlenir ve sosyal kimliğimizin oluşumuna katkıda bulunurlar. bilgin, örnek veriyor: “ekşi sözlük-izmir yazarlarının pek çoğu izmir’i anlatırken hem kendilerini ve hem de grup aidiyeti ekseninde ‘memleketleri’ni anlatıyorlar. bu, doğal bir durum, çünkü bir kenti sahiplenmek, bu kent ile kendi kimliği/benliği arasında bir bağ kurmak demek. analiz edilen girişlerde, ‘memleketim’, ‘izmirim’, ‘kentim/şehrim’, ‘evim/yuvam’ sözcüklerini kullananların toplam sayısı 350’ye yakın. bu demektir ki yaklaşık her 5 kişiden 1’i aidiyet vurgusu yapmış. fakat kentle özdeşleşme veya kente bağlılık belirten başka ifadelerin de olduğu dikkate alınırsa, aidiyet vurgusunun daha da güçlü olduğu söylenebilir: ‘doğduğum, büyüdüğüm, çocukluğumun şehri...’ veya ‘hayatı anlamaya başladığım, hayatımın sona ermesini istediğim yer’, vb. çeşitli kentlerde yaşayanların kentlerini yüceltme eğilimlerinin, kent ile sosyal ve
kişisel kimlikleri arasındaki ilişkiden kaynaklandığı öne sürülebilir. ‘biz’in yeri olarak kentin ve ‘biz’ olarak kentlilerin, diğer kentlere ve kentlilere göre farklılaştırılması, iç-grup tarafgirliği varsayımına uygun olarak bu temelde açıklanabilir.”

izmir’e dair semboller
peki ekşi sözlük’te izmir’le ilgili ne tür semboller kullanılıyor? bunların frekansı nedir?
• coğrafya, tabiat ve iklim boyutu: deniz (388 kez) sıcak (223 kez), güneş (112)
ege (91), yağmur (48), körfez (22), sahil (21), imbat (17) ve diğerleri (deprem, sel,
adalar),
• izmir’in çevre beldeleri boyutu: urla (88), çeşme (72), foça (24), efes (19),
bergama (11), tire (11) ve diğerleri (alaçatı, seferihisar, ödemiş, dikili, bayındır,
gümüldür, aliağa, vb),
• semt, mahalle ve yerler boyutu: kordon (169), karşıyaka (112), alsancak (92),
konak (48), bornova (51), fuar (30), kemeraltı (25) , bayraklı (23), bostanlı (22),
buca (19), göztepe (14), balçova (11) , pasaport (10) ve diğerleri (narlıdere, inciraltı,
çiğli, mavişehir, vb),
• kızlar ve aşk boyutu: kız/lar ( 518), aşk (272), âşık/lar (166), kadın (144),
genç/lik (37), sevgili (22), erkek (18) vb.,
• yaşam keyfi ve zevkler boyutu: balık (114), gece (151), rakı (63), boyoz (39),
kumru (32), gevrek (32), tatil (37), zevk (23) ve diğerleri (midye, yaşama, hayat,
cafe, bar, restoran, vb. ),
• kent ve insan özellikleri boyutu: şehir (1123), insan (612), kent (192), belediye
(129), aydın (180), rahat (112), özlem (110), mutlu/luk (67), gurur (56), iş/siz
(54), cumhuriyet (47), modern (37), güven/li/k (34), trafik (30), temiz (28),
avrupa/lı (25), ucuz (20), laiklik (19) ve diğerleri (demokrasi, kozmopolit, çağdaş,
yol, cadde, vb),
• sık rastlanan diğer bazı sözcükler: güzel (691 kez), seçim/ler (162), hayat (147),
yaşam (137), akp (144), chp (114), koku (110), arkadaş (72), canım (56),
üniversite (46), dost (43), vb.

sözcükler
ekşi sözlük yazarlarının izmir hakkındaki söylemlerinde taranan sözcüklerin listesi;
• aile • akşam • akdeniz
• akp • alkol • aliağa
• alsancak • anadolu • anne
• anı • ankara • arkadaş
• arsenik • aşk • aşık, lar
• atatürk • avrupa,-i, -lı • aydın, aydınlık
• ayrılmak • baba • bahar
• balçova • balık • balkon
• soğuk • sokak • belediye
• batım • bayraklı • bergama
• bira • bok • bornova
• bostanlı • boyoz • buca
• cadde • cafe • cami
• cennet • çeşme • chp
• çiğdem • cumhuriyet • çağdaş
• çay • çocuk • demokrat, -rasi
• deniz • dost • düşman
• efe • efes • ege
• emekli • erkek • ev
• ermeni • expo • farkı, farklı
• foça • fuar • gavur
• gaziemir • gece • gecekondu
• geçmiş • gelecek • genç, -lik:
• gevrek • göztepe • güneş
• güzel, -lik • gülümsemek • güzide
• hasret • hava • hayat
• huzur, -lu • hüzün • iskele
• istanbul • izmirli • kadın
• kadifekale • kale • kar
• karabağlar • karşıyaka • kent, şehir
• kemeraltı • keyif • kış
• kız • kiraz • kocaoğlu
• koku, -mak • insan • konak
• kordon • körfez • kule
• levanten • liman • lokma
• manisa • mart • martı
• mayıs • midye • modern, -lik
• mutlu, -luk • nefret • otobüs
• özlem, -ek • özgürlük • palmiye
• piriştina • rahat, -lık • rahatsız
• rakı • rum • rüzgar
• sabah • sahil • sanayi
• zengin • zevk • seçim, -ler
• sevmek • sevgi • sevgili
• sevinç • sevmemek • sıcak
• tatil • temiz • trafik
• türk • ucuz • urla
• üniversite • vapur • yağmur
• yaz • yazlık • yunan, -lı"


(songcity, 03.12.2010 16:32)"

Son Güncelleme Tarihi: 06 Aralık 2010 13:13

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0