Sağlığı Korumak ve Detoks

21 Ocak 2009 01:05 / 2731 kez okundu!

 

Ne kadar zor bir başlık seçmişim bugün. İçi o kadar dolu ki, neyi önce yazacağımı bilemiyorum. Bildiğiniz üzere bir önceki yazımda sağlık kavramının içini doldurmaya çalışmıştım. İster istemez biraz da sağlığı korumak konusunda fikir sahibi olmuştunuz. Şimdi bunun yollarını anlatmakta fayda var diyorum.

Kirli bir çevrede yaşıyoruz demişitik. Önceliğimiz en başta çevremizi temizlemek olmalı bence. Sonrasında da çevre sonucu oluşanlar ile başa çıkmaya çalışmalıyız. Ee bu tümcelerden çıkarımımız şu olmalı: İçinde yaşadığımız çevre ile ilgili olarak yapılması gerekli olan şeyleri sadece yetkili kurumlardan beklememeliyiz. Biz yaşadığımız çevre için ne yapıyoruz ona bakmalıyız. Acaba duman ve kimyasalların daha çok çevreye saçılmaması için ne yapmalıyız, bunları biliyor muyuz ve uyguluyor muyuz? Kısacası daha sağlıklı bir yaşam için öncelikle çevreci olmalıyız ve korumak için elmizden geleni yapmalıyız.

Çevre sonucu ilk başlayan zararlı atıkların ve benzer kimyasalların bedenimizde birikmesidir. Bu maddeler daha çok bedenimizin içinde hücreler arası sıvıda birikirler. Matriks de denen hücreler arası sıvı hücreler arası iletişimin temel taşıdır. Biriken toksinler bu yapı içindeki iletişimi zamanla bozar. Bütünsel tıbbın son zamanlarda ortaya attığı homotoxikasyon terimi böylece oluşmaya başlar. Hücreler arası iletişim bozulunca bedende farklı farklı blokajlar ve iyileşme engelleri ortaya çıkar. Böylece yavaş yavaş hastalık tabloları oluşur. Bu tabloyu etkilen bir başka çevre problemi de elektrosmog’tur.

Korktunuz değil mi? Diyeceksiniz ki ben ne yaparsam yapayım komşum, arkadaşım yapmıyor ve çevrenin olumsuz etkileri gittikçe artıyor. Haklısınız. Ama aslında bedenimizde biriken ve kendi çalışması sırasında oluşan toksinleri atmak üzere çok sofistike bir sistem vardır. Ve en temel şey bu toksinlerin idrar yolu ile atılmasıdır. O yüzden bedeni susuz bırakmamak gerekir. Su içmek sistemi destekleyen en önemli alışkanlıktır. Ayrıca diğer atılım yolları ter, barsaklar ve solunum yolu ile gaz halinde atılmadır. Ter ve barsak yolu ile atılma için de su en önemli taşıyıcıdır.

Eee bunları yaptınız, bol su içtiniz başka diyeceksiniz. İşte o zaman karşımıza günümüzün çok popüler bir terimi kaşımıza çıkar: Detoks! Son zamanlardaki doğal iyileşme konusundaki pek çok yayında detoks anlatılıyor ve hepimizin yılda iki kez detoks yaptırması gerektiği konusunda vurgu yapıyor. Peki nasıl yapacağız?

Piyasada detoks konusunda pek çok kitap var. Hepsi de farklı yönlerden detoksu ele almış ve kendi kendimize uygulayabileceğimiz reçeteler yayınlamışlar. Ancak destekleyici ilaçlar ve diğer yöntemler ile detoks için uzman bir yardım almak şarttır. Detoks kısaca birkaç beslenme rejimi ile desteklenebilir ama bu sadece yarım kalmış bir uygulamadır. Peki detoksta hangi yöntemler kullanılabilir diyeceksiniz. Birazdan bu yöntemleri sıralayacağım.

Bence bir numaralı yöntem homeopatidir. Daha sonrasında neural terapi, fitoterepi, biyorezonans, kolonhidroterapi, ozon, magnetoterapi ve pekçok yöntem tek başına ya da birlikte kişinin durumuna göre eğitimli hekimlerce seçilip kullanılabilir. Bu bir program dahilinde yapılmalıdır.

Zehirli kimyasallar biriktikleri yerden serbestleştirildikten sonra drenajın desteklenmesi gerekir. Drenaj serbest kalan toksinlerin atılım organlarına (Karaciğer, böbrek, ter bezleri ve akciğerler) gitmeleri için dolaşım organlarının (kan ve lenf) çalışmalarının desteklenmesidir. Bu amaçla pek çok yöntem kullanılabilir. Manuel ve aletler ile yapılan masajlar, sauna gibi yöntemler ve destekleyici ilaçlar bu amaçla kullanılır.

Peki toksik maddeler ile bedenimizde blokajlar ve iyileşme engelleri oluşmuş ise karşımıza neler çıkabilir. Onlara da şöylece bir bakacak olursak: allerjier, artrit belirtileri, astım, diabet, kronik yorgunluk halleri, sindirim problemleri, baş ağrıları, sık tekrar eden enfeksiyonlar, uykusuzluk, duygulanım bozuklukları, cilt döküntüleri ve egzemalar. Bu belirtiler var ise detoks size yardımcı olabilir. Peki ben kendi kendime ne yapabilirim diyorsanız:

1: Günde mutlaka en az 2 lt. su için.
2: Stresi azaltın veya nasıl azaltılacağını öğrenin.
3: Dengeli (Proteinler, karbonhidratlar, sağlıklı yağlar, taze sebze ve meyveler) beslenin veyeterli miktarda bitkisel lif, vitamin ve mineraller olmasına dikkat edin.
4: Mümkün olduğunca fast-food ve işlenmiş gıdalardan uzak durun.
5: Kahve, siyah çay ve alkol alımını sınırlayın ve sigara içmeyin.
6: Yeterli uyuduğunuzdan emin olun.
7: Düzenli egzersiz yapı. (Yürüyüş, aerobik, jimnastik, pilates, yoga vb.)
8: Temiz ve taze havada (doğada) yürüyüşler yapın.
9: Hoşlandığınız şeyleri yapmak ve pozitif bir tutum sergilemek için çaba sarfedin.

Elektrosmog ile ilgili konuları bir başak yazıya saklayıp hepinize sağlıklı günler diliyorum. 

19.01.2009

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.