SIKIÞIK ZAMANDA KÜRTLERÝN ÖZGÜRLÜKLERÝ SORUNU

21 Temmuz 2011 20:51 / 1789 kez okundu!

 


Her sýkýþýklýk anýnda Kürtlere 'akýl veren' çoðalýr. Diyarbakýr, Silvan’da 20 insanýn ölümü böyle bir ortamý bir kere daha yarattý. Birçok kiþi Kürt özgürlük hareketinin bir liderlik sorunu yaþadýðýný tartýþmaya baþladý. Ýmralý ile Kandil arasýnda, BDP ile Ýmralý ve Kandil arasýnda çeliþkiler bulunmaya ve iþlenmeye baþlandý. Ýlk bakýþta doðru gibi görünebilecek tezler ileri sürülmeye baþlandý.

Gene her sýkýþýklýk anýnda olduðu gibi PKK’ye 'silah býrak' çaðrýlarý yapýldý. Kendisine sosyalist diyen ulusalcý sosyalist partilerin liderlikleri fýrsat bu fýrsattýr diyerek 'silah býrakýn' dedi. Bir süre önce Karayýlan bu soruya cevap vermiþti: “Býrakalým da nereye býrakacaðýz silahlarý” demiþti. Bugünlerde ise Öcalan defalarca ayný mesajý verdi. “Baþbakan çýksýn bu iþ silahla çözülmez desin, bana olanak tanýnsýn silah býrakýrýz.” Öcalan, bu düþüncesini defalarca dile getirdi ve Kürt özgürlük hareketinin ancak kendisinin müdahalesi ile silah býrakacaðýný açýkladý. Bu arada Demokratik Toplum Kongresi (DTK), 'Demokratik Özerklik' ilan etti. Bir büyük tartýþma da onun etrafýnda dönüyor...

Aralarýnda Þerafettin Elçi, Altan Tan ve gazeteler yanlýþ yazmýyorsa Ertuðrul Kürkçü (!) ve Leyla Zana’nýn da olduðu bir grup milletvekili demokratik özerkliðin 'zamansýz' ilan edildiðini söylüyorlar ve tek taraflý ilan edilmesinin 'anlamsýz' olduðunu vurguluyorlar.

Bir grup gazeteci, yazar demokratik özerkliðin bütün Kürtlere sorulmadan ilan edildiðini, oysa Kürtlerin en az yarýsýnýn AKP’ye oy verdiðini söylüyorlar...

Kürdistan’ýn sýnýrlarýný çizmek zor. Türkiye’de yaygýn olarak kullanýlan coðrafi bölünmede, Doðu, Güneydoðu denen bölgelerden Doðu Anadolu’da Kürtlerin oraný ne kadar tam bilinmiyor ama bazý illerde çoðunluk, bazý illerin bazý ilçelerinde de çoðunluðu oluþturuyorlar. Güneydoðu’da ise; Kürtlerin çoðunluk olduðu besbelli. Seçim sonrasý haritasýna iller ve ilçeler olarak bakýldýðýnda da bu gerçeklik çarpýcý bir biçimde ortaya çýkýyor. En Güneydoðu noktasý Hakkari olan bir bölgede BDP oylarý yarýyý geçiyor ve çok yerde çok daha fazla. Yüzde 50’nin bulunamadýðý illerde ise; bazý ilçelerde BDP oylarý gene yüzde 50’nin çok üstünde. Bu bize bir coðrafi bütünlük içinde bir alan veriyor. Ýþte BDP burada 'demokratik özerklik' ilan etti. Nasýl ki, AKP yüzde 50 oyu ile hükümet oluyorsa, yasa çýkarýyorsa, anayasa deðiþikliði yapabiliyorsa (2-3 milletvekili daha bulsa bunu yapabilecek) BDP de, kendisinin yüzde 50 ve çok daha yüksek oyu olan bir bölgede demokratik özerklik ilan edebilir.

Demokratik özerklik üzerine yapýlan bu tartýþmalar, tam 20 kiþi birden ölmüþken, 'silah býrak' çaðrýlarý çok akýl çelen argümanlar.

Ama soruna bir de baþka bir yönden bakalým. Artýk Kürtlerin Türklerden farklý olduðu, farklý bir tarihleri, dilleri, kültürleri olduðu hemen hemen tartýþýlmýyor. Oysa yakýn zamana kadar Kürt kimliði inkar edilmekte, yok sayýlmaktaydý.

Peki, bu noktaya nasýl geldik?..

Bazýlarý AKP hükümetlerinin politikalarýnýn bizi bu noktaya getirdiðini iddia ediyorlar. Yanýlýyorlar. Eðer bugün 'Kürt kimliði' tanýnýyorsa, insanlar özgürce Kürtçe konuþabiliyorlarsa (ya da isterseniz kýsmen özgürce diyelim, çünkü hala Kürtçe þarký söyleyenlere saldýrýlabiliyor (!) bu bir hükümet politikasýnýn ürünü deðil, Kürt halkýnýn mücadelesinin ürünü. Bu halk kimliðini az çok tanýtmayý baþarabildiyse bunu çok zorlu, acýlý bir mücadele ile kazandý.

Cumhuriyetin kuruluþundan baþlayarak yakýn zamana kadar Kürtler kimliklerinin tanýnmasý için sürekli mücadele etmek zorunda kaldýlar. Açýk ki, bu mücadelede en önemli, belirgin örgüt PKK oldu. Onun baþlattýðý ve sürdürdüðü silahlý mücadele sonunda bugünlere ulaþýldý. Onun belirlediði gündem ile bugün Kürt kimliði az çok tanýnýyor.

Eðer, Kürt özgürlük hareketinin mücadelesi olmasaydý açýk ki, bugün Kürtler hala daðda 'kart kurt' sesi çýkararak yürüyen Türkler olarak görülüyor olacaktý. Kürtçe konuþanlar, þarký söyleyenler ise; hapishanelere doldurulurdu.

Baþbakan, bir süredir artýk Kürt sorunu yok, 'sorun PKK' diyor. O benim anlatacaklarýmý kast etmiyor, ama aslýnda doðru noktaya dokunuyor.

Bugüne kadar verilen mücadele sonucunda Kürt kimliðinin tanýnmasý konusunda geriye gidilmesi mümkün deðil. Anayasal ve onu tamamlayacak yasal düzenlemelerle Kürt kimliðinin tanýnmasý artýk kaçýnýlmaz. Þimdi sorun, 'Kürtlerin hem Türklerle birlikte yaþayýp, hem kendilerini yönetmeleri nasýl olacak' sorusuna cevap bulmaktýr. Sorun, hem de Kürt kimliðinin tanýnmasýný saðlayan örgütlenmenin üyelerinin, liderliðinin gelecekleridir. Ayný þey Öcalan için de geçerlidir. Yani, sorun PKK’dir...

'Silah býrak' çaðrýsý yapmak kolay ama karþýlýðý ne? Karþýlýðýnda, silah býrakanlar daha önce olduðu gibi silahlarýný býraktýktan sonra tutuklanýp hapse mi atýlacak, yoksa serbestçe yaþayacaklar ve istiyorlarsa politik yaþama katýlacaklar mý? Hareketin liderliði, politik yaþama katýlabilecek mi?

Öyle ya, eðer bugün Kürt sorununda çözüme yaklaþýldýysa bunda bu liderliðin önemli bir payý var. Onlar olmadan Türkiye’de siyaset tam boyutlu olarak devam edemez. Þimdi çözülmesi gereken sorun budur...

Bu nedenle bugün Kürt hareketi içinde liderlik sorunu varmýþ gibi göstermek, hareketi zayýflatacak tartýþmalara girmek yanlýþtýr. Sadece Kürtler için deðil, Türk emekçileri, Türk demokratlarý için de yanlýþtýr...

Bilinmelidir ki, Kürtlerin özgürlüklerini kazanmalarý, bütün Türkiye’de özgürlüklerin sýnýrlarýný geniþletmektedir...


Doðan TARKAN

21.07.2011

Son Güncelleme Tarihi: 29 Temmuz 2011 15:46

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
25 Temmuz 2011 13:06

Þakir Kadan

Samimi, yürekten ve dürüst yazýnýz için kutluyorum. Aydýnlýk ve umut dolu düþüncelerinize katýlýyorum. Saygýlar

Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.