Kardeşim Bedri Alağam...

11 Şubat 2011 00:22 / 1745 kez okundu!

 


İki hafta önce İstanbul’da, Galatasaray Meydanı'nda 'Cumartesi Anneleri’nin 305. haftasındaki eylemindeydim. Elimde 25 Ocak 1995’de kaybolan Bedri Alağam’ın fotoğrafı vardı. Büyük olasılıkla bir kimlik fotoğrafının büyütülmüş haliydi. Bedri’yi iyi seçmek mümkün değildi. Bedri kaybolduğunda 26 yaşındaymış. Yani muhtemelen 1969 doğumlu.

1969 yılında, fotoğrafını taşıdığım Bedri doğduğunda dünyada ve Türkiye’de çok önemli günler yaşıyorduk. “Son büyük devrim dalgası” vardı. Fransa başta olmak üzere Batı Avrupa’da, Doğu Avrupa’da Çekoslavakya’da iktidarlar sallanıyordu.

Türkiye’de ise, sosyalist hareket ilk kez sesini gür bir biçimde duyuruyordu. Emekçi yığınlar arasında örgütleniyordu. Meclis’te 15 TİP’li milletvekili vardı. Hepsi birer ateş parçasıydı.

Bedri kardeşimin öldürüldüğü günden tam 26 yıl sonra, 25 Ocak 2011’de Mısır’da halk ayaklandı. Onun resmi elimde Galatasaray Meydanı’nda dururken düşündüm. Bedri Alağam aramızda olsaydı onunla Mısır Devrimi’ni konuşurduk. Dünyanın bu en kadim ülkesinde, Müslüman Arapların milyonlarcasının sokaklara dökülerek 30 yıllık bir diktatörlüğü nasıl sarstığını konuşurduk...

Sonra birlikte bir başka kadim Ortadoğu halkının, Kürtlerin sorunlarını konuşurduk. Baskının bu halkı da yıldıramadığı anlatırdık birbirimize.

Mısır’da kim bilir kaç bin kişi yargısız infazın kurbanı olmuştur. Kaç bin kişi işkencede öldürülmüştür. Kim bilir kaç bin kişi kaybolmuştur.

Aynen Türkiye’de, Kürdistan’da olduğu gibi. Ama ne baskı ve zulüm ne Mısır’da işe yaradı, ne de Kürdistan’da...

Mısır’da halk özgürlüğünü kazanmak için sokaklarda. Milyonlarcası...

KCK Davası'nda yargılananlarla dayanışmak için, Diyarbakır’daydım, Kürtler sokaktaydı...

Kürtler defalarca mücadeleye atıldı. Vuruldu. Hapsedildi.

Mısır’da özgürlük yakın. Elini uzatsan değecekmişsin gibi. Mübarek’in belki günleri, belki saatleri kaldı. Şimdilik görünen o ki; yerine ordu gelecek ve belli ki, sokaklardaki milyonlar bunu da kabul etmeyecek.

Kürdistan’da da özgürlük yakın. Mücadele kazanıyor, şovenleri, milliyetçileri geriletiyor.

Tabular yıkılıyor. Baskın Oran’ın seçim sloganında olduğu gibi “ezberler bozuluyor”.

Kardeşim Bedri Alağam’a o gün söz verdim. Mısır Devrimini ona gün gün anlatacağım. Herşeyi o da bilsin. Hakkı. Biliyorum Kürdistan’da olanları benden daha iyi biliyor ama ona Kürdistan’ı da anlatacağım.

Sebahat Tuncel ve Emine Ayna milletvekillerimiz. Zorla ifadeleri alınacakmış. Sırrı Sakık ve Hasip Kaplan’a, gene mecliste saldırılmış. Sayın Abdullah Öcalan demişler diye.

Acaba, Sayın Öcalan ile görüşen yetkililer nasıl hitap ediyorlar. “Sözde terör örgütünün sözde lideri” mi diyorlar acaba? Hiç sanmıyorum...

Sevgili Bedri, günlerdir Mısırlıların ve Kürtlerin özgürlüğü için yürüyüşler yapıyoruz. Özgürlük istiyoruz. İki mücadeleyi birleştirmeye çalışıyoruz ve “Dün Tunus’ta, bugün Mısır’da, yarın hepimiz özgür olacağız” diyoruz...



Doğan Tarkan

10.02.2011


 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
11 Şubat 2011 18:44

muzafferkoray

sevgili yazar önemli olan insanların özgürlüğüdür etnik kimliğimiz biz soyulmaktan dövülmekten öldürülmekten sömürülmekten korumaz mısırlıların özgürlüğü firavunlardanberi yoktu osmanlıda yoktu ingilizde yoktu amerikalıda zaten yoktu ki filistine yerin 20 m altına kadar beton duvar örüyordu oda israil ve amerikadan sopa yiyecem diye korkuyordu.siz yazın birgün okumayanlar çıkar..
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.