Çirkin olduğunuz kadar da küstahsınız hanımefendi... Mutlu Tönbekici

07 Ekim 2010 01:30  

 

Çirkin olduğunuz kadar da küstahsınız hanımefendi... Mutlu Tönbekici

Bu günlerde bol miktarda övgü ve hakaret almaktayım. Övgüleri yazamam, utanırım. Fakat hakaretler hakkında konuşabilirim sanırım.

En sevdiğim hakaret kombini şu: “Hem çirkinsin hem küstah!”

Oldum olası güldürmüştür bu laf beni. Aklıma hep Türk filmi versiyonu geliyor: “Çirkin olduğunuz kadar da küstahsınız hanımefendi..”

Ha hayyyt... Sen sanki dünya güzelisin..

Kadına iki türlü hakaret etmeyi çok seviyor bu millet:

Bir) Seni Ermeniler/ Rumlar/ Kürtler/ Hacılar/ ayılar/ tavşanlar (artık o gün kimin hakkını savunmuşsam) öpsün..

İki) Çirkiiiin..

***

Herhalde şu bekleniyor. Bu kadar sene girip çıkmadığı yer kalmamış, nice itilmeye, nice kakılmaya bana mısın dememiş, her bir hakarete dayanıklı bu ufak tefek şahıs, kadın ya, hepsi gibi o da muhakkak güzelliğine düşkün ya “çirkinsin” dendiği anda fena olacak, elleri yüzünde ağlayarak yatak odasına koşacak, kendini yatağa atacak ve “Baba! Bana çirkinsin dediler. Baba! Bana çirkinsin dediler.. Bö hü hü hüüüü... Hani ben babasının güzel prensesiydim? Hani dünyalar güzeliydim? Bana yalan mı söyledin? Ha? Yalan mıaaaa..” diye ellerini kollarını yatağa vura vura zırlayacak. Ve bittabi bir daha elini klavyeye süremeyecek, o kaka kaka yazılarını yazamayacak. Mahvolacak. Bitecek, tükenecek ve hayatının geri kalanını ayna önünde yüzüne türlü türlü boyalar sürerek geçirecek.. “Bana çirkin dediii... Bana çirkin dediii..” (Kuazimodo tonunda okuyunuz.. Tabi Kuazimodo kim biliyorsanız..)

İki nedenle bunu yapamam: a) Hiç babasının güzel prensesi olmadım. Şikayet merciim yok.

b) Güzelliğimle gelmediğim bir yerde çirkinliğime niye yanayım?


***

Türban

Türban yasağı zırvalığının (evet şiddetle karşıyım bu yasağa! Şiddetle!) ancak kurallar arasında yılan gibi sürünerek delinmiş olmasından utanıyorum.. Kızlar artık dersten çıkarılmayacakmış, tutanak tutulacakmış sadece.. Aman ne güzel! Ne ilerleme!

Kızları rahat bırakın artık! RA-HAT! Bu aptal tartışmayı devam ettirmeyin artık. Onlar yok şapkayla, yok kapüşonla ZATEN çatır çatır okuyor yıllardır. Okusunlar da. Bundan ancak “herkes okuyor” diye mutlu olunur. MUT-LU!

***

MHP’ye namaz kılmak için yer önerileri:

Atina’daki Akropol (Parthenon) Tapınağı. Hadi bakalım. Hodri meydan! Niye? Çünkü Osmanlı, 1456’da Atina’yı ele geçirdiğinde Parthenon Tapınağı’nı da camiye çevirmiş! Gülmeyin. Selçuklu da Osmanlı da yapıyor bunu. Minaresini de dikmiş bir güzel, olmuş sana Athena Camii Şerif. Pagan tapınak hayli bir zaman cami olarak kullanılmış. Akropol müzesinde çizimi var. Fakat bakın kötü niyet yok. Osmanlı hiç bozmuyor kilise binalarını. Sadece bir minare ilave ediyor, içeriye bir minber koyuyor, halı döşüyor. Ve samimi fikrimi sorarsanız Anadolu’daki bütün kiliselerin camiye çevrilmiş olmasını tercih ederdim. O zaman binalar korunuyor çünkü. Çatısı aktarılıyor, penceresi takılıyor, içeriye dört ve iki ayaklı hayvanlar girmiyor, ateş falan yakmıyor, bir takım kaymakamlar “taşından okul ve cami yapılsın” diye canım katedralleri dinamitlemiyor.. Evet sağıyla soluyla oynanıyor tabii ama tekrar eski haline getirmek isteyince en azından ortada kubbesi sağlam bir bina kalmış oluyor. Şimdiki gibi toz toprak değil


Mutlu Tönbekici/Vatan

05.10.2010




 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0