Emel Kayın'la söyleşi
Emel Kayın'la söyleşi
Eklenme Tarihi: 16.01.2013 00:09
Facebook'ta paylaş
0

SÖYLEŞİ: 20. YÜZYILIN KEDERİNDEN MEKÂNIN VE HİKÂYENİN PAYINA DÜŞEN

Konuşmacı: Emel Kayın

Yer: Cafe Colette-Marifet
1464 Sokak 21/A Alsancak-İzmir

Tarih-Saat: 17 Ocak 2013-Saat:19.30


*Emel Kayın

Mimar ve yazar. Yaşamının yarısını Gaziantep'te, diğer yarısını da İzmir'de geçirdi. Mimarlık ve restorasyon eğitimi aldı. Öyküler, şiirler, denemeler, araştırma yazıları ve belgesel metinleri yazdı. Otel kurumunun modern bir öğe olarak ortaya çıkışını ve yerleşik hale gelme sürecindeki paradoksları incelediği "İzmir Oteller Tarihi" adlı araştırma kitabını 2000 yılında yayımladı. Zamanı, kenti, evi, insanı bir mekân olarak yorumladığı kısa, deneysel, imgesel öykülerden oluşan "Mekân Hikâyeleri" kitabını ise, bu türün olanaklarını derinlemesine kavramak için uğraştığı yirmi yılın on yılı aşkın bölümünde yazdı ve bu süreçte yazdığı kimi bölümleri dergilerde yayımlama yolunu seçti. Kitabı bir bütün olarak ilk kez, kısa öykünün yeni dönem parlayışından az önce, 2008 yılında ortaya koydu. İzmir kentinin ve eski plaj alanı İnciraltı'nın 1980 sonrası dönüşüm hikâyesi üzerinden yoksul balıkçıların, yorgun çiftçilerin, unutulmuş öğrencilerin, sığınak arayan sanatçıların, denizle tanışmak isteyen göçmenlerin "kıyıda-içte" kalma mücadelesini anlatan "Kentin Kıyısında ve İçinde Olmak:İnciraltı" adlı anı-deneme kitabı, 2011 yılında varlık buldu.

Otuz yazar-şairin kentsel meseleler konusunda ürettikleri öykü-şiirlerden oluşan "Kentinsan" kitabı ile sekiz araştırmacının çeper kentlerin ihmal edilmiş mimarlığına ilişkin yazdıklarını içeren "İzmir'in Artalanındaki Kentlerde Mimarlık" kitabının proje tasarımcısı, editörü ve yazarlarından biri. "Kadın Öykülerinde İzmir", "Minimal Öykü", "Savur Saçlarını Ege" gibi öykü kitaplarının; "Güneşi Öpmek" adlı şiir kitabının; "Calvino'yu Niçin Okumalı", "Hızın ve Devrimin Sanatı Fütürizm", Tanıklıklarla 12 Eylül", "12 Eylül Sabahı", "Kadına Dair" gibi deneme-anı kitaplarının; "Mimarlığın Çevresinde Mekânın İçinde Kuram, Eylem, Söylem", "Değişen İzmir'i Anlamak", "Türkiye'de Mimarlık 2009", "İzmir Mimarlık Rehberi" gibi araştırma kitaplarının yazar ve şairleri arasında. On yıl boyunca Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu için belgesel metni yazdı. Çeşitli fotoğraf projeleri kapsamında üretilmiş ortak sergilerde yapıtları var. Mimarlığın döngüsel serüvenini dert edinen altı mimarlık sergisinin küratörü ve metin yazarı. Tarihi çevrede yeni yapı tasarımı alanında inşa edilmiş yapıt ve tarihi yapı restorasyonu alanında uygulanmış tasarımları bulunuyor. Yaşamına içiçe-derin bir kavrayışla yerleştirdiği mimarlık, edebiyat, fotoğraf alanlarında modern-yalın bir gerçekliği ve yeni yolları aramayı sürdürüyor. Kent, mimarlık, koruma, edebiyat, fotoğraf, kadın ekseninde uğraş veren çeşitli sivil toplum örgütlerinde çalışıyor. Bilimsel-sanatsal-toplumsal çalışmalarında "alternatif-sürdürülebilir-adil olanın nasıl hayat bulabileceği" ve "yenilikçi-dönüştürücü; ama yalansız bir varlık kurma halinin nasıl gerçek kılınabileceği" meselelerine odaklanmış durumda. 20. yüzyıldan 21. yüzyıla akan kederden "mekânın ve hikâyenin payına düşenin" büyük olduğuna inanıyor. Bu kederle başa çıkabilmek için kısa öykü ile birlikte giderek yoğunlaşan biçimde şiirle uğraşıyor.

*Cafe Colette, Kötü Tüccarlar Dergisi ve Fatma Çal

İzmir kentinin 1990'lı yıllarında dost sofraları ve kitapları sevenler ile "yalnız" ve gerçek anlamda "özgür" yürütülmüş mücadele hikâyeleri ile ilgilenenlerin yeri olarak Alsancak'ta varlık bulan Cafe Colette, kentsel bellekte yalnızca kafe kimliği ile değil, Kötü Tüccarlar dergisi ile de yer etti. Cafe Colette'yi çalıştıran ve Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu bir ahçı olan Fatma Çal, ortak bir yapıt olarak çıkarılan Kötü Tüccarlar dergisinde de yer aldı. Kendisine Dimitrios Antoniu'nun "Kötü Tüccarlar" şiirindeki "Tanrım biz basit insanlardık / Mal alıp satmaktı bizim işimiz / Ve kimsenin almayı düşünmediği mallardı ruhlarımız / Kumaşın kenarına bakıp paha biçmezdik / Ölçtüğümüz kumaşta hile hurda olmazdı / Hiç yarı fiyata satmaya kalkmazdık kalan parçaları /Buydu günahımız / Yalnız iyi mal alıp satmaktı bizim işimiz/ Hayatta bir küçük köşemiz olsun bu bize yeterdi/ Değeri çok olan eşya hayatta az yer tutar / Biz nasıl bir ölçü kullandıysak şimdi sen de / Bizi o ölçüyle yargıla / Biz mülkümüze mülk katmadık / Tanrım biz kötü tüccarlardık." dizelerini (Çev.C.Çapan) düstur edinen bu nitelikli dergi on dokuz sayı çıktıktan sonra kapandı; ancak birçok kimse tarafından unutulmadı. Ahçılık yapmayı sürdüren Fatma Çal yıllar sonra işletmesini "Cafe Colette-Marifet" adıyla Alsancak'ta başka bir sokakta açtı; protest bir tutumla fotokopi olarak yayımladığı dört şiir kitabı ve yenilmezlik inancıyla, derinlikli konuşmalar yapılmasını istediği mekânında Perşembe Sohbetleri'ni başlattı.

 

Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.