ForumPolitikitiraf.izmir  Yeni Konu 

KENDÝMÝZÝ ELEÞTÝRMEDEN HENDEÐÝ ATLAYAMAYIZ

24 Haziran 2020

habibtaskin

Hüseyin Habip Taþkýn Erdal Boyoðlu'nun Ölümden Öte Sol Ýçi Þiddeti Sorgulamak Ve Aþmak adlý kitabý Belge Yayýnlarý'ndan çýktý. Belirli insanlarla sözlü tarih çalýþmasý yapýp, sorular yönelterek yanýtlarý alan Boyoðlu, kendi yaþadýðý sol içi ölümlerle akrabalarýný kaybettiði için bu sorunla yüzleþerek cevaplar aradý. Türkiye solu dediðimiz örgütler-partiler kendi içinde infazlarla dolu bir süreç yaþadý. (12 Eylül öncesi 1975-80 arasý 118 devrimci öldürüldü) Sol içi çatýþmalarla-çatýþkýlarla yüzleþmemiz gerekiyor. Biz Sosyalistler olarak birçok konuyla olduðu gibi bu sorunla da hesaplaþmamýz gerekiyor. Sol içi öldürmeler, halkla devrimciler arasýnda en büyük çeliþkiyi yaratmýþtýr. Solun birbirine karþý izlediði düþmanca tutum ve davranýþla devrimin ve zaferin ne marþý söylenir ne de þarkýsý. Bugün sosyalistler kýsýr döngüden çýkamýyorsa kendi içlerinde yüzleþme yapamadýklarýndandýr. “Ben hareketime toz kondurmam”, ‘'benim partim-örgütüm en doðru, en devrimci'dir'' mantýðý bugünde devam ediyor. Bugün, devrimciler arasýnda istenilen bir dayanýþma kültürü geliþmemiþtir. Erdal Boyoðlu'nun sosyolojik boyutuyla ele altýðý sorgulama kültürü çok deðerlidir. Önümüzü görerek birçok konuyu aþmamýzýn yegâne koþulu siyaset sosyolojisi ile yüzleþmeliyiz. Yýllar geçsede bir özür dileme kültürünü sergileyebilmeliyiz. Ben birebir yaþadýðým bir olayý anlatarak giriþ yapmak istiyorum: 1978 yýlý ilk aylarý olabilir, öyle hatýrlýyorum. Ýzmir Balçova'da Halkýn Kurtuluþu ile Devrimci Yol'un arasýnda bir soðukluk girmiþti. Her iki grup arasýnda bir þeyler doðru gitmiyordu. Gitmediði gibi her gün derinleþen bir hoþgörüsüzlük vardý. Kendi derneðimizde(Devrimci Yol'a ait dernek) tansiyonu düþürmek için bir toplantý yaptýk. Bende dâhil olmak üzere dört kiþi sol içi iliþkilerin daha hoþgörülü ve ne olursa olsun konuþmamýzýn gerekliliðini savunduk. Bu görüþlerimizden dolayý biz muhalefette kalmýþ olduk. Bilimsel sosyalizme ait kitaplarýn, romanlarýn bulunduðu ve Devrimci Yol dergisini sattýðýmýz bir yerdi. Hemen altýmýzda Halkýn Kurtuluþu dergisi taraftarý olan bir kiþiye ait sandviç büfesi vardý. Ýki dergi grubu arasýnda olan soðukluk Ýster istemez bu arkadaþýmýzýn büfesine kadar yansýmýþtý.Bir gün nasýl olduysa burada bulunan insanlar arasýnda bir kavga baþladý. Ýnsanlar birbirine girdi. Bu arada Halkýn Kurtuluþu'ndan Þazýman Kansu bana doðru koþmaya baþladý. Dýþarýda bulduðum tahta sandalyeyi kaptýðým gibi hafifte deyse vurdum. Her ne kadar elleriyle tutmaya çalýþtý ama gözlüðü o ara yere düþtü. Yere dizlerin üstüne çökerek elleriyle gözlüðünü aramaya baþladý. O an þaþkýndým. Ne yaptýðýmý düþünürken bende yere çömelip gözlüðünü bulup kendisine verdim. Gözlük numarasý çok büyük olduðu için gözlüksüz bulamadý düþürdüðü gözlüðü. Bu durumdan dolayý hem utandým hem de çok duygusallaþtým ve kendisinden özür diledim. Þazýman bana “Önemli deðil “dedi. Ve ortanca aðbimle onu kollarýndan tutup ayaða kaldýrdýk. Az ilerimizde tabancalar patladý ve yaralanlar oldu. Bu olay bir çoklarýmýzý deþifre ettiðinden dolayý cezaevine düþenlerimiz oldu. Bir kiþi de aranmaya baþladý bu olaydan dolayý. Sanýrým bir yýl olmamýþtý. O kiþi de yakalandý ve cezaevine girdi. “Neden, Niçin Ne oldu da Sol gruplar arasýnda ki çatýþmalar hýz kazandý. Devrimciler niye birbiriyle kavga ediyorlardý? Niçin birbirlerinden devrimci öldürüyorlardý? Neden birbirlerine tahammül edemiyorlardý? Bu kavgalar ve bu öldürmeler halk arasýnda bir karþýlýðý var mýydý? Bu sol içi çatýþmalardan dolayý halk devrimcilere güven mi duyuyordu? Halktan insanlar akýn akýn devrimci saflarý mý çekiliyordu? Hayýr. Peki neden bu olumsuzluklardan bir ders çýkarýlmýyordu. Kanayan yaramýz çok fazla. Dolayasýyla cezaevinde yaþadýðým bir olayý da yazmak istiyorum. Çanakkale Özel E Tipi Cezaevinde Devrimci Sol davasýndan dokuzuncu koðuþta yatýyorum. Asýl olay burada! Tuvalete yakýn yerde ranzam vardý. Arkamda Halkýn Kurtuluþu'nun yattýðý bölüm vardý. Þazýman Kansu karþý ranzada. Þazýman'ý görünce bende renk menk kalmadý. Utandým. Mümkün olduðunca onun ranzasýnýn önünden geçmiyordum. Bir gün ranzasýnýn önünden geçerken cesaretimi topladým ve onunla sohbete baþladým. Balçova'dan oradan buradan söz ettik ama beni tanýyamadý. Bir gün Tuvalete girdiðimde týraþ oluyordu. Kaçak kullandýðýmýz su ýsýtýcýsýyla su ýsýtýlarak banyo yapanlarýn suyundan içerisi buharlaþmýþtý. Þazýman'ýn üzeri çýplaktý. Aynayla dip dibe olup yüzünü týraþ ediyordu. Orada kamburunu gördüm ve az yanaþýp onun ön yüzünü görecek pozisyona geldiðimde göðsünün ileriye doðru olduðunu da görünce moralim hepten bozuldu. Bu bedensel özürünü görünce “Ben ne yapmýþým?” diye içimden geçirdim. Þazýman Kansu'nun kaldýðý komündeki arkadaþlarýna geçmiþte yaþadýðýmýz bir konu var. O konuyu açýp, Þazýman'dan “Özür dileyeceðim ama yanýmda olur musunuz?” Bana þu yanýtý verdiler: “Þazýman iyi deðil, zamana býrakalým.” Kýsa bir süre sonra Þazýman rahatsýzlandý ve hastaneye kaldýrýldý. Ýstanbul Askeri Hastanesine gittiðini duydum. Hepimiz onun durumunun iyi olmadýðýný biliyor, fakat dillendiremiyorduk. Turgut Özal iktidarýnda piþmanlýk yasasý çýkmýþtý. Þazýman Kansu'nun bir mektubu gelmiþti ve bu mektup tüm devrimci koðuþlara gönderildi. Mektubu okumayan kalmadý. Ýçeriðinde, üst rütbeli bir doktor kendisine: “Piþmanlýk yasasýndan faydalanýrsan senin tedavine baþlarýz, kurtarýrýz.”demiþ. Þazýman gayet kendinden emin bir þekilde þöyle yanýtlýyor: “Ölürüm de piþmanlýk yasasýndan faydalanmam.” Sanýrým birkaç ay geçmiþti; sloganlar baþladý. Þazýman Kansu yaþama veda etmiþti. Bana gelince sloganý atýp atamadýðýmý bilemiyorum. Bildiðim gözyaþlarýmýn boþaldýðýdýr. Bu yüzleþme, bu özür dileme yazýma tepki verenlerimiz olacaktýr. Tepki vereceklere bir önerim olacak. Öncelikle sol içi çatýþmanýn, ölümlerin, yaralanmalarýn, kol bacak kýrmalarýn ve kendi içindeki infazlarýn sorgulanmasýný bir kez daha düþünmelerini istiyorum. Ayný cezaevinde bir olaya tanýk olmuþtum. ÝGD'li bir arkadaþ bölgesinden DY'li birini vuruyor ve ölümle sonlanýyor. Ýstanbul'dan sevk gelmiþti. Ayný bölgeden DY'li birisi ve birbirlerini çok iyi tanýyorlardý. O an ÝGD'li arkadaþýn suratýnda okunacak birçok konu vardý. DY'li arkadaþýn suratý da pek farklý deðildi. Araya koðuþ mümessillerinin girmesiyle ikisinin katýlýmýyla bir toplantý yapýldý. Sanýrým ortalýðý yatýþtýrmaydý. Sonrasýnda bir sorun yaþanmadý. Sizlere bir anýmý da aktarmak istiyorum: Devrimci Yol'dan ayrýlýp Devrimci Sol'a geçmiþtim. Balçova'nýn eski postanesinde yeni gelen DY sorumlusu beni, daha önce mücadele verdiðim birkaç arkadaþýmla etrafýmý çevirdi. Konuþma sonucunda suratýma hafif bir yumruk yedim. Aslýnda yumruk istemeye istemeye atýldý. Görev yerine gelsin içindi. Yanýndaki arkadaþlarým ona tepki gösterdiler. Beni alýp bir kahveye götürüp çay içip konuþtuk. Sonrasýnda o civarda iþim olduðunda o arkadaþlarým beni koruyan arkadaþlarým olmuþtu. Hani Halkýn Kurtuluþu ile soðukluðun kalkmasýný isteyenler vardý ya… Yýllar sonra bana yumruk atan arkadaþýmla ailelerimiz görüþmeye baþladý. Konuyu hiç açmadýk. Ýçinde ezikliði yaþadýðýna inanýyorum. Arkadaþým kalp krizi sonunda yaþama veda etti. Erdal Boyoðlu'nun Ölümden Öte Sol Ýçi Þiddeti Sorgulamak Ve Aþmak adlý kitabý bir baþlangýçtýr. Ben yaþadýðýmý yazdým. Türkiye sosyalistleri olarak dünümüz ve bugünümüz ile yüzleþmeliyiz. Neden? Toparlanamýyoruz. Çoðalamýyoruz. Dayanýþma içinde olamýyoruz. Niçin yan yana gelemiyoruz? Ben hiçbir sosyalist hareketten deðilim. Ama sosyalizme inanan bir insaným. Emekden yana olan güçlerin dergisi, gazetesini okumalýyýz. Yazýlanlara katýlmazsak da yazýlanlara saygý duymalýyýz, sert ve yýpratýcý tavýr içinde olmamalýyýz. Siyasi ayrýlýklarýmýz siyasi zenginliðimiz olmalý. Bu bizim bilgi sosyolojosine olan saygýmýzdýr. Siyaset bilimi ýþýðýnda emekten yana olan güzelliklerimizin bizleri biraraya getireceðine inanýyorum. Bir Mayýs iþçi bayramlarýnda gözlemlediðim birçok genç arkadaþým o bu þu sosyalist hareket içinde yürüyor. Sonraki günlerde bu gençler yürüdükleri hareketlerin içinde yer almýyor. Neden? Sorusunu hepimiz kendimize sormalýyýz? Grup Yorum, Kýzýl Irmak, Kardeþ Türküler, Ali Asker ve diðer gruplarý dinlemeye gelen gençlerimiz var. O duyarlýlýðý gösteren gençler neden kazanýlmýyor devrimci kurumlara? Kitlelerle kuramadýðýmýz iliþkilerden dolayý kendimizle yüzleþmeliyiz, hesaplaþmalýyýz, sorgulamalýyýz? Sosyolojik olarak bunun nedenlerini araþtýrmalýyýz. Bir konuya da deðinmek istiyorum; yazý atölyemize, atölyelerimize gelen gençleri kalýcýlaþtýrmanýn yolunu gençlerle birlikte çözüm aramalýyýz. Kuþaklar arasýnda bir çatýþmamý var, bunun nedenleri üzerine bir anket çalýþmasý yapabilir miyiz? Gençlere soralým ne istiyorlar kurumlarýmýzdan. Mücadeleyi sürdürmeliyiz ama kendimizle yüzleþerek, hesaplaþarak ve de sorgulayarak. Hatalarýmýzýn hesabýný hem duyarlý bireyler olarak hem de siyasi hareketler olarak vermeliyiz. Dar olsun benim grubum olsun hesabý tutmuyor. Nereden nereye geldik hep beraber bir bakalým? Hüseyin Habip Taþkýn 13.06.2020 Not: Sol içi þiddetin sosyolojik nedenleri üstüne durmayý yararlý görüyorum. Erdal Boyoðlu'nun yaptýðý sözlü tarih çalýþmasý çok farklý kesimlerden sol sosyalist insanlarýn düþüncelerini ortaya çýkarmasý ve konuþturmasý sol açýsýndan çok önemli bir katkýdýr. Teþekkür ediyorum Erdal Boyoðlu.
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.

Bu tartýþmayý Facebook'ta paylaþabilirsiniz:
Facebook'ta paylaþ
0