ForumPolitikitiraf.izmir  Yeni Konu 

BİRBİRLERİNE BAKA BAKA

27 Ocak 2020

habibtaskin

Hüseyin Habip Taşkın Televizyonda haberleri izliyorum. Şişman Adam dazlak kafalı, siyah gözlüğüyle etrafa somurtarak emirler yağdırıyordu. Kimi hedef seçtiyse efelenerek hakaretler yağdırıyordu: “Ey Yargıcı senin bu adamı beraat ettirme hakkın yok! Sen kimsin?” Emir yüksek yerden geldiğine göre Yargıcı'nın verdiği karar hükümsüzdür. “Ana ve baba yasa bu olsa gerek” diye düşündüm. O zaman dünya kendi yörüngesinde dönmeye devam ettiğine göre, düzenin çarkı da tersine dönüyordu. Aklıma çocukluğumun, gençliğimin geçtiği Huzursuzlar Apartmanı geldi. Dört daire toprak zemin üzerine oturtulmuş, on kata kadar çıkılmıştı. Balkonu var desinler diye tavuk kümesi kadar yer yapılmıştı. Kasabada en fazla beş kata kadar bina yapılma izni vardı. Bu işlerin belediye ile müteahhittin gönül ilişkisinden kaynaklandığını bilen çoğunluktaydı. Bazı bölücü ve ayrımcı düşünceler işi biraz daha öteye taşıyarak: “ Gönül işi para olmuş.” Diye söylemeye devam ediyorlardı. Konumuzu dağıtmadan asıl konuya geçeyim. Annem, babam ve iki kız kardeşimle birlikte Huzursuzlar Apartmanı'nda kiracı olarak yıllarca oturanlardan biride bizdik. Orada yaşananlara canlı tanık bendim. En hareketli günlerim burada geçti. Apartmanımızda Sıdıka abla ile eşi Sezai ağabey vardı. Dindarlık yanları da vardı. Herkesin yardımına koşarlardı. Her eve girip çıkarlardı. Karşılıklı gidip gelmeler hız kazandı. Sorunlar masaya yatırıldığı gibi çözülürdü. O günlerde mutluluk tablosu hiç eksik olmazdı. Kış günü müydü? Yoksa ilkbahar mıydı? Neyse ne? Sezai ağabeyim apartman yöneticisi olacağını ilan ettiğinde: “Allahın izniyle…” diye söze başlamıştı. Onu tanıyanlar memnuniyetlerini sözlü olarak kendisine ve eşine söylediler. Memnun olmayanlar yönetimde olanlardı. Hilmi, Rahmi ve Azmi amcaydı. Suratları birden asıldı. Sezai ağabeyime anında tavır aldıklarında: “Toy çocuk apartmana yeni geldi. Neredeyse bizleri kapı dışarı edecek!” Söyledikleri ortaya düşmüş bir bombaydı. Apartman ve mahalleli Sezai ağabeyime sahip çıktı. Söylenen sözler üzerine: “Zavallıcıklar. Allah bunlara akıl versin…” dedi. Koro halinde: “Âmin.” Denildi. Arkasından: “Helal olsun sana.” Sözleri oldu. Kısa zamanda apartman seçimi yapılmış, yöneticimiz Sezai ağabeyim oldu. Yardımcıları Kılıbık Recai ile Sesiz Rıza oldu. Kutlamalar oldu ve bittiğinde kalabalığın önünde konuşma yapmaya başladı: “Beni seçtiğiniz için ilk önce şahsım adıma ve yardımcılarım adına teşekkür ederim. Allah beni biliyor ve izliyor. Benim üzerime ışığını gönderdi. Giyimim bellidir. Bir gün eğer marka giyinirsem; bilin ki hakkıyla almış değilim.” İlk önce alkışlarla ortalık inledi. Sonra: “Yaşa, var ol başkan” sesleri ortalığı sardı. Konuşmasına kaldığı yerden devam etti: “Desteğinizle birlikte güzel işler yapacağız. Kadınlarımızın önünü açacağız. Kendi önümüzü açacağız. Açılmadık kapı bırakmayacağız. Her şeyi şeffaf yapacağız. ” Söylenenden anlayan olmasada alkışlandı. Konuşmasına devam ettiğinde: “Hesap soracağım! Yolsuzluk yapanları teşhir edeceğim. Yargılayıcılar, Güvenlikçiler göreve diyeceğim.” Herkes birbirinin suratına baktı anlamsızca ama yine de çılgınca alkışladılar. Alkışlar arasında Hilmi, Rahmi ve Azmi amca söylenenleri üzerlerine aldıklarından itiraz ettiler. İtirazları bir kişinin üzerinden ret edildi. Burası çok önemlidir. Dikkat etmenizi öneririm. Apartmanımızda tek adam ağırlığının başlangıcıydı. Yeni yönetim odadaki eski sandalyeleri atıp yerine deri koltuklar aldı. Deri koltukların altına Acem halısı serildi. Sehpalar gitti. Fildişinden sehpalar geldi. Herkes şaşkınlıkla olanları izliyordu. Bunlar olurken apartmana iki tane Koruma atadılar. Boyları iki metreyi geçiyor ve iri cüsseliydiler. Yönetimin ilk açıklaması ise eski yönetimin yolsuzluk yaptığı, paraları olmaz şeylere yatırdıklarıydı. Eski yönetim: “Belgelerinizi açıklayın. ” dedi. Yeni yönetim: “Elhamdülillah, bölücülük yapıyorsunuz” dedi. Sonunda birbirlerine girdiler. Araya giren Korumalar eski yönetimi coplarla halı silkercesine döverek tozlarını alıp, kapı dışarı etti. Her nedense kavga edenler işi Güvenlikçilere bildirmediler. Böyle olunca mahallelinin aklı karıştı. Eski ve yeni yönetim birbirlerini hırsızlıkla itham etmeye devam ediyorlardı. Apartman sakinlerinden Hıdır amca yönetime: “Pahalı eşyaları niçin aldınız? Korumalarda neyin nesi? Bunların parasını kim ödeyecek?” dedi. Demesiyle yönetimdekiler ile Korumalar Hıdır amcayı oracıkta güzelce bir dövdüler. Yeni yönetim: “Merdivenden düştü. Allahın işine bakın ölmedi. Sakat kalmadı. Demek ki Allahın sevgili kuluymuş.” Hıdır amca suspus oldu. Sesi bir daha çıkmadı. Aidatları toplama gününde yönetim kalın sopalarla, Korumalarla kapıları çalıp zamlı olarak para istiyordu. Birde zamları otomatiğe bağlamışlardı. Adına da ‘iyileştirme' diyorlardı. İçine zart zurt, pırt vergilerini koymuşlardı. İtirazsız olarak kabul ediliyordu. Vermeyenlere faiz uygulaması başlatmışlardı. Yönetim sakallı, cübbeli birini getirip: “Apartmanda faiz uygulaması yapılabilir, uymayanlar uyarılarak kitabına göre uydurulur. Kitapta yeri vardır” dedi. Din bu! Akan sular durur. Eski yönetim aidat vermiyordu. Apartmandakilerin haberi yoktu. Apartmanda düzen bozulmuş, önüne gelen birini dövüyordu. Evler basılıyordu. Kavgaya kadınlarda karışmıştı. Saç saça, baş başa birbirlerine giriyorlardı. Çocuklarda çeteleşmişti. Bir gün babam iş dönüşü eve geldiğinde yönetim önünü kesmiş: “Söyle bakalım komşum kimden yanasın?” Babam sopa yemeden evin kapısından içeriye girmeyi düşünsede bir yanıt vermesi gerekiyordu. Laf olsun diye: “Her ikiniz komşumsunuz. Barışın artık, kavganız bitsin.” Kılıbık Recai amca: “Bak sen yönetime kafa tutuyorsun ha! Sen bölücü müsün?” Babam ecel terleri altında: “Yanlış anladınız beni ben sizdenim.” Deyince babamı salmışlar salmasına ama eski yönetim geri kalır mı? Babamın etrafını çevirmiş ve benzer soruları sormuşlardı. Babam ellerinden kurtulmuş kurtulmasına ama çok korkmuştu. Çareyi Güvenliği sağlayanlara gitmekte bulmuştu. Dış kapıdan içeriye girmeden etrafına defalarca bakmış, cesaretini toplayıp içeriye girip duvar dibindeki masada oturan Güvenlikçiye gitmiş ve derdini anlatmaya başlamış, konuşması bitince: “Bu gibi olayların cezası yoktur. Bizleri bunlarla oyalamayınız. Ölüm olursa bize haber verin geliriz.” Apartman seçimi yaklaşınca babam, kendi ekibini kuramadığı gibi tek başına yönetime aday olduğunu açıklamıştı. Kiracı olduğu için veto edildi. Eski ve yeni yönetim sözleşmişçesine babamı sıkıştırıp apartman girişinde güzelce dövdüler. Dövenlerden açıklama geldi: “Apartmanımızın can güvenliği için bölücülere karşı uyanık olmalıyız. Kendimizi savunmamız için silahlanmalıyız.” Eski ve yeni yönetim anlaşarak dönerli yönetime gelip apartman sakinlerinin cebine tam gaz dalıyorlardı. Açıklama yapıyorlardı: “Burasına dikkat edin! Geçen yıl çok iyiydi. Bu yıl işlerimiz şahane gidiyor, gelecek yıl sizleri başımızın tacı yapacağız.” Şişman Adam ile yöneticilerimiz aynı cümleleri kuruyorlardı. Birbirlerine baka baka aynılaşmışlardı. 22.01.2020
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0