ForumPolitikitiraf.izmir  Yeni Konu 

İMPARATOR KEDİ

10 Nisan 2019

habibtaskin

İmparator Kedi tahtadan yapılma, ceviz ağacı kaplamasıyla üzerinde hafiften kahverengi olan ipeğin içi pamukla doldurulmuş minder üzerinde sınırlarını biraz daha toprak ekleyerek büyütmeyi, geleceğini hafiften şekerleme yaparak düşünüyordu. Komşu sınırlarında gözü yokmuş gibi gözükse de, parmağını harita üzerinde durmadan gezdiriyordu. Şeytan dürtmesi değildi yaptıkları, içindeki ben duygusu daha ağır basıyordu. Herkes kendisini konuşsun ve gündemde kalmak için her türlü kılığa girerdi. Gaza, çıraya gerek yoktu. Ağız ayarı bozuktu. Ne konuştuğunu bilmez durumdaydı. Sanki parlayan bir ateşti. Dışarıdan gelen gürültüye uyandığında asabi yapısı yine tavan yaptığında: “ Bu gürültüde ne böyle? Yoksa dışarıda bozguncu tayfası mı var?” Güvenlikçi Kedi odaya girerek, karşısında hafiften dizini çökerek başını öne eğip kaldırdı: “ Ah yüce efendimiz kendisini bilmeyen birkaç Fare Şatonuzun önüne gelip sizi rahatsız ettiyse, hemen diğer Güvenlikçilere emir verip, zindana attırayım. Zindan içinde zindan yaratarak derslerini almış olurlar.” İmparator Kedi'nin keyfi yerine gelir gelmez gülümsedi. Oturduğu yerden kalkarak bir iki tur duvardan duvara attıktan sonra: “ Bozguncu Fare'nin yandaşları olabilme ihtimali yüksektir.” “Yüce efendimiz çok iyi düşünmüşsünüz. Başımızda iyiki varsınız.” Güvenlikçi Kedi'nin karşısında durdu: “ Bozguncu bunlar. Amaçları beni yerle bir etmektir. Zindana gerek yoktur. Kalabalıkta kellelerini uçurun. Uçurun ki bir daha cesaretlenip bana karşı ayaklanmasınlar.” Güvenlikçi Kedi hazır ol da beklerken başını hafiften öne eğdi. İki elini üst üste getirip göbeğinin üzerinde, konuşmasına başladı: “Yüce efendimiz! Teraziyi dengede tutmayı çok iyi biliyorsunuz.” Çalışma odasında İmparator Kedi yalnız başına kalmıştı. Endişesi, bedeninde dolaşmaya başladı. Suratının ten rengi hepten koyulaştı. Beyninde ki işlev bir anda sulandı. Neyi düşüneceğini şaşırdı? Kendisine geldiğinde terlemeyen yanı yoktu. Hemen pencereye koştu. Dışarıya bakındığında güvenlikçileri mızraklarıyla nöbet yerindeydi. İçi rahat etmeyince kapıya koştu ve kocaman tahtadan ve işlemeli kapıyı açtı. Kapının önündeki mızraklı güvenlikçiler esas duruşa geçti. Baştan aşağıya süzsede içi rahatlamadı. Akordu bozulmuş bir enstrümanın çıkardığı benzer bir sesle: “Bana Güvenlikçi Kedi'yi çağırın!” ‘Çalışma odasında Şatosuna saldıran yaratıkları hayal etmeye başladı. Her tarafı alt üst eden yaratıklar İmparator Kedi'yi aramaya koyulurlar. Elinde kılıcı ile gizli bölmeden tek başına hızlı adımlarla ilerlemektedir. Çıkış yolunu bulamayınca kılıcını gelişi güzel sallar. Yönünü durmadan değiştirir. Canını verip vermeme mücadelesinde karanlıkta uçar.' Kendisine geldiğinde çalışma odasında masasının dibine yüzükoyun yattığını fark eder. Aceleyle kalkar. O anda kapı açılır içeriye Güvenlikçi Kedi girer girmez önünde hafiften eğilip kalkar. Donuk gözlerle gelene bakarken: “Neredesin! Seni boşuna Güvenlikçi Kedi yapmadım. Lağım, Tarla Fareleri ve kenar mahallelerde oturan Kediler ayaklanmışlar.” Olduğu yerde öylece bakar ve kem küm ederek söze dalış yapar: “ Saygı değer yüce efendimiz. Başını kaldıranı uçuruyoruz. Ağaç değil ki bu tekrardan baş olsun.” “Onu bunu anlamam ben. Hemen kılıç ve kalkan ekibinden Şatonun dışına ve içine güvenlikçiler yerleştir. Dışının dışına bir güvenlik çemberi daha oluştur. Gelip geçen yırtık pırtıklılara dikkat edin. Onlar nankör takımıdır. Sınırlarımın içinde yaşıyorlar. Onlara yaşam hakkı veriyorum. Yine de benim canımı almak istiyorlar.” Güvenlikçi Kedi gayet ciddi: “Saygı değer efendimiz. Şatonun önünden geçenin kellelerini ala ala önünden kimse geçmez oldu. Hatta Şatoda işi olanlar bile kelleleri gidecek diye gelmiyorlar.” İmparator Kedi'nin morali düzelmişti. Yerine oturur oturmaz. Tarlaları olanlardan mahsullerini almanın yolunu düşünmeye başladı. Aklına mahsullün yarısını almak geldi. İçeri Bakan Kedi'yi çağırttı. Dışarıda görevde olduğunu öğrenince sinirlendi. Kendisinden habersiz kuş gibi kanatlarını çırparak nasıl giderdi? Hava almak için dışarıya çıktı. Etrafı ürkerek kesmeye başladı. Kılıç ve Kalkanlı güvenlikçilerde yerlerindeydi. Şatonun etrafında bir tur döndüğünde, aniden yüzünü gökyüzüne çevirdi. Kuş sürüsü üzerinden geçiyordu. Panik atak olmasada bağırmaya başladı: “ Güvenlikçi Kedi Güvenlikçi Kedi… Neredesin?” Güvenlikçi Kedi yatakta hizmetkârlık görevi yapan Hizmetkâr Dişi ile bedenlerini birleştirmiş, iş üzerinde: “Hay ben senin ananı…” Apar topar giyinmeye başladı. Hizmetkâr Dişi Şatonun çiçeğiydi. İmparator Kedi'den başlayarak üst düzeydekilerin ihtiyaç gidericisiydi. Herkes birbirinin ne mal olduğunu bilirdi bilmesine ama bilmemezlik buranın kurallarından biriydi. Güvenlikçi Kedi maraton koşusuna çıkmışçasına soluğu İmparator Kedi'nin yanında aldı. Eğilip kalktığında: “Saygı değer efendimiz. Beni istemişsiniz!” Eliyle gökyüzünü işaret ediyordu: “Görüyor musun?” Baktı baktıkça içi daraldı: “Saygı değer efendimiz. Görüyorum.” Ona pis pis baktı: “Ne görüyorsun? Lafı mı kesme? Alırım aşağıya ha!” Esas duruşa geçti. ‘Çatlakla işim var.' diye aklından geçirdi. “ Bundan sonra Şatonun üzerinden kuş ve benzerleri geçmeyecektir. Gerekirse hepsini öldürün.” Güvenlikçi Kedi'nin elinden gelse onu oracıkta elleriyle boğacaktı ama canı tatlıydı. “Saygı değer efendimiz. Okçu Güvenlikçi'leri şimdi görevlendiririm. Geçenin anasını belleler.” İmparator Kedi hafiften gülümsedi. Kendisine benzeyenleri çok seviyordu. Elini sallayarak gitmesini işaret etti. Etrafta dolaşırken İçeri Bakan Kedi yanına yaklaşarak: “Saygı değer efendimiz. Beni çağırtmışsınız.” “Neredeydin? Benden habersiz nereye uçup gittin?” “Kahvehaneleri Güvenlikçi'lerle dolaştık. Zırlayanı yere yıktık. Birkaç gün sonra payımızı vereceklerine söz verdiler. Alacağımızı iki katı fazladan alacağız.” “Aferin. Sevildiğini bil. Bu makamın hakkını fazlasıyla ver. Çulsuzlara acımayasın! Yoksa bu yaşantımız olmaz.” İçeri Bakan Kedi başını eğdi. Saygıdan değildi. Çıkarlar çatışıyordu. Birde gizliden kesesine atarak çoğalttığı mangırlar vardı. Şatoda herkes birbirine madik atmakla meşgul olsada, namuslu geçinmeyi huy yapmışlardı. Şatonun üzerinden geçen kuşlar, leylekler ve diğerleri yağmur damlacıklarına benzer şekilde bahçeye düşüyorlardı. İmparator Kedi toplantı yaptığı bir günde, çok akıllı olduğunu kanıtlamaya çalışan konuşma yapıyordu: “Kuşlar casus olabilirler. Bizleri izleyerek, karşı tarafa bilgi verebilirler.” Dedi. Güvenlikçi Kedi söz alarak konuşmasına başladı: “İyiki varsınız ampul kafanızla akıl fışkırıyor. Hiç kimsede olmayan bir akıl gücü var sizde. Casus takımı her gün toprağa düşüyor. Bu bir zaferdir.” İçeri Bakan Kedi aşağıda kalır mı? “Saygı değer efendimiz. Her hedefi söyleyerek on ikiden vuruyorsunuz. Dış Sınırlardaki yönetici kadroları sizi kıskanıyor. Öyle ki size ayak uydurmaya çalışıyorlar. Fakat bunların hepsi çakma yöneticidir.” İmparator Kedi yağlanıp cilalandığından havalara girdi. Başı yere düşecekmişçesine sallanırken: “İçeri Bakan Kedi! Tarla Fareleri'nden ve Lağım Fareleri'nden yarı yarıya mahsul alacaksın. Vermeyenin icabına bakarsın. Nede olsa bu işte kaşarlanmışsındır. Haaaaa… Birde Kenar mahallede kalan Kedi bozmaları var. Onlara da aynı uygulamayı yap!” “Saygı değer efendimiz. Emriniz olur.” Şaraplar kadehlere doldurulup başarılarının devamını dileyerek içmeye başladılar. Ateşte çevrilen bir yaratığı bir yandan yiyorlardı. İktidar ve güç nede olsa bunlardaydı. Şatoda saltanat salıncağında sallananların mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Ya dışarıdaki yaşamda neler oluyordu? Tarla Fareleri durmadan tarlada çalışıyorlardı. Lağım Fareleri'de yeraltında tıkanıklığı engelliyorlardı. Kenarda Kalmış Kediler ise her alanda çalıştırılıyordu. Şatodakilerin gözünden bakıldığında buradakiler, iğrenç ve seviyesiz insanlardı. Onun için dışlanma, ötekileştirme derken ayrıştırmayı dedesinin dedesi derken, öncesinden bu kuralı koymuşlardı. Katı kurallar aşağı katmanlarda yaşayanlar içindi. Gözü açılan, kendisini sorgulayanlar ufaktan ufaktan gözleri kapalı olanlara, tatlı sanal düşlere dalanlara gerçek yaşamı anlatıyorlardı. Şato karargâhında bu gibi uyanışlara tahammül edilmezdi. Başları hemen vurulurdu. Korku İmparatorluğu görevini derinden, sessizden yapsada kokular, hataları sonucunda yayılıyordu. Akıl Hocası Fare birebir konuştuklarıyla şunu dermiş: “Orada oturup gününü gün edenler, bizlerin üzerinden kazanca geçiyorlar. Beleşe konuyorlar. Akılları fikirleri hepimizi ineği sağar gibi sağmak. Bizler hakkımızı istiyoruz. Çalışan biz. Alın teri döken biz. Her işin altında biz. Durum böyleyken avantaya konan onlar. Birbirimize dokunmak zorundayız. Sahiplenmeliyiz. O zaman koca bir güç olup. Oradakileri çöp sepetine yollamış oluruz.” Akıl Hocası Fare'ye ne oldu? İşyerinde mesai bitiminde evine gitmek için sokağa çıkıyor. Toprak yoldan giderken Derinciler'in okundan çıkan yayın hedefine denk geldiği anda oracıkta can verdi. O yıllar herkeste telefon yoktu ama kulaktan kulağa fısıldaşma vardı. Anlatım biraz şişme olsada öz olarak gerçeği anlatıyordu. Şatodakiler bu yöntemi yok edememişti. Şato içinde birlik mesajı dışarıya karşı verilse de içeride birbirini çekememezlik durmadan katlanıyordu. O dönem teknoloji hız kazanmamıştı. İmparator Kedi haricinde herkesin yatak odasındaki cıplakımsı ilişkiler kameraya alınmıştı. Bu işler derin işlerdi. Demek ki böyle işlerin tarihi eskilerden gelmekteydi. İmparator Kedi'de dersini iyi çalışmış, tahtı sallanmasın diye en yakınına bile güvenmediği ortaya çıkıyor. İmparator Kedi'nin köşede kenarda lafı ediliyordu. ‘Malvarlığını katladığını, buda yetmezmişçesine deniz aşırı sınırlarda çiftlikler aldığını' söyleyen söyleyeneydi. Şatodakiler ve dışarıdakiler bu söylemleri duydukça çıldırıyorlardı. İmparator Kedi anında bildiri yayınlayarak: “ Benim sınırlarımın içinde yaşayan herkes mutludur. Aman ha! Oyuna gelmeyin. Uyanık olalım. Mutluluğu bozan bir avuç bozguncudur. Güçlerini sınır dışından almaktadır. Onların kafalarını patlatacağım. Şunu bilsinler çok yakında inlerine girip başlarına yıkacağım. Böylelerini şikâyet ederseniz, sınırlarımız aşkına ödüllendirileceksiniz.” Çığırtkan Kedi sayısı çoğaltılarak her yerde yazılan bildiri okundu. Aklı çelinenler çılgınlar gibi alkışladı. İşi bilenler kabaran öfkelerini oracıkta bastırdılar. Yeraltına inen Tarla Fareleri, Lağım Fareleri ve Kenarda Kalmış Kediler İmparator Kedi'nin varlıklı yaşamına son verdirmek için kendi aralarında konuşmaya başlarlar. Başları olmadığı için kendi aralarında zaman zaman aksaklıklar oluyordu. Dişi Lağım Faresi ayağa kalkarken bir elini havaya kaldırdı: “Ey ezilenler. Başımızdakiler avantalarının yok olmaması için bizlerden daha çok fedakârlık bekliyorlar. Yiyeceklerimize yapılan havagazı ödemeleriyle canımızdan bezdiriyorlar. Konut vergisi de neymiş? Bir bileniniz var mı? Vergi üstüne vergi koyuyorlar. Daha doğrusu hepimize koyuyorlar. Bunları hak etmiyoruz. Birleşerek kazanacağız. Dilimiz renklerimiz farklı olabilir. Ama bizler çalışan, alın teri dökenleriz.” Alkışlar, ıslıklar arasında konuşmacı yerine oturdu. Ayağa Yaşlı Kenarda Kalmış Kedi kalktı: “Ben de sizlere başımızda bulunan belanın yapmış olduğu iğrençliklerden birini anlatacağım. Beşkardeşmişler. Annesinin sütünü en çok bu çirkin yaratık içermiş. Diğer memeye süt içmek için giden kedi kardeşlerini çırmalarmış. Sonunda gelişmiş ve güçlü olmuş. Anne ve Baba Kedi yavruları uyuduktan sonra cilveleşmek için otların arasında uzanırlarmış. Fırsat bu fırsat diyerek iki kardeşini oracıkta boğmuş. Ne yapmış derseniz? Uyuma taklidi yapıp durumu kurtarmış. Anne ile Baba Kedi bu işe doğanın işidir demişler. Çok kısa zaman içinde iki kardeşini kayalıktan aşağıya fırlatmış, kayalara çarpa çarpa can vermişler. Böylelikle İmparatorluğun tek kişisi olma unvanına kavuşmuş olsada Kedi Baba önünde engeldi. Şarabı sevdiği için içine zehrini akıtmış. Oracıkta ayakları havaya dikmiş. Küçük yaşta İmparator Kedi unvanına kavuşmuş. Anne Kedi bu durumu hoş görmüş ve bir bakıma o da özgür olup, Şatoda önüne gelenle gününü gün etmiş.” Konuşma bittikten sonra sessizlik oldu. 04. 04.2019 Hüseyin Habip Taşkın
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0