ForumPolitikitiraf.izmir  Yeni Konu 

İNSAN HAYATI ÇOK UCUZ

11 Nisan 2018

habibtaskin

İNSAN HAYATI ÇOK UCUZ Sokağın başında öylece dikili kaldı Hüseyin. Uzunca olan apartmana bakındı. Adımlarını hızlandırdı acelesi varmışçasına ya da bir işi yerine getirecekmişçesine. Apartmanı ortaladı ve yukarıya doğru bir daha bakındı. Boyası hepten kaybolmuştu, ‘ey insanlar, beni boyayın dercesine' gelen geçene yalvarır gibi bir hali vardı apart-manın. Sokak sakinlerinin gözüne battıkça Hüseyin'in bu du-rumu, kulaktan kulağa kadınıyla, erkeğiyle birbirlerine fısıldadılar. Erkekler birbirine gaz vererek Hüseyin'in çev-resini ağırdan ağıra kuşattıklarında, aynı noktaya bakındı-ğını gördüklerinde o evde oturan Ali'nin yüzünün rengi değişime uğradı. Aklının hepten karıştığını anlayamadan yandaki komşu, adamlardan medet umar gibi bakınıyordu. Apartmanın karşısındaki dört katlı binanın üçüncü ka-tında oturan öğrenci olaya balıklama daldı: “Birine mi bakmıştınız?” Hüseyin kendine geldiğinde çevresini saran adamları yeni fark etmişti etmesine ama şaşırdı. “Hayır bakmıyorum. Yıllar önce buradan dolmuş, araba geçmezdi. Yayan on beş ya da yirmi dakikada aşağıya iner, dolmuşa ya da halk otobüsüne binerdik. Yolculardan birçok kez duymuşumdur, ‘Orada dağlılar yaşardı' diye. Ben söylenenleri umursamazdım. Gülümser geçerdim. İçi beni, dışı demek ki meraklıları yakıyormuş!” İçlerinden en yaşlıları olan Kemal amca: “Ayakta konuşma olmaz! Kahvehaneye gidelim, arka-daş buranın eskilerinden sanırım.” Kahvehaneyi Roman şişko Mustafa işletiyordu. Ağır vasıta olduğu için çaylar zamanında gelmezdi. Müşteriyle devamlı ağız dalaşı yapardı. Yine de Roman şişko Musta-fa'yı yalnız bırakmazlardı. Karar vericiler, sorgulayıcılar ve sorgulanan masanın etrafına oturmuş, sohbetlerine devam ediyorlardı. Çayları anca gelebildi. Kemal amca: “Ben de bu köyün çocuğuyum. Ne çabuk değişime uğ-radı burası? Kasaba oldu, sonra kasabalıktan çıktı. Şimdi yabancısı olduk sayılır.” Hüseyin onun ardından konuşmaya başladı: “Baktığım binada, yıllar önce babam sayesinde kum yola bakan tarafta bir, arka tarafta da bir dairemiz olacak-ken kot farkı nedeni ile bir daire daha kazanarak üç daireye sahip olmuştuk. Buraya ilk geldiğimizde çevremizde bir iki katlı sayılı evler vardı. Komşuluk candandı. Güven sonsuzdu. Ayten ablamız vardı. İki tane kızından Emine büyüğüydü ve Ni-lüfer kardeşiydi. Biz eve ön kapıdan girerdik. Arka kapı yalnızca Ayten ablalara aitti. Biz gençler kızlı, erkekli arka sokakta oyun oynardık, saklambaç, yakar topu, sek sek ve diğer oyunları. Emine benden yaşça büyüktü. Şakacı yanı ağır basardı. Tanıdıklarına takılmadan edemezdi. Git gel, zaman içinde Nilüfer genç kız iken evlendirildi. Mahallenin kadınları, hayırlısı olsun deseler de içlerinde ezilmişliğin derin izlerini taşıyorlardı. Babam evleri satışa çıkardı. Büyük abime ve bana ken-disi başımızda olmak üzere bir iş kurma hayallerindeydi. Ağabeyim olayın akışına kendisini kaptırmıştı. Evler zaman içinde satılırken Nilüfer'in kanser olduğunu duyduk ama kanser vakasına o günlerde pek sık rastlanmazdı. Yıllar önce evimizi terk ederek, körfezin karşı yakasına geçtik. Ev telefonuyla, annem Ayten ablayla samimiyetini koruyordu. Birkaç kez annem, babam ile görmeye, sohbet etmeye onun yanına gitmiştik. Emine birkaç yıl sonra ev-lendi. Çoluk çocuğa karıştı. Aradan kaç yıl geçti bilemiyo-rum. Nilüfer'in kansere yenik düştüğünü öğrendiğimizde ailece ağlaştık. Emine de onun üzüntüsünü ağır yaşadı. Ne de olsa kardeşiydi. Ummadığımız bir telefon konuşmasın-dan sonra Emine'nin de kansere yakalandığının haberini aldık. Şoke olduk. Annem ile ziyarete gittiğimizde ben içeriye girmeye ce-saret edemedim. Annem evden çıktıktan sonra Emine'nin iskelete dönmüş halini anlattı. Cesaret edipte onu göreme-dim. Fazla yaşamadı. Nilüfer'in karıştığı toprağa o da ka-rıştı gitti. İnsanların sevdikleri, arkadaşları ölümlerle unu-tulmuyor.” Masadakiler hep bir ağızdan: “Ailesinin başı sağ olsun!” diyebildiler. Hüseyin izin isteyerek kahvehaneden ayrıldığında so-kağına bakındı. Belki de son kez bakmışta olabilirdi. Kan-ser hastalığı belli olmaz belki de kendisinde de çıkabilirdi. Çünkü insan hayatı çok ucuz çoookkk! Hüseyin Habip Taşkın 13. 03. 2018
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0