ForumGüncel Politika - Ýskender'in Düðümü  Yeni Konu 

'Türkiye felaketin eþiðinde...' ORAL ÇALIÞLAR

03 Mart 2010

hopebloody

'Türkiye felaketin eþiðinde...'

Ýnternet sitelerinde bir grup birbiriyle haberleþirken önceki gün The Times gazetesinde yer alan þu habere dikkat çekiyorlardý: “Ordu-AKP kavgasý Türkiye’yi felaketin eþiðine getirdi.”
Cumhuriyet gazetesi de önceki gün Azerbaycan Eko gazetesinde çýkan bir yorumu aktarmýþtý ve yazýnýn baþlýðý þöyleydi: “‘Balyoz’ iddialarý: Türk ordusu sabrýnýn sonuna mý geliyor?”
Gerçekten bazý çevrelerde son dönemde ciddi bir karamsarlýk yaþanýyor. Bu çevreler kendi karamsarlýklarýný etrafa yayabilmek amacýyla büyük bir gayret sarf ediyorlar. Her türlü geliþmeyi olumsuz olarak yorumlayabilmek ve aktarabilmek konusunda gösterdikleri baþarý küçümsenemez. Gerçekten etkili oluyorlar. Türkiye’deki durumun kötüleþmesinden ve askerin sabrýnýn tükenmesinden yakýnmak, bu kesimin klasiði.
Sokakta insanlarla konuþuyorsunuz, ‘Neler oluyor, bütün kurumlar birbirine girdi. Hiç böylesini yaþamamýþtýk’ tepkileriyle karþýlaþýyorsunuz. Tanýdýklar yaklaþýyor ve fýsýldayarak soruyor: “Senin kulaðýn deliktir. Darbe geliyor mu? Asker harekete geçecek mi? Bunalým giderek artýyor...”
***
Küresel krizin Türkiye’yi de vurduðu inkâr edilemez. Bu krizle birlikte AK Parti’nin de sonunun geldiðini düþünenler çýkmýþtý. Olabilirdi de... Yunanistan’dakine benzer bir kriz Türkiye’de yaþansa AK Parti iktidarý bunu kaldýramayabilirdi.
Bu yýl Türkiye’nin krizin etkisinden bir ölçüde sýyrýldýðý söylenebilir. Türkiye’nin krizi komþularýna göre daha hafif yaralarla atlattýðý yönünde deðerlendirmeler var. Önümüzdeki yýl ekonominin büyümeye geçeceði yönünde de ciddi bulgulardan söz ediliyor. Enflasyonun ve kur artýþýnýn (özellikle de 90’lý yýllara ve 2000’li yýllarýn büyük kýsmýna oranla) büyük bir yavaþlama kaydetmiþ olduðu, yani para piyasalarýnýn eskiye oranla çok ciddi bir stabilizasyon yakalamýþ olduðu da, objektif bir matematiksel olgu.
***
Ekonomik açýdan bir felaketle karþý karþýya olunduðu düþüncesi gerçekçi deðil. Peki siyasi açýdan bir felaket yaþadýðýmýzý düþünenlere ne söylenebilir?
Bu yazýyý yazdýðým gün itibarýyla aralarýnda muvazzaf amiral ve generallerin de bulunduðu çok sayýda subay ‘darbe teþebbüsü’ gerekçesiyle tutuklanmýþ durumda.
Bu tutuklamalar iki yýldýr süren ‘Ergenekon davasý’ ve çevresinde gerçekleþiyor. Türkiye tarihinde ilk kez darbe giriþiminde bulunduðu iddia edilen çok sayýda üst rütbeli subay tutuklanýyor, tutuklanabiliyor. Bu geliþmeler, askerin siyasete müdahale imkânlarýný büyük ölçüde sýnýrlandýrýyor, ve tabii benzer iþlere ‘kalkýþma’yý düþünecek olanlar için de uyarý niteliði taþýyor.
Yakýn tarihinde üç buçuk askeri darbe yaþamýþ bir ülkede, ‘darbe giriþimi’ gerekçesiyle subaylarýn sivil mahkemeler tarafýndan tutuklanabiliyor olmasý, bir ‘siyasi felaket’ olarak yorumlanabilir mi?
Bu yorumlama biçimi bazý kesimler tarafýndan tercih ediliyor ve bu þaþýrtýcý deðil. Asker vesayeti sayesinde belli imtiyazlar elde etmiþ olanlarýn; militarizme sýcak mesajlar yollayarak yükselme olanaðý bulanlarýn; askerle iliþkilerinden ekonomik çýkar elde edenlerin; son geliþmelerden memnun olmalarý düþünülemez.
AK Parti hükümetiyle ölümüne kavgaya girmiþ olan bazý kesimler için, askerin siyaset üzerindeki eski gücünü kaybetmesi, müdahale olanaklarýnýn büyük ölçüde zaaf içine girmesi, bir ‘felaket senaryosu’ anlamýna geliyor olabilir.
***
Bir de duruma geniþ yýðýnlar açýsýndan bakalým...
Asker vesayeti, Güneydoðu’daki ‘düþük yoðunluklu savaþ’ýn devam etmesi ve Türkiye’nin maddi kaynaklarýnýn çok büyük bir diliminin askeri harcamalara gitmeye devam etmesi anlamýna geliyor.
Devletçi ekonomi ancak bu sistemin devamýyla mümkün. Ekonomik gücün devletin elinde toplanmasý ise, ekonominin duraðanlaþmasý, üretimin azalmasý, rekabetin geliþtirdiði yaratýcýlýðýn iðdiþ edilmesi anlamýna geliyor.
Türkiye, askeri vesayet koþullarýndan ötürü, sadece siyasi özgürlüklerini deðil, kültürel vizyonunu, psikolojik dengesini, küresel etki potansiyelini, ekonomik canlýlýðýný, üretim yeteneðini ve yaratýcýlýðýný da yitirdi. Bu, bütün toplumu etkiledi.
Askerin vesayetin sona ermesi, toplumsal demokrasinin normal iþlemesi anlamýna geliyor. Toplumsal demokrasi de, toplu sözleþme, sendikal haklarýn geliþtirilmesi, örgütlenme ve düþünce özgürlüðü gibi þeylerin temel koþulu.
Bunlarý söylediðinizde birileri hemen þöyle diyor: ‘Sen bunlarý AKP’den mi bekliyorsun?’ Askeri vesayete ilk kez karþý çýkýyor deðilim/deðiliz. 1998 yýlýnda da, 1995 yýlýnda da ‘askerin istemedikleri’ baþlýklý listelerin içinde birçoðumuzun adý vardý.
Bugün Türkiye’de demokrasinin yerleþmesi, normal bir rejim ve kaliteli bir ülke içinde yaþayabilmemiz için, askerin asli görevi olan savunma görevine dönmesi ve siviller tarafýndan ‘denetlenebilir’ olmasý þart. Ne zaman, hangi gerekçeyle ve kimin tarafýndan savunulursa savunulsun, bu normalleþmenin savunulmasý yararlýdýr.
Bugün bir felaket söz konusuysa bu ‘militarizm’ için söz konusu. Toplum açýsýndan ise bir ferahlama þansýndan söz edebiliriz


Radikal.com.tr
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.

Bu tartýþmayý Facebook'ta paylaþabilirsiniz:
Facebook'ta paylaþ
0