ForumGüncel Politika - İskender'in Düğümü  Yeni Konu 

Türkiyeleşen Avrupa - Cem Sey

14 Aralık 2009

hurkus

İsviçre’de minare inşaatı yasaklandı. Hem de “demokratik” bir yöntemle. Halkoyuyla.

Bu olay bana Türkçedeki meşhur lafı hatırlatıyor:

Deveye sormuşlar: “Boynun neden eğri?”

Deve yanıtlamış: “Nerem doğru ki?”

İşte o misal, bu olayda da insan sapıklıkları incelemeye neresinden başlayacağına karar veremiyor.

Halk oylamasının en demokratik yöntem olduğunu savunanlardan mı?

Demokrasinin sınırının nereden olduğundan mı?

Yoksa Türkiye’deki genel eğilime uyup, İsviçrelilerin, Batı’nın, Hıristiyanların Müslüman düşmanlığından mı?

Murat Belge’nin yaptığı gibi, Türkiye’nin bu konuda edecek lafı olmadığından mı?

Tabii, daha hayata ilişkin şekilde de yapılabilir. Örneğin, çağdaş mimarlığın klasik biçimleri yerle bir ettiği bir 20. yüzyılın ardından, camilerin mutlaka Süleymaniye Camii’ne benzemek zorunda olup olmadığını da tartışabiliriz –hatta Türkiye’deki kentlerin estetik görüntüsü uğruna, birilerinin ciddi şekilde bunu tartışması da şart.

Ama, Avrupa’da yaşayan ve hatta bir Avrupa ülkesi vatandaşı olan biri olarak, ben kendim için ciddi bir tehlikeden söz etmek istiyorum.

11 aralıkta Murat Belge, İsviçrelilerin kararının izolasyonizm, Avrupa’daki eğilimin de İsviçreleşme olduğunu yazdı.

Ben Murat Belge’den daha karamsarım. Çünkü son 20 yılda, özellikle de 11 Eylül’den beri Avrupa ülkelerinin birçoğunda daha çok Türkiyeleşme eğilimi var.

Son yıllarda “terör örgütleri ve terör tehdidi” sloganı kullanılarak Avrupa ülkelerinin 20. yüzyılın sonlarında ulaşmış olduğu ileri vatandaşlık hakları bir bir budandı. Bugün birçok Avrupa ülkesinde telefonlar bin bir bahaneyle dinleniyor; internet üzerinden, sahibinin haberi bile olmadan bilgisayarlardaki bilgiler kopyalanıyor; basının kullandığı kaynakları açıklaması yönünde büyük baskı var; kaynak açıklamamakta direnenler aleyhinde, “devlet sırlarını açıklamak” iddiasıyla açılan soruşturmalar ve davalar var; Avrupa’nın sadece sokak ve meydanları değil kamuya ve özel şirketlere ait her türlü mekân 24 saat görsel denetim altında; banka bilgileri sır olmaktan çıktı.

Liste daha çok uzun. Bu sayfa yetmez hepsini sıralamaya.

Bütün bunlar, açıktan milliyetçi ve alttan alta dinci bir ideolojiyle elele gidiyor.

Milliyetçilik o kadar ki, Avrupa’nın binlerce yıllık savaş tarihini kırmak için üretilen en ciddi ürün olan Avrupa Birliği’nin bile altını oymaya çalışıyor bazı “Avrupalılar”. Ellerinden gelse dağıtacaklar birliği.

“Dincilik” daha o kadar açıktan yapılamıyor. Ama otuzlu yaşlarındaki insanların, kendilerinden önceki kuşakların, “toplumun haksızlıklara karşı çıkmasını engelleyen bir kurum olduğu” düşüncesiyle dinsel kurumların etkinliğine karşı çıkarak, kendi yaşamlarında pratikte ortadan kaldırdıkları bazı biçimsel törenleri, yaygın şekilde geri getirdiğini görüyoruz.

Genç insanlar kilisede evlenmeyi marifet kabul ediyor, çocuklarının vaftiz edilmesine hayati önem addediyor ve –bence en tehlikelisi- buna olanak tanıyan Almanya gibi ülkelerde çocuklarını yaygın şekilde dinî okullara gönderiyor.

Dindar insanların Avrupa’da istediği gibi yaşayabilmesi çok önemli bir kazanım. Ama inanç özgürlüğünün “inanmama özgürlüğü” anlamına da geldiği bu kuşaklarca fazla önemsenmiyor.

Aynı şekilde milliyetçilik yapanlar da, ülkelerinde yaşayan milyonlarca göçmenin uyum sağlamasının, kendilerinin de onlara uyum sağlaması anlamına geldiğini kabul etmiyor.

Anlayacağınız, Türkiye’deki “demokrasi sadece benim işime geliyorsa iyidir, aksi halde her olanağı kullanarak –ve demokrasinin biçimsel kılıfına uydurarak- başkalarının haklarını kısıtlamak mubahtır” anlayışı Avrupa’da da yayılıyor.

O kadar ki, “Türkiye AB’ye girsin mi, girmesin mi” şeklindeki artık gına getiren tartışmayı yaptığım arkadaşlarıma, “dikkat edin de bu gidişle AB Türkiye’ye katılmasın” diye takılıyorum...

Maalesef, kimse bunu garip karşılamıyor.

İsviçre’deki minare yasağı, Almanya’daki Sarrazin sapıklıkları, Hollanda ve Danimarka’daki Müslüman düşmanlığı Türkiye’de DTP’nin yasaklanmasına sevinen aynı anlayışın ürünü.

Baskıcı ve gericiler Avrupa ve Türkiye’de elele vermiş. Ama hem Avrupa’da, hem de Türkiye’de buna karşı direnen birçok insan var. Eksiklik galiba, bunların hâlâ elele vermemiş ve hatta birbirine güvenmiyor olmasında.


Taraf
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0