ForumPolitikitiraf.izmir  Yeni Konu 

İlkses Gazetesi ile röportaj

03 Haziran 2020

habibtaskin

Aziz Nesin'in sözü edebiyata kapı açtı! 12 Eylül döneminde cezaevindeyken Aziz Nesin'in bir sözü üzerine edebiyata adım atan Yazar-Şair Hüseyin Habip Taşkın, yazdığı kitaplarla günümüz edebiyatına katkıda bulunuyor Aziz Nesin'in sözü edebiyata kapı açtı! ONURHAN ALPAGUT-RÖPORTAJ Yazar-Şair Hüseyin Habip Taşkın ile yazarlık ve kitapları üzerine konuştuk. İlk kitabı ‘Canımın içi Bak Hele' (şiir) kitabı 2013 senesinde yayınlanan yazar, ardından ‘Kadın Olmak Zor', ‘Neydi Birlikte Yaşadıkları', ‘Sen Oradaydın' ve son olarak bu sene ‘Ege'den Hemşin'e' adlı kitaplara imza attı. Yazarın ayrıca internet üzerinde realitehaber.com ve Almanyalılar.com adresinde yazıları ve makaleleri yayınlanıyor. Yazar olma süreciniz nasıl gelişti? Hikâyeniz nedir? Geçmişe dönüp baktığımda 12 Eylül 1980 askeri darbesinde Çanakkale cezaevinde aklıma bir düşünce gelmişti: Yıllar öncesinde ‘yaşadıklarımı geleceğe aktarmalıyım.' Nasıl ve nereden başlayacağımı bilemiyordum? Bir gün Aziz Nesin'in televizyon programında, aklımda kaldığı kadarıyla; ‘Türkiye halkının çoğunluğu şiir yazmaktadır.' cümlesinde ‘Bende şiir yazarım' düşüncesiyle başlangıcı yaptım. Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Nevzat Çelik, Can Yücel ve birkaç yazarın nasıl şiir yazdıklarına baktım. Çevremde şair olanlara danıştım. Yüzeysel anlatımla biten ve bilgi vermeyenlerde çıktı. İlk şiirim Güney Kültür Sanat Dergisinde çıktı. Canımın İçi Bak Hele (Şiir) 2003 yılında çıktı. ‘Şiir kitabım çıktığında kitlelere nasıl ulaşırım?' diye çok kez düşündüm. Makale yazmada karar verdim. Birçok sanat ve edebiyat dergilerinde şiirlerim, öykülerim çıktı. Üç gazetede makale yazılarım yer aldı. İnternet üzerinden realitehaber.com'da makale yazılarım çıkıyor. Almanyalılar.com'da edebiyat üzerine yazılarım çıkıyor. Edebiyat çalışmalarım Yazarevi Topluluğu Derneği'nde birkaç yıl grup halinde çalışmalarımız oldu. Tüm Emekli Sen Bornova Edebiyat atölyesinde çalışmalarımız devam ediyor. Birde Sevim Korkmaz Dinç eşliğinde beş kişiden oluşan edebiyat çalışmalarımız devam ediyor. Koronavirüs aramıza girince çalışmalarımıza ara vermek zorunda kaldık. Ege 78'liler Sanat Ve Edebiyat Grubu adı altında etkinliklerimiz, bazen ortaklaşa yapılan etkinliklerimiz oluyor. Kitaplarınızı ortalama ne kadar sürede tamamlıyorsunuz? İlk önceleri öyküler üzerinden yazdığım yazılarım vardı. Yıllar sonra yazdığım kitaplarıma bu öyküleri konumlarına göre dağıttım. Ya da bir öykü okunması adı altında kitabıma aldım. Kitap yazma süreci üç yılımı alıyor. İlk önce taslağı ortaya çıkıyor. Belirli aralıklarla yazdığımı bekletiyorum. Sonrada baştan okuyup düzeltmeleri yapıyorum. Sonrasında iki arkadaşıma yolluyorum ve düşüncelerini alıyorum. Yazmaya nasıl başlıyorsunuz? Sizi ne gibi durumlar yazmaya teşvik ediyor? Yaşanmışlıkları ele alıyorum. Kişilerin anlatımından, olan olaylardan malzeme çıkıyor. Daha doğrusu malzemesi bol ülkeyiz. Yeter ki yazdığını okuyucuya sunmasını bil. Örneğin bir makale ya da öykü yazacağım. Kafamda neyi yazmalıyım? Diye bir iki gün düşünüyorum. Üç aşağı beş yukarı konu belli oluyor. Yazmaya başlıyorum. Kısa zamanda düzeltiyorum. Hazır ise internet ortamından yayınlansın diye gönderiyorum. Size göre yazmak bir yetenek mi yoksa sonradan geliştirilebilir bir durum mu? Her ikisi de olabilir. Ben 78‘liler diye adlandırılan kuşağın genç delikanlısıydım. Devrim yapacağız diye okuluma devam etmedim. Yıllar birbirini kovaladı. Bende olmayan bir özelliği yazarlığı ortaya çıkardı. Edebiyat üzerine eğitim görseydim daha iyi olurdu. Yazarların çoğunda bencillik hakimdir. Ben olgusunu taşıyan içi boş yazarlarımız vardır. Bildiğini paylaşmayan, yol göstermeyen, benden iyi olmasın diyenler piyasada vardır. Ben toplumsal düşünceyi savunuyorum. Bizlerden daha iyi edebiyat yapanlar çıkacaktır. Önlerini açmamız gerekiyor. Deneyimlerimizi aktarmamız gerekiyor. Kapitalizme karşı bencilliği değil birlikte hareket etmeyi, paylaşmayı yaratmalıyız. Yazdıklarınızda sizi ne kadar görüyorsunuz? Yazdığım öykü, şiir, romanda ister istemez ağırlıklı kendimi gördüğüm oluyor. Yaşadığımız coğrafyada yazmak için malzeme bolluğu çoğunluktadır. Gerek tanık olduğumuz olaylar ya da birilerinin anlatmış olduğu olayda, olayın içindeysek eğer nereden bakarsanız bakın yazmamızda etkili olur. Yazarken bir taslak çıkarsam da o taslak tam olarak istenilen hedefi tutmaz. İçerisine kurgu, heyecan, betimleme, alegori ve ister istemez diğer faktörlerde girer. Bugüne kadar çıkan kitaplarınız bize kısaca sözeder misiniz? Canımın İçi Bak Hele (Şiir) 2003 yılına aittir. Tek tük şiir yazsam da asıl hedefim roman yazmaktır. Kadın Olmak Zor 1. Baskı 2005, 2. Baskı 2014. Kitabım öykülerden oluşmaktadır. Bir şiirim kitabımın içinde yerlerini buldu. Ben öyküleri verdiğim Turabi Saltık'a bakmasını istedim. Bana dönüş yaptığında “Bunları birbirine yedirerek roman yapalım?” önerisinde bulundu. Kabul ettim. Kendisine teşekkür ederim. İkinci baskısı çıkmadan önce Ali Fuat Karaöz gereken düzeltmeleri yaptıktan sonra kitap basıma girdi. Kendisine teşekkür ederim. Neydi Birlikte Yaşadıkları 2016 yılında yayınlandı. Turabi Saltık düzeltmeleri yaptı. Kendisine teşekkür ederim. Öykülerden oluşma ve romana dönüştürüldü. Sen Oradaydın 2019 yılı La Yayınları'nın kuruluşu olan İMLA yayınlarından çıktı. Necmettin Yalçınkaya'nın emeği bu kitapta büyüktür. Kendisine teşekkür ederim. Sen ismini bilinçlice koydum. Cinsiyet ayrımı yapmadan bir kişinin evinden, sorgulamaya alınışı, mahkemeye çıkarılıp cezaevine konulması diye uzayıp gidiyor. Kitabımın geleceğe tarihi bir belge olarak kalacağına inanıyorum. Ege'den Hemşin'e 2020 en son yayınlanan kitabımdır. Emeği geçen Necmettin Yalçınkaya'ya, Nejla Arslan'a, Ahmet Batmaz'a teşekkür ederim. Türk toplumunun yeterince okuduğunu düşünüyor musunuz? Üzülerek hayır diyorum. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra okuma oranı bilinçlice düşüşe geçirildi. Bunun nedenleri Türkiye'deki insanlar postalların altında ezildi. Baskı ve şiddet arttı. Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir ayağı kültür yapısının bozulmasıdır. Ülkemizde bunu başardılar. İzmir Tüyap'a katıldınız mı? İzlenimleriniz nedir? Tüyap'a bir kez katılmıştık. Bu işlerde torpil gerekiyor. TÜYAP İzmir Kitap Fuarı açılışında yirmi ya da yirmi beş kurum ile Tüyap ve İzmir Büyükşehir Belediyesini tutumundan dolayı eleştirmiştik. Bizler kitaplarımızın satışını kapı girişinden az ötede yapmıştık. İlk önceleri kitap fuarına İzmir'deki tüm kurumlar katılıp kendilerini tanıtıyorlardı. Tüyap'a organize devri olunca kitle örgütleri bir bir tasfiye olundu. Olmaya devam ediyor. Hedefleriniz nedir? Amaç edip ulaşmak istediğiniz bir nokta var mı? Hedefim vardır. Toplumsal bir yapıyla sanat ve edebiyat alanında emek verenleri bir çatı altına toparlayıp, birlikte paylaşarak hareket etmektir. Bireyselliğe yer vermiyoruz. Biz olmalıyız. Yer sorunumuz olduğundan Yörüklerin göç ettikleri gibi bizde yer arayıp duruyoruz. Bunlar parasal işlerdir. Yinede birçok etkinlik yaptık. Ege 78'liler Sanat Ve Edebiyat Grubu, İzmir Yazarevi Derneği, Mine Bademci Kültür Sanat Derneği ortaklaşa etkinlikler yapmıştık. Ege 78'lilerin tek başına yapmış olduğu etkinlikler oldu. Bornova Tüm Emekli Sen Edebiyat Atölyesi olarak etkinliklerimiz oldu. Kafelerde etkinliklerimiz oldu. Birçok yazar ve sanatçı arkadaşlarımızla tanıştık. Birbirimizi etkinliklere taşıdık. Korona virüs olayından sonra yönetimi genişletmeyi ve iki kadın yazar arkadaşımızı aramıza katıp yolumuza devam etmeyi düşünüyoruz. GEÇMİŞE YOLCULUK… Son kitabınızdan söz edecek olursanız bize neler söylersiniz? Son yayınlanan kitabım Ege'den Hemşin'e Bayındır ayağında Romanlara ve Tahtacı Alevilere karşı bir toplumun bakış açısı ortaya koyuluyor. Balçova ayağında devrimci mücadelenin yaşandığı yer ve yaşlılığa giden yolda konuşmalar yer alıyor. Rize Hemşin Badara ayağında İshak'ın ailesinin üstünü örtmüş olduğu, kapattığı biz kimiz? İle diğer tanık olduklarını ve kendisine söylenen sözlerle geçmişe yolculuk yapmasını anlatıyor. SÖMÜRÜLÜYORUZ Türkiye'de bir kitap yayınlamak zor mu? Şimdi hepten zordur. Dört beş bin ve yukarıya giden rakamlar var. Yazar buradan para kazanamıyor. Bırakın masrafını kendi cebinden harcıyor. Elinde olan diğer yapıtını bastıramıyor. Devletin desteği bu noktada yoktur. Kapitalizm, popüler sanatçıları öne çıkartarak, kitaplarını sattırıyor. Kapitalizme karşıyım ve fırsat eşitliği olmalıdır. Sesimizi duyururken birleşerek çoğalmamız gerekiyor. Emeklerimiz açıktan çalınıyor. Sömürülüyoruz. BULAŞIK YIKADIM Bir yazarın sadece yazdığıyla yaşamını idame ettirmesi mümkün mü? Düşünceleriniz nedir? Popüler sanatçılar haricinde, bizlerin geçinmesi söz konusu olamaz. Taşeron firmasında temizlik işçisi olarak mutfakta çalıştım. Sonrasında Nordshild adında Klap bar dedikleri yerde emeklime kadar bulaşık yıkadım. Emekli olduktan sonra dört buçuk yıla yakın Alsancak Kıbrıs şehitlerinde Kuru fasulyecinin broşürünü dağıttım. Şu anda bir yazar arkadaşımla Haftanın üç gününde üç saatlik bir broşür dağıtım işimiz vardır.
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0