ForumBizi Biz Yapan Öykülerimiz  Yeni Konu 

Gezgin Þehmuz Ýle Fakir Padiþah

16 Nisan 2020

Serdar Yýldýrým

Gezgin Þehmuz geze geze yoklar, yoksulluklar ülkesine varmýþ. Gezdikçe, insanlarýn nasýl bu kadar yoksul olduklarýna þaþýrýp kalmýþ. Giydikleri elbiseler eski, yamalý, yýrtýk pýrtýkmýþ. Ayaklarýnda ise, birer tahta çarýk, yalýnayak dolaþanlar bile varmýþ. Köyler, kasabalar ve þehirlerdeki evler tek katlý, ahþap yapýlarmýþ. Tarlalar, baðlar, bahçeler belirli yerlerde bulunuyor, fakat ülkenin geniþliðine oranla az yer kaplýyormuþ. Baþkente gitmiþ. Padiþahýn sarayýnýn nerede olduðunu sormuþ. Ýleride, aðaçlar arasýnda demiþler. Aðaçlýðýn kenarýnda atýndan inmiþ. Aðaçlarýn arasýndan yürümüþ, sonunda yolu geniþ bir düzlüðe çýkmýþ. Bakýnmýþ ortada iki katlý ahþap bir evden baþka bina görememiþ. Ahþap binanýn çevresinde beþ altý kiþi, ellerinde kazmalarla topraðý kazýyorlar, ekim - dikim iþiyle uðraþýyorlarmýþ. Yanlarýna yaklaþmýþ: “ Kusura kalmayýn aðalar, sarayý burada diye tarif ettiler. Acaba yanlýþ mý geldim? “ diye sormuþ. “ Doðru gelmiþsin, beyim!..Bizim padiþahýn sarayý iþte burasý. “ demiþ köylülerden birisi ve eliyle iki katlý ahþap yapýyý iþaret etmiþ. Gezgin Þehmuz, iliklerine kadar titrediðini hissetmiþ. Koca bir ülkenin padiþahý, nasýl olur da bu eski binada hüküm sürer? Aklýna, hayallerine sýðdýramamýþ. Baþý dönmüþ, bakýþlarý bulanmýþ, olduðu yere çöküvermiþ. Az biraz dinlendikten sonra, baþýný elleri arasýna almýþ, düþünceye dalmýþ. ‘ Vah bana, vahlar bana. Nasýl oldu da düþünemedim? Onca yoksulluk varken, bu yoksulluðu yöneten padiþahýn da yoksul olacaðýný, fakir padiþah olacaðýný. Çok yerler gördüm, çok insanlar tanýdým. Demek ki, tecrübe de bazý durumlarda pek iþe yaramazmýþ. Neyse, kalk bakalým, Þehmuz. Gidelim, görelim þu fakir padiþahý, yoksulluðunun derecesini ölçelim. ‘ Etrafýnda toplananlara: “ Yok bir þeyim. Yorgunluktan herhalde baþým döndü. Padiþahýnýzla görüþmek isterim. Gezgin Þehmuz geldi deyin kendisine.“ demiþ. Oradakiler, sevinçle birbirlerine bakýnmýþlar. Ýçlerinden birisi dönmüþ. Koþarak, padiþaha haber vermeye gitmiþ. Gezgin Þehmuz, biraz sonra padiþahýn odasýna girmiþ. Orta yaþlý padiþah, kendisini ayakta karþýlamýþ, gülerek: “ Hoþ geldin! Sefalar getirdin. Demek Gezgin Þehmuz sensin. Yýllardýr hakkýnda anlatýlanlarý can kulaðýyla dinlerim. Gittiðin yerlere hareket, bereket getirirmiþsin. Bilgine,sözüne,sohbetine doyulmazmýþ. Ben seni daha yaþlý zannederdim; pek gençmiþsin. “ “ Hoþ bulduk, padiþah hazretleri. Hakkýn ihsanlarý üzerinize olsun efendim. On beþ yaþlarýnda ilk gezilerimize baþladýk, bir o kadarý da, yollarda geçti. Yýllar yollarda kaçar, yollarda yýllarý kovalar dururum. Gezerim, dolaþýrým, sorarým, öðrenirim. Öðrendiklerimi, bilmeyenlere öðretirim. Bilgiyi bilen yerlerden, bilgiyi bilmeyen yerlere bilgi taþýrým. Benim yaptýðýma bir nevi bilgi hamallýðý denebilir. “ “ Doðru dersin Þehmuz, öðretenin olmadýðý yerde bilginin varlýðý bilinmiyor, hiçbir þey de öðrenilemiyor. Neyse, yorgunsundur. Buyur, geç otur þöyle, rahatýna bak. ” diyerek padiþah, Þehmuz’a tahta bir sandalye uzatmýþ, kendisi de baþka bir sandalyeye oturmuþ. “ Þehmuz, sanýrým buraya gelene kadar ülkemin birçok kasabasýný, köyünü görmüþsündür. Halkýmýn çok yoksul oluþu, þehirlerde tüccar bulunmayýþý, topraklarýn büyük kýsmýnýn verimsiz oluþu mutlaka dikkatini çekmiþtir. Yabancý ülke tüccarlarý gelmezler benim ülkeme. Mal getirseler kime satacaklar? Halkým kendi karnýný doyuramazken elbise mi, ayakkabý mý düþünecek. O boþ gördüðün topraklarda çok denemeler yaptýk, her türlü ürünü yetiþtirmeyi denedik. Sonuç sýfýr. ” “ Deðerli padiþahým. Arazilerinizin büyük kýsmý killi toprak tabir edilen cinsten. Killi topraklar geçirimsiz topraklardýr. Bu topraða dikilen nebatlarýn kökleri hava ile temas edemez. Yaðan yaðmur sularý bitkinin köklerine ulaþamaz. Hava ve su olmayýnca da bitkiler yaþayamaz. Ülkeniz topraklarýnýn verimli olan küçük bir bölümü kumlu topraklardýr. Kumlu topraklar, bazý sebze ve meyvelerin yetiþmesine elveriþlidir. Fakat kum oraný biraz fazlacadýr. Uygun yerlerde killi topraklarý kumlu topraklarla karýþtýralým. Bu karýþým gübre ile desteklenirse humuslu toprak oluþur. Humuslu topraklar verimli topraklardýr. Bol ürün elde edilir. Ayrýca suni göletler yapýlýrsa, buralarda balýk nesli çoðaltýlabilir. Ülke insanlarýnýn et ve protein ihtiyacý karþýlanabilir. Zamanla ihtiyaç fazlasý ürünler ve balýklar komþu ülkelere satýlýp para bile kazanýlabilir. “ Gezgin Þehmuz’un anlattýklarýný dikkatle dinleyen padiþah: “Aman be Þehmuz, yeter ki kendimizi doyuralým, para kazanmasý eksik kalsýn. Duymadýðýmýz, bilmediðimiz nice þeyler söylersin. Aðzýndan bal akar. Demek ziraat iþlerinde böylesine metotlar geliþtirilmiþ. Ýki yarýmýn toplamý bir deðil, dört edermiþ, beþ edermiþ demek ki. Hiç vakit kaybetmeye gelmez. Þehirlerden, kasabalardan, köylerden temsilciler gelsin. Burada yapmalarý gerekenleri öðrensinler. Öðrendiklerini gittikleri yerlerde öðretsinler. Þu andan itibaren ülkemde genel tarým seferberliðini baþlatýyorum. “ demiþ. Ekim - dikim iþlerinin baþladýðý günlerde, Gezgin Þehmuz’un geliþi, fakir ülke için büyük bir þans olmuþ. Herkes, Gezgin Þehmuz’un anlattýklarýný can kulaðý ile dinlemiþ. Bilenler, bilmeyenlere anlatmýþ. Günlerce, haftalarca arabalarla kumlu toprak taþýnmýþ. Yumuþak bir toprak çeþidi olan killi toprakla karýþtýrýlmýþ. Hazýrlanan tarlalar sürülmüþ, gübrelenmiþ, tohumlar atýlmýþ. Su kanallarý açýlmýþ. Tarlalar sulanmýþ. Sonbahar yaðmurlarý topraðýn sulanma iþine kesin çözüm getirmiþ. Ekim - dikim iþleri bittikten sonra uygun yerlerde suni göletler hazýrlanmýþ. Buralarda balýk yetiþtirilmeye baþlanmýþ. Aradan zaman geçmiþ. Ülkenin birçok yerinde baþaklar boy atmaya, sebzeler olgunlaþmaya baþlamýþ. Herkes, sevinç içindeymiþ. Sebzeler ve meyveler toplanmýþ. Ambarlar ürünle dolmuþ. Büyük ve küçükbaþ hayvanlar çayýrlarda, çimenlerde otlamýþlar. Eskiden, zayýflýktan kemikleri sayýlacak halde olan hayvanlar geliþmiþler, semizleþmiþler. Ertesi yýl tarým yapýlan topraklar daha da geniþletilmiþ. Tarlalara yeni tarlalar katýlmýþ. Kendilerine yetecek kadar yiyecek yiyen fakir ülkenin insanlarý daha bir hýrsla, azimle iþlerine sarýlmýþlar. Çok çalýþmýþlar. Hasat mevsiminden sonra ürün fazlasýný elbise, ayakkabý, kumaþ, ev eþyasý gibi acil ihtiyaçlar karþýlýðýnda komþu ülkelerle takas etmiþler. Önceleri bu ülkenin adýný bile anmayan yabancý tüccarlar gelir, gider olmuþlar. Ticaret geliþmeye baþlamýþ. Daha ertesi yýl ürün bol olmuþ. Elbise, ayakkabý gibi ihtiyaçlarýný karþýlayan halk, ürünlerini parayla satmýþlar. Eski ahþap evler yýkýlýp, yerine taþtan, tuðladan, saðlam, iki üç katlý evler yaptýrmaya baþlamýþlar. Padiþah ise, iki katlý ahþap sarayýnýn tam karþýsýna büyük bir saray yaptýrmýþ. Bu saraya taþýnmýþ. Eski saray Gezgin Þehmuz’un ricasý üzerine yýktýrýlmamýþ. Kapýsýna büyükçe bir levha asýlmýþ. Levhaya Gezgin Þehmuz’un þu sözleri yazýlmýþ. “ Yok vardýr. Var yoktadýr. Önemli olan, yoktan varý ayýrýp çekip almaktýr. Yok bir tanedir. Bir yok, iki yok olmaz. Var yoktan ayrýlýrsa çoðalýr: Ýki olur, üç olur, beþ olur. Yok varýn geliþmesini önler, hapseder. Var yokun yokluðunda var olur, varlýk olur. “ Gezgin Þehmuz, üç yýldýr bu ülkede olduðunu, ülkede yaþayan insanlara biraz olsun yardýmcý olabildiyse kendisini bahtiyar ve mutlu hissedeceðini; öðrenme, inceleme, araþtýrma ile çýkar gözetmeksizin çok çalýþmanýn toplumlarý kalkýndýracaðýný söyleyerek, padiþahtan gitmek için izin istemiþ. Padiþah ve halk, her þeylerini borçlu olduklarý, yoksulluðu yok eden bu deðerli adamýn kalmasý için fazla ýsrar etmemiþler. Biliyorlardý ki , O, bir gezgindir. Yardýma, öðrenmeye ihtiyaçlarý olan baþkalarý da bulunabilir. Gezgin Þehmuz padiþah ile vedalaþýp saraydan ayrýldýktan sonra padiþah gözyaþlarýný tutamamýþ. Evet…Bir padiþah aðlýyormuþ. Yazan: Serdar Yýldýrým Gezgin Þehmuz Ýle Fakir Padiþah - Sýradýþý Yayýncýlýk - Yayýn Yýlý: 2011 - 16 sayfa
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.

Bu tartýþmayý Facebook'ta paylaþabilirsiniz:
Facebook'ta paylaþ
0