ForumPolitikitiraf.izmir  Yeni Konu 

YEÞÝL ALAN TARÝHE KARIÞIRKEN "ÖYKÜ"

13 Þubat 2020

habibtaskin

Hüseyin Habip Taþkýn Yeþilli Alan Köy bir zamanlar adý üstünde yeþildi, aðaçlýktý. Havasý temizdi. Yýllar ne çabuk geçti derken, kasabaya döndü. Tarým arazilerine evler yapýlmaya baþlandý. Köylü geliþmeden memnundu. Ev sahibi olacak ve paraya gömüleceklerdi. Sihirli bir el sayesinde belediyelik oluverdi. Artýk önüne gelen geliþi güzel ev yapmayacaktý. Kitaba göre hareket edilecekti. Tabii ki kitaptan hafiften sapma olabilirdi. O da birkaç kiþi arasýnda sýr olarak kalabilirdi. Kitabý gören olmadý. Kýrmýzý mý yoksa siyah kaplý mýydý? Orasýný bilen yoktu. Çiftçi kendisini emekliye ayýrmýþ olmalý ki topraða ekinini ekmedi. Tarým arazilerinin içine dörderli, beþerli, altýþarlý, sekizer katlý binalar dikili verdi. Tarlasýný müteahhitte veren mutluluktan uçtu. Sonrasýnda altýndaki arabayý, evleri, paralarýný ve yedek sevgililerini de konuþmaya baþladý. Geliþme, modernleþme adýna dip dibe, kýç kýça binalarla betonlaþma baþýný aldý, gitti. Ortalýkta yeþil kaldýysa, yeþile inat anýnda binayý belediye, müteahhit iþbirliðiyle konduruveriyorlardý. Etrafa da ‘bakýn biz yaptýk mý böyle yaparýz' mesajýný veriyorlardý. Dýþarýdan yabancýlar gele gele apartman dairesi alan alanaydý. Böylelikle köylüler, ilçenin yabancýlarý olmuþtu. Ayný sokakta apartmanlarýn kat sayýlarý birbirini tutmuyordu. Biri aya doðru çýkarken, diðeri cüce kalýyordu. Böyle iþ nasýl olur? diye Ýnsanlarýn kafasý karýþýyordu. Fazla sürmeden ortalýðý pis bir koku aldý. Bu koku osuruk kokusu deðildi. Rüþvet dilden dile kadýnýyla, erkeðiyle, genciyle konuþulmaya baþlandý. Ev kadýný Hatice komþularýna: “Bu devirde makam sahibi olacaksýn anam. Sýrtýný þefkatli devlet ana ile babaya yaslayacaksýn. Maaþ bir yandan, cebe indirilenler bir yandan… Gel keyfim gel.” Ev kadýný Emine: “Ah aaaahhhh! Benim oðlana dedim. Belediyeye gir diye. Man kafalý kime çekmiþ, ne bileyim? Dur hele! Baba tarafýna çekmiþ olmasýn?” Konuþmalar olurken, yeni binalar dikilirken, Sokaðýn köþe baþýnda bulunan evin üstüne, ev kondurulmuþtu. Bu kondurma kitapta yazýldýðý gibiydi. Son aþamada oturma ruhsatý alýnmasý, kitabýna uydurulmasý için imza atacak bir yetkili gerekirdi. Yetkilinin ilk önce keyfi yerine gelmeliydi. Halil oturum alabilmesi için yetkilileri bekliyor, bir yandan sigarasýný içiyordu. Balkondan sokaða bakarken, cipin kaldýrýma yaklaþýp, durduðunu izlemeye devam ederken, açýlan kapýdan görevlilerin indiðini gördü. Sigarasýný geliþi güzel elinden býraktý. Hýzlýca hareket ederek merdivenlerden aþaðýya inmeye baþladý. Kapý aðzýnda yüz yüze geldiklerinde Halil: “ Ýyi günler” dedi. Kývýrcýk siyah saçlý kadýn ile ince uzun boylu, siyah kýsa saçlý adam: “ Ýyi günler” dedi. Konuþma sýrasýnda kadýnýn adý Leyla, adamýn adý Hamdi olduðunu öðrendi. Leyla evin içinde dolaþmadýk yer býrakmadý. Bir daha ayný yerlere girdi. Halil laf söylememek için kendisini zor tutuyordu. ‘Aðrýsý var herhalde, birazdan bana patlama yapmasýn?' diye aklýndan geçirdi. O anda Hamdi yanlarýndan ayrýlarak merdiven basamaklarýndan inip gitti. Ýki sevgilinin baþ baþa kalmasýna benzesede olayýn seyri farklýydý. Leyla: “Belediyede çalýþan Vedat'a dua et! Yoksa seni burada baðýrtýrdým!” Halil þaþkýnlýðýný üzerinden hemen atýnca: “Hayrola sen belediyenin iþkence timinden misin?” Leyla söylenene aldýrýþ etmedi. Sýrýtarak kâðýdý imzaladý. Leyla ile Halil birçok kez sokak aralarýnda, inþaat önlerinde karþýlaþtýlar. Birbirlerini duyacak þekilde konuþuyorlardý. Leyla günün birinde: “Aslaným! Bu düzeni ben bozmadým. Enayi takýmý olan müteahhitler var ya! Dosyalarýn arasýna paralarý koyan onlardý. Ýlk zamanlar yüzüm kýzardý. “Olmaz” dedim. “Kahvemi içersin” derlerdi. Bende öyle olmaz böyle olur diye fiyatý artýrdým. Yüzsüzlük böyle bir þeydi. Hiç biri bana ‘hayýr' diyemedi.” Halil yaþamýn farklý bir yüzünü þaþkýnlýk içinde canlý olarak dinliyordu. Ýlçe yeþillikten, aðaçlýktan dönüþtürülerek betonlaþtýrýlmýþtý. Ýnsanlarýn oturup, konuþacaðý, kaynaþacaðý, çocuklarýn oyun oynayacaðý alanlar bir avuç para babasýnýn mutluluðuna peþkeþ çekilmiþti. Yeri geldi mi, dalga geçercesine: “Doðayý sev ve koru.” Derlerdi. Kaç yýl geçti bilinmez! Halil ile Leyla bir marketin önünde karþýlaþýrlar. “Kýz emekli olduðun gibi ortalýkta alacaklýlar varmýþçasýna kaçýp gittin.” Leyla gülümseyerek: “Aþkýný mý ilan edecektin? Ben evlendim. Kocamýn marketler zinciri var. Aileden oluþma Saadet Zinciri. Ben müteahhitlik yapýyorum. Karartýlmaya Yüz Tutmuþ kasabada.” Halil söze girdi: “Oooo sende dosya arasýna bir þeyler koyuyor musun?” “Vermez olur muyum? Paranýn döndüðü yerde iþler böyle dönüyor. Büyük oynamak için paraya acýmayacaksýn. Ýnsaný satýn almanýn ve iþ yaptýrmanýn yolu bu iþlerden geçer canikom.” “Geçmiþte bana bir þey söylemiþtin; hatýrlýyor musun?” Leyla'nýn baþý eðikti: “Enayi.” Ýkisi birden gülmeye baþladýlar. Leyla veda öpücüðü olarak Halil'in yanaðýndan öptü. O da onu öptü. Arabasýnýn kapýsýna geldiðinde Halil'e el salladý. El sallayarak o da karþýlýðýný verdi. Arabanýn içinden pencereyi açýp baðýrdý: “Halil sakýn bozulma; hep böyle kal!” 30.01.2020
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.

Bu tartýþmayý Facebook'ta paylaþabilirsiniz:
Facebook'ta paylaþ
0