|
habibtaskin
|
Sayýsýz olaylar ülkemizde ya da dünya coðrafyasýnda yaþanmýþ ki, insanlar yaþamýþ olduðu olaylarý yýllar geçsede belleðinde taþýyýp bugüne getirmiþ. Soru iþaretleriyle ve yanýtýný aramayla geçen zaman dilimleri her yeni bir güne damgasýný vuruyor. Vurmaya devam ediyor.
Tarihin derinliklerinde aydýnlanmayý bekleyen birçok olay vardýr. Örneðin ben kimim? Benim atalarým nerelerden gelmiþ? Ya da nerelere gitmiþ? Birçok konu için aranan sorular ve yanýtlar birbirini yýllar geçsede kovalar.
Bir yazar gizemli konusunu aydýnlýða çýkarmak için belgeleme üzerinden gidebilir. Anlatýlanlar üzerinden de olabilir. Bir yandan katliam, sürgün ve nicelerini kelle koltukta yazmaya karar verir.
Yazara burada büyük bir görev düþerken, yazdýðýný insanlara sunma heyecaný basar. Yazan kiþi doðacak her türlü olumsuzluðu göðüslemeye kararlýdýr.
Bizlere anlatýlan tarih tek taraflý ve yanlý bir tarihtir. Tarihi dünya emekçi halklarý yazmalýdýr.
Size Mert Kaya'nýn Müslümanlaþ(týrýl)mýþ Rumlar: Bir Bellek Anlatýsý adlý akademik yazýmlý kitabýndan söz etmek istiyorum. Kitap geçmiþte yaþanýlan bir sürgün olayýna tanýklýk eder. Yalnýz sürgün öncesi yaþanmýþlýklar zincirinde de dramlar, acýlar vardýr. Parçalanmýþ ailelerin yaþamýþ olduðu psikolojiyi anlatýr. Bu arada kendi ailesini de verilen adreslerde aramaya baþlar.
Ötekileþtirme ve ötekileþtiremediklerini bu topraklardan sürme ya da yurt içinde sürgüne gönderme. Yerleþim adlarýný deðiþtirme. Kullandýðý adý ve soyadýný deðiþtirme. Dinini deðiþtirme. Konuþtuðu anadiline sansür uygulama. Buna benzer uygulamalar ne yazýk ki bu topraklarda yaþandý.
Bu topraklar da halklarýn dilleri ve kültürleri bir döneme damgasýný vurdu. Bir arada yaþamak için sorunlarý çözmek adýna yüzleþmek zorundayýz.
Mert Kaya'nýn kitabý Libra Kitapçýlýk ve Yayýncýlýktan çýkmýþtýr. Yüz altmýþ sayfadan oluþmaktadýr. Akademik bir yazýdýr.
Mert Kaya'nýn bu kitabýný okumanýzý öneririm. Bölümler halinde konuya girmiþ. Acýlar yumaðý olan bir tarihe damga vurmuþ.
Yazarýmýz araþtýrmalar sonucunda akrabalarýna ulaþýyor. Bölgelerde yaptýðý araþtýrmalarda ilginç diyaloglara giriyor. Ýlginç olanlardan birisi: ‘Bu konuyu niye deþiyorsun?' diyen de var. Oysa kitapta iyice okunduðunda bunun yanýtý ortaya çýkýyor. Yaþanmýþ olayýn üstünden yýllar geçiyor. Yýllarýn içinden mevsimlerde gelip geçiyor. Korku var. Kendi dinini ve konuþtuðu dili terk ederek, ailesini, çocuklarýný, torunlarýný garanti altýna aldýðýný sananlar var.
Yazarýmýz burada 1919-1925 arasýnda göç yollarýna zorunlu tutulanlarla ve Anadolu'da kalan Rumlarýn her iki ülkedeki araþtýrmalarýna yolculuk etmiþtir.
Bir daha acýlarýn yaþanmamasý için kendinizi o halkýn yerine koyun. Hiçbir halkýn diðer halktan ya da halklardan üstünlüðü yoktur. Ülkelerdeki yöneticiler kendi zalimliklerini, sömürülerini devam edebilmeleri için bir günah keçisi yaratýrlar. Herhangi bir halk ve din üzerinden gidilir. Devrimciler üzerinden gidilir. Devletin aygýtlarý ve resmi kurumlarýyla bu iþler organize edilir. Düzen denilen mekanizma þuan dünyada böyle çarpýk ve iðrenç iþliyor.
Bizler bu oyunu insan olarak bozmalýyýz.
Hepimizin anadili, kültürü, dini farklý olsada sonuçta birer insanýz. Canýz.
Hüseyin Habip Taþkýn
22.08.2019
|
Sitemizde yayýnlanan yazýlar, yazarlarýný baðlar.
