ForumPolitikitiraf.izmir  Yeni Konu 

ACAYÝP ÝÞLERDE VEKÝL OLMAK

05 Haziran 2018

habibtaskin

ACAYÝP ÝÞLERDE VEKÝL OLMAK Kýþ geldi, çattý. Geldiði yetmezmiþçesine Ýgor'un canýna tak etmiþti. ‘Ýklimler hep ilkbahar, yaz üzerinden dönüp dursa olmaz mýydý?' diye düþünceye daldý. “Kýþý da kim icat etti böyle?” diye baðýrdý. Ýgor'a göre kýþ garibanýn düþmanýydý. Gerçekten tüm garibanlar böyle mi düþünüyordu? Çalýþtýðý iþ de garanti deðildi. Yaþamý da garanti deðildi. Taþeron iþçisi olmak köle olma anlamýný da beraberinde getiriyordu. Taþeronlaþmayý hiç gözü tutmadý Ýgor'un. Aracý kurum olan taþeron firmasý, çalýþtýðý yerin müdüroskilerinden, yardýmcýoskilerinden oluþmaktaydý. Taþeron firmasýný patronlar da kurduruyordu. Saadet zinciri iliþkilerine benziyordu. Belirli zamanlar taþeron ihalesi yapýlýrdý. Hatýrý sayýlana ya da kendi þirketine el altýndan verilirdi. Dostlar alýþveriþte görsün hesabýndaydýlar. Bu iþler yasal kýlýfýna uydurulurdu. Ne de olsa ortada hazýrlanan Çaroski'nin bir baba yasasý vardý. Baba yasaya bakýlarak düzmecelerle ihaleler hazýrlanýrdý. Yüzler gülerdi. Patron ve patronlar, her nedense hep kazançlý çýkardý. Her yol ayný çöplükten geçerdi. Çöplüðün kokusu burun direklerini bile delip geçerdi. Taþeron firma formalitesini, kýlýfýný hazýrlardý. Her yýl iþçileri çýkartýr, tekrardan ayný iþçileri geri iþe alýrdý. Tavuðun tüyleri yolunurcasýna zararý gören taþeron iþçileriydi. Ýgor zar zor geçimini saðlasa da bir garip oðlan deðildi. Gözleri fal taþýna benzercesine fýr fýr ortalýkta dönerdi. Kulaklarý fil kadar olmasa da hassas duyumlar alýrdý. On beþ günde bir iþten atýlanlar olurdu. Ýdare, elhamdülillah, okumuþ, bilmiþ, imaný bol olanlardan oluþturulmuþtu. Ýgor olanlarýn ne anlama geldiðini biliyordu. Ýþsiz kalmaktan korkmuyordu. Sayýsýz günler iþsiz kaldý gurbet ellerde. Aç kaldýðý da oldu. Yarý aç yarý tok kaldýðý günleri de oldu. Kirayý ödemeyip ev sahibinin gazabýna uðradýðý ve evden þutlandýðý günleri de oldu. Ne de olsa bu ülkenin vatandaþýydý. Ne demiþlerdi? Ya da kim demiþti? Herkes Çaroski'nin yasasý önünde eþit haklara sahiptir diye. Düþler ülkesinde ninnilerle uyutaný, uyutulanlarý bilen biliyordu. Ýgor' da biliyordu ama gücü yetmiyordu. Yaþamak aðýr geliyordu Ýgor'a. Müdüroski, yardýmcýoski, þefoski hepsi ayrý havadan gidiyorlardý. Kýlýç ve terazi benim dercesine böyyük þehrin baþýndaki zatoski bildiðini her zaman okuyordu. Altýndaki özel odalarda bulunan zatlaroskisiler, yazýlana bakmazlardý. Bildiklerince hareket ederlerdi. Demek ki hak, hukuk, olmuþtu guguk kuþu. Taþeron iþçisinin korkulu rüyasý iþten atýlmaktý. Bu zamanda iþ bulmak öyle kolay deðildi. Patron dedikleri canavar her yerde canavardý. Aracýlarýyla iþe çýtýr kýz ve erkek aldýrýrdý. Yine aracýlarýyla iþine son maaþýna zam diyenlerde aracýlarýydý. Patronunda bu durumda melek olacak hali yoktu. Harbiden kelekti. Canýna tak eden birçok çözülmemiþ sorunla baþ baþa kaldýðýndan, ara sýra Ýgor'un aklýna gelmiyor deðildi intihar etmek! Aklýnýn bir yaný: ‘Yaþamak senin de hakkýn manyak mýsýn?' diye kafasýný dürttüðünde, yaþama umutla baðlanmaya yeni baþtan baþlýyordu. Bulduðu taþeron iþinde dördüncü yýlýný doldurmuþtu. Bir güzel yaný maaþlar aksatýlmadan bankaya yatýrýlýyordu. Asgari ücret ye ye bitmez. Bir gün öðle yemeðinden sonra çam aðaçlarýnýn altýnda kadýnlý erkekli oturmuþlardý. Ýgor, sevgilisinin sýrtýna yaslarcasýna, çam aðacýnýn ince gövdesine sýrtýný dayamýþtý. Gözlerini kapatmýþtý, uykuya daldý. Kadýn iþçi arkadaþlarýndan Suzanoski'nin konuþmasýyla kendine geldi: “Akidiþler vekillerin ne kadar mangýr aldýklarýný biliyoz mu?” Sosyal konularda nanay olduklarýna göre hiç kimsede çýt yoktu. Varlarla, yoklar arasýnda bir þeydiler. Suzanoski, iþçi arkadaþlarýna vücudunu dikleþtirerek baktýðýnda: “Akidiþler bu devirde vekil olacan! Binliralar alýyorlar…” Gözler fal taþý, kulaklar hazýr beklerken Ývan: “Kýz Suzanoski, dolandýrýp durmasana kaç kayme alýyorlar?” “Sekiz bin…” Koro halinde ama akordu bozuk enstrümana benzeyen bir ses cümbüþüyle: “OOOOOO…Oha…OOOOO…oooffff” Suzanoski sýcak gündemi bulmuþken içini dökmeye devam etti: “Vekillerin yemek yeme yerleri vamýþ! Ucuzmuþ! Altý çeþitmiþ! Et yemekleri çoðunluktaymýþ, tatlýlar ooofff be anam… Yemede yanýnda yat!” Herkesin kafasýnda bir þeyler çakmýþtý. Sinirsel yapýlarý harekete geçmiþ, kalayý basan basana devam ederken vekillerin kulaklarý çýnlamýþ mýydý, bilinmez? Suzanoski devreye girdi: “Vekiller yemin ettikten sonra ömür boyu emeklilik maaþý alýyolamýþþþ… Ailece garanti altýndaymýþlar…” Ýgor'un kaný tepesine fýrlamýþtý. Yerinden kalkarak: “Ne bu lennn… Gelen geçen üstümüze biniyor. Ýnmiyorlar da! Biz þimdi bu zübüklere mi oy veriyoruz?” Kahkahalar ortalýða yayýldý. Ýþbaþý vakti geldiðinden dolayý giriþ kapýsýna doðru yöneldiler. Ýgor mavi kapýdan her geçiþte kendisini cezaevinde bulmuþ hissine kapýlýrdý. Oysa ömrü boyunca o deliðe hiç girmemiþti. Ýþbaþý yaptýklarýnda kendisini vekil adayý olarak gördü. Heybetli duruþu yeterliydi. Diplomasý olmasa da olurdu. Yuvarlak masaya benzetilen yerde, sayýsýz ülke yöneticilerinde diploma ne arasýn! Hem de ne gerek var! Baðýrýp çaðýrma, sövme, tekme atma, el altýndan derin iþler çevirme üst düzey yöneticiliðine uygundu. Ýgor'un aklýna vekil olma yatmýþtý. O zaman maaþý on beþ bin olabilirdi. ‘Cebe inen bazý þeylerde bütçeyi zenginleþtirir' diye düþündü. Ýþ bitiminde Ýgor soluðu evinde aldý. Renkli kutu haberleri birazdan baþlayacaktý. Orada gördüklerinden ders alacaktý. Kültürüne kültür katarken, entelektüel bir birikimi olacaktý. Haberler baþlayýnca Yüce Kuloski ekraný komple kapladý. Sýrýtkan, umursamaz, birazda bencil yaný, hep bana hep bana dercesine aðýr basýyordu. Durmadan kendisi konuþtu. Her konuya hâkimmiþçesine havasý o biçimdi. Muhalefet ortalýkta gözükmedi. Ne de olsa güç Yüce Kuloski'deydi. Yeter ki televizyonda boy göstersin. Yumruðunu sýkarken diþlerini var gücüyle sýkýyordu, erkekseniz topunuz gelin dercesine. Yüce Kuloski, karakteriyle bir kabadayý, astýðý astýk, kestiði kestik düþüncesiyle, önüne gelen kýlçýklarý, kýrýntýlarý temizlemekle meþguldü. Ýgor onu dinledikçe þiddet kültürüyle de beslendiðini anladý. Oturduðu divandan ayaða kalkarak, ellerini ve yüz hareketlerini ona benzetti. Memnun gözüküyordu. Yeniden doðacaðýna inanarak: “Bekleyin beni, yakýnlarda meydanlardayým!” diye baðýrdý. O gece güzel bir uyku çekti. Yoksulluðunu, itilip kakýldýðýný, iþten þutlandýðýný, evden atýldýðýný unuttu gitti. Sanki kendisi o günleri yaþamamýþtý. Ýþe gelirken ayaklarý yere deðmiyor sandý. Neredeyse kendisini ermiþ olarak ilan edecekti. Sevmediði kapýdan, gülümseyerek girdiðinde Fatooski'yle karþýlaþýnca: “Vekillik baþvurusu nasýl yapýlýr?” Ýgor kafamý buluyordu yoksa harbiden saftirik miyd
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.

Bu tartýþmayý Facebook'ta paylaþabilirsiniz:
Facebook'ta paylaþ
0