ForumPolitikitiraf.izmir  Yeni Konu 

EDEBİYATÇILAR VE SANATÇILAR NERELERE GİZLENDİNİZ

15 Mart 2018

habibtaskin

EDEBİYATÇILAR VE SANATÇILAR NERELERE GİZLENDİNİZ Dünya dönerken kendi ekseninde, zor koşullar her zaman vardı. Var olmaya devam ediyor. Birey olarak hepimizi etkiliyor. Sonuca baktığımızda toplumumuzda bir yılgınlık, bananecilik hâkimdir. Belirttiğim kesim ne yazık ki toplumun çoğunluğunu oluşturuyor. Nedenleri elbette sıralanabilir. İçimizde sanat ve edebiyat alanında var olmaya çalışan insan sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Popüler olanlar kapsam alanımızın dışında kalıyor. Sanat ve edebiyat alanında yapılan her eserin yerini bulmasını ister emek veren kişi. Bu konuda haklıdır. Haksız olan kapitalizmdir, ‘sömürü' düzenidir. Yapılan her eserde fırsat eşitliği yoktur. O eseri yaratıcısının bir kere eşit koşullarda çalışma olanağı yoktur. Yine de birey olarak verilen mücadele, toplumsallığa dönüştürülmelidir. Paylaşımcı ve bölüşücü olmalıdır. Ben bilirim, ederim demek doğru olmaz. Bizler gücümüzü özümüzden alıyoruz. Halkımızdan ve halklardan alıyoruz. Malzemesi gayet bol olan bir ülkeyiz. Hangi dalla uğraşıyorsan mutlaka bir malzeme oluşturuyorsun. Edebiyatçı ve sanatçı olarak duyarlı mıyız? Olumsuzluklara tepki verebiliyor muyuz? Yoksa deve kuşu gibi başımızı kuma mı gömüyoruz? Biz kimin edebiyatçısıyız, sanatçısıyız? Edebiyat ve sanat alanında tarafızdır. Bağımsız olamayız: Taraf olmanın anlamı şudur: Ya halkın her türlü sorunlarını dile getirerek sanat ve edebiyat anlamında bilinç taşıma rolü üstlenir kişi. Ya da kokuşmuş sistemin edebiyatçısı ve sanatçısı olarak bireysel hareket eder kişi. Her iktidara, koalisyon hükümetlerine, askeri darbelere yalakalık yapma geleneğini sürdürür kişi. Coğrafyamızda halklar sayısız çileler, eziyetler gördü. Katliam dersek daha doğru bir ifade etmiş oluruz. Irkçılık propagandası devlet eliyle yüz yıllar öncesinden aktarılarak bugünlere geldi. Oyuncular insan. Teknoloji alabildiğine değişiyor. Ama insan düşüncesi her nedense barbar olarak yerini almaya devam ediyor. Havanın güzel olduğu günlerde edebiyatçıların, sanatçıların ben olgusu daha ağır basar. Her yerde sırıtırlar. Ya hava tersine estiğinde? Susma olanağı var. Korkma, bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı var. Bir de kendisini halklarına karşı sorumlu olarak hisseden edebiyatçılar ve sanatçılar vardır. Bu kesim çok ağır bedeller ödedi. Öldürüldüler. Gözetim altında işkenceyle yüz yüze kaldılar. Cezaevlerinde tutsak edildiler. Günümüz Türkiye'sinde değişen bir şey yoktur. Şimdi bir sorunumuz var? Savaş ve savaşlar: Ortadoğu bir bataklıktır. Emperyalizmin yüzyıllar öncesinden durmadan silahlarını denediği, kendi adamlarını iktidara getirdiği, ters düştüğüne de, ‘Kimyasal silahı var.' diye, çeşitli bahaneler uydurarak tepetaklak ettiği, ülkeleri açık işgal girişimiyle bombalamak suretiyle oradaki halkın, halkların masum insanlarını katlettiği bilinen gerçeklerdendir. Ülkelere demokrasi ve uygarlık getireceklerini söyleyen barbar çeteleri ne yazık ki, akıttıkları kana doymadılar. Toprak ise kanları bir sünger gibi eme eme doymadı. Ortadoğu bataklığına kolunu kaptıran kendisini cehennemin içinde buluyor. Türkiye'de AKP iktidarı ve tek adam Erdoğan yerini sağlamlaştırmak için emperyalistlerin oynadığı oyuna dâhil olarak, hepimizi ateşin ortasına atmıştır. Suriye bataklığından söz ediyorum. Üstte belirtiğim gibi havanın güzel olduğunda edebiyatçılar ile sanatçılar ortalık malı gibi püfür püfür esiyordu. Suriye savaşına işgaline biz sanatçıların, edebiyatçıların ‘hayır' demesi gerekiyor. Hem de güçlü bir hayır. Ne yazık ki sesimiz çok cılız çıkıyor. Önemli olan havanın güzel olduğunda ortaya çıkmak değildir. Hava atmak değildir. Halkın edebiyatçısı, sanatçısı olmak demek ne demektir? Dili, kültürü, ten rengi ne olursa olsun tüm insanlara saygı ve sevgi duymayı gerektirir. Birlikte üretmeye, paylaşmaya, bölüşmeye yelken açmalıyız. Suriye savaşı ve Afrin bizim savaşımız değildir. Bugüne kadar Suriye, Türkiye için bir tehdit olmadı. Oradaki Kürtler, Ermeniler, Süryaniler, Araplar ve diğerleri bizim için bir tehdit değildir. Erdoğan'ın amacı bellidir. Kendisi, gelecek seçimde savaş çığırtkanlığıyla yerini sağlamlaştırmaya çalışmaktır. Kuracağı, düşlediği imparatorluğun temellerini atma hayalindedir. Türkiye cephesinde FTÖ bahane edilip, kendisine muhalif olanları cezaevine doldurmakla meşguldür. İşine son verdirtebiliyor muhalif olanın. HDP'ye var gücüyle saldırıyor. Eski Genel Başkan Selahattin Demirtaş ve Eş Başkan Figen Yüksekdağ ile başlayan tutuklama, milletvekillerinin, belediye başkanlarının cezaevine göndermeleri, işinden el çektirilen belediye başkanlarının yerine kayyum atanması. Saldırılar her kesime olurken Erdoğan Sokak ağzı ile ağır ithamlarda bulunuyor muhaliflerine. Erdoğan özünde ılımlı İslam'ı kurmak için emperyalistlerin BOP sürecinin de işlediğini görürüz. Bu konuya derinlemesine girmek gerekiyor. Belki başka yazılarda düşüncelerimi anlatırım. Gelelim Afrin'e, Erdoğan kafayı Kürtlere, Şiilere takmış. Propagandası bunlar üzerinden gidiyor. Suriye'ye balıklama dalmadan önce Rusya ve ABD arasında AKP kurmayları mekik dokudu. Rusya kapıyı açtı. ABD'ye karşı. ABD'de dolaylı yoldan göz kırptı. Rus savaş uçağı düşürüldüğünde Rusya'nın sert mesajıyla ve tavrıyla karşılaştılar. İkinci bir savaş uçağı düştüğünde, birkaç gün hava sahası Türkiye dâhil olmak üzere herkese kapalıydı. Bu işler izine bağlı olduğunun kanıtıdır. ABD'ye posta koyuyor. Posta koyacağına NATO ve Amerikan üstlerini kapatsana? Suriye genelinde her dilden, ten renginden insan öldü. Ölmeye devam ediyor. Afrin bataklığında da ölümler karşılıklı oluyor. Yerleşim birimleri bombalanıyor. Korkmadan her türlü baskıyı göz önüne alarak, vicdanlarımızı sorgulamak zorundayız. Edebiyatçılara, sanatçılara büyük görevler düşüyor. Beyninizdeki hapishaneyi yıkın. Barışı savunun. Korkmayın. Hiçbir insan ölmesin diye barbar düzenin önünde set olun. Çocuklarınız, çocuklarımız için. Hiçbir halk bizim düşmanımız değildir. Savaşa hayır. Silahlara hayır. Edebiyatçılar ve sanatçılar gizlendiğiniz yerlerden ayağa kalkın onurunuz için. Hüseyin Habip Taşkın 09.03.2018
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0