ForumGüncel Politika - İskender'in Düğümü  Yeni Konu 

DİN BEZİRGANLARINA son verelim

21 Ağustos 2017

Kocero

21 Ağustos 2017

Kocero

Şüphesiz çok büyük bir kazanımdı; çalışma saatinin 8 saatle sınırlanması. Uzun mücadeleler sonucu elde edilmişti. İşgününün 8 saate indirilmesinden ardından gelen…Ücretli hafta sonu tatili hakkının kazanılması da devrim niteliğindeydi. Çünkü tatil hakkı bir günlük iznin ötesinde bir anlam taşıyordu. Haftalarca izinsiz çalışan işçi sınıfının bir ailesi olduğunu hatırlamasının zeminiydi o izin. Çoluk çocuk pazar planları yapabilmenin… Gezintiye çıkabilmenin… Yüzmeye ve sinemaya gidebilmenin… Komşularıyla buluşabilmenin… Kısacası hayatı hatırlamanın kendisiydi. Yıllık izinler ise kültür, spor, eğlence, tatil aktivitelerini genişletti. Sonra… Daralma dönemi başladı! Çalışma süreleri uzadı. Hafta sonu tatili pazar gününden, belirsiz her hangi bir güne esnetildi. Emekçilerin çocuklarını görememe… Ailesi ile oturup bir kahvaltı yapamama… Toplumdan ve günlük yaşamdan koparılma gibi sonuçların önü açıldı. Birlikte sosyalleşmenin… Dayanışmanın… Ortak moral değerler üretmenin zemini bombalandı. SONRA UYKUMUZA GÖZ DİKİLDİ Giderek kapitalizm çalışma sürelerini uzatıyor, dinlenme sürülerini azaltıyor. Pazar günleri de dahil dinlenmek kapitalizm için ‘maliyet' demek. Dinlenmenin giderek kapitalist için pahalı hale geldiği bir dünyada dolu dolu hayat yaşamak mı? Hiç inandırıcı değil! Artık bizden istenen ‘haftanın 7 günü 24 saat kesintisizlik projesi'nin parçası olabilmemiz. Nedir bu proje? 7/24 çalışmak, üretmek. Süreç sadece durmaksızın çalıştırmayı hedeflemiyor. Aynı zamanda 7gün 24 saat tükettirmeyi de amaçlıyor. Bunu, ‘7gün 24 saat sürekli erişebilme hali büyük bir lüks' diye pazarlıyor. Oysa hiçbir birey 7 gün 24 sat alışveriş yapamaz, oyun oynayamaz, çalışamaz, blog yazamaz, bilgisayarına dosya indiremez. Olsun! Tüketilmeyecek, alışveriş edilemeyecek, ağ kaynaklarından yararlanılmayacak hiçbir an kalmamalı. Böyle olunca da… Amansız çalışmak bu işin ilk halkası oluyor. Ve bu halka, geriye bir hayat bırakmama noktasına kadar zincir oluşturuyor. HEP BAYRAMIMI BEKLEYECEĞİZ Yıllık izinlerin fiilen ortadan kalktığı bir çalışma hayatı giderek yaygınlaşıyor. Bunun için bayramda tatil süresi uzatılsın diye insanlar adeta yal varıyor. Hükümet, önümüzdeki Kurban Bayramında 10 günlük idari tatil ilan edince, bayram havası yaşanması bundan. Lakin milyonlarca işçi çalışmak durumunda kalacak. Milyonlarca emekçi de izinli de olsa, 10 günlük sürede tatil yapamayacak. Onca ağır ve ucuz çalışmaya rağmen tatil yapacak geliri olmadığı için. Çalışma süresinin, iş kurallarının, işçiyi koruyan yasaların, kazanılmış işçi haklarının sürekli esnetilmesinin sonucu ortada! Patronlar için daha az işçi ile daha yüksek üretim. İşçiler için ise sınırsız esnek çalışmaya karşılık, daha az ücret, ortadan kalkmış sosyal yaşam! Bu nedenle… Kaybettiğimiz hayatı bize kazandıracak olan hükümetten medet ummak değil! Kaybedilen hakları (İzin, insanca çalışma koşulu, insanca yaşacak ücret) kazanmaktır. Emekçinin var olduğunu da hatırlatacak olan da budur. Yaz aylarının vazgeçilmezleri; turizm ve tatil haberleri. Ekonomiden magazine haber yelpazesinin tümü için geçerli bu vazgeçilmezlik. Lakin tatil yapamayanların haberini yapan yok! Hatırlanmak için de, tatil yapabilmek için de, çalınan hayatımızı geri alabilmek için de…B.F. KAYBETTİKLERİMİZİ YENİDEN KAZANMAKTAN BAŞKA ÇARE YOK
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0