|
habibtaskin
|
TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR!
Ülkemiz hallaç pamuğu gibi kabuk değiştirmeye başladı. Bu kabuk TC'nin mihenk taşlarıdır. Kabuk değişirken muhalif kesimler AKP iktidarının hedefindedir. Onları da kendi stratejileriyle susturmaya ve yok etmeye canla başla devam ediyorlar.
Dindar nesil yaratacağız derken, 2017 tarihinde şeriatın temelleri yamalı bohça gibi her yerden duyulmaya başladı. Her tarikat lideri televizyon ekranında boy gösteriyor desek yanlış olmaz.
HDP'nin ana damarını kurutmaya çalışırken, CHP'ye de saldırılar başladı. Kadınların iç hukukuna, karar verme mekanizması olarak AKP ve tarikat grupları yerini aldı. Çocuğu, torunu yaşında olan kız çocuğuyla evlenilebilir fetvalarını da sıkça duyulmaya başladı.
AKP milletvekilleri çocuklarını İmam hatiplere göndermezken, bazıları çocuklarını yurt dışında okuturken, İslamcı tabanına çocuklarınızı imam hatip'e gönderin çağrısı yapıyorlar.
Yazamadıklarımla bunlar bir ayağını teşkil ederken, GDO'lu yiyecekler, hayvan yemi ülkemize girmesi önceden serbestleşti. Şimdi yenileri eklendi. Bir ülkenin yöneticileri, halkına, halklarına genetiği oynanmış, kanser olma riski olan yemleri, tohumları nasıl yedirebilir? Hani diyorlar ya! “Helal gıda” hadi oradan tüccarlar.
Doğu Karadeniz bölgesi ve ülkemizin genelinde Hes'ler, Hidroelektrik santralları ve maden ocakları bolca açılmaya, doğa katliamına davetiye çıkarmaya bir yanıyla devam ediyorlar.
Geçim derdi herkesi gererken, gerilmeyen, varlık içinde olan Ankara'nın yöneticileridir.
Konuyu bir oyandan bir buyana almaya devam ederken, Nuriye ve Semih FTÖ bahanesiyle, muhalif oldukları için işine son verilenler grubuna girdiler. Seslerini duyurmak için eyleme başladılar ve açlık grevine yöneldiler.
Erdoğan ve AKP'si seslerini kısmak ve baskılarını artırmak için cezaevine Nuriye ve Semih'i koydular. Tıpkı HDP milletvekillerini, belediye başkanlarını, CHP milletvekilini ve Cumhuriyet Gazetesi yazarlarını, diğerlerini.
Muhalifler onların uykularını kaçırıyorlar.
Gelelim asıl konuya: Hepimiz olan biteni görüyoruz. Susacak mıyız? Hayır. Bedeli ne olursa olsun gericiliğe, faşizme karşı bir güç olarak birleşeceğiz. Karşılarına dikileceğiz.
Hani yemlenip “oluk oluk kan akıtacağız” Cezaevlerinden alıp ağaçlara, bayrak direklerine idam edeceğiz diyen Sedat Peker'in söylemleri yabana atılmamalıdır.
Ya hep beraber ya hiçbirimiz.
Hüseyin Habip Taşkın
04.08.2017
|
Sitemizde yayınlanan yazılar, yazarlarını bağlar.
