|
habibtaskin
|
AKP CEPHESİNDE NELER OLUYOR
Temiz toplum ve siyaset sizce Türkiye'de var mıdır? Gençlik dönemlerimden bugüne uzanan siyasi arenada ülkeyi yöneten partilerin ya da koalisyon hükümetlerindeki yolsuzlukları basına yansıyanı kadar duyduk ve duymadıklarımız kapsam dışı alanımızdadır.
İktidar koltuğu ballı koltuk olsa gerek, oturan bir daha kalkmak istemiyor. Yıllanmış şarap gibi uzun yıllara damgasını vuran başbakanlarını, milletvekillerini, parti genel başkanlarını görmüşüzdür. Bunları görürken de yolsuzlukların yapıldığını, akraba, eş dost, hatırı sayılı cüzdanı şişkin beyefendi, bayan yakıştırmalarına, ihalelerde usulsüzlük, torpil yapıldığına tanık olmuşuzdur.
Gelin görün ki ülkemizde adam kayırmacılık, benim adamım, partilim diyerek yolsuzluk ve rüşvet olaylarında adaletin tartılarını sağlayanlar, bu gibi olaylarda iktidarda bulunan partinin ağzından çıkacak söze göre işlem başlatırlar ya da başlatmazlar. Böylelikle adaletsizlik toplumun bireyleri tarafından fark edilir edilmesine ama suskun ve tepkisiz bir toplum olduğumuzdan ‘eski tas, hamam' gibi işler yolunda devam ettiğini de birlikte görüyoruz.
Madalyonun bu yüzü böyle diğer yüzünde ise adaleti sağlayan savcı ve hâkimleri devrimcilerin, sosyalistlerin, anadili ve kültürlerini savunan başta Kürt halkından kişilere dava açmaya gelince var güçleriyle harekete geçtiklerini rahatlıkla görüyoruz.
Milletvekilliği seçimi yaklaşırken Bülent Arınç ile Melih Gökçek'in birbirlerine karşı kullandıkları söylemler AKP çatısında, derinde kalan Gülen ile Erdoğan'ın iktidar kavgasının, çekişme izlerinin, su yüzüne çıktığını, birlikte bu yolda yürüyemeyeceklerini de görmekteyiz.
AKP ile Erdoğan arasındaki gerginliğe, Arınç'ı 'paralel yapı'ya hizmet etmekle suçlayan Gökçek, "İstifa etmeli, istifa etmezse görevden alınmalı" demesiyle ortak oldu.
Arınç, Gökçek'le ilgili, "Benim görevden alınmamı isteyecek kadar haysiyetli bir insan değildir. Bir yerlere yaranmak istiyor, oğlunun milletvekilli adaylığını garantilemek istiyor. Benim cemaat denilen olguya karşı sempatimi herkes bilir. Gökçek oy isterken bu yapının kucağında oturmuştur ve bu yapıyla Ankara'da parsel satmıştır. Zengin işadamlarına okullar yaptırmıştır." dedi.
Arınç'ın, bu iddialarını sorgulayacak yürekli bir savcı, hâkim çıkar mı? Bence çıkmaz. İddialarda yolsuzluk ve rüşvet var. Derinlemesine bir sorgulama yapıldığını varsayalım! AKP'nin bitişi anlamına gelir.
Arınç ile Gökçek ve diğerleri AKP çatısında yıllardır birlikte yürüdüler. Yolsuzluk ve rüşvet olaylarını, dönen çarkları ve diğer düşünceleri birlikte uyguladılar. Birbirlerine ters düşüncede açıklarını bir bir söylemeye başladılar.
Dört Bakan, çocukları, Rıza Sarraf (Reza Zarrab) ve diğerleri için rüşvet ve yolsuzluktan haklarında dava açıldı. AKP bu olanlara kol kanat gererek, paralel yapının bir komplosu olarak iddia etti. Herkes aklandı. Dört Bakan yüce divanda yargılanmaları engellendi.
Ülkemizin sorunu rüşvet ve yolsuzluk, adalet mekanizması üflenen yere doğru rotasını belirliyor.
Ülkemizi yönetenler dünüyle bugünü arasında hep böyle yönettiler. Bizler daha ne kadar seyirci koltuğunda ses çıkarmadan oturacağız.
Hüseyin Habip Taşkın
YAZAREVİ TOPLULUĞU DERNEĞİ
24.03.2015
|
Sitemizde yayınlanan yazılar, yazarlarını bağlar.
